Şu An Nasılsın? Ne Düşünüyor, Ne Hissediyorsun?

Benim temennim de zaten mayısta azıcık ısınmak.Elektrik sobası yanık halde sağ yanımda fısıldıyor adeta '' siz insanlar küresel iklim değişikliğine sebep olmanız sonucu kendinizi bu hale getirdinissss gebereceksinis sogğuktan kafirler '' :blink:

sert rüzgarlardayım. edindiğim maddi konforu bırakıp eski parasız ve sefil ve idealist ve sokaklarda sürünen alkolik budala olma yolundayım. gece partilerinde gözlerinden kan damlayanların mor damarlarında aşkı aramak üzere izmire geri dönmeye gün saymaktayım. hiç akıllanmayacağım, siyah giyeceğim ve bundan gocunmayacağım!

İç ses :'Mayıs ayında Antalya'da -1'i ölçtüm az önce.Tamam belki henüz mayıs değil; tamam -1 de bir ölçüm hatası ama ne demek istediğimi anladın sen.Bunun Ankara'sı var bir de ama o güne kadar böyle güzel kalır mı hava?Bilinemez.Tedbirli olmalıyım.Dış görev zayiatı olmak bir yana üşürüm ölürsem.Donarsam ölürüm, ölürsem üşürüm.Üşürsem donarım.Her şey yine çok mantıklı.Ama zaten...zaten elinde mantıklı birkaç şey yoksa mantık hatası yapamazsın."Bir şeyin yokluğu o şeyin kendisini içereceği için bir şeyin salt yokluğundan söz edilemez." dememiş miydik? O halde ne kadar mantıksız düşünsem de mantıksız düşünmeyi başaramayacağım mı demek oluyor bu?Tabi ki biri diğerini değillemez olmalı bunların.Veya gerçekten Mayıs'tayızdır ve ben -1 'i görmüşümdür.Haydi uyu şimdi.'

İç ses :'Mayıs ayında Antalya'da -1'i ölçtüm az önce.Tamam belki henüz mayıs değil; tamam -1 de bir ölçüm hatası ama ne demek istediğimi anladın sen.Bunun Ankara'sı var bir de ama o güne kadar böyle güzel kalır mı hava?Bilinemez.Tedbirli olmalıyım.Dış görev zayiatı olmak bir yana üşürüm ölürsem.Donarsam ölürüm, ölürsem üşürüm.Üşürsem donarım.Her şey yine çok mantıklı.Ama zaten...zaten elinde mantıklı birkaç şey yoksa mantık hatası yapamazsın."Bir şeyin yokluğu o şeyin kendisini içereceği için bir şeyin salt yokluğundan söz edilemez." dememiş miydik? O halde ne kadar mantıksız düşünsem de mantıksız düşünmeyi başaramayacağım mı demek oluyor bu?Tabi ki biri diğerini değillemez olmalı bunların.Veya gerçekten Mayıs'tayızdır ve ben -1 'i görmüşümdür.Haydi uyu şimdi.'

Bir Arkadaşım Demişti Bu Sene Kış Uzun Sürecek Diye Nisanda Kar Yağışını Gördüm

Bir Arkadaşım Demişti Bu Sene Kış Uzun Sürecek Diye Nisanda Kar Yağışını Gördüm

Tesadüfen şey olmuştur o. Çok da şey yapma sen. Yani çok da öyle ulu orta... Tamam tamam şeyapma işte. ..

Şu fal işini kendime gelince beceremiyorum... sanki objektif olamıyorum veya istediklerime yoruyorum gibi geliyor diye bakmaktan kaçınıyorum. çevremde de fal bakabilen bir kaç kişi var onlarda olayları bildikleri için baktırmak istemiyorum artık. olayları hiç bilmeyen tamamen objektif bir kanal lazım bana, fal cafelerde de sallayıp duruyorlar genelde. elim kolum bağlandı sanki.

Şu fal işini kendime gelince beceremiyorum... sanki objektif olamıyorum veya istediklerime yoruyorum gibi geliyor diye bakmaktan kaçınıyorum. çevremde de fal bakabilen bir kaç kişi var onlarda olayları bildikleri için baktırmak istemiyorum artık. olayları hiç bilmeyen tamamen objektif bir kanal lazım bana, fal cafelerde de sallayıp duruyorlar genelde. elim kolum bağlandı sanki.

