Kinyas Oluşturma zamanı: Ekim 9, 2007 Paylaş Oluşturma zamanı: Ekim 9, 2007 Goethe'nin henüz 25 yaşındayken yazdığı bu kitap dünyada fırtınalar koparmıştır. Bu kitabı okuyanlardan bazılarının elinde bu kitapla intihar ettikleri çokca konuşulmuştur. Şehirde bu kitabın kahramanı Werther'e benzemeye çalışan yüzlerce kişi ortaya çıkmıştır. Kitap şehirdeki kargaşadan bıkmış ve sakin sessiz bir kent olan Wilheime yerleşmiş olan Wertherin mektuplaşmalarını anlatır. Bu şehirde Werther Lotte isminde güzel bir kıza aşık olur. Ne var sevgisi karşılıklı olmakla birlikte Lotte nişanlıdır ve nişanlısına da gerçekten sevgi ve sadakatle bağlıdır. Bu ikisi arkadaş gibi görüşürler. Bu Lotte'nin evlenmesinden sonra da devam eder. Lotte'nin kocası bu duruma başlarda anlayışla bakar ancak sonraları tutumunu değiştirse de Lotte'yi kırmamak için ses çıkarmaz. Ancak Lotte durumun farkındadır ve etrafta yükselmekte olan dedikodulara son vermek ve kendisini tutmakta zorlandığı dostluk çizgisini aşmamak için Werther'den bir daha onu ziyaret etmemesini ister. Werther arkasında bıraktığı şu mektuptan sonra Lotte'nin kocasından aldığı silahla hayatınna son verir; “Bak Lotte! bana ölümün sarhoşluğunu tarttıracak olan o soğuk ve korkunç kadehi elime alıyorum. Onu bana sen uzatıyorsun, ben de alırken hiç duraklamıyorum. Hayatımın bütün istekleri ve ümitleri yerine geldi. Ölümün çelikten kapısını vurmak öylesine titretici ve çetin ki” diyen Werther, “Silahlar dolu. Saat on ikiyi vuruyor. Alınyazısı bu, önüne geçilmez. Lotte! Elveda Lotte! Elveda” ... Bu kitabı okuyanlar ve Goethe'nin yaşamını bilenler bunun yazarın kendi hayatından bir kesit olduğunu hemen anlar. Çünkü yazar gerçek hayatında Charlotte isimli bir bayanla böyle bir aşkı gerçekten yaşamıştır. Aşkından intihar eden birinin hikayesinden de esinlenerek hikayenin sonunu ölümle bitirmiştir.... Kitapçınızdan ısrarla isteyiniz .. Okunması gereken güzel kitaplardan bir tanesi ... Yoğun bir melankolisi var ... Bittiğinde tekrar tekrar okumak istediklerimden ... 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KATA Yanıtlama zamanı: Ekim 9, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 9, 2007 :)gercekten cok guzel bır eserdı...tşk ler silent:) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Kinyas Yanıtlama zamanı: Ekim 9, 2007 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 9, 2007 Rica ederim kata ... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KATA Yanıtlama zamanı: Ekim 9, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 9, 2007 kısa bı kac yerı alıntılayabılırsen sevınırım..lıse2 de okumustum..ne yazıkkı kıtabı da sahafa sattım benden tavsiye kıtaplarını muhafaza et...:)satma verme kesınlıkle Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Kinyas Yanıtlama zamanı: Ekim 9, 2007 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 9, 2007 Kısa bir alıntı.. Söz, dansdan alınan zevke geldi. - Bu tutku bir hataysa, dedi Lotte, size seve seve itiraf ederim, dansın üstünde bir şey bilmiyorum. Kafam da bir şeye takılmışsa, bozuk akortlu piyanomla bir kontra dans vurursam, yine her şey iyi olur. Konuşma sırasında siyah gözlerde nasıl gönendim! kanlı canlı dudaklarla körpe diri yanaklar bütün ruhumu nasıl da çekiyordu! konuşmasının harikulâde manasına büsbütün dalmış, kendisini ifade ettiği sözlerin çoğunu