Jump to content

Şu An Nasılsın? Ne Düşünüyor, Ne Hissediyorsun?


Deaths_Expulsion

Önerilen Mesajlar

Bende de şöyle bir hava var doğduğumdan beri, sevdiklerime birşey olmasın ama bana olabilir,nitekim ölmenin de yaşamaktan farklı biryanı yoktur diye düşünüyorum.Defalarca kez ölümü birşekillerde alt etsemde,nasıl bir his olduğunu merak ediyorum.Eskiden deprem olduğunda dua ederdim ama onu da kendim için etmiyodum heralde bilmiyorum.Belki pysko diceksiniz ama ölmek nedense hep ilgimi çekmiştir.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Belki ölmedim ama yaşadığımda söylenemez... Bazı sıkıntılarım var, kimseyle paylaşamam ve çözümü nedir bilemiyorum... Sadece yok olup gitmek istiyorum bu sebeple...

 

Herkesin bir hikayesi var ve bu hikayenin içinde baş etmesi gereken sorunları var. Eğer sorun yaşayan tek kişi olmadığını düşünürsen, daha ferah bir kafa ile düşünebilirsin

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Herkesin bir hikayesi var ve bu hikayenin içinde baş etmesi gereken sorunları var. Eğer sorun yaşayan tek kişi olmadığını düşünürsen, daha ferah bir kafa ile düşünebilirsin

 

Onun kesinlikle farkındayım... Kimsenin hayatı mükemmel değil. Sadece ben yeterince güçlü değilim ya da kolayı seçiyorum.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

hayatımda hiç bir dönemde bu kadar olgun hissetmemiştim. ama bi şeyler var, dengemi bozuyorlar çok. geçmişimle haşır neşir oluyorum son zamanlarda. ne yapacağımı bilmediğim ve hiç kapanmayan şeyler var. kalbime dokunuyor. yine de, her şey burnumun sürteceği bi öğrenme alanı. o alanı sevdiğim şeylerden oluşturmaya çalışıyorum. duygularım karışık. izliyorum.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Kisisel hayatımdaki tüm kadın arkadaşlarıma söylüyorum bir de buradan yazayım. Kendinizi koruyabileceğiniz bir şeyler yapmak zorundasınız. Dalga geçmiyorum. Yaşananlar ortada. Vahşet bu olanlar. Ve durmuyor...

Ne zaman, nerede, nasıl başımıza ne geleceği hiç belli değil. Medyaya yansıyan kadar bi o kadar da yansımayan taciz,tecavüz, rahatsız edilme, yaralanma, darp olayları oluyor. Ben küçük bir ilçede yaşıyorum. Nüfusu kısıtlı bir yer olmasına karşın son bir senede görüp duyduklarım bana yetti. Daha büyük metropol alanları düşünemiyorum. Imkanlarınızı zorlayın. Dövüş eğitimi alın. Savunma teknikleri öğrenin. Çantanızda elektroşok cihazı yahut kıyafetinizin cebinde biber gazı taşıyın. Kullanabilirim derseniz bıçak yahut ruhsatlı bir silah sahibi olmakta lazım. "Yok artık hep böyle paranoyak gibi mi yaşayacağız" demeyin, durum böyle. Bir şekilde herkes kendisini koruyabilmek zorunda. 2019 yılında 474 kadın öldürüldü ne yazık ki.

Not: bunları taşıyabilirsiniz dediğim tüm o gereçler taşınması yasal suç olarak geçiyor şu an. Bu da kafanızın bir köşesinde dursun.

Herkesin cok dikkatli olması gerektiğini düşünüyorum. Bunları söylerken eshef duyuyorum ama; erkek arkadaş seçimlerinize cok dikkat edin, davet edildiginiz bir eve yahut benzeri bir yere girmeden önce 2 kez düşünün, toplu tasimalarda araç içindeki tek kadın olarak kalmayın, toplum içinde herhangi bir yerde takip edilmediğinize emin olun vesaire vesaire vesaire dikkat edilmesi gereken bin tane şey var. Bir şekilde tetikte ve temkinli yasamak lazım fakat panik olmamaya çalışarak. Bunu söylerken ekstra utanç duyuyorum ama; çıplaklık sınırlarını zorlamayın. Keske bunu yazmak zorunda kalmasaydım. Ne yazık ki Netflix dizilerinde izlediğimiz o modern Avrupa ülkelerinde yaşamıyoruz, bu toplumun -aşağılamak istemiyorum- kaldıramadığı şeyler var. Biri de çıplaklık. Ben de cok isterim özgürce giyinip dolaşabilmeyi ama dikkat çekmemek ve riski azaltmak adına makul olmayı tercih ettim. Bence hayatınız kıyafetlerinizden daha değerli. Şort giydi diye tekme tokat dövülüyor kadınlar otobüslerde. "E şimdi bu onlara boyun eğmek olmaz mı?" dediğinizi duyar gibiyim. Evet oluyor. Ama başka bir fikri olan varsa söylesin şu ortamda şu durumda. Kendimizi korumak için ekstra dikkat göstermekten baska çare ne yazık ki yok gibi gözüküyor. Cok üzücü. Cok üzülüyorum...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Kadınların kendini koruması gerekliliğine katılmakla birlikte özgürlüklerinden vazgeçmesi noktasına şiddetle karşı çıkıyorum. 10 senedir Aikido eğitimi görüyorum ve uzunca bir sürede ders verdim. Bir çok kadın öğrenci yetiştirdik, yetiştirdim. Kadınların savunma sanatı öğrenmede erkeklerden çok daha iyi olduklarına birinci elden şahit oldum. Bunda kas gücünden çok tekniğe odaklanmalarının payı olduğunu düşünüyoruz. O yüzden iyi eğitim verildiğini düşündüğü herhangi bir noktada tüm kadınlara Aikido tavsiye ederim. Şu an pandemi sebebiyle dersler durdurulmuş olsa da elbette yine açılacak. Bana bu konuda ulaşmaktan çekinmeyin, bulunduğuz il ve ilçede Aikido dojosu varsa (demek istediğim birden fazla) sizleri iyi olana yönlendirme konusunda yardımcı olurum, bilmiyorsam araştırma yaparım.

