Jump to content

Şu An Nasılsın? Ne Düşünüyor, Ne Hissediyorsun?


Deaths_Expulsion

Önerilen Mesajlar

ulan neredeyse 30 a geliyorum ve bildiğin kız kaçırmaya girişiyorum hahahahah beynim yerinden uçtu mu ne. siz şimdi ocaktan sonra sınır ötesi operasyonlarımı izleyin. esas papara şimdi başlıyor laskdlkasjdlas

 

Çok tatlısın çok seni veren allaha şükürlerr olsunnnnnnnn

Çok güzelsin ÇOOOK ben güzelden anlarımmmmm

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Benim kalbim kırık. Ve kalbimi kıran şeyin başka yanları.

Kalbimin kırık olması kolay tanımlanabilir kısmı ve ben sayfalar dolusu yazmayacağım.

Bütün gün inekledim. Daha fazla çalışacak ruh halinde değilim. Şu an, herhangi bi şey yapmanın sırası değil.

Kendimi kaybetmedim, izleyen olarak var olabildim, ama yaklaşık bir saat önce uzun zamandır geçirmediğim kadar şiddetli bir atak geçirdim. Şefkate ihtiyacım var. Bedenim kendini o kadar küçültüyor ki, sanki anamın rahmine geri gireceğim.

Beni şu ya da bu seviyede seviyorsanız, benim için en hayırlısını dilesenize içinizden. Sevmiyorsanız da dileyebilirsiniz. O da başka bir pratik.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Böyle, hayatı sanki hep bir adım geriden takip ediyormuşum gibi... gözümün ucuyla görüp, sonra sokağın köşesinden dönünce kayboluyormuş gibi... tam yakalayacakken rüzgar alıp götürüyormuş gibi hissediyorum. Bazen ben ondan kaçıyormuşum gibi, bazen o bana çelme çakıyor gibi... yıldızımız asla barışmıyor. Barışacak gibi olunca görünmez bir el gelip berbat ediyor gibi. Ama her defasında daha çok yaklaşıyorum, bunu hissediyorum... Günün birinde yakalayacağım.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

astral seyehatle arkadaşımın yanına bi gidip geliyim :D:D

(üstteki 2012 den bir mesajımmış)

Hani çoookkk önceden yaptığımız bazı şeyleri rastgele görür ve ''ne kadarda aptalmışım'' dediğimiz anlar olur ya, işte onlardan birisi. Sözü geçmişken söyleyeyim hala Astral yapamadım xD

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Yeni yılın ilk haftası benim için ne kadar da öğretici oldu. "Akıllanmam ben" diyordum ama, terapistimin de yardımıyla sanırım daha net görmeye başladım bir şeyleri. Hayatta aklınıza gelebilecek her konuda "Ne istediğini bilmek" çok önemli. Aslında "bilmek" önemli. Ne beklediğini bilmek, ne aradığını bilmek, nasıl mutlu olacağını bilmek, nasıl bir insanı hayatına almak istediğini bilmek. Herşey bununla başlıyor. Takıntılar, zaaflar, kıyamayışlar, karşı koyamayışlar, kalp ve beyin arasındaki bitmek bilmez çelişkiler. Tüm bunlar sadece insanı zayıf düşüren ve hayata karşı güçsüzleştiren etkenler. Insanin zaten zor olan hayatını daha da zorlaştıran şeyler bunlar. Öyle haksızlıklar yaşadım ki, öyle adaletliksizler... Öyle "umursanmayışlar" yaşadım ki, öyle itilmişlikler... Hayatımdaki bazı insanlara öyle çok zaafım vardı ki... Öyle büyük düşkünlüklerim... Dayanamayışlarım... Onlar için kendime verdiğim zarar yüzünden psikoloğa ödediğim paraya acıyorum. Hakikaten parama yazık. Kendimi uyuşturmak ve hiçbir şey düşünmemek için temiz evi saatlerce temizleyip zarar verdiğim eşyalarıma yazik. Yazık ettiklerim için bir liste hazırlasam sonu gelmez yazacaklarımın. Madem dobra dobra konuşuyorum, o zaman şunu da söylemeden geçemem.. Hayat, bana ait bir kitaptı sanki. Yaşadıklarımla yazdım her bir sayfasını. Kontrolum dışında gelişen cok fazla kötü şey yaşandı. Kitabin kapağını da benim seçme şansım yoktu mesela. Değiştirmeye ne maddi ne de manevi anlamda gücümün yetmeyeceği şeyler vardı. Yani kitapta pek matah bir şey değildi ama, yazdıklarım da benim beceriksizliklerim yüzünden kötü bir hikaye çıkardı ortaya. Bütünüyle kitabı suçlayamasam da, bütünüyle kendimi de suçlayamam. Yaratılışım gereği -aşırı- hassas oluşum benim suçum sayılmıyor ise eğer.... Sonuca bakacak olursak. 27 berbat sayfa. Hiçbir şey becerememişim. Beceremedim. Geç kalmış hissediyorum kendimi. İdeallerimi gerceklestirebilseydim eger nasil bir hayatım olurdu acaba diye de düşünmüyor değilim bazen. Sanırım bu coğrafyada yine de mutlu olamazdım ne kadar tırmalasam da. Peki bundan sonrası? Bundan sonra ne olacak? Ayaktayım. Sürünmüyorum. Yaşıyorum, savaşıyorum. Bana savaşmayı Tuğba öğretti. Düşmüyorum ama kalkamıyorum da. Bir mucize beklemiyorum. Gelecek adına bir şeyler hayal edesim geliyor bazen, elimde patlıyor herşey. Erteliyorum. Ertelediklerimden de vazgeçiyorum bir süre sonra. Hiçbir şey beni mutlu etmiyor. Eskiden zevk aldığım hiçbir şeyden zevk almıyorum artık. Bitirmiş gibiyim sanki. Ama cılız, küçücük bir umut var içimde. Pamuk ipliği gibi. Umudumun patileri var. Bana muhtaç. Ben evde yokken mamasını bile yemiyor. Cikamiyor yatağından. Bağlıyor hayata. Mutlu olamıyorum ben. Ayaklarımı yere vura vura ağlayacak değilim, olamıyorum işte. Uyuyor, uyanıyor, yazıyor, okuyor, içiyorum. Kontrol etmeye çalışmıyorum artık. Olmuyor da zaten. Bütünüyle oluruna bıraktım diyemem ama çok gerekmedikçe frene basmıyorum artık. Zaaflarım benim için eş anlamı zayıflıklarım konusunda aynı şeyi söyleyemem ama. Gerekirse el freni bile çekebilirim o konuda. Bakalım nereye kadar sürecek böyle... Bundan 5 yıl sonra nerede ve nasıl hissediyor olacağım... Bekliyorum...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

11 yıllık özel mesajları temizliyorum ve henüz 8. seneye ulaşabildim... Silerken mesaj gönderen isimler akıyor sadece, elbette tek tek içeriğe girip bakamıyorum vakit darlığından. Ne çok insanla konuşmuşum :) Nostalji yaptım resmen. Birçoğu nerelerde neler yapıyor çok merak ettim. 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...