işitmiyordum! - beni bildiğin için, bunu sen de tahayyül edebilirsin. Sözün kısası, köşkün önünde durunca, arabadan bir düşçü gibi indim ve böyle düşler içinde, aydınlanmış salondan aşağı bize doğru vuran müziğe dikkat edemeyecek denli, çepçevre akşam alacasındaki dünyada yittim. Teyzeyle Lotte'nin dans eşleri iki bey, Audran ile mahut bir N.N. - kim bunca adı aklında tutabilir ki! - bizi girişte karşıladı, kadınlarına yapıştılar, ben de benimkini yukarıya götürdüm. Menüetlerle birbirimize dolandık; bir kadını bırakıp öbürünü dansa kaldırdım, böylece en çekilmez olanlar el uzatıp, buna son veremediler. Lotte ile dansçısı bir İngiliz dansına başladılar, figürü yapmak için sıra bize gelince, nasıl hoş olduğumu, hissedebilirsin. Onu dans ederken görmeli! Bak, bütün kalbiyle ve bütün ruhuyla yapıyor, bütün vücudu bir uyum, bundan başka bir şey değilmiş, bundan başka bir şey düşünmüyormuş, duyumsamıyormuşçasına, öyle tasasız, öyle arık, o an aslında önünde her şey yitiyor. Ondan ikinci kontra dansı rica ettim; üçüncüsü için söz vererek, dünyanın en sevimli açık sözlülüğüyle Alman dansı yapmaktan çok hoşlandığını bildirdi. - Burada moda öyle, diye devam etti, birlikte olan her çift Alman dansında birlikte kalır, benim şapkaysa, ayaklarını iyi oynatamadığı için, onu bu işten affedersem, bana müteşekkir olur. Sizin kadında da iş yok ve hoşlanmıyor, ama İngiliz dansında sizin ayaklarınızın iyi gittiğini gördüm; Almanda benimle olmak isterseniz, o zaman gidip benim kavalyeden izin alın, ben de sizin dama gideyim. - Bunun üzerine ona elimi verdim ve bu arada onun dansçısının benim dansçımla sohbet etmesini kararlaştırdık. Sonra başladı! ve bir süre kolların çeşit çeşit dolanmasıyla eğlendik. Nasıl bir alımla, nasıl bir eğnilikle deviniyordu! ve sıra dönmeye gelince, daireler de birbirine dolanmaya başlayınca, çok az kimse bildiği için, başlangıçta tabii biraz çingene çaldı kürt oynadı. Akıllılık edip bıraktık kurtlarını döksünler, en beceriksizler ortadan çekilince, biz girişip, bir çiftle beraber, Audran ve damıyla, sonuna kadar adamakıllı dayandık. Hiç bu kadar kolay hareket etmemiştim. Artık bir insan değildim. En sevimli varlığı kollarında tutup, onunla çevredeki her şeyin yittiği hava gibi uçuşmak ve - Wilhelm, samimi olmam gerekirse, ama sevdiğim, kendisinde hak iddia ettiğim bir kızın, mahvolsam bile, benden başka hiç kimseyle dans etmeyeceğine dair, bu yüzden yemin ettim. Beni anlıyorsun! Soluklanmak için, salonda yürüyerek birkaç tur atıyoruz. Sonra yerine oturdu ve kenara koyduğum kalan son portakallar fevkalâde iyi geldi, yalnız yanındaki münasebetsiz bir komşuya kibarlık olsun diye verdiği her dilim kalbime battı. Üçüncü İngiliz dansında ikinci çifttik. Sıradan aşağı dans ederken ve ben, Tanrı bilir, ne kadar büyük bir hazla onun kollarında ve en açık, en arı zevkin ifadesiyle dolu gözlerinde asılıyken, artık pek de genç olmayan yüzü, sevimli çehresiyle bana tuhaf görünen bir kadının yanına vardık. Lotte'ye gülümseyerek bakıp, tehdit ederce parmağını kaldırıyor ve yanımızdan uçup geçerken iki defa manidar bir biçimde Albert adını anıyor. Albert kim? dedim Lotte'ye, haddim olmayarak sorabilirsem. - Cevap verecekti ki, büyük sekizi yapmak üzere, ayrılmak zorunda kaldık, ve birbirimizin önünden çaprazlama geçerken, alnında bazı düşünceler gördüğümü sandım. - Sizden ne