 

Ancak istediği gibi giyinmemesi bir insanın, hele hele korku yüzünden hiç doğru gelmiyor bana. Mevcut iktidar ve doğrusuyla yanlışıyla İslam kültürü kadını değersizleştirdi, ataerkil toplum düzeni ise erkeğe kadın üzerinde hak iddia etme durumunu yarattı ancak kadınlar buna uyar ve aman canım yanmasın diyerek özgürlüklerinden vazgeçerse işler daha da kötüye gider. Hiç bir özgürlük korkakça hareketlerle kazanılmamıştır. Tüm ilerici devrimler her daim cesurların ve başkaldıranların hareketleri ile yapılmıştır.

 

Elbette iş sadece kadınlara düşmüyor. Biz erkeklerde (bilinçli ve aydın olanları kastediyorum) kadınlara bu konuda destek olmaktan çekinmemeliyiz. Her platformda desteğimizi verip sesimizi yükseltmeliyiz.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Çok yalnız ve mutsuzum. Değer verilmesini ilgi gösterilmesini istiyorum sevdiklerim tarafından ama maalesef yine üzülen taraf oluyorum.

 

Welcome to club...

 

Mesajlarıma bakarsan benzer bir durumda olduğumu çözebilirsin. Geçen "Aşk Büyüleri" ile ilgili araştırma yaparken bir videoya denk geldim. Oradaki kadın ne kadar tecrübelidir bilmem ama bir şey söyledi çok ilginç geldi, "Önce kendinizi sevin; siz kendinizi sevmezseniz sizi kimse sevemez." dedi. Ben bu konuların uzmanı değilim, dışarıdan bakan, öğrenmeye çalışan biriyim. Kişi hazır olduğunda öğretmen kendini gösterir derler, bende çalışıp ustamı bulmayı bekliyorum sadece. O yüzden sözlerimi sadece meraklı ve öğrenmeye çalışan birinin gördüğü, duyduğu bir şeyi paylaşması olarak kabul et, kendi kafanda tart, ölç, biç, kararı kendin ver. Her durum geçici... Sen değişirsen, insanların sana bakışı da değişir, iyi ya da kötü sana kalmış...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Yalnızlık ve kurban pskolojisi içeren yazılarını ve düşünce biçimini görünce küçümseyesim geliyor.

 

Bu düşünce tarzını gördüğümde incecik camlardan seken ping pong topunu izler gibi izliyorum, en ufak rüzgardan etkilenen sık sık kendine zarar veren döngülere girmeye meğilli ping pong topu.

 

Sanki benim bunla ilgili sorunlarım yokmuş gibi ve kendimi hiç yalnız hissetmemişim gibi.

 

"Bende yanlış olan bir şey var" fikri o kadar derine inmiş bir inançki kendini doğrulamak için elinden geleni yapıyor.

 

Hiç itiraf etmek istemiyor olsam da muhtemelen yalnız hissettiğim zamanlarda da aslında ben yalnız hissetmiyorum, duruma göre bağ hissetmek istediğim oluyor yada insanlar bana ulaşmadığında "bende yanlış olan bir şey var" ortaya çıkıyor.

 

Karantina da ilginç bir şekilde bir sorun olmamasından dolayı sorun olduğunu anladım, evinize kapandığınızda sosyal olarak hayatınızda hiç bir şey değişmediği zaman ve özellikle kendinizi extrovert olarak nitelendirdiğinizde "sizde bir sorun olduğunu" fark ediyorsunuz, genç yaşta yaşamınızı değerlendirmediğinizi küçümsediğiniz insanlardan hiçte farklı olmadığınızı vs. vs.

