Jump to content

Şu An Nasılsın? Ne Düşünüyor, Ne Hissediyorsun?


Deaths_Expulsion

Önerilen Mesajlar

Kötü insanlar diyorum artık , harbiden bizi kötü insanlar yönetiyor. Hani yaptıkları şeyin başka açıklaması yok .

--------

Uzun süre sonra bir kaç anime izleyeyim dedim , sayfaları karıştırınca ne kadar çok anime izlemişim diye şaşırdım. Ulan başkası olsa Japonca öğrenmişti ben bir kaç kelime bile bilmiyorum :D

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

İnsan büyüyormuş. Yabancı bir şehirde güneş görmeyen bir apartman dairesinde üşüdüğünde , her uçak seferinden sonra kendisini karşılayan birileri olmadığında büyüyormuş. Gençliğin sağladığı sonsuz olasılıklar tükenmeye başladığında hayallerini kurduğu şeyler birer birer yıkıldığında büyüyormuş.

 

Yalnızlık insan çok şey katıyor bir o kadarda şey alıyormuş. Etrafında insanlar olsa bile kendisini yabancı gibi hissettiğinde... Arkadaşların seni enayi yerine koyup tokatladığında... İstediğin dilde bile konuşamadığında...

 

Bunaldım, şu an hissettiğim başka bir duygu kalmadı.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bunca zaman kendime yapmışım yanlışı. Her konuda kendimde hata aramışım. Sırf okul hayatımın birkaç yılı en arka sırada siyah kapişonlu hayattan soyutlanmış kızım diye hep kusuru kendimde aramışım. Kendimi korurken kendimi korumayı öğrenememişim. Hayal kırıklığına uğradım. Meğer ben normal bir insanmışım. Asıl çevremdekiler manyakmış. Alıngan, kindar ve nefret dolu olsam da kolay kolay kontrolü elimden bırakmamışım hiç. Aşırıya kaçmamışım kendimi borderline olarak tanımlarken. Halbuki ne kadar kirli sır dönüyormuş çevremde, ne kadar da ruh hastasıymış hepsi. Anında dedikodu yetiştiren bir adam, 9 senedir sevgilisiyle beraber olan bir adamın herkese yazması, dedikoducu kadınlar, biz de severiz dedikoduyu ama benim için dedikodu şahsen sevmediğim birini çekiştirmektir, duyduğumu saniyesinde başkasına aktarmak değil. Incına cıncığına kadar bir insanın anlattıklarını sıcağı sıcağına yetiştirmek değil. Ben kendimi onursuz ve ahlaksız diye tanımlarken hiç gerçek dünyayı ve insanları katmamışım meğer içine. karşıma çıkanların üçte ikisi benden de onursuzmuş meğer. Meğer benim içine kapanıklık olarak tanımladığım şey mesafeli olmakmış. Ve beni kurtaracak tek şey de mesafemi korumakmış. Allah'tan erken anladım, sır falan vermedim. Uyanık olmam lazım, kendimi korumayı öğrenmem lazım. Çünkü lağım çukuru gibi orası, apayrı bir dünya. Görünenin ardında korkunç karakterler var.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