Kutun dolu

Ciddi anlamda yaşamanın çok zor olduğu bir dönemden geçiyoruz. Giderler sürekli artarken gelirler artmış gibi görünerek enflasyonun altında kalıyor ve düşmeye devam ediyor. İki sene önce part time işler ve bursla mükemmel olmasa da tek başıma ve iyi sayılabilecek bir hayat yaşarken şu an köpek gibi çalıştığım bir işe sahibim. Hanedeki herkes çalışıyor üstelik iki emekli maaşı geliri var. Ama bırakın iyi yaşamayı zar zor nefes alıyoruz. Kirayı ucu ucuna ödüyoruz faturaları ucu ucuna ödüyoruz. Bugün benzin bitmek üzereyken araba teklerken zar zor ulaştım benzinciye. Yok arkadaş ne kadar planlarsam planlayayım işin içinden çıkamıyorum. Üstüne bir de çok sayıda cana bakıyoruz. Evdeki ve sokaktak baktıklarımızın sayısı onu geçiyor. Yeri geliyor biz yemek yemiyoruz onlara yediriyoruz ama onları da yeterli besleyememeye başladık. Kafayı yememe gerçekten çok az kaldı. Kafam 7/24 hesap yapmaktan başka bir şey yapmıyor.

Ben tam olarak ne yapacağımı bilmez bir durumdayım aslında. Sanki öyle bir yerdeyim ki herşey için çok geç ve güzel bir şeyler olmasını dahi istemiyorum artık. Ilginc ama böyle. Herhangi bir şey olmasını beklemiyorum. Ve istemiyorum. Hevesim, heyecanım, hayallerim hepsi yok oldu gitti sanki. Bu dramatik cümleden üzgün hissettiğim yada depresyonda olduğum sonucu çıkmasın; 'Nötr kimdir?' deseler kameraya gülümserim. Kendimi ot gibi hissediyorum. Kendim ve hayatımla mucizevi şeyler başaramayacağımı farkedeli uzun sayılabilecek bir zaman oluyor. Gittikçe sıradanlaşıyor, normalleşiyor ve durmadan film izleyerek beynimi uyuşturmaya çalışıyorum. Bu sistemin bir parçası olmayı devamlı redderek geçen yıllardan sonra büyük bir kabulleniş hatta vazgeçişle başbaşayım. Kulağa aptalca geleceğini biliyorum ama kendimi asla ve daima bu çağa ait hissetmiyorum. Içimde hep bir yanlış yerdeyim ve bu benim olmam gereken kişi değil hissi. Ne yaparsam yapayım; para üstüne kurulu ve değer yargıları benimkilerin zerre kadar yanından geçmeyen bu aptal milenyum çağını sevemiyorum. Olmuyor bir türlü. Ne insanları, ne yaşam stillerini, ne değer verdikleri şeyleri, ne de sistemi. Sivrilik yapmıyorum ama uyum sağlamakta istemiyorum. Öylece duruyorum işte bir köşede. Kullanılmayan bir vazo gibi, hayat tarafından çöpe atılmayı bekliyorum sanki. Uğruna yaşamak istediğim şeyler günümüzde öyle çok mümkün gözükmüyor. Bu kibar oldu. Istediğim hiçbir şey apartmanlar, gökdelenler ve gösterişli ışıkların arasında mümkün değil. Ve ben uğruna yaşamaya değer başka bir şey de görmüyorum ortaklıkta. Neresinden bakarsan bak berbat yıllar, berbat bir çağ, iğrenç insanlarla dolu bir dünya. Bireyselleşmiş kaos, kanı dökülen masumlar, kalbinin olmadigina yemin edebileceğim insanlar, vahşet gazete haberleri, havada uçuşan antidepresanlar, mutsuzluk. Ama çok fazla mutsuzluk. Bazen; çok param olsa ve dilediğim herşeye kolaylıkla ulaşabiliyor olsaydım mutlu olur muydum sahiden? Diye soruyorum kendime. Cevap hayır çıkıyor her seferinde.Parayla oynadığım zamanlar da olmuştu, iyi bir oyalayıcı yalnızca. Istediğim daha ilkel bir şey. Istediğim başka türlü bir şey. Istediğim varoş ama huzurlu bir şey. Hiç-bir durum beni mutlu edemiyor çok uzun bir zamandır ve bu durumdan mutsuz değilim. Öyle anarşist tavırlar, varoluş sancıları, başkaldırı ruhu, psikolojik buhran filan da değil yemin ederim; yalnizca bir tercih. Tümüyle aklını kaçırmış hatta sapıtmış insanlarla dolu bir dünyada yaşamak istemek bir sağlık belirtisi olamaz zaten bence. Tüm bu zavallı sisteme uyum sağlamak istemedigim için narsist sıfatı takılmasına filan hiç tahammül edemem. B planı da yok. Kara deliğin fotoğrafını daha yeni çekebilmişler halbuki ben kendisiyle tanışmıştım bizzat yıllar önce, Geri sayım, son 2.

