Şu An Nasılsın? Ne Düşünüyor, Ne Hissediyorsun?

Beş saat ve yüzde otuz uyudum. Deli gibi yorgunum. Yine de olmuyor olmuyor. Uykuya dalmak demem de uykuya düşmek derim ben hep kendi literatürümde. Çünkü dalmayı beceremiyorum, anca dayanamayıp düşüyorum en sonunda.

Şu an hissettiğimdense nefret ediyorum. Hani bacaklarınız yorgunluktan titrer, kaslarınız yanar ama dizleriniz kırılmaz ya, onun gibi bir şey bu. Yattığına kalktığına pişman ediyor.

İşin kötüsü; ne uyanığım, ne uyuyorum.

İşin tuhafı; kafam çalışıyor. Sorun bedenimle ilgili hissiyat. Hatta kafam böyle uykuluyken daha iyi çalışıyor bir şekilde. Belki dikkatim daha az dağılıyor.

Yahu insan enerjisi yarıya indiğinde daha çok 'insan gibi' hisseder mi kendisini? Evet, hissediyorum.

Şöyle tavana bakarken aklımdan geçen ıvır zıvır her düşünceyi şuraya yazsam yedi kere güler bi kere de ağlarsınız.

Direksiyon hocamla sürüş teknikleri haricinde de güzel pozisyonlar yakalamıştık o geldi şimdi aklıma. Hey gidi.

Ahaha . . Atın ölümü arpadan , pozisyonun önemi direksiyondan ..

Niye başlattığım konular hep farklı yerlere gidiyor yahu

Direksiyon hocamla sürüş teknikleri haricinde de güzel pozisyonlar yakalamıştık o geldi şimdi aklıma. Hey gidi.

Aklınla dilin arasına bir filtre koymak lazım senin.

Pozisyon derken belki mobeselerden , kamera kayıtlarından ,dikiz aynalarından bahsediyor . Konuyu fazla dikizlemenin manası yok .Hoca , sürüş teknikleri falan cümlenin bağlamındaki espriye odaklansak yeter .Cem yılmaz da bu işi yapıyor . Yoksa o adamında özel hayatı beni ilgilendirmez .

Aklınla dilin arasına bir filtre koymak lazım senin.

Sanane lan. Vururum seni ha. :* Napayım adam eski yarışçıydı, zaafımdan vurmuştu. Harley filan.

evet millet yine ve yeniden aşık oldum. İş yerimin hemen yanındaki her sabah girdiğimiz benzinliğe yeni bir hatun gelmiş sabah gördüm akşam da motora benzin aldım çıkışta neyse kız geldi oraya ama ben işten çıkıyorum benzinciden kız düşürme taktikleri verin bana acil

bir de kızın kafasının arka tarafında saçlarının arasında deriye yapışık gibi duran bir şey vardı fermuara benziyordu bir ucundan da ip sarkıyordu . Sormayı düşündüm de hastadır yarasını deşmemek için soramadım. Sizce nedir bu tarife benzeyen bir şey biliyor musunuz takma saç mıdır ?

Apoth aşk değildir o libidodur, aşk olsa duraman dostum.

Apoth aşk değildir o libidodur, aşk olsa duraman dostum.

bunu bana açıklaman lazım. Anlamını öğrenmek için freudun kitaplarını okuyaman valla

Özlemek dediğin tek taraflıdır,

İki tarafın özlediği kavuşmaktır.

Lütfen karıştırmayınız.

Çarpıyor değil mi?

Otomatik kapı mı?

Yok karıştırınca.

Mikser mi diyorsun?

Hocam mikrofonu az açabiliyor muyuz?

Suss s. Yeter.

Gizlice buluşmuştuk seninle...

Sessiz, hüzünlenirim şimdi

Çünkü ruhun aldattı ruhumu

Yüreğin unuttu yüreğimi.

Eğer bir gün, uzun yıllardan sonra

Karşılaşırsak ikimiz yine

Nasıl bakabilirim, nasıl sana

Sessizce ve gözyaşları içinde

evet millet yine ve yeniden aşık oldum. İş yerimin hemen yanındaki her sabah girdiğimiz benzinliğe yeni bir hatun gelmiş sabah gördüm akşam da motora benzin aldım çıkışta neyse kız geldi oraya ama ben işten çıkıyorum benzinciden kız düşürme taktikleri verin bana acil

 

 

bir de kızın kafasının arka tarafında saçlarının arasında deriye yapışık gibi duran bir şey vardı fermuara benziyordu bir ucundan da ip sarkıyordu . Sormayı düşündüm de hastadır yarasını deşmemek için soramadım. Sizce nedir bu tarife benzeyen bir şey biliyor musunuz takma saç mıdır ?