saklayayım, dedi, gezinti için elini uzatırken, Albert iyi bir insan, onunla nişanlı sayılırım. - Aslında bu benim için yeni bir şey değildi (zira kızlar bunu bana yolda söylemişlerdi), yine de bunu böylesine kısacık bir an içinde benim için öylesine değer kazanan biriyle ilişkili olarak düşünmediğim için, tamamen yeniydi. Yeter, kafam karıştı, kendimi unuttum, her şeyi birbirine karıştıracak biçimde uygunsuz çiftin arasına girdim ve durumu hemencecik düzeltebilmek için, Lotte'nin çekip sündürmesi gerekti. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Jophiel Yanıtlama zamanı: Aralık 13, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 13, 2007 Benimde çok severek okuduğum kitaplardan birisi Genç Werther'in Acıları.Klasikleri okurken (ki en çok klasik okumayı severim) sanki sarmayacakmış gibi geliyor fakat okumaya başladığınızda kitap içine öyle bir çekiyorki bir daha unutamıyorsunuz.Boşuna klasik olmamışlar diyor insan.Kitabın sonucu beni de çok etkilemişti.1774 yılında Geothe böylesine bir duygu fırtınasının anlatımı ile kitleleri oldukça etkilemişe benziyor.Aşk acısı çekenler okumasın şeklinde de bir görüşüm var. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
axcd82 Yanıtlama zamanı: Aralık 13, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 13, 2007 Benimde çok severek okuduğum kitaplardan birisi Genç Werther'in Acıları.Klasikleri okurken (ki en çok klasik okumayı severim) sanki sarmayacakmış gibi geliyor fakat okumaya başladığınızda kitap içine öyle bir çekiyorki bir daha unutamıyorsunuz.Boşuna klasik olmamışlar diyor insan.Kitabın sonucu beni de çok etkilemişti.1774 yılında Geothe böylesine bir duygu fırtınasının anlatımı ile kitleleri oldukça etkilemişe benziyor.Aşk acısı çekenler okumasın şeklinde de bir görüşüm var. sanırım ilk kez bu kitap bir moda akımı yaratmış ... avrupa bir çok erkek saç modelini Werther gibi kestirdi o yıllarda Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Jophiel Yanıtlama zamanı: Temmuz 22, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 22, 2008 ya bu konudan iki tane varmış.Daha önce yorumlamışım buraya unutmuşum ben kaç ay önce yazmışım az önce başka birinin açtığı başlığada yorumladım Werther'e yardımcı olabilecek tek kişi mektuplarını yazdığı Wilhelm 'dir fakat kitapta bir figürandan öteye gidemiyor.söyledikleri klişe basmakalıp bir kaç laftan ibaret.. Lotte tam olarak aşık değildi yani şimdi olsa öyle düşünürdük te 1700 lü yıllardan bahsediyoruz burada.Değer yargıları çok çok daha farklı.Ama aşk her zaman aşktır o yüzden tüm bohem ruhunu katmalı burjuvalığından sıyrılmalı ve aşkına kavuşmalıydı e yazık oldu tabi werther'e zevkle okuduğum bir kitaptır ve kitaplığımın baştacıdır. konu birleştirilmezse diye alıntı yaptım burayada Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Yagami Yanıtlama zamanı: Ağustos 28, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 28, 2008 Evet çok güzel bir kitaptır kitabı okuduğumda Werther'le birlikte o yaşadığı aşk acısını çok iyi hissetmiştim ve sonunda yaptığı şeyi saygıyla karşıladığımıda belirtiym... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
whiteladys Yanıtlama zamanı: Ağustos 28, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 28, 2008 bende okumustum bu kitabı harikaydı dogrusu Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.