poyraz56 Yanıtlama zamanı: Şubat 3, 2019 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 3, 2019 hayatan sogdum askerlikte caman gecmiyor arkadaşlarım iyi ama zaman gecmez olmuş şafak karanlık her gece gözlerimde yaşlar aglar oldum daha fazla bir şey yazmak istemiyorum düşündükce sıkılıyorum Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
yasemin ceren Yanıtlama zamanı: Şubat 3, 2019 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 3, 2019 Acılardan kurtulamıyorum Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Witch Of Rain Yanıtlama zamanı: Şubat 3, 2019 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 3, 2019 Foruma n'oluyor. :/ Bi' açılıyor, bi açılmıyor, açılsa direkt atıyor sistemden, dns hatası veriyor, anlamadığım bir şeyler. Yeminle evlat acısı gibi koydu kaç gündür. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
arecrateria Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2019 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2019 Tek kişilik yatağa, birden fazla ruh sığdırmaya çalışıyor gibiyim. Yorgan mı? O da tek kişilik. Hep birlikte üşüyoruz. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Witch Of Rain Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2019 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2019 Abi Şubat ayında bu kadar sıcaksa, Temmuz? 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AbraKadabra Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2019 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2019 Abi Şubat ayında bu kadar sıcaksa, Temmuz? İklimbilimciler diyorlar ki dünyanın ısısı gittikçe artmış ve bu içinde bulunduğumuz yüzyılın sonunda 3 derece daha ısınıcakmış onu 1 buçuk dereceye düşürme çabası içerisindeler yoksa gelecek kuşağı skıntı bekliyor. 3 derece daha ısınırsa birsürü afet bekleniyormuş .Aslına bakılırsa genel olarak türkiyenin de iklimi değişmiş dün cem seymene denk gelmiştim cnn türkte.örnek olarak antalyadaki meydana gelen hortumu gösterdi. kısaca böyle bir bilgi vermek istedim.belki biz göremeyeceğiz o yılları ama şimdiden merak ediyorum gelecekteki dünyayı aslında evreni de.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
MZ1vdnW0mtQ Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2019 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2019 İklimbilimciler diyorlar ki dünyanın ısısı gittikçe artmış ve bu içinde bulunduğumuz yüzyılın sonunda 3 derece daha ısınıcakmış onu 1 buçuk dereceye düşürme çabası içerisindeler yoksa gelecek kuşağı skıntı bekliyor. 3 derece daha ısınırsa birsürü afet bekleniyormuş .Aslına bakılırsa genel olarak türkiyenin de iklimi değişmiş dün cem seymene denk gelmiştim cnn türkte.örnek olarak antalyadaki meydana gelen hortumu gösterdi. kısaca böyle bir bilgi vermek istedim.belki biz göremeyeceğiz o yılları ama şimdiden merak ediyorum gelecekteki dünyayı aslında evreni de.. İklimin bozulmasında yap işlet devret usulüyle yapılan barajların etkisi büyük. Çünkü bu barajlar genellikle kamu yararı ve çevre koruma gözeterek değil, şirket teklifleri ve cukka gözetilerek yapılıyor. Yüzey alanı genişleyen su daha fazla buharlaşıyor. Benzer durum jeotermallerde de var. Ayrıca yeryüzüne varan güneş ışınlarını soğuran orman ve tarım arazilerinin yok edilmesi de sıcaklığın artışında büyük etken. Barajlarla ilgili Naci Özen diye bir bilir kişi amca var. Söyledikleri ilginizi çekebilir: dunya48 | Kemalist Devrimci Siyasi Site. - Naci ÖZEN - "Su Üzerine Su Katılmamış Mel’anetler!" (1) dunya48 | Kemalist Devrimci Siyasi Site. - Naci ÖZEN - "Su Üzerine Su Katılmamış Mel’anetler!" (2) Ayrıca John Perkins de kitabında, barajlaştırtma işini ta 50'li-60'lı yıllarda Güney Amerika ülkelerinde nasıl yaptıklarını yazmıştı. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
