Ilithyia Yanıtlama zamanı: Mart 14, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 14, 2016 Kendimi "orada patlamasın, şurada olmasın" diye düşünürken buldum kendi çaresizliğimin içinde. Galiba alıştırılmak istendiğimiz şeye alışmamızı sağladılar bile her birimizi kalplerimizden vurarak. Bir yandan sevdiklerimizi kaybetme korkusuyla kıvranıp, bir yandan da sevdiklerini kaybedenlere ve yiten canlara yanıyoruz. Kendi hayatım için gram endişe duymuyorum, daha varsa böyle göreceğim, ben zaten görmek istemiyorum. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sidar Yanıtlama zamanı: Mart 14, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 14, 2016 Sosyolojide kaydedilmiş birşeydir . Bir zamanlar ezilenlerin sonradan ezenler sınıfına geçtiği hatta onun için içten içe can attıkları , ruhlarını kemiren kurtçuklara karşı koyamadıkları gözlemlenmiş birşeydir artık . Ve buradan söylemek istemeyeceğim görünen dünyanın arkasındaki yetkililer bu işi iyi biliyorki ; ermeni soykırımı , kürt soykırımı bilmemneler soktular da soktular ülkenin içerisine , balkanlarda türklere yapılanlara baksınlar ilk önce . Bizim halkta demokrasi faşizanlarından ibaret olmuş neredeyse , onun bunun haklarını savunup melek olduğunu ispat edeceğine kendi milli değerlerini ve repertuarını daha fazla savunsaydın keşke .. Bu işin bizim hükümetimizle karşılıklı dönüşüklü olmadığınıda düşünmeyin . Bundan önceki patlamaya sebep olan arabanın kaydına bakmışlar , ülkedeki bütün şehirleri gezdiği görülmüş . Ya mühimmat topluyor ve dağıtıyor veyahut ülke içinde tespit edilemesin diye eylemlilik yasasını oynuyor . Tahminimce ülkede kayıtlı olan herhangi bir arabanın kopyasını yaratıyorlar , plakası ve markası ile beraber ki bu iş oldukça kolay zaten . Patlamaların bu arada hep ankarada olmasının sebepleride ilki başkentimiz ve candamarımız olması , ikincisi bu tür saldırılar genelde belirli bir zaman aralığında tek bir yere yoğunlaşırki ülke vatandaşları iyice o durumu olağanlaştırsın ve duyarsızlaşsın .. Artık ülkemizin çoğu yerinde ; telsiz ve telefon ile emir bekleyen bir sürü timler bulunmakta , acı ama doğru bir gerçek . Toplu taşıma ve kalabalıkların olduğu meydanların ilk 10 metre kare civarında bir polis çemberi ve koruması oluşturulmalı artık . Size tavsiyem köprü altında olan veyahut avmye yakın olan metroları kullanın . Hiç avmlerde , kapitalizmin candamarı olduğu yerlerde pek patlamaz bu tür şeyler . Neden acaba ? .. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Ninque Yanıtlama zamanı: Mart 14, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 14, 2016 Sıkıntıdan boynumda kurdeşen çıktı, sınava bu şekilde girdim, ağrılı kaşıntı çok sinir bozucu bir şeymiş. Sınava girdim ama iyi mi geçti kötü mü anlayamadım bile. İnsanın geleceğe dair umudu azalıyor günden güne. Olmazsa olmasın napayım, bir seneyi daha çocuğumla dolu dolu geçiririm. Anı yaşamaya daha çok önem veriyorum artık. Gerçekten istemedikçe ders çalışmıyorum, kitap okuyorum onun yerine, hatta ders çalışır gibi cadılık çalışıyorum O daha keyifli, hem daha faydalı. Baya defter falan hazırlıyorum onun için, zaten böyle yapmak en doğrusu. Mesela altar ve gerekli malzemeler için bir sayfa ayırdım ama bir sayfa yetmeyecek gibi. Çember açmaya da bir sayfa ayırdım. Elementlerin her birine ayrıca birer sayfa. Zamanla bayramları, önemli günleri, ay bilgisini, iksirleri vs yazacağım. Bunlarla ilgilenmek çok büyük keyif ve yaşama sevinci veriyor bana. Sınav yerine bunlara odaklanmak daha yerinde. Üniversite benim kişisel gelişimimin bir parçası olacak, meslek edinme aracı olarak görmüyorum asla. Meslek edinmek için bir işe girip o işte uzmanlaşmak daha kolay artık. Üniversitenin önemi azaldı(maalesef). Olursa bu sene olur olmazsa bi dahakine. Yaş anlayışı batsın zaten, üniversitede yaşın önemi olsaydı yaş sınırı koyarlardı. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ArpiA Yanıtlama zamanı: Mart 14, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 14, 2016 bugün evden çıkmadım. okula gitmedim. pek çok arkadaşımda öyle. kızılay virüs sonrası terkedilmiş şehir gibi. dışarısı sessiz. insanlar korkuyor. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
