Jump to content

Şu An Nasılsın? Ne Düşünüyor, Ne Hissediyorsun?


Deaths_Expulsion

Önerilen Mesajlar

Yağmur. Gökyüzü sana ağlıyor küçük. Nereye baksam o masum bakışlarını görüyorum, gözlerim doluyor. Sonra tüm vücudum öfkeyle, nefretle doluyor. Sana bunu yapanlardan hesap sormak istiyorum. Hapis cezasıyla, para cezasıyla olmaz bunlar. Kısasa kısas. Bunu yapanların hepsine aynısını yapmak istiyorum.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Annemle babamın bir gün gideceği fikri beni korkutuyor.Tek bir cümle sebep oldu buna:"Yaşlandılar." Allah kahretsin ya.Ben bunu düşünmek İS-TE-Mİ-YOR-UM.Aklıma bile getiremem bunu.Mümkün degil olamaz öyle bir şey.

 

Bence düşün. Bir gün ölecekleri mutlak. Kendimi her zaman kötünün en kötüsüne alıştırırım. Her ne kadar dayanmak güç olsa da, yok olmayacak bu acıya alışma sürecini hızlandırır.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bazı şeylerin zamanlaması ilahi işaretler içeriyor gibi sanki. Bütün bir kış bırak karı doğru düzgün yağmur bile yağmayan, kullanıcı adıma müteakip kendimi kurumuş gibi hissettiğim Istanbul, gayet manidar bir şekilde son 2-3 haftadır neredeyse her gün Sonbahar. Hadi bakalım gel de otobüs camından dışarı bakarken dalıp gitme şimdi.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bazı şeylerin zamanlaması ilahi işaretler içeriyor gibi sanki. Bütün bir kış bırak karı doğru düzgün yağmur bile yağmayan, kullanıcı adıma müteakip kendimi kurumuş gibi hissettiğim Istanbul, gayet manidar bir şekilde son 2-3 haftadır neredeyse her gün Sonbahar. Hadi bakalım gel de otobüs camından dışarı bakarken dalıp gitme şimdi.

 

Kendi yorumum ise bozulan denge. Yaz yağmurları değil bunlar ....