Kanka ip derken nasıl ip ameliyat izi filandir

Gözlerin bir petrol olsa

Bense bir Amerika

Getirsem sana demokrasi

De bence ben olsam he derdim

Örgü olmasın o apot

Örgü olmasın o apot

körlüğü okudum diye henüz kör olmadım anaf

Not. siz bu klasik ve benzeri kitapları nasıl okuyorsunuz demin kış uykusuna yatacaktım az daha zor kurtuldum pençesinden

Kanka ip derken nasıl ip ameliyat izi filandir

Gözlerin bir petrol olsa

Bense bir Amerika

Getirsem sana demokrasi

De bence ben olsam he derdim

kanka bu şiir güzel fikir bak ama ben de o g.t yok

yarın gidip sorarım artık ne olduğunu

körlüğü okudum diye henüz kör olmadım anaf

Not. siz bu klasik ve benzeri kitapları nasıl okuyorsunuz demin kış uykusuna yatacaktım az daha zor kurtuldum pençesinden

Yeri geldiğinde ufacık iltifatlar yap. Yavaş yavaş yürü. Senden etkilenmeye başladığını fark ettiğinde birşeyler içmek teklifinde bulun. Ve daha geçerci hislerden bahset.

Apot paran var mı onu söyle. Paran varsa her türlü alırsın. "Seninle herşeye varım." diyen aşk hatunlarını g*t gibi ortada bıraka bıraka üze üze ağlata ağlata en sonunda hepsini paragöz etti çünkü erkek ırkı. Tanıdığım en naif kadınlar bile artık "Aşk eski bir palavra bırak bu masalları." kafasında takılıyor. Ve hepsinin de bu halinin arka planında aşık oldukları adamlardan yedikleri çok büyük darbeler var... Aşk ne karın doyurur ne de mutlu eder neticede. Emir öğretmene selam olsun epeydir girmiyor foruma. Keşke bana "Sen ne biçim Oğlak'sın ne bu romantik pozlar, biraz kafanı kullan." dediği günlerde (biraz eskiden) onu dinleseymişim. Gerçekten de ne dediyse doğru çıktı çünkü. Kafamı kullansam şu an Istanbul borsası için mesaj yazmıyo olurdum foruma. Çok vakit kaybettim en önemli vaktimi peri masallarıyla geçirdim. Pişman değilim. Ama şimdi olsa, yapmazdım.

Etrafta yalnızca siz ve sizin gibiler yok, dünyada yalnızca sizler yaşamıyorsunuz. Aşk karın doyurmuyor ama ruh doyuruyor. Ve ruh, paradan daha güçlüdür. Hala aşkı yaşayan, aşkı için dünya zevklerinden vazgeçmiş bir çok kadın ve erkek var. Hemde sanıldığından daha çok. Pozitif bakın zırvalıklarından bahsetmeyeceğim, geniş bakın. Görüş acınızı büyütün. Mantık yalnızca gerekli yerler de fayda gösteriyor.

Anaf sen bana mı giydirdin şimdi o lafları. :/

Kimseye laf giydirmedim yalnızca konu açılmışken yorumumu yaptım. Kişisel algılama

"Aşk" kavramına bakış açılarımızın farklı olmasına saygı duyuyorum. Yakın bir süre öncesine kadar ben de senin gibi düşünüyordum. Ama sadece düşünmüyordum, aynı zamanda böyle yaşıyordum da. Ah! Keşke benim tarafımdan sevilmiş bir adam bu mesajına benim yerime cevap verse, verebilse. Zaten bir insan en büyük hayal kırıklığını aşktan yana almasa, o okuduğun cümleleri yazabileceğini de sanmıyorum ya neyse. Ateş, etrafındaki herşeyi yakıp küle çevirmeden sönmezmiş. Benim de "hissetme kabiliyetimi" yaktı demek ki. Uzun sayılabilecek bir süredir Yosun gibi değil de semiz otu gibi yaşıyorum zaten. Kabul de ediyorum bunu. Ama ben yakın çevrem ve kendim üzerimden örnek verdim. Tüm dünyanın paraya taptığını iddia etmedim ki. Hoş etsem bunu destekleyecek binlerce sebep sunabilirim. Aşk mı para mı? Sorusu her zaman anket konusu olmuştur zaten. %49'a %51 gibi. O yazdıkların arasında tek bir şeyi kabul edemem, "Dar görüşlü ve dünyada sadece kendisi yaşıyor zanneden bir insan değilim." Bakış açımda da bir bencillik söz konusu değil. Aşıkken tüm dünyaya ve evrendeki tüm acılara kördüm. Kabul ediyorum. Şimdi çok daha geniş bir perspektiften bakabiliyorum. Kendim hariç hicbir şeye karşı bencil değilim. Çok fazla uzatmaya da gerek yok aslında ya, bir cadde kızındansa sert üslupla konuşan her hatunu tercih ederim. Devam böyle.