PiaA Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2019 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2019 Hiçbir şey değişmiyor uzun zamandır bu başlıkta. Yine içim gıcırdadı. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AbraKadabra Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2019 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2019 İklimin bozulmasında yap işlet devret usulüyle yapılan barajların etkisi büyük. Çünkü bu barajlar genellikle kamu yararı ve çevre koruma gözeterek değil, şirket teklifleri ve cukka gözetilerek yapılıyor. Yüzey alanı genişleyen su daha fazla buharlaşıyor. Benzer durum jeotermallerde de var. Ayrıca yeryüzüne varan güneş ışınlarını soğuran orman ve tarım arazilerinin yok edilmesi de sıcaklığın artışında büyük etken. Barajlarla ilgili Naci Özen diye bir bilir kişi amca var. Söyledikleri ilginizi çekebilir: dunya48 | Kemalist Devrimci Siyasi Site. - Naci ÖZEN - "Su Üzerine Su Katılmamış Mel’anetler!" (1) dunya48 | Kemalist Devrimci Siyasi Site. - Naci ÖZEN - "Su Üzerine Su Katılmamış Mel’anetler!" (2) Ayrıca John Perkins de kitabında, barajlaştırtma işini ta 50'li-60'lı yıllarda Güney Amerika ülkelerinde nasıl yaptıklarını yazmıştı. Bu işlerin başında olanların önce canlıya,insana, doğaya değer vermeleri gerek..Şöyle Atatürk gibi bir lider olacak bakta gör işler nasıl yoluna giriyor.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AbraKadabra Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2019 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2019 Hiçbir şey değişmiyor uzun zamandır bu başlıkta. Yine içim gıcırdadı. İçin nasıl gıcırdadı.gıcırt diye mi gıcırdadı vızırt diye mi gıcırdadı? 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Ariakas Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2019 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2019 Daha ne ters gidebilir cümlesi çok tehlikeli bir cümle. Böyle bir şey yaşayacağımı düşünmüyordum. Sağ taraftan far ışığını görmemle birlikte aracımın savrulması ve takla atması bir oldu. Emniyet kemeri hiçbir zaman takmayan bir insan olarak aldığım darbe sonucu kısa süreli bayılmışım. Ama kendi sağlığımdan öte tek birikimim, sahip olduğum tek şey aracımın tamamen hurdaya dönmesi beni dağıttı. Kendi düşüncelerim içinde boğulmak üzereyim. Uyumak istiyorum Bu baş dönmesi ile nasıl uyuyacağım bilmiyorum. 2 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Witch Of Rain Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2019 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2019 Hiçbir şey değişmiyor uzun zamandır bu başlıkta. Yine içim gıcırdadı. Alper sen başlığa gökten eşek z*ki yağsın diye bekliyosun herhalde candostum ama, olup olacağı bu yani. Artık alıştır kendini. Hasta yaa. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sidar Yanıtlama zamanı: Şubat 5, 2019 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 5, 2019 Organize işler bahis mafyası(kıvanç tatlıtuğ) karakteri çok iyidi ya . Birde ormandan dönmüşüm , 2 lt şarap bitmiş . Kafalar güzel öyle izledim.İnsanları rahatsız ettim gülmekten. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Ninque Yanıtlama zamanı: Şubat 5, 2019 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 5, 2019 Yine duygusala bağladım... En yakın dostum şarap, iyi ki varsın be! ---------------------------------------- Daha ne ters gidebilir cümlesi çok tehlikeli bir cümle. Böyle bir şey yaşayacağımı düşünmüyordum. Sağ taraftan far ışığını görmemle birlikte aracımın savrulması ve takla atması bir oldu. Emniyet kemeri hiçbir zaman takmayan bir insan olarak aldığım darbe sonucu kısa süreli bayılmışım. Ama kendi sağlığımdan öte tek birikimim, sahip olduğum tek şey aracımın tamamen hurdaya dönmesi beni dağıttı. Kendi düşüncelerim içinde boğulmak üzereyim. Uyumak istiyorum Bu baş dönmesi ile nasıl uyuyacağım bilmiyorum. Çok geçmiş olsun. Biliyorum söylemesi kolay ama lütfen üzme kendini, çok şükür kurtulmuşsun. Hayatından, sağlığından olacağına malından ol. Cidden üzüldüm. Tekrardan geçmiş olsun. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
