Jump to content

Şu An Nasılsın? Ne Düşünüyor, Ne Hissediyorsun?


Deaths_Expulsion

Önerilen Mesajlar

Gelin bakalım gelin .

 

Sivridir benim kılıcım .

 

Kiriş ile aramda üç parmak,atlarınızı sürün onlar bir deve kadar dayanamayacak .

 

Türbedarlıgın ne yazar ,ruhunda mühür ,ayagında sigil , senin dervisligin ne olacak .

 

Sivridir benim kılıcım .

 

Hayata gercekten hayır diyemeden önce ,evet demeniz yakar kılıcı..

 

Fazla bulandırma suları ,yeter bulandırma ,bulamac gibi cevirme suları .

 

Suyun ruhu kızgınlasacak ...

 

O zaman kılıclar ikili oynayacak ..

 

Hadi bakalım hadi ..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Gün geçtikçe çok tuhaf şeyler öğreniyorum... Bugün insanların çoğunun kendine karşı dürüst olamadığını farkettim.Ne acı,ben de dürüst değilim.İnsanlar ne kadar inkar ederse etsin.İnsanların ahlaki yargıları büyük biçimde semavi dinlerin izlerini taşıyor.Bizim yaşadığımız coğrafya hakkında konuşuyorum..Her ne kadar akıl,kişilik,irade gibi kavramlar olsada,sanırım yaptığımız tercihlerin çoğu bize ait değil...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

30 yaşıma yaklaşıyorum şaka bir yana. zamanın hiç de yavaş olmadığını görmeye başladım. 35 dediğin yarısı zaten. çürümeye son sürat devam. yüksek bir anlam bulamadım, spiritüel lunaparklarda yalancı illüzyonlara kanamadım. manevi tatmin aşk meşk falan da nanik yapıp geçti. maddesel hırslara gömüleyim desem o kadar ağırlığım bile yok kaldırma kuvvetiyle yine yüzeye fırladım derinlere gidemedim. farkındalık ne fena bir şey. cahillik bir zamanlar sonsuz mutluluktu. tutunacağım bir idealim yok, hiçbir hedefe o kadar rasyonel bir yoğunlukla odaklanamıyorum ki. o içte sürekli kemiren o şey var ya o şey, artık adına ne diyim bilmiyorum, yalnızlık mı boşluk mu hiçlik mi o sürekli eksik olan şey işte o şey. içten içe her anımda her saniyemde kemirip delirtiyor beni. çözüm bulamadım. sadece eğri büğrü alıştım. (yalan, alışamadım bile.) alıştım bile denemez de günlerimi geçirmeyi öğrendim diyelim. gerçekten de bazıları ne yaparsa yapsın hayatın rutinine kendini kaptıramıyor. içlerinde bir yerde bir fısıltı onları hep ayık tutuyor. uyuyayım da unutayım diyorsun ama o farkındalık bir kez girdi mi ışığını tutup sana acı hakikatleri gösteriyor.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Yeniden yıkıklardayım. Şöyle bir sordum kendime neyin var ne başarabildin diye ? Cevap yok hiç bir şeyim yok ve hiç bir şey başaramadım. Yıkıklığın bile dibine vuramadım. İntiharı da beceremem kesin ben.

 

Shut up and give me a hug

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Dayı Pandora'nın ürünlerine düşmeyecek kadın yoktur ama para yok kimsede şu ara bilmiyorsun sen. Neyse benim yine hayallerim yıkıldı ne tesadüf forumda bulmuşum kendimi.

 

Şu yüzük, pırlanta, elmas, altın falan sevmeyi bana da öğretsenize yahu.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Gözlerimde konjoktivit başlamış. -_- Yalnız ben hastalıklardan çok sıkıldım 2019'un basindan beri yeter artık. Hakkaten yeter.

 

Ulan arkadaş alınma ama ,son 3 senedeki veya 4, hastalıklarla ilgili serzenişlerini görmekten gözlerim sitreste girdi:D. bunun bir çaresi yokmudur bende hastalanıyorum ama hiç senin kadar yazmadım tebrik ediyorum seni bu arada konjoktivit ne lan bi tivit atda öğrenelim.(kıs kıs kıs,,)...(iğrenç espri gülüşü):blink:

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Saçma sapan hissediyorum son zamanlarda. Bütün olan biten çok sıkıcı. Ne düşündüğümü bilmiyorum. Üstümde yine ölü toprağı var. Kendimi hiç bir şey yapmaya ikna edemiyorum. Bir yere varacak pek bir şey olduğuna inanmıyorum. Yaşamaya ikna ediyorum kendimi, fazla ötesine geçemiyorum. Kafamı toparlamam gerek. Zaman geçtikçe kafeste olduğum hissi artıyor. Neyin peşindeyim ki? İnsan ilişkileri git gide daha çok batıyor. Sesler daha çok sinirimi bozuyor. Daha bi "ne bileyim yaa"yım. Kum olmayacaksam ufalanmak kâr değil. Tıkandım galiba yine. Yine hiç bir şey olmuyor. Keşke şaşırsam biraz. Bile bile lades kaderim oldu sanki.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ulan arkadaş alınma ama ,son 3 senedeki veya 4, hastalıklarla ilgili serzenişlerini görmekten gözlerim sitreste girdi:D. bunun bir çaresi yokmudur bende hastalanıyorum ama hiç senin kadar yazmadım tebrik ediyorum seni bu arada konjoktivit ne lan bi tivit atda öğrenelim.(kıs kıs kıs,,)...(iğrenç espri gülüşü):blink:

