Şu An Nasılsın? Ne Düşünüyor, Ne Hissediyorsun?

Benim kedi yavrusu imkansıza yakın bir hastalıktan iyileşmeye başladı. Sevinmek için erken ama aslında tam zamanı. Sanki mucize oldu.

Niye kasiyoruz ki kasmasak keşke

Bugün kayıba gittim.Eski dostum beni konuşturmak için çok uğraştırdı.Derdim yoktu,bir sıkıntım olmamalı evet olmamalıydı ama Zahra da bıraktı gitti işte.Hayatımızın bu kadar cinsellik üzerine kurulu olması ağırıma gidiyor...Hayatımda hiçbir kadını istemiyorum ama dayanamıyorum işte bir gün birisi çıksa dese ki "ben seni *** in olmasa da severdim" okadar sevinirdimki.Ona bağlanırdım,bırakmazdım,her zaman arkasında dururdum ama öyle birisi yok işte.Neden masum sevgimiz sadece soyumuzu devam ettirme güdüsünden kaynaklanıyor?Neden bu kadar iğrenç bir olay için fedakarlık yapıyoruz?İnsanoğlu kendini gereğinden fazla değerli görüyor.Iğrenç emellerimiz için binlerce boş bahane uydurmadan düzgün ilişki bile kuramıyoruz...

Muhabbet kuşumun yavrusu çıktı yumurtadan. Tanrım çok küçük, çok savunmasız, aklım gidiyor bir zarar görecek ya da annesi ürküp beslemeyi bırakacak diye. Ağlayasım geliyor onun o savunmasızlığı karşısında. Küçücük sesi var bir de, zaten sesini duyunca fark ettim çıktığını. Minicik ya minicik, çıldıracağım!

uranüs'ün boğa burcuna geçmesi beni heyecanlandırıyor ve mutlu ediyor. baya kötülendi aslında akrep burcuna olan etkisi için özellikle, ama geçen sene hatırlıyorum uranüs'ün boğa'ya geçişi zamanı o mayıs ile kasım aralığı yeniden yapılandırılan bir kredi taksitlendirilmişçesine hayatım yeniden yapılandıydı, ne zaman kasımdan sonra uranüs tekrar koça geldi, ne kariyer kaldı ne heyecanlı aksiyonlar, mıknatısa dönüşmüştüm artık çok hızlı yaşıyordum aralıktan önce. ama şimdi koç'un da hakkını yemeyeceğim uranüs koçta iken kariyer ve eğitim konularında köklü değişim diyordu, ciddi ciddi öyle oldu çoğu eğitimle ilgili olayım uranüs koçta iken olmuş ne bileyim bütün bunlar şok edici çünkü stabil klişe ilerlemedi bam bam bam ters köşeler oldu şimdi uranüs'ün boğa etkisinin gençleştirici bir iksir gibi tekrardan o özlediğim mindfuck anılarımı enerji olarak da çağırdığımı düşünüyorum etim de kemiğim de senin uranüs

Şişli belediyesini alabilirler , buraların cok köklü bir tarafı kalmadı artık ,sarıgüle yaptıkları yalakalıga bak .. ha nisantası ve macka belediyesini alamazlar zaten oraya paraları yetmez de , yeter ki taksim , kadıköy iyice sahip cıkalım buralara, sisli nin ta anasını .. ha bomontiada haric ..

uranüs'ün boğa burcuna geçmesi beni heyecanlandırıyor ve mutlu ediyor. baya kötülendi aslında akrep burcuna olan etkisi için özellikle, ama geçen sene hatırlıyorum uranüs'ün boğa'ya geçişi zamanı o mayıs ile kasım aralığı yeniden yapılandırılan bir kredi taksitlendirilmişçesine hayatım yeniden yapılandıydı, ne zaman kasımdan sonra uranüs tekrar koça geldi, ne kariyer kaldı ne heyecanlı aksiyonlar, mıknatısa dönüşmüştüm artık çok hızlı yaşıyordum aralıktan önce. ama şimdi koç'un da hakkını yemeyeceğim uranüs koçta iken kariyer ve eğitim konularında köklü değişim diyordu, ciddi ciddi öyle oldu çoğu eğitimle ilgili olayım uranüs koçta iken olmuş ne bileyim bütün bunlar şok edici çünkü stabil klişe ilerlemedi bam bam bam ters köşeler oldu şimdi uranüs'ün boğa etkisinin gençleştirici bir iksir gibi tekrardan o özlediğim mindfuck anılarımı enerji olarak da çağırdığımı düşünüyorum etim de kemiğim de senin uranüs