adEda Yanıtlama zamanı: Şubat 5, 2019 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 5, 2019 İçimde bi sıkıntı var. Hani otopilotta yaptığınız şeyleri düşünerek ve farkında olarak yapmaya çalıştığınızda eliniz ayağınıza dolanır ya, bu şekilde nefes alma yetimi kaybettim sanki. Oysaki bu oldukça normal fonksiyonların farkına varıp sonra beceriksizleşme çok sık başıma gelen bir şey. Kalbim hızla atıyor, sıcaklar basıyor. Ama zaten taşikardi öyle bir parçam olmuş ki varlığını çok geç fark ettim. Daha sonradan farkına vardım ki cumartesi gecesi buraya ölüme ithafen bir şeyler yazarken, tam da o dakikalar içinde babaannem öldü. Ziyaret ettim, eve döndüm, bir kaç cümle kurdum, kafamı yastığa koydum ve 40 dakika sonra geldiğim yere dönmek için arabaya binmiştim bile. Çok üzüldüğümü söyleyemem. Olması gereken bir şeydi. İlk defa yakınımda birini kaybettim ve ardından gelen süreç pek beklemediğim yönden sarsıcıydı. Ölümün ardından gelen tüm ritüelin anlamsızlığı boğdu beni. Herkesin üstüne düşen görevlerin altında çırpınışı. Falanı filanı... "Biz insanlar neden böyleyiz ya?" Soluğu yine bu durakta alıyorum. Bilmiyorum. Uzun süredir okula gitmiyorum. Hastaydım, tatil matil derken birleşip uzun bi süre oldu. Gariptir yarın lisedeki ilk günüm olacakmış gibi bir his var. Çok ilginç. Çok saçma. Gitmek istemiyorum ben ya. Uyumuş olmam gerekirdi çoktan. Uyuyamıyorum. Uyanıkken de bir yere sığamıyorum sanki. Bilmiyorum. O sürecin içinde kırk saatı aşkın uykusuz kaldım. Üstüne on saat uyudum. Galiba bu yüzden tuhaf tuhaf şeyler görür gibi oluyorum. Arada bir hep oluyor ama iyice arttı. Yani uyusam iyi olur artık. Bi de yine çok dağınık düşünüyorum. Toparlayamıyorum kafamdakileri. Ve aslında bir şey düşünmüyorum gibi de. Garip tarafı tüm bunlar bi yana gayet iyi sayılırım. Lakiiiğn işte, bilmiyorum ki. 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Centurul Yanıtlama zamanı: Şubat 5, 2019 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 5, 2019 Bana 10 gün önce tip 1 diyabet teşhişi kondu günde 3 defa ünsilün vuruyorum . Ama sizin kadar şikayet eden insanlar görmedim. Tek bir hayatınız var iyi harcayın mücadele edin dostlar. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AurorA Yanıtlama zamanı: Şubat 5, 2019 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 5, 2019 Beynim yandı ama durmak gibi bir lüksüm yok. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Witch Of Rain Yanıtlama zamanı: Şubat 5, 2019 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 5, 2019 Ben bugün panik atağı yalnız başıma tam 5 dakika içinde dindirdim. Neymiş panik atak geçirmemek için kahve ve sigara tüketimini azaltacakmışım. Bak bakiyim camdan dışarıya kırmızı kar yağıyor mu .mk? Al bitti işte. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Ariakas Yanıtlama zamanı: Şubat 6, 2019 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 6, 2019 Bir insanın annesi intihara kalkışırsa ne hissetmeli? Ne düşünmeli? Öfke? Hüzün? Pişmanlık? Acı? Tam tersine onu o kadar iyi anlıyorum ki. Bir yanım benim yapamadığımı yaptı diyor. Ama yine beceremedi, kendini de beni de öldüremedi. Şimdi midesi yıkandı ve bilincinin yerine gelmesini bekliyorum. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Preety Puppet Yanıtlama zamanı: Şubat 7, 2019 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 7, 2019 "Kendi kazdığın uçurumda Başkasının dalına uzanma Düşüyorsan adam gibi düş Başka dalları kırma." Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