Tecrübeler zamanla soğumuş ve kaskatı kesilmiş duygular olabilir aslında, ancak bu duygular saf doğru mudur bilemem. Neyse, benden yaşça büyük bir insanı sorgulamayacağım; illa ki benim öteme geçen bir anlayışı olduğu gayet aşikar. Ben yalnızca basit bir yaşamı sahiplenmenin mutluluğu ve aşkı getireceğini düşünerek hiçbir zaman hayatımı karmaşıklaştırmamaya gayret edeceğim.

Şimdi burada farklı bir parantez açacağım.

Duygu dediğiniz anlık durumların yarattığı saplantılara aşk diyoruz-genel olarak-. Ve şuan yaşadığımız jungle bakıldığında ayakta kalmak adına güçlü olmak zorundasınız. Etrafınıza baksanıza bi, kılık değiştirenlerden, avcılara, yemlerden, yatak düşkünlüklerine... Yaşamak için saplantılara ihtiyacımız var... Aşk için paraya belki de para için aşka.. Saf duygu, hayat nasıl olur bilir misiniz? Küçük bir ev, belki de ana şehirden uzak. Rutin iş, yılda bir kaç günlüğüne ufak geziler. Küçük bir aile... Ama bu devirde, zor. Uygun kişiyi bulmak mı? Bırakın...

Leth ilk yazdığın cümleye aşık oldum. Yemin ederim. "Kendi" doğrumu sizlere diretecek de değilim. Çünkü zaten benim doğrum sanilan şey de teorik olarak doğru değil. Biri somut diğeri soyut bu iki kavramın birbirine harmanlanmasinin sebebi de ben değilim arkadaslar , sebebi kapitalizm. Ve tabii insanoğlunun maymun istahı da onemli bir etken. Çok fazla insan, mevcut yaşam standartlarinin altina düşmekten korktugu icin delice şeylere cesaret edemiyor. Bu da genellikle günümüz kapital dünyasında aşkı imkansizlastiriyor. Burada senin hayatini stabil tutup fazla komplike hale getirmeden yaşama fikrin direk kazanir bu sebeple. Beklentiyi yukseltmemekten bahsediyorum. Işte o bence kesin kazanır. Ayrıcanaktana ben ne zaman insanların kendi fikirlerini söyleme hakkına karşı çıktım ki. Toplumumuzun en büyük eksiği bu zaten. "Hemfikir değilsen, çatışma başlat!" mantığı bana ters. Bunu yapmayacağım yani. Benim sütten ağzımın yanmış olması sizlerin yoğurdu üfleyerek yemesini gerektirmez. Yaşça büyük olsam bile. Dilerim siz çok başka şeyler yaşarsınız. Ne diyebilirim ki... Manevi hisleri tartışmaya açık da bulmuyorum ben aslında. Zor konular bunlar. Benim "aşk" dediğim hisle, x kişisinin "aşk" dediği his bile aynı değil. Aşkı herkes farklı tanımlar. Genel hatları benzese de, çoğu yerde ayrışır. Biri çok sever bazen, ama eli taşın altına girsin istemez. Ona gore aşk için bu kadarı kafidir. Onun kafasındaki aşk tanımı budur çünkü. Fazlası deliliktir. O adama aşık değilsin diyebilir mısın simdi? E diyemezsin. Diğeri de aynı taşı alıp kafasını yarana kadar vurur. Uğruna ölmeden aşk olmaz der. E bu adama da aşık değilsin diyemezsin. Bu yüzden aşk ve nefret gibi iki büyük ve önemli manevi kavramı her daim tartışmaya kapalı bulmuşumdur ben. Tam olarak bu yüzden.