Benim yükselenimden gececek uranüs , suan asc ile kavusumda gelir gelmez bogaz sorunları yarattı . Bakalım nasıl etkilesecez . Aslında uranüs ile boganın dogası birbirleri ile uyusmaz . Uranüsün radikalligi ile boganın muhafazakar yapısı her zaman bir kriz yaratır . Aslında uranüs korku ve özgürlük polaritesi üzerinden calısır , korku karsısında birseylere tutunmaya devam edip kendimizi baskılayacaz veyahut bir eylemler bütünü icerisinde güvenlik algımız icin özgürlügümüzden olacaz . The economist dergisinin global internet bankacılıgı ve paraları üzerinden tüm kurumsal politikaların iyice sekil degistirecegi tarihi 40 sene önceden uranüsün bogaya gectigi zaman dilimini vermesi de hos tesadüf . En son uranüs boga dönemi 1935 -1941 tarihleri arasında gerceklesti , yani ikinci dünya savası dönemine denk geliyor . Maddi kaynaklar icin verilen mücadelenin ,yeni kaynakların ön plana cıktıgı ve aynı zamanda sanayinin ilerledigi bir dönem . Uranüs bogada cetin gerceklesecek anlasılan . Ama bir bilgelik de var ki olguları dogru degerlendiririz ve dünya icin gereken sorumluluklara iyice asılarsak gezegenler bizi o kadar da etkilemiyor ,tam aksine gelisime daha cok yardımcı oluyor . Herkese ekonomik bagımsızlıgının güclendigi ve kaynakları bilgece kullandıgı bir dönem tavsiye ederim ..

 

Benim yükselenimden gececek uranüs , suan asc ile kavusumda gelir gelmez bogaz sorunları yarattı . Bakalım nasıl etkilesecez . Aslında uranüs ile boganın dogası birbirleri ile uyusmaz . Uranüsün radikalligi ile boganın muhafazakar yapısı her zaman bir kriz yaratır . Aslında uranüs korku ve özgürlük polaritesi üzerinden calısır , korku karsısında birseylere tutunmaya devam edip kendimizi baskılayacaz veyahut bir eylemler bütünü icerisinde güvenlik algımız icin özgürlügümüzden olacaz . The economist dergisinin global internet bankacılıgı ve paraları üzerinden tüm kurumsal politikaların iyice sekil degistirecegi tarihi 40 sene önceden uranüsün bogaya gectigi zaman dilimini vermesi de hos tesadüf . En son uranüs boga dönemi 1935 -1941 tarihleri arasında gerceklesti , yani ikinci dünya savası dönemine denk geliyor . Maddi kaynaklar icin verilen mücadelenin ,yeni kaynakların ön plana cıktıgı ve aynı zamanda sanayinin ilerledigi bir dönem . Uranüs bogada cetin gerceklesecek anlasılan . Ama bir bilgelik de var ki olguları dogru degerlendiririz ve dünya icin gereken sorumluluklara iyice asılarsak gezegenler bizi o kadar da etkilemiyor ,tam aksine gelisime daha cok yardımcı oluyor . Herkese ekonomik bagımsızlıgının güclendigi ve kaynakları bilgece kullandıgı bir dönem tavsiye ederim ..

uranüs boğadayken geçen sene çok zor 2 ay yaşamıştım. bu 2 ay aslında başımda bela olduğundan değil de, değişmesini içten içe arzuladığım ama bir türlü cesaret edemediğim tabiri caizse deli gibi olmasından korktuğum her şey olmasından kaynaklı idi. ama değişim yolunda ciddi anlamda sınandım, çok zorlayıcı bir değişim sancısıydı çok can yaktı çünkü temelinde kimliğimi etkiliyordu ama şimdi geriye bakınca aslında bir şeyleri kavramam, doğru prensipleri kurmama ve büyük ölçüde değişmeme el verdi hala daha büyük eksiklerim var ama 7 sene dile kolay yaşamaya çok , o yüzden dediğin gibi şu 7 seneyi bilgece kullanmam için daha epey vakit var ve dezavantajlı taraflarını dahi avantaja dönüştürmek lazım, ama dönemleri hatırlıyorum çevrem karakterim tarzım giyinişimi bile doğrudan etkilemiş hiç denk gelmeyeceğim birbirinden alakasız birçok tema gündemime girmişti. deli dolu şen şakrak zamanlardı xd bunları o zaman okuyup öğrenmedim bu arada uranüs boğa transitini yakın zamanlarda duydum araştırdım baya sonra durup bir bakınca dedim ki. aaa....