celali Yanıtlama zamanı: Şubat 7, 2019 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 7, 2019 Bu ülkede yaşayanlar varolan düzene alışmışlar. Neden ben değilde 'Onlar' yiyo ülkenin kaymağını dışında bir şikayetleri yok. Oturur Amerikanın Orta doğu politikasına laf ederler petrol çıkarıyo yeğen şehirleri bombalıyo... Ama elinde güç olsa kat be kat daha fazlasını yapacak potansiyel var. Konuşmaya devam ettikçe aslında bombardımanlardan şikayetçi olmadığını neden biz değilde onlar bombalıyor tarzı yakındığını felan görürsünüz. Tüm partilerde rantçılarla dolmuş taşmış. İki belediye için birbirlerine giriyorlar. Ülkede zengin olmanın yolu ya akraba olmaktan ya da partide tanıdıklarının olmasından geçiyor. Burjuva yok orta çağ tarzı zengin bir elit var. Bu insanlar özgün fikirleri veya çok çalışmaları sayesinde zengin olmamış hep aile hep... Her şeyin beklendiği devlet artık halkın devleti de değil. Devletin kendi halkı var artık. Gnoxis ahalisine tavsiyem yakın zamanda devlette iş bulmaları çünkü özel sektör gelecek on yılda çok daralacak her şeyi devlet devralır. İlk meyve-sebze diye başlarlar sonra kırtasiye(çocuklar alamıyor pis depocular yüzünden) sonra hayatın diğer alanlarına kayar. Sivil siyaset yok olmuş zaten bürokrasi-ordu devralıyor. Ama bu ordu eski kemalist ordu değil bir ortadoğu ordusu. Olanlardan ötürü sanıyorum ki benim Türkiye sınırları içerisinde geleceğim kalmamış olabilir. Gidip hayatımı denizaşırı bölgelerde kurabilmek için çabalayacağım artık. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
BayParadoks Yanıtlama zamanı: Şubat 7, 2019 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 7, 2019 It used to be enough that when I came home angry and knowing that my life wasn't toeing my five-year plan, I could clean my condominium or detail my car. Someday I'd be dead without a scar and there would be a really nice condo and car. ~Chapter 6 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
electronicalev Yanıtlama zamanı: Şubat 7, 2019 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 7, 2019 Bu sefer mide bulantım çok uzun sürdü. Sanırım gebeyim! Dur bir saniye canım ama... Kıyamete gebeyim. Nasıl da clickbait yaptım ama Haha. İşte bu kadar. Bundan ibaret değil mi? Her şey nispet ve kandırmaca üzerine, her şey kim ne yapmış ne etmiş sürekli her şeyden haberin olması. Boşuna dememişler "elimdeki kumandan hayatıma kumandan" diye. Hayal kırıklıklarım zirveye ulaştı, ulaştı, ulaştı... Hiç ummadığım şekilde sonuç verdi sorgulamalarım. Çoğu geceler ağzım açık kaldı. 15 saniyelik ünlenmek uğruna kayan hayatlar mı desem, ayak kaydırmanın sıradan bir kriket olduğuna mı sinirlensem, haksızlığın adaletsizliğin ağızda bir sakız olduğuna mı kafa yorsam.. Çözemedim. Eskisi gibi değil, artık yüzeysel değil karşıtlığım. Sisteme olan karşıtlığım. Artık çok daha kin doluyum, çünkü bize bir şeyler vaadedildi, y kuşağındanım ben. Ben inandım. Küçükken cidden inandım. 2000'ler güzeldi çünkü. Şimdi anlıyorum o günlerin kıymetini. Doğal olarak bana ve benim kuşağıma sahte bir garanti verildi. Bizim de hayallerimiz büyüyünce gerçek olacaktı. Bunun için savaştım. Senelerce. Anormal hayat şartlarıma rağmen normal bir hayat kurmayı düşledim. Ama olmadı. 2017'den itibaren ciddi anlamda b.ka sarmaya başladı. Sadece ben değil, topluca. Her şey katlanılmaz hale gelmeye başladı. İyi olan bir şey göremiyorum, üzgünüm. Ne ekonomi, ne toplum, ne çağımız... Zerre inancım yok bir şeylerin düzeleceğine. Aksine, şımarıklık için söylemiyorum bunu, her şey daha da beter olacak. Ta ki insan ırkı çıkmaza girene kadar. Doyumsuzluk, lakaytlık bu kendinden geçmeler, s...k..b..ktan akımlar bir tarafımıza girecek. Paramparça olacağız. Yetinememenin sonucunda öngörüyorum ki yokolacağız. İntihardan doğmuşuz, sanırsın huzur en büyük düşmanımız. Çok çabaladım. İyi düşünmek için. Güzel düşün güzel olsun dedim. Lakin beynim Kmfdm Megalomaniac parçası kadar hızlı çalıyor. Bitmeyen lanetli bir plak zihnimin içinde dönüp duruyor. 2016'dan çok daha beter ötesi bu sene. Sadece ben değil, herkesin. 