Sorun zaten burada başlıyor fakat orada olduğunuzu hiç sorgulayamıyorsunuz çünkü o sırada farkındalığınızı açmıyor başka şeyleri suçlamaktan sorunun doğasını göremiyorsunuz.

 

Herkeste farklı sebeptendir belkide bende bu bağ kuramama, kendini farklı görme ve genel olarak olumsuz duygular hayatın deneyimi ile ilgili beklentilerin gerçeği yansıtmamasından kaynaklanıyor.

 

Özel olduğuna inandığınız zaman negatif olaylar/duygular ile başa çıkmanız daha zor oluyor çünkü siz başarı olmalıydınız ve her şey mükemmel olmalıydı, çünkü siz beklentilerinizi karşılayamadınız, hayat denen şey normalde mükemmel ama siz boktan olduğunuz için problem yaşıyorsunuz ekranlardan baktığınızda da genelde insanların iyi taraflarını gördüğünüzden dolayı "sizde bir sorun oluşu" destekleniyor.

 

Yalnızlık hiç yalın bir terim değil onlarca farklı tonda hissi ve nedeni var.

 

Bende şuan bu güzel bir his tadını çıkarttığım, hoşlandığım ama iyiyken de kötüyken de dikkat etmem lazım.

 

Yalnızlık, belki de özel olmak, üstünlük ve yargılamanın hissettirdiği o güzel his için ödediğim bedeldir.

Belki, dışlanmışlık ile karıştırdığım ve istenmediğime "bende bir sorun olduğuna dair" gördüğüm bir delildir.

Belki kimliğimin kötü ve bana özel sandığım yanlarıyla gizli kalması için bir korunmadır.

Belki yalnızlık hayatımın şu evresinde kendime odaklanmam ve kendimle ilgili sorunları çözmem için bir ortamdır.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bugün kendime ihanet ettim. Altı yedi yıldır sırf sanayi ürünü olduğu için içmiyordum. Bugün bir şişe bira açtım özlediğimi sandığım için. Kokusu hala çok güzel ama tadı... Şuan bitse de gitsek modundayım. Ama yüzümün uyuşmasını özlemişim.. Şu DMT işlerini biraz daha erteleyebilirim sanırım.

 

https://www.youtube.com/watch?v=fHsCBez21WwHiç biri Özlem'in yerini tutmuyor tabi. Özledim (buradaki bazıları gibi)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bu uranüsyen dolunay hiç kimseye iyi gelmeyecek gibi bir his var içimde. Zaten dolunay geceleri uyumakta zorlanırım ben. Mahvolmuş hayatlarımıza otu boku bahane ediyoruz işte. Tütün var. Bir bekleme salonu gibi sanki, mutlu hissetmeyi bekliyorum, zamanı öldürmeyi istiyorum, mutlu hissedeceğim gün daha çabuk gelsin diye. Midem kafamı kaldırmıyor çoğunlukla. Kusuyorum. Buz prensesi kedi bebeği. Onu daha ne kadar hayatta tutabilirim? Bilmiyorum. Gece bana yetmiyor. Güneşte daha da anlamsızlaşıyorum. Pişmanlık duymuyorum. Gittikçe daha da kopuyorum. Bana engel olmuyor. Yaşanması gereken herşey yaşanacak ve olması gereken herşey olacak. Tanrıça taklidi yapamayacak kadar güçsüzüm. Tüm gücümü içimdeki güçsüzlükle savaşırken tükettim. Artık kontrol etmeye çalışmıyorum. Zaten edemiyorum. Kalbimi hissediyorum. Yeri hiç değişmedi. Sadece bir ara, durdu. Güvensizim. Uyuyamıyorum. İlaçlar işe yaramıyor değilse de artık kandıramıyor. Kimim ben? Çok özlüyorum. Bir kitap neden 25 dolar olur ve parayla bile satın alamam. Ciddiyim. Sanki saçlarım bu ara uzamıyor. Gece çok kısa, apranax'ın icinde sihir var. Ormanın orta yerinde yaralı geyik tablosu. Artık insanlara ihtiyaç duymuyorum ama eskisi gibi olmaya, eski ben olmaya, kendim olmaya, özüme dönmeye ihtiyacım var. Ateş'in etrafında dönerken kendi kendini sokan bir akrep mi olmak istiyorsun? Evet, kesinlikle ölüm daha romantik olamazdı. Kendi sonuma aşığım, s***eyim psikolog doktorunuzu. Çok güzel kadınlar var. Kelebeğin kanatlarındaki gri toz. Modası geçti siyah file çorapların. Artık herkes fake plastik çiçekler seviyor. Ama O` sarhoşken bile benim sesimi duymak istiyor. Çok uzun zamandır yazmıyorum... Demek ki çok uzun zamandır sadece nefes alıyorum. Renkleri soluk gösteren bir televizyon. Daniel Cavanagh'ı çok seviyorum. Ben geçen gece kelebek kanı temizledim mutfak dolaplarımdan. Tarot kartları beni hiç yanıltmadığınız için teşekkür ederim.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...