Bu konu ile alakalı bir video mu hazırlasam . Ne zamandır paylaşım yapmıyordum youtube kanalımda .

Sigarayı bıraktık la . Cok zor degilmis , cok kolay da değilmiş ..Gereksiz oldugunun bırakınca fark etmem . Ara sıra puro icecegim ama , tütün icmeyene kız vermiyorlar la günümüzde .Sofi gözüyle bakıyorlar artık .

Oğlak'ların sigarayı bırakma yılı herhalde. Çevremdeki tüm Oğlak'lar sigara bıraktı bu ay. Ben dahil. Alırım bi dal ama yine de.

Herkesi 15 martta neredeyse tüm dünyada aynı anda gerceklesecek olan iklimin kötü gidişatı ve doğa anayı korumak adına eylem çağrısına davet ediyorum .Gelecek için küresel iklim grevi yapılacak . Ben af örgütünden oradan buradan bir sürü insan getirecem beşiktaşa ( belediye binasına) , istenirse eğer kadıköy de de grup oluşturulabilinir .. Biliyorsunuz hızlı bir ısınma ve iklimi krizi var . İklim bilimciler yeryüzü ısısının sırf 2 derecelik oynaması ile bile , kuraklığı ,alev hortumlarını ,su baskınlarını hızlı bir şekilde arttıracağını söylüyor . Dünya 2 derece ısınırsa ciddi anlamda sorun yaratır , Bm ( Birleşmiş Milletler ) bunu önlemek için paris antlaşması imzaladı ,ve onaylayanlarından birkaçı herhalde daha fazlası dün tuhaf bir şekilde uçak kazasında vefat etti . Çok politik bir durum var , bu antlaşma petrol politikasını tasnif etmeye de yönelik . Bilinçli olalım arkadaşlar , çoğu ilde grev olacak herkes bulunduğu yerden katılsın lütfen .İzmir , adana , balıkesir çoğu yerde . Ricamdır ..

https://fridaysforfuture.org/?fbclid=IwAR3boAlplwnB-CAxtPcmResOK1CDUCBF0HOA78sKaVFz1tKbC0U2hin2EYM

Kaptan Marvel iyiydi.

Şu Kadavra filmi,internetten izledim ben onu 2 3 hafta önce kadar yahu.15 martta sinemalarda diyor.neyse izleyen izlesin güzel film puanım 7.1 ..

Kaptan marvel'e bende gidecektim lan bu arada ama gidemedim yine.ne zamandır sinemaya film izlemeye gitmiyom 2 sene olmuştur belkide 3 ahahsjhaha

Şunu fark ettim ki siyasi kampı fark etmeksizin kin ve kutuplaşma atmosferi içerisinde yaşayan insanlar bir süre sonra kimi hedef göstereceklerini şaşırıyorlar hali hazırda nefret kustukları kitleler onları tatmin etmemeye başlıyor, sonrasında kendi kamplarında dahi olsa kişisel görüş veya yaşam tarzlarına %100 uymayan insanları yok edilmesi gereken azılı düşmanlar olarak sınıflandırıyorlar. Böylece kutuplaşmış gruplar bir yerden sonra tek tipleşiyor.

Bu taksiler niye gece vakti zırt pırt korna ile taciz ediyor , la binecek olsam durur cagırırım .La gidin örgütlenin kooperatif kurun , pansiyon falan işletin cok sıkısık iseniz . la bilader bu ülkede taksicilik mi yapılır ..

Azıcık enerjim vardı onuda aldınız.

Daha enerjik bir zamanımda gireyim.