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

2 Gündür ağzım açık şahsiyeti izliyorum.Hikaye müthiş,renkler replikler vs olağanüstü mesela Haluk Bilginer zaten harika.Hikayede şimdilik hiç boş gitmiyor.Hakan Günday (izlediğim 4 bölüme dayanarak söylüyorum) ne müthiş hikayecimiş,ne menem bir senaristmiş be.Mutlaka bir göz atın...İlk işim param olduğu gibi kitaplarını almak olacak.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Uzun yol. Otobüs. Cam kenarı. Gece. Neden kaçıyorum? Neden kaçıyorum şehirden! Sigara içmemek için müzik dinlememek. Şile/Riva tabelaları. Sis. Ah! Viyadük. Viyadük çok yüksek. Anathema-Barriers. DRCK XL'daki belki biraz bendim ama. Taburemin önüne yanan sigara fırlattılar. Hadi biraz daha kaçalım.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ayaklarımı uzatıyorum,rüzgar bir perdeyi itiyor ,diğerini dışarı çekiyor.Penceremin altındaki ağaçta kırlangıçlar,serçeler daldan dala sıçrıyorlar.Meltemle çarpışan lodos iki yandan gelip coşturuyor,dağıtıyor kuşları.Bir ak turna,yorgun, kanat çırpıyor;kendini önce göklere sonra denizin maviliğine bırakıyor.Bir kadın yol kenarında ,elinde çiçeklerle bekliyor,hiç kıpırdamadan.Karşıdan market arabasını sürerek ve tutunarak yaşlı bir kadın geçiyor,peşinden bir çocuk bağırıyor,kadın duymuyor veya duymazdan geliyor.Caddede arabalar akıyor,sokaklar yol kesiyor,haydutluk yapıyorlar;arabalar duruyor ışıkta,parlak gözlüklü mavi giysili adam koşarcasına geçiyor karşıya,geçer geçmez de telefonunu çıkartıp hızlı hızlı bir şeyler yazmaya başlıyor.Bir motosikletli, ışıkta beklerken kasklı kafasını geriye düşürüp gökyüzüne bakıyor,bulutları değil bıraktıkları izi görüyor,kümeler halinde toplanmış uçan kuşları.....Yeşil yanıyor,onlar ana caddeye doğru sürüyor,ben Akdeniz'e varıyorum.Kadın topu yere çarpıyor bıkkınlıkla,rüzgar bir iki döndürüp olduğu yerde bırakıyor onu,kadın yere oturuyor bir damla göz yaşı yüzünden süzülürken,karşısındaki koşarak geliyor, onu bağrına basıyor,"tamam ,hepsine tamam" diye fısıldıyor.Kargalar,ak güvercinler kumrular,martılar;denizin dibinde zarganalar,kırlangıçlar,açıklarda orfozlar,köpek balıkları,nesli tükenmekte olan akyalar...Bir duyguya doğru akıyorum,bir neşeye,bir ırmağı takip ediyorum yukarı doğru,kentler,köyler ,yollar geçiyorum.Genç bir kadın, boya içinde parmaklarıyla resim yapıyor,bir yandan neşeyle hızlı hızlı bir şeyler anlatıyor yanındakilere,birden susuyor,ürperiyor ,hissediyor , esmer tenli arkadaşına bakıyor.Beyaz bir mum yakıyorlar sonra.Masa köşelerine takılan süngerleri görüp hayret ediyorum.Kendim için her köşe başında tuzak kurup kendime yakalanıyorum.Denizin yüzeyine çıkan kumu izleyerek yolumu buluyorum.Kapılar gürültüyle ve cereyan etkisiyle sallanıyor,titriyor.Rüzgar iki perdeyi de içeri itiyor,ayaklarımı uzatıyorum,kapı iki üç kere çalıyor."Gelme" diyorum kardeşime,geliyor.Yüzünde ciddi bir iş yapıyormuş ifadesiyle yaklaşıp arkasına sakladığı tabancayı çekiyor,bana doğrultup tetiğe basıyor......Yüzüm su içinde kalıyor.Kahkahalarla gülüyoruz.Sonra hiç öfkelenmeyişime şaşırıp, çıkıp gidiyor.Bir yudum içiyorum soğumuş kahvemden.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Yarın Bodrum'a dönüyorum. 24 haziran bir noktada geleceğimi, kararlarımı belirleyecek. Ya burada yaşamaya devam edeceğim ya gideceğim. Bir yanım daha çok gitmeyi istese bile diğer yanım da azımsanmayacak derecede kalmak istiyor. Ama her yer anılarla dolu. Nereye baksam artık var olmayan insanlar görüyorum, sesler duyuyorum. Geçmişin hayaletleri hiç bırakmıyor peşimi. Bu derece geçmişe saplanıp kaldıkça ileriye gidemiyorum. Belki de 24 haziran sadece bahane benim için. Yine kalmak için kendime bahane yaratmaya çalışıyorum. O gün geldiği zaman belki yine kendime yalan söyleyeceğim.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Vodafone'un dükkanına gittim bugün iş için,öğrenci olduğum için almadılar.Sürekli eleman lazımmış.Önceki başvurduğum biri deneyecek olmazsa sana da bakarız dedi ama bakmadı.Yarın tekrar bakacağım neler olacak acaba?..

 

Üniversite öğrencisi iseniz:

http://www.gnoxis.com/ogrencilere-3-aylik-yaz-tatilinde-4-bin-800-tl-odenecek-63855.html#post926880

 

Bir de 'Belediyelerdeki İnsan Kaynakları' biriminin İş Başvurusu bölümüyle görüşebilirsiniz.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Geri dönmek istemiyorum. Kaçayım derken, 13 saatlik yol gelmişim. Hadi bakalım bu böyle daha ne kadar sürecek? Köşe kapmaca. Sonu yok bunun, daha kötüsü sonucu da yok. Sanki zehirli bir lotus çiçeğini koparıp saçlarıma takmışım. Ben onun büyülü tesiriyle karanlıkta dans ederken kendimi sonsuz bir kısır döngüye soktuğumdan zerre kadar haberim yokmuş. Böylesi kulağa daha kabul edilebilir geliyor elbette, ama gerçek bu değil. Böyle olacağını biliyordum. Ama böyle devam etmemesi için elimden gelmeyeni bile yaptım. Yorgunum. Tek başıma hissediyorum. Hep öyleydim aslında? sadece iki kolum var, iki kişilik yaşayamam. Iki kişiyi taşıyamam. hiç bir savaşın tek başına kazanıldığını duymadım. Sadece "bir şeyin geçmesi için gereken süre yüzlerce defa doldu." Ama geçmedi. "Hadi!" diyorum kendime, bi daha. Son defa. Ama yaşanacakları tahmin etmek için müneccim olmaya gerek yok bu hikâyede. Yok oluşun serüveni işte böyle başladı.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...