2018'in içinde tanıdığım insanların yarısının hayatı kaydı. Hem de aniden bir gece, bir sabah. Sanırım ben 2. yarıya kaldım. O da 2019 ligi oluyor. Bir tane mutlu yüz göremiyorum. Dostluk, arkadaşlık kavramından şüphe duyuyorum. Sanırım soyutlandım. Patlağını verdi tabi. Çok uzun süreler ağladım. Yattım, kalktım, sorguladım... Ve kaosa çeyrek kala bilemedin 10 kala şansım yaver giderse şayet kendimi nasıl kurtaracağımı buldum. Yanlış çağda doğduğumu mükemmel bir şekilde idrak ettim. Çok değil, sadece bundan 50 sene önce falan doğsaydım. Her şey harika olacaktı. Maalesef kıyamet çağında, kıyametten kıyamete gebe kaldım. Ne zaman suyum gelecek kıyamet? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sidar Yanıtlama zamanı: Şubat 7, 2019 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 7, 2019 Cernunnos (Vahşi eril güç )üzerine meditasyon yaptıktan sonra karşıma vitrinlerde sürekli boynuzlu imgeler çıkması , köpeğin bana saldırması falan normal derken kendimi baya kanlı -bıçaklı kavganın ortasında bulmam egzantrik ve çok iyi olmadı . yani eş zamanlılığa ve iletişime alışığız da , bu kavga olayına gerek yok gibiydi sanki . Zira ruhani bir hayat süren fenomen olmaya çalışan biri olarak 2 saat sonra kendimizi az daha f tipi müdavimi haline getirmemiz an meselesi idi .Neyseki polislere amacımın ortadaki saçı çekilerek zorla süreklenilşmiş bayanı kurtarmaya çalıştığımı anlatabildim . Bu eril enerjiler ile çalışmak riskli . Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
adEda Yanıtlama zamanı: Şubat 8, 2019 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 8, 2019 Çok mu cesurum, yoksa korkağın teki miyim diye düşünüyorum... An geliyor insanın çok dürüst bakması gerekiyor şeylere. An geliyor doğruyu söylemesi gerektiğine inanıyor. An geliyor kafasının içinde kıyametler kopacağını bile bile adımlar atıyor. Ve şu an dürüst bir yorum getirebiliyorsam eğer böyle 'an geldiği zaman' çoğunlukla dürüst davranmayı başarıyorum. Ve soğukkanlılık. Hayatın en sağlam çelme taktığı zamanlarda düştüğüm yerden kalkıp tepkisizce, telaşsızca, öfkeden arınmış bir şekilde sırıtabilirim. Ama yine 'ama'sı var. Ben neredeyse her an kalbimi göğüs kafesimde, avcumun içinde, şakaklarımda, atan karın kaslarımda hissedebilirim. Hep telaşlı. Ayaklarım sürekli benden önde yürüyor. Bir evde on beş kişi varsa onunun arkasını kolluyorum kafamın içinde. Bir de eyleme dökmemekte diretiyorum bu endişeleri. Sözde zihin terbiye edilecek. Gözüme uyku girmiyor. Hep biraz tedirginim. Şimdi bu korkaklık değil midir? Belki de tüm bunlar çelişmek zorunda değil. Korku, cesur davranmak için bir olanak veyahut şart. Yine de dönüp baktığımda tavrımda bir şeyler çok inişli çıkışlı karmaşık geliyor. Halbuki normalde bu durum varlığını hissettirmiyor. Yani, bilmiyorum. Son zamanlarda bedenime daha çok odaklanmaya, daha çok dikkat etmeye, tedavi etmeye başladım. O 'ilaç kullanımına karşı' olan ben resmen modifiye edilirken buldum kendimi. Peki neyi tam anlamıyla düzeltebildim ki? Belki de böyle olmuyor. Benim çözmem gereken içsel şeyler var belki de genel anlamda iyi hissetmek için. Belki çok fazla anlam yükleyip bağdaştırıyorum. Belki problemlere odaklı biriyim, farkında değilim. Halbuki çok sıkıldım problem duyup olumlu hiç bir şey duymamaktan. Her şeyi olumlayacak şekilde davranmaya çalışıyorum. Tabii, düşünüyorum. İşin gerçeğinin çok parlak olduğuna inanmıyorum. Bu melankoli zaman zaman sandığım kadar yersiz olmasa gerek. Ve neşem de, hangi şartta nerede olursa olsun, bir maske değilse eğer o da hiç bir şekilde yersiz değil. İnsanlar ciddi zamanlarımda beni dinlediğinde pesimist bir insan olduğunu düşünüyor kimi zaman. Bunu duymak anlaşılmadığım hissi veriyor yalnız. Ben mücadeleden yanayım oysaki. Sakince sorup yanıtı beklemeyi öğenmeye çalışıyorum, kafamı duvarlara vurmadan. Uyumak gibi fizyolojik bir rutin her gün efor sarf edilen bir şey olmamalıymış gibi geliyor bana. Lakin olabilir de pek tabii. Her şey mümkün, her şey normal, her şey meşru... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.