adEda Yanıtlama zamanı: Mart 14, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 14, 2016 Dün uyandığımdan beri iğrenç, boğucu bi his vardı içimde. Odada oturdum bütün gün. Olacak olanı bekliyormuşum resmen... İçeriden televizyondan panik dolu sesler gelince ne olmuş bir bakayım dedim. Sonrasında bi daha bakmak istemedim televizyona. Zaten whats App grubundan konu hakkında konuşuluyordu. arkadaşlarımın ilginç fikirlerini dinledim. Kendi fikrimi belirttim. Ama öyle bi düğüm olmuş ki nerden tutup çeksek olmuyor. "Savunma eğitimi almalıyız..." diyen kız arkadaşımdan, istemsizce duruma söven erkek arkadaşlarıma... " Ben demiştim"cilerden en duygusal yaklaşanlarına... Bir yandan gülümsetti bu beni.Yaşıtlarımın, dostlarımın çözüm araması. Diğer yandan dehşete düştüm. Çünkü bi kızın " hepimiz savunma eğitimi almalıyız. Bir şey olsa ben evde oturup abimin gelmesini bekleyemem." diyecek kadar panik içinde olması çok korkunç geldi. Farklı farklı fikirler çıktı ortaya. Arada polemiğin içinde bulduk kendimizi, arada destekledik birbirimizi ama ortak nokta insan ya, orda herkes hemfikir. En sonunda " Şu an yapabileceğimiz bir şey yok ne yazık ki, tek yapabileceğimiz kendimizi geliştirmek." diyip de sustuk. Bugün de pek farklı drğil dünden. Hava berbat. Fırtına var. Güneş açmaya çekiniyor gibi. İçim dolu. Hem söyleyecek çok şey var, hem hiç bir şey yok. Bütün gün yalandan gülücükler saçtım etrafa, her moralim bozuk olduğunda yaptığım gibi. Ama her gülümsemeden sonra o kadar pişman oldum kim hep mahçup hissettim. Ara sıra gözlerim doldu. "Bahar alerjisi herhalde yine. Ehehe. "Diyip geçiştirdim. Belki de bahar alerjisidir. Çünkü hiç bir şey hissetmiyorum. Ama değil,yalan atıyorum. Kendime bile. biliyorum, çünkü hissedemeyeceğim kadar çok karışık duygular var içimde. Siyaseti, devleti, örgütü... hepsini bi kenara atıyorum bazen. İnsan bunu nasıl yapar diyorum bir tek. Çıkacak mıyız biz buradan, aşacak mıyız bunu ? Hep umut vermeye çalışıyorum kendime ama henüz hayal edebildiğim bi çözüm yolu yok. Daha mecliste milletvekillerimiz tartışmayı bilmiyor ki. Tvdeki meclis yayınında o eleştirdiğim giyim yarışmalarından pek fark göremiyorum ne yazık ki. Korkmuyorum. Ölüm korkutmuyor beni. Asıl olan şu ki; endişeliyim. Her şey için. Içimde bir burukluk, yok burukluk değil daha büyük bir şey var. ( burada o kelimeyi bulamadım.) Sadece düşünüyorum. Başka bir şey gelmiyor elimden. O kadar dalgınım ki. Yolda adres sorma bahanesiyle, ağzımdan laf alan adama bile son anda uyandım. Önce okulumu, sonra mahallemi, hatta memleketimi ögrendi. En dikkatli, uyanık olduğum konuda bile taviz verdim. Çok kızıyorum kendime. Çok sinirliyim. Hayatımın en dikkatsiz hareketini yaptım. Resmen aptallık. Yürüyerek gidip geliyorum ve yolumu değiştirmem gerek. Belki de ben gereksiz şüpheleniyorum ama asla dikkatsiz davranamam. Aptalca bi risk aldım ve kendime karşı sinirliyim. bu bardağı taşırıyor işte. Şimdi de yorganın altına girip ağlasam mı, kitap vs. Okuyup da kafayı mı dağıtsam diye düşünüyorum. Dağıtabilir miyim ki? Böyle konularda konuşmayı pek sevmem aslında ama biraz rahatladım en azından... Ne olur herkes kendine çok iyi baksın, ne olur... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Ilithyia Yanıtlama zamanı: Mart 14, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 14, 2016 Yalnız başımayken bile ağlamayan ben, bütün gün ağlayıp durdum derste orda burda. Hele sabah haberlerini izledikten sonra, resmen toparlayamadım bütün gün. Etrafımdaki dalga geçip gülüp eğlenen insanlara sövdüm, ağlaya zırlaya kavga ettim. Umursuyormuş gibi davranmaları bile o kadar sırıtıyor ki iğrenç kahkahalarının arasında. Masum insanlar ölüyor, babamın tek derdi saç rengim mesela. Sınıfımdaki kızın biri dizisi verilmediği için yakınıyor mesela. Senden bir bok olmaz zaten derken içim acıyor bir yandan. Ygs'den falan bahsediyorlardı en son, din sorularını Hz. Muhammed bile çözemezmiş, öyle diyorlar. Gerisini hatırlamıyorum, çıkıp geldim eve. Oturdum haberlerin karşısına, sanırım hala oturduğum yerdeyim. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Moterda Olisya Yanıtlama zamanı: Mart 14, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 14, 2016 Çok garip hissediyorum. Erdem e sonunda şarkı söyletebildim, keşke söyletmeseydim. Şu duman ın herşeyi yak şarkısını söyledi. Sözlerden mi, söyleyişinden mi bilmiyorum, ama ilk defa derin bir sevgi hissettim bana karşı. Duygulandırdı bu da, sarıldım kaldım çocuğa. O da şaşırdı, kalbim de bir acı var. Sanki bir son geliyor. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Rage94 Yanıtlama zamanı: Mart 14, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 14, 2016 bugün evden çıkmadım. okula gitmedim. pek çok arkadaşımda öyle. kızılay virüs sonrası terkedilmiş şehir gibi. dışarısı sessiz. insanlar korkuyor. Sadece kızılay değil izmirde öyle artık insanların dışarı çıkacak hali kalmadı.. Ancak işi acil olanlar dışarda resmen insanları hayattan soğuttular.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Ilithyia Yanıtlama zamanı: Mart 14, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 14, 2016 Bazı keçiler bazı günler özlenebiliyormuş, pis herif. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Lethal Perfection Yanıtlama zamanı: Mart 14, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 14, 2016 Şu Balık burcu günleri merak ettiğiniz ve sizi kemiren şeylerin aslını bulmanız için ideal günler. Kısaca içimizdeki kırıntılardan arınma ve bizi yiyip bitiren şeyleri sonlandırma ayı. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
reincarnated Yanıtlama zamanı: Mart 14, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 14, 2016 Birbirlerinin acılarına sevinen insanlar varmış, sıra onlara kadar gelmiş ya... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
DenizFeneri Yanıtlama zamanı: Mart 14, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 14, 2016 Duygusal duyarlılığımı sorguluyorum şuan. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Lethal Perfection Yanıtlama zamanı: Mart 14, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 14, 2016 Duygusal duyarlılığımı sorguluyorum şuan. O kadar yozlaşmış,duygusal açıdan duyarsızlaşmışım ki...Bunu fark ettim bugün.Şehitlerle ilgili konular konuşulurken duyarsızdım.Açıkçası ne kadar salaklaşabileceğimi merak ediyorum... Ters bir şey görmüyorum, benim umurumda bile olmuyor genelde. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Witch Of Rain Yanıtlama zamanı: Mart 14, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 14, 2016 Çok özlüyorum. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
DenizFeneri Yanıtlama zamanı: Mart 14, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 14, 2016 Ters bir şey görmüyorum, benim umurumda bile olmuyor genelde. Ne bileyim,buraya yazılanlarda etkiledi beni.Millet yakınlarına olabilecek şeyleri düşünüyor ve ben bu kıyamette İmagine Dragons dinliyorum. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Ninque Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2016 Ne bileyim,buraya yazılanlarda etkiledi beni.Millet yakınlarına olabilecek şeyleri düşünüyor ve ben bu kıyamette İmagine Dragons dinliyorum. Bu normal zaten. Gülebilir, eğlenebilir hatta sevişebilirsin bile. Aksine gereksiz yas tutman, yemeden içmeden kesilmen saçma olur. İnsan en yakını öldüğünde bile normal hayatına çok çabuk dönebilir, hatta çevresindeki çok bilmiş insanlar "şuna bak annesi öleli daha kaç gün oldu ama gece eğlenmeye gidiyor" tarzı yorumlarda bulunurlar. Bu o kişinin yaşanan olaydan ötürü acı çekmediğini, kaygı duymadığını, hatta depresyona girmediğini göstermez. Herkesin ölüm karşısında göstereceği tepki farklıdır. Mesela ben bu olay karşısında üzüntü duydum ama ondan ziyade korktum. Sürekli metro, otobüs kullanan biriyim, şehir merkezinde oturuyorum. Bazen annem oğlumu alıp dışarı çıkıyor ve kısa mesafede metro kullanıyor, ben buna izin vermem artık. Tek çıksın, kendisi de yürüsün. Onların istediği de bu, korku salmak, insanları kaygılandırmak, sonra da alıştırmak. 1984 romanı geldi aklıma... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ArpiA Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2016 bölgede olmayanlar için normal bir durum aslında bu şekilde yetiştik duyarsızlık toplumun getirdiği bişey. kimse kimseyi bu konuda suçlayamaz. sadece biz acı çektik yarın bir gün sizin olduğunuz yerde olursa sizde yaşayacaksınız. ateş düştüğü yeri yakar misali. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Ninque Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2016 Tabi bir de çok yakınında olanlar, patlamanın sesini duyanlar hatta alanda bulunup yara almadan ya da hafif yarayla kurtulan insanlar var. Onlar için çok ağır bir tecrübe. Kanlı canlı yaşıyor, her şeyi görüyor, ölen insanları ve insan parçalarını görüyor. Direk bu şekilde tanık olsak etkisinden uzun süre çıkamayız. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Ninque Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2016 Ha ha ha ay çok güldüm buna ahahanjsşdftghsdfgfds :rofl: Cnn bir haberinde Türkiye'yi silmiş, yok etmiş. Yokuz biz yok "zaten gerçek olamayacak kadar fantastik bir ülkede yaşadığımız her zaman söylemişimdir. arkadaşlar, sanırım türkiye diye bir yer gerçekten de yok. türkiye dediğimiz şey, bizim ortak rüyamız; bilinçaltımızda ortaklaşa yarattığımız yapay bir kaos yurdu galiba. matrix gibi bir yer. makineler tarafından, cezalandırılmaslarına karar verilen insanların bağlandığı bir sektör. yani sanal bir cehennem ama sadece bağlı olanlar gerçekten var olduğunu düşünüyor. diğer insanlar için böyle bir yerin varlığı söz konusu değil." ekşi sözlük/@allah bir ben tekim 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Anafiel girl Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2016 Uzun bir süreden sonra görmek, heyecan verici. Ve tabi birde şasırtıcı... Endişeliyim aslında. Attığı bu adım geçmişini hatırlatabilir... Ve bir adım daha yaklaşırsa tekrar aynı geçmişi yaşamaktan korkuyorum. Kimse için iyi olmuyor... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
emir869 Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2016 İki kıdemlinin kapışması da başka oluyormuş. Kim kimi avlıyor belli değil . Gerçi bu sefer benden kıdemlisine çattık ya neyse. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
catlovesjuly Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2016 Kendini beğenmiş, acınası mahluklar... Her yerdeler... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AurorA Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2016 Beyin kendisini rahatsız eden her şeyi unutmaya ve yok saymaya meyilli. Empatiden mümkün mertebe kaçışımız da bu yüzden sanırım. Oysa piyango bir gün size de çıkabilir... Bu kadar açık ve net aslında. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Moterda Olisya Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2016 Şu laptoplardan anlayan biri var mı forumda ¿ }~{ Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
boynuzsuzgeyikler Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2016 Şu laptoplardan anlayan biri var mı forumda ¿ }~{ Sıkıntı ne ? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.