Jump to content

Şu An Nasılsın? Ne Düşünüyor, Ne Hissediyorsun?


Deaths_Expulsion

Önerilen Mesajlar

Çadırım yok onu anladım...

Şimdi sahilkampa gidip çadır mu tutsam yoksa direkt çadır mı alsam da gitsem Hafta sonu onu düşünüyorum zaten 1 gece kalıcam ertesi gün dönücem pazar akşamı zaten gitmem akşamı bulacak kesin e uyumıcam da aslında ama daha Ocak şubat gibi günü birlik uludağa gidicem kampa o zamana da lazım çadır o yüzden ben çadır mı alsam acaba şuan onu düşünüyorum hahaha

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Giderek toplumdan daha fazla uzaklaşıyorum. Insanların, uğruna hem kendileriyle hem hayatla hem de çevreleriyle kavga ettikleri şeyler bana inanılmaz komik ve saçma geliyor. Devasa büyüklükte bir ego söz konusu -toplumun geneli için konuşuyorum- ve insanlar egolarının köpeği olmuş durumda. Belki son 3 yıl içinde böyle raydan çıktı herşey, daha eski olamaz. Her geçen gün eskiyi ve eski olan herşeyi daha çok özlediğimi de dipnot düşeyim tekrar konusu açılmışken. Son zamanlarda insanların yanına yaklaşamaz oldum. Kendisinden önce egosuna çarpıyorsun çünkü. Çıkarlarının, hırslarının, günübirlik zaferlerin peşinde kendilerini parçalıyorlar. Hep bir "diğerlerine karşı üstünlüğünü ispat etme çabası." Ama maddi zenginlik, ama entellektüel birikim, ama görüntü/güzellik. Insanlar neredeyse her konuda birbirini ezerek beslenmeye başladılar. Bu da tüketim çılgınlığını başlatan ilk adım oldu ve dolayısıyla zaten kan kaybetmekte olan dünyanın sonuna daha çok yaklaştırdı insanlığı. Insanlar artık nasıl göründüklerini nasıl hissettiklerinden daha çok önemsiyorlar. Ne tehlikeli, ne kötü ne acı. Tüm bir gün şehri geziyorum, insanların ne konuştuklarına şahit oluyorum. Kafelerde, trafikte, iş yerlerinde, mağazalarda, barlarda, yolda yürürken... Insanların konuşmaya layık bulduğu şeyler, kendilerine dert ettikleri yada uğruna savaştığı şeyler inanılmaz aptalca geliyor bana. Maneviyat denildiği zaman sadece dini bütünlük anlayan bu insanların sayısı ciddi oranda artmış. Dünyevi hırsların peşinde, hem "Nerede o eski bayramlar." diye serzenişte bulunarak hem de "En iyisi ben olmalıyım" diyerek bilimum dudak, göğüs, kalça estetiklerine çuvalla para harcayıp, daha düne kadar "Canım sevgilim" dedikleri adamı, bugün iflas etti diye boşayabiliyorlar. Fotoğraf çekmek ve bunu servis etmek için 7 bin liralık telefonlar alıp bir sokak kedisinin başını okşamayı unutuyorlar. Örnekler "zibilyon" tane çoğaltılabilir fakat aslında bunlar hepimizin her dakka farkettiği şeyler. Insanların artık "hisleri" yok! Herşeyin bu denli yüzeysel, sıradan, hastalıklı bir hale gelmiş olması beni en azından yolda karşılaşınca merhaba dediğim insanlardan bile daha çok uzaklaştırıyor. Evet artık topluma bütünüyle uyum sağlayamaz durumdayım. Hiç-bir insan davranışına hiçbir mantikli sebep bulamıyor ve kılıf dikemiyorum. "Tanrı muhabbetiyle gelme bana, siyasetten de girme o iş bu ülkede olmaz, erotizmden hele hiç yürüyemezsin." Şeklinde iç düşüncelerim eşlik ediyor bana insanlarla muhattap olurken. Aptallığa, boş muhabbetlere, çıkar ilişkilerine, sonu baştan belli tanışmalara zerre kadar tahammülüm kalmadı. Laçka, lakayıt, vıcık vıcık bir arayış. Robotlaşmış insanlar. Düşünmeye hatta hissetmeye bile vakti kalmamış insanlar. Hepsi birbirinin aynı olamaya çalışan insanlar. Insanoğlunun, arı kovanına yaklaşınca duyulan vızıltı misali 24 saat içinde hiç durmadan kargaşa yaratırcasına vızıldaması. Makam, mevki, lüks ve gelip geçici anlik hevesler. Kusursuzu ararken, en büyük kusuru olarak kendi "iç sahillerine" çiçek ekmeyi unutan insanlar. Hiç-bir zaman toplumla sıkı-fıkı olamadım. Fakat hiç-bir zaman da bu kadar uzaklaşmamıştım. Çoğunlukla şu kalıpta cümleler kurarken buluyorum kendimi;

- Bunun için mi bu kadar uğraştın?