Evren 2 haftada bir uyarı mesajı gönderiyor. Çok ciddi bir yanlış yoldayim demek ki. Yanlış yoldayim ki 2 hafta fark ile aynı cümleleri bana karsi 2 bambaşka insandan duydum. Hafif cümleler de değil, kendine gel demenin en aşırı iki alternatifiyle yuzlestim, nasıl bir telepatidir anlayamadım, ama bu kadar benzer cümleler.. Ne bileyim bu bi mesaj sanki. Ciddi anlamda gönderilen bir çağrı. Sanki kararlar durağında önümde 2 yol belirmiş, ben çıkmaz olana girmeye çalışıp hayatımı bitirirken zorla yaşama sevincimi canlandirip yeni seçimlerle dolu bir hayata doğru kurtarılmaya calisiyormusum gibi. Haklılar da. Ne yapıyorum ki? Senelerce emek verdiğim degerlerimi yikiyorum. Her zaman yanımda olan degerlerimi ideallerimi. Bana en çok destek veren hayalleri. Sırt çeviriyorum. Ilgileniyormus gibi yapıp rafa kaldırıyorum. Tam bir hayat kurmusken hayatımı mi bitirdim kendi ellerimle, yoksa zaten bir şeyleri ongorup gardimi almadığım için mi şu an önüme engel olarak dikildiler. Ne sacmaliyorum ki. Engeller hep vardı. Doğru söylüyorlar. Kaldır ve hayata kaldığım yerden devam et Alev. Resume to live.

Şu friends cok eglenceli bir diziymiş lan ..

Sildim yazdıklarımı, bir gün yüz yüze gelirsek anlatırım... Hadi gülümse...

Gençler hepinize çay ikram edeyim.sakin sakin için ama, sakın birbirinizi yemeyin ahahaha:D

.............

Yine hasta oldum. Şahane. Boynumda lenf bezeleri var benim. Boğazları- haha! Bu sefer yemezler. Bademciklerimle birlikte onlar da şişip ağrı yapıyorlar enfeksiyon olduğunda. Ve ben sabah yine tutulmuş bir boyunla uyanmaktan korkuyorum. Dört saat kadar sahilde gölgede oturdum, eve geldiğimde şifayı kapmıştım. (Yani yemeyin. Gelmedi daha o bahar.) Bu sene bağışıklık sistemim beni öyle bir yüzüstü bıraktı ki. Yediremiyorum bunu. Ben ki yağmurda koşup sırılsıklam olan, soğuk duşlar alıp iradesini tartan, bütün kışı sırf hırkayla geçiren, en soğuk günde bile sahilde takılan insandım. Amma içerledim hee! Ama sahiden bişiler oldu. Toparlayamıyorum. Napayım ya, saçma bile olsa zoruma gidiyor... Öyle bi zonkluyor ki "Kafatasım yumuşamış gibi hissediyorum." diyorum. Ablam da "Belki de tekrar bebek oluyorsundur." diyor. Keşke be abla. Velakin benjamin button değilim, daha küçülemem de ben zaten. Ehehe. Neyse şu köşeden alerji ilacına geri başlayayım madem... Ateş düşürücüyü düşünelim.

O kadar saçma sapan derdimi okudunuz bari şunu bırakayım da gülün ya.

Dolunay çok fena çarptı.

yeni jenerasyon mu çok mu mutlu sence ? çok konuşma rezil oldun hepsi mutsuz bence. iş, ekonomik bağımsızlıktan başlayıp güya kendimi gerçekleştirmeye yönelik amaçla savruldum bir yere ama kendimden başka her şeyi buldum. mutsuzluk, bitmeyen boşluk ve alaycı kimliksizlik hüzünü sardı hücrelerimin çevresini. demek ki neymiş kendi paranı kazanmak seni sen yapmıyormuş. demek ki sırf başkasına hesap vermemek için para kazanmak uğruna patron denen insan artıklarına hesap vermek de senin kimliğini bulmana yardım etmiyormuş. aksine, bir hapishaneden kaçarken bir başkasına giriyormuşsun. peki nedir bunun çözümü ? aile hegemonyasından kaçarken sermaye sahiplerinin hegemonyasına girmek mi ? korkunç yalnızlığını geçici titrek seraplarda gidermek için seninle sadece maddesel gücün için ilgilenen karşı cinsin aldatmacalarına düşmek mi ? hayat böyle, sistem bu, bir şekilde sistemin içindeyiz diyenleri öyle dinleyip kabul mu edeceğim ? galiba benden bir halt olmayacak. en kötüsüne kendisini hazırlamaya çalışıyorum. sokaklarda dilenmek. rezillik , alay ve utanma. uyum sağlayamıyorum. korkuyla yaşamak istemiyorum. her gün turnikeden geçerken parasızlık korkusuyla kartımı basıp bir barkod verisi olarak ömrümü tamamlamak istemiyorum. bu kadar basit değil. can sıkıcı bayık bir romantiksin diyorlar, evet galiba öyleyim.

