Jump to content

Şu An Nasılsın? Ne Düşünüyor, Ne Hissediyorsun?


Deaths_Expulsion

Önerilen Mesajlar

Kendimi "orada patlamasın, şurada olmasın" diye düşünürken buldum kendi çaresizliğimin içinde. Galiba alıştırılmak istendiğimiz şeye alışmamızı sağladılar bile her birimizi kalplerimizden vurarak. Bir yandan sevdiklerimizi kaybetme korkusuyla kıvranıp, bir yandan da sevdiklerini kaybedenlere ve yiten canlara yanıyoruz. Kendi hayatım için gram endişe duymuyorum, daha varsa böyle göreceğim, ben zaten görmek istemiyorum.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sosyolojide kaydedilmiş birşeydir . Bir zamanlar ezilenlerin sonradan ezenler sınıfına geçtiği hatta onun için içten içe can attıkları , ruhlarını kemiren kurtçuklara karşı koyamadıkları gözlemlenmiş birşeydir artık . Ve buradan söylemek istemeyeceğim görünen dünyanın arkasındaki yetkililer bu işi iyi biliyorki ; ermeni soykırımı , kürt soykırımı bilmemneler soktular da soktular ülkenin içerisine , balkanlarda türklere yapılanlara baksınlar ilk önce . Bizim halkta demokrasi faşizanlarından ibaret olmuş neredeyse , onun bunun haklarını savunup melek olduğunu ispat edeceğine kendi milli değerlerini ve repertuarını daha fazla savunsaydın keşke ..

 

Bu işin bizim hükümetimizle karşılıklı dönüşüklü olmadığınıda düşünmeyin . Bundan önceki patlamaya sebep olan arabanın kaydına bakmışlar , ülkedeki bütün şehirleri gezdiği görülmüş . Ya mühimmat topluyor ve dağıtıyor veyahut ülke içinde tespit edilemesin diye eylemlilik yasasını oynuyor . Tahminimce ülkede kayıtlı olan herhangi bir arabanın kopyasını yaratıyorlar , plakası ve markası ile beraber ki bu iş oldukça kolay zaten .

 

Patlamaların bu arada hep ankarada olmasının sebepleride ilki başkentimiz ve candamarımız olması , ikincisi bu tür saldırılar genelde belirli bir zaman aralığında tek bir yere yoğunlaşırki ülke vatandaşları iyice o durumu olağanlaştırsın ve duyarsızlaşsın ..

 

Artık ülkemizin çoğu yerinde ; telsiz ve telefon ile emir bekleyen bir sürü timler bulunmakta , acı ama doğru bir gerçek . Toplu taşıma ve kalabalıkların olduğu meydanların ilk 10 metre kare civarında bir polis çemberi ve koruması oluşturulmalı artık . Size tavsiyem köprü altında olan veyahut avmye yakın olan metroları kullanın .

 

Hiç avmlerde , kapitalizmin candamarı olduğu yerlerde pek patlamaz bu tür şeyler . Neden acaba ? ..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sıkıntıdan boynumda kurdeşen çıktı, sınava bu şekilde girdim, ağrılı kaşıntı çok sinir bozucu bir şeymiş. Sınava girdim ama iyi mi geçti kötü mü anlayamadım bile. İnsanın geleceğe dair umudu azalıyor günden güne. Olmazsa olmasın napayım, bir seneyi daha çocuğumla dolu dolu geçiririm. Anı yaşamaya daha çok önem veriyorum artık.

 

Gerçekten istemedikçe ders çalışmıyorum, kitap okuyorum onun yerine, hatta ders çalışır gibi cadılık çalışıyorum :) O daha keyifli, hem daha faydalı. Baya defter falan hazırlıyorum onun için, zaten böyle yapmak en doğrusu.

 

Mesela altar ve gerekli malzemeler için bir sayfa ayırdım ama bir sayfa yetmeyecek gibi. Çember açmaya da bir sayfa ayırdım. Elementlerin her birine ayrıca birer sayfa. Zamanla bayramları, önemli günleri, ay bilgisini, iksirleri vs yazacağım. Bunlarla ilgilenmek çok büyük keyif ve yaşama sevinci veriyor bana. Sınav yerine bunlara odaklanmak daha yerinde.