- Bunun için mi bu kadar üzüldün?

- Bunun için mi birbirinize girdiniz şimdi?

Narsistlik olarak algılanmasına da okeyim, fakat forumda bile birisi bir diğerinin tezini çürüttüğünde cevap yazarken garip bir ezilmişlik duygusuyla egonuzu onarırcasına klavyeye abanmıyor musunuz sanki. Tanıdığım en entellektüel insan "Bilmiyorum" diyebilme kabiliyetine sahipti halbuki. Hepimiz, içimizdeki egoyu kalbimizi söker gibi yerinden cikarip oraya çok daha güzel bir şey yerleştirmek zorundayız. "Empati". Veya ilacın bile fazlası zarar diyerek herkesin içinde var olan "ego" adındaki bazen gerekli bazen gereksiz fakat mutlak var olması gereken hissi kontrol altına alabilmek için uğraşmak lazım. En azından bu denenebilir belki. Kuzenim yazmış ben yazmadım bu kadar. Aptal sohbetler görünce, duyunca, dahil olunca o insanları öldürmek istediğimi de siz bilmiyormuş gibi yapın. Zaten sinir hastası da degilim. Ofkemi de kontrol edebiliyorum. Yersen işte.

Ben bütün bunların dışındayım. Birkaçının kıyısında belki.

Ah kimsenin vakti yok durup ince şeyleri anlamaya.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Alnımda Galiba Flash Bellek'e müzik atılır, Bilgisayar Formatı Yapılır, Her Türlü Küçük Ev Eşyası Tamirinin Yani Sıra, Tesisat da Çekilir Mi Yazıyor A... ...yayım.Ustelik Beleş Sadece Ağaya Değil Herkese Beleş Bu Nedir Ya :(

Ha Bu Arada Szinde İsiniz Düşünce Sizede Beleş

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Alnımda Galiba Flash Bellek'e müzik atılır, Bilgisayar Formatı Yapılır, Her Türlü Küçük Ev Eşyası Tamirinin Yani Sıra, Tesisat da Çekilir Mi Yazıyor A... ...yayım.Ustelik Beleş Sadece Ağaya Değil Herkese Beleş Bu Nedir Ya :(

Ha Bu Arada Szinde İsiniz Düşünce Sizede Beleş

 

Valla geçenlerde benim bilgisayarı düşürdüm, sarj etmiyor. Bir temassızlık var. Çok makbule geçer

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sonbahar geldi sonunda. Tamam her mevsim güzel ama yaz çok uzamıştı sanki bu yıl, ayrıca itiraf etmeliyim sonbahar ve kış için duyduğum sevgiyi hiçbir zaman yaz için duyamadım, muhtemelen de duyamayacağım.. Sonuç olarak yaşasın sonbaharın gelişi! Mabon ve Samhain da yaklaştı mı ne? ;)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

madem bu kadar ağırlık yapacaktı, doğurmasaydınız. madem umursamayacaktınız, annesinin sorumluluğunu almasaydınız. bu çocuk kısa şort, tshirt ve terlikle neden bu saatte benim evimde? neden kimse arayıp sormuyor? neden kimse bende kalacağını bana en baştan söylemiyor? yine herkesin sorumluluğu birbirine atma vakti gelmiş. umarım farkında değildir bunca zincirleme ilgisizliğin...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Birçok farklı evrende aynı anda yaşıyormuşum gibi hissediyorum. Kendi içimdeki dünyada bütün karışıklıkları inceleyip düzeltmek için çaba gösterirken, boş kalan vakitlerimde bir kabuk gibi halihazırdaki dünyaya uyum sağlıyorum sanki... Orayı da düzenlemeye çalıştığımda içimdeki her şey yer çekiminden kurtuluyor. Denge bulmaya çalıştıkça bozulan ahenk yüzünden en sonunda kendimi tımarhaneye kapattıracağım sanırım.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...