bugün 2. aydönümü. Her şeyi çok boğucu dramatik uçlarda yaşıyorum ve yaşatıyorum farkındayım bütün bunların. Kendime abartma abartma diye diye içimde patladı en sonunda. Uzun zamandır bir şeyleri paylaşmıyorum kimseyle. Tam anlamıyla. Arayıp anlatmak istemiyorum. Paylaşmak istemiyorum işte. Hatırlamak istemiyorum çünkü. Ama çok sevmişim ben be. Çok sevmişim orayı. Çok sevmişim o anıları, çene kaslarımın kahkaha atmaktan işlevsiz halde geldiği günleri çok özlemişim. Yürüdüğüm yollarını özlemişim. O ruh hastaların doluştuğu kırmızı oto pazarını bile özlemişim. Haftada illa bir gün oturup kimsenin bana karışmadığı, bira içerken usul usul ağlayıp içerlerken anlayışlı garson dostumun sakince küllüğü değiştirişini bile özlemişim. Sonra hiçbir şey olmamış gibi nefesimi kesen yokuştan çıkarken arayan herhangi bir dostumun çarşıda olması haberini almamla beraber müzik dinleyerek yolları tavaf etmeyi özlemişim. sonra şadiye teyzemi özlemişim mesela, başlarda ders çalıştırmaya geldiğim için benden nefret eden ama sonra dibimden ayrılmayan buruk ege'yi özlemişim. ben o şehri özlemişim arkadaş. her ne kadar yalanlasam da deli gibi özlemişim. ilk kredi kartı borcumu, ilk aşkımı, ilk sağlam kazığımı yediğim o şehri özlemişim ben. o üstünde gecelerce uyuyaldığım çalışma masamı. her yerden her yere en geç 1 saat içinde gitmeyi özlemişim. geceleri sahilin karanlığa gömülürken dolunay'ın bütün güzelliğiyle vals etmesini. çılgınlar gibi ağlamasını. çılgınlar gibi gülmesini. ben sana hiç hoşçakal diyemedim ben be. şiddetli geçimsizlikten eskiden birbirini ne kadar sevdiğini dahi hatırlayamayan huysuz bir çift gibiydik. vadem dolmuştu. senin bendeki yerinin vadesi dolmuştu be. artık tartışmasız, mutlu bir gün geçiremiyorduk ki birlikte. ah be 2. memleketim. doğduğum yer olmayıp doyduğum yer olan. ben sana iki çift "elveda" bile edemedim o otogarda ağır kutuları taşıma telaşıyla. ama olmayacak. yani olmamalı. geri dönemem. geri dönersem olacakları biliyorum, içimde bir pişmanlık olarak kalmanı istemiyorum be . sen şu anda olduğu gibi hep güzel kal bende. o şiddetli geçimsizlik tatsız ufak bir anı olarak kalsın aramızda güzeller güzeli eski sevgilim. biz başından beri birbirimize uygun değildik, bir şekilde yolunu bulduk senelerce ve çok iyi anlaştık, zıtlığımızın getirdiği ortak noktalardı bizi birbirimize bağlayan. ama benim güzel nedenlerim vardı. sil baştan başlamak lazım bazen ve bu saatten sonra silkelendim ve artık odak noktam bu. hoşçakal.. gidiyorum ben. anılarımızdan. boğamızımda düğümlenen hıçkırıklı anılarımın sahibi olan cennetim. çünkü dolu dolu yaşamak istiyorum ben. her ne çıkarsa yoluma selam verip yürümek istiyorum ben. sil baştan başlamak gerek bazen!

Elveda.