 

Üniversite benim kişisel gelişimimin bir parçası olacak, meslek edinme aracı olarak görmüyorum asla. Meslek edinmek için bir işe girip o işte uzmanlaşmak daha kolay artık. Üniversitenin önemi azaldı(maalesef). Olursa bu sene olur olmazsa bi dahakine. Yaş anlayışı batsın zaten, üniversitede yaşın önemi olsaydı yaş sınırı koyarlardı.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Dün uyandığımdan beri iğrenç, boğucu bi his vardı içimde. Odada oturdum bütün gün. Olacak olanı bekliyormuşum resmen...

İçeriden televizyondan panik dolu sesler gelince ne olmuş bir bakayım dedim. Sonrasında bi daha bakmak istemedim televizyona. Zaten whats App grubundan konu hakkında konuşuluyordu. arkadaşlarımın ilginç fikirlerini dinledim. Kendi fikrimi belirttim. Ama öyle bi düğüm olmuş ki nerden tutup çeksek olmuyor. "Savunma eğitimi almalıyız..." diyen kız arkadaşımdan, istemsizce duruma söven erkek arkadaşlarıma... " Ben demiştim"cilerden en duygusal yaklaşanlarına... Bir yandan gülümsetti bu beni.Yaşıtlarımın, dostlarımın çözüm araması. Diğer yandan dehşete düştüm. Çünkü bi kızın " hepimiz savunma eğitimi almalıyız. Bir şey olsa ben evde oturup abimin gelmesini bekleyemem." diyecek kadar panik içinde olması çok korkunç geldi. Farklı farklı fikirler çıktı ortaya. Arada polemiğin içinde bulduk kendimizi, arada destekledik birbirimizi ama ortak nokta insan ya, orda herkes hemfikir. En sonunda " Şu an yapabileceğimiz bir şey yok ne yazık ki, tek yapabileceğimiz kendimizi geliştirmek." diyip de sustuk.

Bugün de pek farklı drğil dünden. Hava berbat. Fırtına var. Güneş açmaya çekiniyor gibi. İçim dolu. Hem söyleyecek çok şey var, hem hiç bir şey yok.

Bütün gün yalandan gülücükler saçtım etrafa, her moralim bozuk olduğunda yaptığım gibi. Ama her gülümsemeden sonra o kadar pişman oldum kim hep mahçup hissettim. Ara sıra gözlerim doldu. "Bahar alerjisi herhalde yine. Ehehe. "Diyip geçiştirdim. Belki de bahar alerjisidir. Çünkü hiç bir şey hissetmiyorum. Ama değil,yalan atıyorum. Kendime bile. biliyorum, çünkü hissedemeyeceğim kadar çok karışık duygular var içimde.

Siyaseti, devleti, örgütü... hepsini bi kenara atıyorum bazen. İnsan bunu nasıl yapar diyorum bir tek.

Çıkacak mıyız biz buradan, aşacak mıyız bunu ? Hep umut vermeye çalışıyorum kendime ama henüz hayal edebildiğim bi çözüm yolu yok.

Daha mecliste milletvekillerimiz tartışmayı bilmiyor ki. Tvdeki meclis yayınında o eleştirdiğim giyim yarışmalarından pek fark göremiyorum ne yazık ki.

Korkmuyorum. Ölüm korkutmuyor beni. Asıl olan şu ki; endişeliyim. Her şey için.

Içimde bir burukluk, yok burukluk değil daha büyük bir şey var. ( burada o kelimeyi bulamadım.) Sadece düşünüyorum. Başka bir şey gelmiyor elimden. O kadar dalgınım ki. Yolda adres sorma bahanesiyle, ağzımdan laf alan adama bile son anda uyandım. Önce okulumu, sonra mahallemi, hatta memleketimi ögrendi. En dikkatli, uyanık olduğum konuda bile taviz verdim. Çok kızıyorum kendime. Çok sinirliyim. Hayatımın en dikkatsiz hareketini yaptım. Resmen aptallık. Yürüyerek gidip geliyorum ve yolumu değiştirmem gerek. Belki de ben gereksiz şüpheleniyorum ama asla dikkatsiz davranamam. Aptalca bi risk aldım ve kendime karşı sinirliyim. bu bardağı taşırıyor işte. Şimdi de yorganın altına girip ağlasam mı, kitap vs. Okuyup da kafayı mı dağıtsam diye düşünüyorum. Dağıtabilir miyim ki?

Böyle konularda konuşmayı pek sevmem aslında ama biraz rahatladım en azından...