Aldım laptopu dedim şunun şifresini kırayım da bakalım içinden neler çıkacak? Sabaha kadar kurcalar vakit geçiririm. Ancak koca laptopun içerisinden çıka çıka sadece METİN 2 çıktı. Daha da hayattaki hiç bir şeye beklentiyle yaklaşmama kararı almış bulunmaktayım...

Bu kez yaptırmadığım hiç bi tahlil test kalmadı. Turp gibiymişim. Yine de bi şekilde terlemekten, nabzımın şiddetinden, tir tir titremekten yapmam gerekenlere odaklanamıyorum bile. Dikkatimi vermeyeceğim bu duruma diyorum sürekli ama o kadar şiddetli ki gündelik hayatıma öylecene devam edemiyorum. Kriz mi geçiriyorum, noluyor, ölüyor muyum diye korkmayı da geçtim. Tamam diyorum peki bekle eda gelsin gitsin... de bu nasıl işkence? Bu hissiyat böyle kafasına göre takılacak mı bedenimde?

biraz yalnız,biraz üzgün,biraz mutsuz...

Bir süredir gerçek hayatta güçlü durabilmemin sebebi hayal dünyamda kendime apayrı bir yaşam tasarlamış olmamdı. Ama bazen gerçekliği yitirdiğimi hissediyorum o dünyanın içindeyken. İmkanım olsa sonsuza kadar eve kapanacağım, dışarı bile çıkmayacak ve o dünyanın içinde yaşayacağım.

volta at volta at düşün düşün düşün. beynindeki sinirler huzursuz nöron akışından ısınsın ve devre dışı olsun. zihninde alarmlar çalsın. beden hapishanesinde tutsaksın. dünyanın lanetli çarkında tutsaksın. nasıl çıkabilirsin ? ne yaparsan kısıtlı hareket alanını biraz daha genişletebilirsin ? içinde sürekli bir şeyler seni dürtüklesin. her sabah baş ağrılarıyla uyan. alkol sigara farketmez. sorun zihinde. çözümlenemeyen düğüm kıymık gibi batıp göğsüne sancı yapsın. bir şeyler çok ters değil mi ? bu mevcut düzeni kendine yakıştırabildin mi ? hayır mı? hmmm ne yapmak gerek o zaman ? düşün düşün düşün. volta at volta at volta at. saniyeler saatlere günlere dönsün. her bir nefeste biraz daha çürü. her türlü çıkış yolunu dene. aklına ne gelirse. kavga, dövüş, kabuğa çekiliş, rutine kendini veriş, ibadet, din, dinsizlik, uyuşturan maddeler, karşı cins, geçici eğlenceler, kalıcı dövmeler, meditasyon, ajitasyon, para hırsı, tüm hırslardan kendini çekiş, sahte budalık, hakiki homo sapienslik, maymunlar cehenneminde farklı farklı girişimler, türlü türlü denemeler. hepsini denedin değil mi ? ne kaldı geriye ? hiçbiri olmadı mı ? ne kaldı elinde ? tutunmayı umduğun her şey huzursuzluğun rüzgarlarında elinden savrulup hiçliğe karıştı galiba. ee ne yapacağız şimdi ? daha fazla şey dene. her denemede, her nefeste sona yaklaşıyorsun. vücudunu oluşturan hücreler otolizle kendini parçalıyor, dokuların her saniye mikron boyutlarında canlılığını yitirip buruşuklaşıyor. her denemende sona yaklaşıyorsun. dene dene dene. yenil yenil yenil. duvarlara bak. volta at. biraz daha biraz daha biraz daha. huzursuz huzursuz huzursuz. bu dünyada ters giden bir şeyler var. bunu böyle kabullenebilir misin ? kaç kere denedin her şeyi olduğu gibi kabul etmeyi ? ama hiçbirinde beceremedin değil mi ? olmaz, olmuyor, yapamazsın. tekrar deneyeceksin. yenileceğini bile bile. yerinde öylece duramazsın. tekrar dene. dene dene dene. yenil yenil yenil. huzursuz huzursuz huzursuz...

Redbull ve buzla karışık...

Bu da forumun düşük enerjisine gelsin. Nostalji takılıyorum şu an, moralim düzeldi.