 

Sevgili dostum Abra,

Şubat 2019'dan bu yana sağlık sorunu yaşamaktayım. Bundan önceki forum yıllarımda aşk acısı (bu hafif bi tanım oldu ama) ve depresif bozukluklar ile alakalı yazarken, (çünkü grip dahi olmuyordum bahsettiğin gibi 4 senedir hastalıklardan muzdarip değilim.) Şubat ayından bu yana tam 53 kez hastaneye gitmem ve birçok farklı sağlık bozukluğunun aynı anda oluşması sonucu serzenişlerimin bir bölümünü foruma yansıtmış olabilirim. Zannediyorum yaşlandıkça bazı tehlikeli eğlencelerin acısı çıkıyor insandan ve hepsi aynı anda vuruyor. Bu hasta ve yaşlı teyzenizi affedin lütfen. Iyilesmesi ve yeniden buraları depresyona bulayabilmesi için onun adına dua edin. Inananın bu yaşlı ve hasta teyzeniz de talihsiz sağlık sorunlarından kusmak istiyor artık. Belediye başkan seçimleri hayırlı olsun. Saygılar.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

fabrikadaki her bir hattaki deliği, kaçağı, ürünün dışarı akışını gördükçe, sıkıştırılmış mekanik düzenden kaçmaya çalışan o her şeyin içindeki özgürlük dürtüsünü görüyorum. entropinin durdurulamaz akışıyla yayılıp genişlemek isteyen doğanın ruhu, en koyu gri ruhsuz metalik gri insan yapımlarında bile amansız şekilde ilerleyişi sürdürüyor. enerji dağılıp yayılmak genişlemek yükselmek sonsuz özgürlükle coşmak ister. biz de bu ele avuca sığmaz akışı sıkıştırarak bir arada tutup hayatta kalmaya çabalarız. bu mücadele asırlardır sürer. yine de enerji asla yok olamayacak, durdurulamayacak ve hapsedilemeyecektir. bizler kontrolü elde tutmaya, kimyasal eriyiklerin hatlarda uslu uslu hapsolmasına, vücudumuzun dokularını sıkı sıkıya bir arada tutmaya çalışırız. ancak her an saniye formların dağılıp evren okyanusunda formsuzlaşması sürer. Öz'den gelen özgürlük belki geciktirilebilir doğru, ancak asla durdurulamaz.

 

Ne zaman "kıymetli" (!) kimyasalların boruları delerek dışarı fışkırdığında uzmanların, sözde patronların koşturarak bir an önce "düzeltilmesini" istediği bu tür endüstriyel panik sahnelerinin içinde bulunsam, içimden hiç belli etmeden ferahlayarak gülümserim. Zamanın zincirleri eritişini tekrar tekrar gördüğüm o süptil haz anları bana umudun asla kaybolmadığını hatırlatır.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

fabrikadaki her bir hattaki deliği, kaçağı, ürünün dışarı akışını gördükçe, sıkıştırılmış mekanik düzenden kaçmaya çalışan o her şeyin içindeki özgürlük dürtüsünü görüyorum. entropinin durdurulamaz akışıyla yayılıp genişlemek isteyen doğanın ruhu, en koyu gri ruhsuz metalik gri insan yapımlarında bile amansız şekilde ilerleyişi sürdürüyor. enerji dağılıp yayılmak genişlemek yükselmek sonsuz özgürlükle coşmak ister. biz de bu ele avuca sığmaz akışı sıkıştırarak bir arada tutup hayatta kalmaya çabalarız. bu mücadele asırlardır sürer. yine de enerji asla yok olamayacak, durdurulamayacak ve hapsedilemeyecektir. bizler kontrolü elde tutmaya, kimyasal eriyiklerin hatlarda uslu uslu hapsolmasına, vücudumuzun dokularını sıkı sıkıya bir arada tutmaya çalışırız. ancak her an saniye formların dağılıp evren okyanusunda formsuzlaşması sürer. Öz'den gelen özgürlük belki geciktirilebilir doğru, ancak asla durdurulamaz.

 

Ne zaman "kıymetli" (!) kimyasalların boruları delerek dışarı fışkırdığında uzmanların, sözde patronların koşturarak bir an önce "düzeltilmesini" istediği bu tür endüstriyel panik sahnelerinin içinde bulunsam, içimden hiç belli etmeden ferahlayarak gülümserim. Zamanın zincirleri eritişini tekrar tekrar gördüğüm o süptil haz anları bana umudun asla kaybolmadığını hatırlatır.

 

Beni neden görmemezlikten geliyorsun Can?.d

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Titizlik takıntım tavan yapmış durumda. Güneşli günlerin başlaması ile birlikte ev içinde uçuşan tozlar çok daha görülebilir hale geldi. Ama bu tozlar ev supuruldukten yarım saat sonra da havada uçuşuyor. Hep uçuşuyorlar. Hep varlar. Lanet olsundu. :/ Tozsuz bir hayat mümkün müydü. Nefret gelmişti.

 

Şu Ekrem Imamoglu'nun sakinliği beni dehsete düşürüyor. Adam fevkalade sakin ve telaşsız. Çeyreği bende olsaydı ne olurdu sanki.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...