Şu An Nasılsın? Ne Düşünüyor, Ne Hissediyorsun?

Bir an da aklımdan geçen arkadaşıma selam vermek için yazıyorum abisinin öldüğünü öğreniyorum.daha dün ondan bahsederken evlenecek kız bakıyor annemler adam artık yaşlandı diyip dalga geçiyordu.gencecik adam yaş 35 şiiri gibi her ölüm haberi aldığımda tek düşündüğüm şey hiç bir şeyin üzülmeye-üzmeye,kırılmaya-kırmaya değmediği..yaşıyoruz ama amaçlar için hayat gayesi için yaşıyoruz yaşamın gelip geçici olduğunu düşünemeden tek bir şey odaklı yaşıyoruz.sevdiklerimizin değerini bilmeden yarın öbür gün yanımızda olurlar mı diye düşünmeden var olmalarına şükretmeden,abuk sabuk şeyleri kendimize dert ederek belki de sayılı olan günlerimizi kendimize zehir ediyoruz.annem hep söyler her şey geçici her an geçici o anı güzel değerlendirin her anınızın gelip geçeceğini bilerek değerlendirin.sonrasında siz isteseniz de etrafınızda o insanları o zamanları bir daha bulma şansınız olmayacak der.her ne kadar bazen kendime affedici olmamdan dolayı kızsam da iyi ki böyle bir huyum var diyorum.kin güdüp nefret edip sonrasında pişmanlıklar yaşamak yerine elimden gelenin en iyisini yapıp mutlu olmaya ve mutlu etmeye bakıyorum.sevdiklerinizin değerini bilin,zamanınızın değerini bilin,gelip geçici olan şu yaşamın değerini bilin..bir gün öyle bir an gelecek ve hiçbir şey bir daha geri gelmeyecek..

NehirAdam beni gaza getirdi.

O Tarih sinavindan gecer not almazsam bana da Yosun demesinler.

Tam da bu şarkının sözleri gibi düşünüp hissediyorum...

Uyku düzenini toparlamak şart. Vücut ne zaman uyuyacağını bilmediğinden sanırım her gözümü kapattığım anda görüntüler hücum ediyor. Bari işe yarar bir şeyler göreydik iyiydi. Anca sanatsal sahneler, onu da çizmeyi beceremiyorum zaten.

Tam da bu şarkının sözleri gibi düşünüp hissediyorum...

[video=youtube;l9i-0AX5sdo]

(Midesi) Hasta ama mutsuz değil.

Allah belamı verdi bence .

Sabah sabah bu ne hüzün lan , mutsuzluk kusuyorum

Güzel günler, bizi bekler...

9 saat uyumuşum ve 9 saattir rüya görmüş gibiyim o kadar çok rüya gördüm ki beynim şuan ağırlaşmış durumda.bilinç altım çok karışık belli

Bu sabah rüzgar beni toz gibi dağıtıp havaya karıştırsa, ne güzel olurdu.

Parçalı bulutlu uyandım bugüne... Neden normal insanlar gibi neşeli uyanamıyorum ben ya... poff

http://www.youtube.com/watch?v=2FkWW9Mr4l8

Bir sana bir de sabah uykusuna hastayım...

Ders çalışmam gerekirken çalışmıyormuşum gibi hissediyorum

İlgi çekmeye ve beğenilmeye zaafım mı var benim .Kafanıza babanne sinekliğiyle vururum he .Sağlıklı insan nedir ota b.ka karışmadan giden mi .Pejmurde psikologlar sizi ....

Şuan tek hissettiğim burnumla ellerimin donduğu

Şu Ankara soğuğuna bayılıyorum. Zaten karakter olarak da soğuk olan Ankara insanları iyice buz kesilip birbirinden ve doğal olarak benden uzaklaşıyor. Herkes kendi yalnız yoluna. Kafa rahat.

Nefreti, dövme yaptırırmış gibi ellerime işliyorum.

Ellerimde biriktiriyorum nefreti.

Öyle bir gün gelecek ki bu eller boğazınızı sıkacak.

şu insanlara gereksiz yere çocuk yapmamayı öğretecek biri yokmu kendileri dünyada çok gerekliymiş gibi bir de çoluk çocuğu rezil perişan ediyorlar!

Redepra etkisini yitirmişti.

Gece uzundu ve tütün yoktu.

Yosun tiksinmişti,

Yangın Mavisi yalan söylemişti

O an bordo kizil saçlar cok cazip gelmişti

Uyku gecikmişti

Istanbul'a kar yağmamıştı

Ve sonra birisi çekmecenin içinden seslenmişti;

"Hey beni unuttun mu ? Atarax ben eski dostun."

Günaydın mutlu sabahlar:o:o:o

Hiç keyfim yok. Akşam bir şişe şarabı deviririm. Nasıl ölürsün lan sen. Luffy senin de kami kere belanı versin hep senin yüzünden... Kaç işte al abini de uç git... ulusal yas ilan ettim içimde resmen...

Seni de unutmadım Garp senin de kami belanı versin konumun batsın...

Hiç keyfim yok. Akşam bir şişe şarabı deviririm. Nasıl ölürsün lan sen. Luffy senin de kami kere belanı versin hep senin yüzünden... Kaç işte al abini de uç git... ulusal yas ilan ettim içimde resmen...

 

Seni de unutmadım Garp senin de kami belanı versin konumun batsın...

Beyazsakal da öldü lanet girsin bari biri yaşasaydı

Hayat çok acayip... Tüm ümitleri tükettiği anda insana öyle bir mükafat gönderiyor ki; insan hep daha öncekinden daha ileriye gittiğini hissediyor. Her düşüşte bir umut gizliyor içine yaşam. Ve hiçbir zaman kötüye ya da aşağıya doğru yol almıyor insan... Hep ileriye, hep yukarıya. Tabii görmeyi bilirse. Otuz küsür yılımı da doldurduğum yaşamımda gerçekten huzurlu ve mutlu hissediyorum... Tüm gri bulutlar yavaşça çekiliyor etrafımdan ve daha net görüyorum çoğu şeyi (Ben de tam dengesiz oldum ama dün nasıl uyandım bugün nasıl )

Noel ve yılbaşı arasındaki farkı bilmeyen ve "Noel'i kutlamıyoruz!" diye kendi kendilerine haykıran hilkat garibeleri yabani ot gibi bitti yine her yerde.