kafa huzursuz. rahat değil. konformizmin illüzyonları rahat ettirmiyor. uyuyamıyorum kolay kolay. kölelik ve korku her yerde. oysa çok daha iyisi olabilirdi. uyumayıp sanki bir eylem yaptığım var. hayır hiçbir halt ettiğim yok. ama düşünceler rahat ettirmiyor. bir kaç yıla 30 olacağım. ne düzenli bir yaşamım ne de düzenli bir zihnim var. tam tersi, adına düzen denen şeyden çok uzaktayım. atomların kimyasına tüküreyim. bazı şeyler olmayınca hiç olmuyor. hayatın bir yerlerinde bir döneminde kafanıza varoluşun gerçekliğine dair bir virüs girdiyse eğer bittiniz işte. geçmiş olsun. artık onun izi silinmez. eğer bu sorgulayıcı cehennemi farkındalık, uzun süreli maruz kaldığınız kronik bir fiziksel/psikolojik şiddet sonucu oluştuysa eyvah ki ne eyvah. travma'nın dehşetiyle tanıştınız ve o gitse bile izi kalacak demektir. fiziksel veya psikolojik farketmez bir kez bile kronik şiddete maruz kaldıysanız hiçbir şey eskisi gibi olmayacak demektir. eğer şanslıysanız kendinizi maddi başarılar, kişisel gelişim, kariyer, eş dost veya spiritüel guruluk gibi olabilecek sonsuz sosyal maskelerle avutursunuz. ancak bunların da geçici bir yalandan ibaret olduğunu görebilecek kadar şansızsanız... işte o zaman Alice'in harikalar diyarına geçiş yaptınız demektir. artık son nefesinize kadar sürecek bir cehennem savaşındasınız. orada sizi kurtaracak hiçbir etiket, sahte kişilik avuntuları, materyal oyalanma araçları, karşı cinsin vaadettiği titrek avuntular, sevgi ya da affedilme gibi kavramlar, para ya da statü gibi dünyevi güç pozisyonu yoktur. işte o korkunç soğuk cehennem orada başlar. tüm dünyevi sığınakların çöküşünde. ondan sonrası son ana kadar boğuşmadır.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Kafam hem teneke gibi hem çok karışık. Ortada durmuş bakınıyorum yine. Düşünmem gerekenin, hatta belki de hissetmem gerekenin ne olduğunu bilmiyorum. Bu üstümdeki soğukkanlılık hayır mıdır onu da bilmiyorum. Belirli miktarda bilgiyi, duyguyu aynı anda bilip hissedebilsem keşke. Gerçeğe bi dokunsam da napacağımı bilsem. Hata yapmaktan korkmuyorum artık. Yine de merakım var. Her şeyin başında şu an ermek istediğim bi kaç sır var bizzat hayatımla ilgili. Düşünmeye bile başlayamıyorum. Tutamadım ki hiç bi yerinden. Hep hiçmiş ya aslında. Onun gibi bişi. Daha dar bakıp bi yerden içine sızsam keşke şeylerin de fikir kazansam. Bütüne baktın mı tuhaf yargılar oluşuyor çünkü. Bitmiş oluyor sanki her şey. Anlatabildim mi sanki bunu? Yoo...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bazen yoksa hayatım bi kurgu mu diye o kadar düşünüyorum ki. Senaryoya bak.

Bir şeyleri doğru bilip bilmediğini bilemeden yaşamak mı daha tuhaf yoksa bir şeyleri doğru biliyor olduğunu öğrendikten sonra o şeyleri doğru bildiğine bir türlü inanamamış olduğunu hatırlamak mı?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Insanlar neden ölümü unutuyor. Belki de hatırlayınca yaşamak anlamsızlaştığı içindir. Ölüm var ama. Hiç yok olmuyor. Kaybolmuyor. Orada duruyor. Tüm sevdiklerimizi alıp hiç bilmediğimiz bir yere götürüp yok ediyor. Bir gün bizi de almaya geliyor sonra. Ve geride mutlaka okunmayı bekleyen kitaplar, gezilmesi gereken şehirler, dolapta giyilmeyi bekleyen elbiseler kalıyor. Geç kalınmış özürler, kavuşmayı hak eden aşklar, ölü birer anıya dönüşmüş fotoğraf kareleri. Yok oluyor herşey. Puf! Ölümü hatırlamak çok rahatsız ediyor beni. Sevdiğim bir şeyin, birilerinin ölmesi de. Herkesi rahatsız eder bu ama kastettiğim yas tutmak değil. Başka türlü bir rahatsızlık. Sevdiğim ve yitirdiğim herkesi zihnimde tutmaya çalışıyorum. Hatırladığımda ölmeyeceklerine inandığım için. Kafamın içi yemin ediyorum mezarlık gibi. Şu hayatı bi türlü sevemedim. Hayatı sevdiysem de günümüz yaşam stilini bir türlü benimseyemedim. Dikiş tutturamadım. Tutunamadım. Ne bileyim ya, kendime acımakta değil niyetim ben direk bütün evrene acıyorum. Sigara üstüne sigara işte. 17 yaşına geri dönmek ve hep orada kalmak isteyen bi' zavallı gibiyim.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...