Atlattıgım zannettigim , aştıp zannettigim nice durum , uygun tetikleyiciler tarafından ,cat diye tokat atabiliyormus . Güclüklerimin kaynagında ne cok zayıflıklar var . Lakin erdoganın feto politikasında oldugu gibi inlerine kadar girip kazımak gerekiyor sorunsalları ..

kendimi nereden nasıl atsam bilemiyorum ...

kendimi nereden nasıl atsam bilemiyorum ...

dur daha yapma. daha yolumuz var.

kendimi nereden nasıl atsam bilemiyorum ...

x2 listeye beni de yazın.

Bu ülke kokuşmuş

hayırlı cumalar mesajları. akşam akşam gelen 8. kattan kendini atma isteği. 8 numarasının aynı zamanda matrix küpünün ve doğal olarak materyal düzlemdeki karbon bazlı köleliğin temsilcisi olması. tarottaki 8 numaralı majör arkana kartının güç getirdiğini sanmayın, o kart güç getirmez, güç durumlar ve zorluklar getirir. burada niçenin öldürmeyen güçlendirir saçmalıklarını dikkate dahi almıyorum. hafta sonu için yaptığım tüm planların darmadağın olmasıyla akla bıçak gibi giren tüm arzuların boşa, tüm yollar seni mutsuzluğa çıkaracak hissi. hiçbir keyif verici maddenin keyif vermiyor oluşu. bunca yıllık çabaların seni dönüp dolaştırıp aynı yere getirişi. cem uzan'a hapis şoku. evin her köşesinde birikmiş toz bataklıkları. koca bir kütüphaneyi dolduran spiritüel anlamı arayış dolu kitaplara rağmen içinde büyüyen devasa boşluk. git gide daha seyrek alınan nefesler. carrefourda sebzelerden ucuza satılan 2,75 liralık salamların içine sıkışmış ızdıraplı yaşam formları. midenin; yediklerini 1 pH lı asidik özsuyuyla sindirip seni hayatta tutmak için atp üretimi zincirini başlatmasını bilmenin verdiği siniri bozucu his. her saniye tırpanlı hasatçı'nın sana doğru bir adım daha gelmesi. o tıkırdayan kemikten ayak sesleri. sinekler, kelebekler ve hamamböcekleri. gnoxiste kim nerede online listesini incelerken birilerinin demon listesini okuduğunu görünce yüzüne yayılan tutamadığın buruk gülümseme. tüm spiritüel gerçekliklerin maddi umutsuzluklardan türeyen bir protein kokulu artık olması. beyin yarı kürelerinde gezinip nöro transmitterlerinden serotonin geçişini inhibite eden sinir sistemi cinlerinin ters ayaklarıyla seni biraz daha tezek kokulu çukurlara gömmesi. şafak sayara bakınca görünen 65 rakamı. askerlikten sonra ikinci şafağı saymanın getirdiği kekremsi aromatik hidrokarbon kokusu. etil alkolün karaciğer salgıları tarafından hazmedilmeye çalışırken her seferinde kan damarı iç basıncının çeper pıhtısıyla artarak dolaşımı engellemesi, dolaşımı sistemini biraz daha bozarak seni sonuna daha hızlı yaklaştırması. korku temelli eril domine etme politikasına tapan milyarların yarattığı bulantı, kusma , yok olma ve yok etme hissi. tüm kötülüklerin temeli olarak mikrodan makroya ailenin reisi baba, devlet baba ve tanrı baba figürlerinin insanlığın başına bela olarak hâlâ varlıklarını sürdürmesi. tüm bunların üstüne bir bardak soğuk su içip kanepeye uzanarak duvara bakmak. bugün gerçekten çok bunaldım. hayırlı cumalar selametle.

Tatsızım tuzsuzum

Hani bir şeyi çok fazla tüketmek en son ondan sıkılıp tiksinmesine sebep olur ya insanın. Alkol ve türevlerinden bıktığımı farkettim. Bu akşam önüme rakı düştü elimi sürmedim mesela. Bulunmaz nimetti halbuki o psikoloji için. Yeni tadanlar için büyük heyecan ifade eden herşeyin sınırlarını zorladım ben. Bu kadar yetmiş sahiden de. Yettiğinin farkında olamayacak kadar yüksekteymişim sadece.

-

Açlık sınırı 6.863 lira olmuş arkadaşlar. Ve her geçen gün herşeye hızla zam gelmeye devam ediyor. Ekonomik durum gerçekten çok endişe verici ve korkarım böyle giderse yakında insanlar cinnet geçirecekler. Hayatta kalmaya zorlanmaya başladım. :/ külkedisi gibi hissediyorum.

Güzel günlere koşarken tıpkı sırlar odasında 9¾ numaralı perona geçmeye çalışan harry potter gibi duvara tosluyorum.