Jump to content

Bir Eşeğin Yalnızlığı


luciin

Önerilen Mesajlar

http://www.resadiye.bel.tr/galeri/resim/esek.jpg

 

Bundan 3-4 yıl önce... "Eski Türk Edebiyatı" dersinde Şeyhî'nin "Hâr-Nâme" adlı şiirini incelemiştik. Hafta sonu, "Edebiyat Teorileri" hocamız, bu şiirden esin alınarak kendimizden de birşeyler katarak bir hikaye yazmamızı istemişti. Ben de aşağıdaki hikayeyi yazmıştım ödev olarak. Notlarımın arasında buldum da şimdi... Bayağı güldüm o gün yazdıklarıma.

 

Hâr-Nâme

(Münâsebet-i Hikâyât)

Hiciv

 

«Bir eşek var idi zaif ü nizâr

Yük elinden katı şikeste vü bizâr...»

ŞEYHİ

 

Eski zamanların birinde, bir köyde zayıf ve çelimsiz bir eşek yaşardı. Sahibinin ona yüklediği yükten bıkmış, gece-gündüz odun çekmekten, su taşımaktan vücudunda kocaman kocaman yaralar çıkmıştı. hani baksanız, bu yaralardan tenindeki tüyler bile görünmez olmuştu. Derisi, bu ağır yüklerin sıkletinden kana boyanmış, adeta bir kemik-bir deri kalmıştı.

 

Birgün sahibi, onun işe yaramaz olduğunda kanaat kılıp onu kapı dışarı etti. Ahh! O kadar yaralanmıştı ki buna... "İnsanlar, ne kadar vefasız oluyor" dedi içinden. Bunca hizmetinin ardından, işe yaramaz hale gelince, eski bir gömlek gibi atılmıştı bir kenara işte.. Oysa sahibiyle ne güzel anılar geçirmişti. Heyhât! Mâzinin solgun yaprakları arasında ne kadar da acı veriyordu, geceleri ayışığında sahibine yaptığı serenâtları düşünmek... O an, gözlerinin nemlendiğini duydu yüreğinde; hayır, o ağlamıyordu!

 

Bu hazîn duygularla çocukluk yıllarının geçtiği o rengarenk çayırlara geldiğini bile farketmemişti.. Artık bu yemyeşil ve taptaze otlar bile çekmiyordu nedense ilgisini.. Ve yüreğinde artık kavuşamayacağı palanının - o acı veren - sessizliğini duydu. "Seninle ne tatlı anılarımız olmuştu.. Sen ve ben, adeta bir bütündük.." Bazen derisini kana boyasa da, olsundu; âşık, sevgiliden şikayet edebilir miydi hiç? "Biz senden gelen her derdi öpüp başımıza koymuşuz gülümmm" dedi iç çekerek...

 

Neden sonra yalnız olmadığını anladı. Karşıda birkaç öküz ve sığır gördü neş'eyle otlayan. "Ahh gençlik!" dedi tekrara mâziyi yâd ederek. "Ne kadar mesutsunuz şimdi! Yarının kaygısı olmayan gönülleriniz, ahhh, şimdi ne hayâllerle doludur!" Ve sessizce onları seyre koyuldu. Ne kadar da gergin göğüsleri vardı bu öküzlerin. Kiminin boybuzu ay gibi, kimininse yay gibi halka halkaydı. "Ne yular derdiniz var, ne eyer üzüntünüz, ne de yük altında hasta ve mecâlsiz ağlayışınız..." Kendisiyle karşılaştırdı onları, utandı. "Sistem bozuk kaardeşiim" dedi kendi kendine. Aynı yaratılışta, aynı elde ve ayakta, aynı sûret ve şekilde idiler ama neden bunların başında taç var iken kendine bu fakirlik ve ihtiyaç düşmüştü?

 

Sonra "Boşverrr!!" dedi kendi kendine. "Zaten ben bir nazlı yâr'den ayrılmışam".. Ahh kahpe felek, kimini zengin yaparsın kimine de yedirirsin kelek! Kader bu ne gelir elden?!! Ve çayırın engin ufuklarında, meçhûl bir istikamete doğru yol almaya başladı. Nesineydi onun bu çarpık düzeni eleştirmek! Hem annesi her zaman ona: "Oğlum, sen adam olmazsın" demez miydi? Doğruydu işte: O, adı üstünde bir eşek'ti. Ve şimdi kırgın, hüzünlü ve yalnız bir eşek! Nazlı gözleri simsiyah ufuklara dalarak yürüdü, yürüdü, yürüdü... Hayır... O, ağlamıyordu.

 

Luciin, KSÜ

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

eşşeğin halini çok iyi anlatmışsın dostum helal sende bi potansiyel var :biggrin: (şaka şaka ) güzel bir eser anlatım tarzı hoş ...

 

Yok, yok, öyle :cool: Ertesi hafta, Hocamız, "Hadi çıkarın şu ödevleri bakalım" dediğinde herkes birbirinin yüzüne bakarken, sınıfın üç radikalinden biri olarak hemen zıplamıştım. Bir arkadaşım var. İkinci radikal... Ne zaman komik birşey olsa onu gülme krizi tutar. Aksi şu ki o krize girince bana da aynısı olur. Yine sınıfta o şen kahkasını koyverdi ya, benim de aynı moda girmem bir oldu; dahası sınıfın hepsi.. Okuyamıyorum, yani gözlerimden o denli yaş geliyor gülerken...

 

Hocamız, "Ya bakın, arkadaşınız eşeğin aklına girmiş, eşeğin duygularını ne güzel tasvir etmiş." demişti senin gibi. O zaman "sözleri tersine çekmekte usta"lığa zaten meyilli olan sınıftakiler de tamamen koyvermişti makaraları. :) O ödevi zar zor iki-üç kişi "gülmeden" okumaya çalıştıktan sonra Allah'tan da ders bitmişti. Koşa koşa lavaboya gitmiştim yüzümü yıkamak için :rolleyes:

 

Yani bu hikâyeden çıkarılacak ders...

 

Yok ders mers fln.

 

Uzaklarda "eşekler gibi" sevdiğim birisi var...

 

Başka da bir kıssa çıkmaz hocam... :D

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

yav iyi hoş güzelde ellerinede sağlıkta ben bu hikayeyi daha önce okumuş gibiyim :) ah yoksa dejavu :p

 

Aynı yıl, "Luciince Şiirler" adında kendi kurduğum amatör bir sayfam vardı. Ordan ya da ordan kopyalamış başka bir sitede görmüşsündür ancak...

 

Artı, hikayenin esinlendiği yer, Şeyhi'nin Har-Name'si. Üstte de vermiştim. Lisede Edebiyat dersinde mutlaka işlemişsinizdir.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...