Ne olur herkes kendine çok iyi baksın, ne olur...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Yalnız başımayken bile ağlamayan ben, bütün gün ağlayıp durdum derste orda burda. Hele sabah haberlerini izledikten sonra, resmen toparlayamadım bütün gün. Etrafımdaki dalga geçip gülüp eğlenen insanlara sövdüm, ağlaya zırlaya kavga ettim. Umursuyormuş gibi davranmaları bile o kadar sırıtıyor ki iğrenç kahkahalarının arasında. Masum insanlar ölüyor, babamın tek derdi saç rengim mesela. Sınıfımdaki kızın biri dizisi verilmediği için yakınıyor mesela. Senden bir bok olmaz zaten derken içim acıyor bir yandan. Ygs'den falan bahsediyorlardı en son, din sorularını Hz. Muhammed bile çözemezmiş, öyle diyorlar. Gerisini hatırlamıyorum, çıkıp geldim eve. Oturdum haberlerin karşısına, sanırım hala oturduğum yerdeyim.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Çok garip hissediyorum. Erdem e sonunda şarkı söyletebildim, keşke söyletmeseydim. Şu duman ın herşeyi yak şarkısını söyledi. Sözlerden mi, söyleyişinden mi bilmiyorum, ama ilk defa derin bir sevgi hissettim bana karşı. Duygulandırdı bu da, sarıldım kaldım çocuğa. O da şaşırdı, kalbim de bir acı var. Sanki bir son geliyor.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

bugün evden çıkmadım. okula gitmedim. pek çok arkadaşımda öyle. kızılay virüs sonrası terkedilmiş şehir gibi. dışarısı sessiz. insanlar korkuyor.

 

Sadece kızılay değil izmirde öyle artık insanların dışarı çıkacak hali kalmadı.. Ancak işi acil olanlar dışarda resmen insanları hayattan soğuttular..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Duygusal duyarlılığımı sorguluyorum şuan.

 

O kadar yozlaşmış,duygusal açıdan duyarsızlaşmışım ki...Bunu fark ettim bugün.Şehitlerle ilgili konular konuşulurken duyarsızdım.Açıkçası ne kadar salaklaşabileceğimi merak ediyorum...

 

Ters bir şey görmüyorum, benim umurumda bile olmuyor genelde.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ne bileyim,buraya yazılanlarda etkiledi beni.Millet yakınlarına olabilecek şeyleri düşünüyor ve ben bu kıyamette İmagine Dragons dinliyorum.

 

Bu normal zaten. Gülebilir, eğlenebilir hatta sevişebilirsin bile. Aksine gereksiz yas tutman, yemeden içmeden kesilmen saçma olur. İnsan en yakını öldüğünde bile normal hayatına çok çabuk dönebilir, hatta çevresindeki çok bilmiş insanlar "şuna bak annesi öleli daha kaç gün oldu ama gece eğlenmeye gidiyor" tarzı yorumlarda bulunurlar. Bu o kişinin yaşanan olaydan ötürü acı çekmediğini, kaygı duymadığını, hatta depresyona girmediğini göstermez. Herkesin ölüm karşısında göstereceği tepki farklıdır.

 

Mesela ben bu olay karşısında üzüntü duydum ama ondan ziyade korktum. Sürekli metro, otobüs kullanan biriyim, şehir merkezinde oturuyorum. Bazen annem oğlumu alıp dışarı çıkıyor ve kısa mesafede metro kullanıyor, ben buna izin vermem artık. Tek çıksın, kendisi de yürüsün.

 

Onların istediği de bu, korku salmak, insanları kaygılandırmak, sonra da alıştırmak. 1984 romanı geldi aklıma...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

bölgede olmayanlar için normal bir durum aslında bu şekilde yetiştik duyarsızlık toplumun getirdiği bişey. kimse kimseyi bu konuda suçlayamaz. sadece biz acı çektik yarın bir gün sizin olduğunuz yerde olursa sizde yaşayacaksınız. ateş düştüğü yeri yakar misali.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Tabi bir de çok yakınında olanlar, patlamanın sesini duyanlar hatta alanda bulunup yara almadan ya da hafif yarayla kurtulan insanlar var. Onlar için çok ağır bir tecrübe. Kanlı canlı yaşıyor, her şeyi görüyor, ölen insanları ve insan parçalarını görüyor. Direk bu şekilde tanık olsak etkisinden uzun süre çıkamayız.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ha ha ha ay çok güldüm buna ahahanjsşdftghsdfgfds :rofl::rofl:

Cnn bir haberinde Türkiye'yi silmiş, yok etmiş. Yokuz biz yok :D

 

B_649178201615_035001_11.jpg

 

"zaten gerçek olamayacak kadar fantastik bir ülkede yaşadığımız her zaman söylemişimdir.

 

arkadaşlar, sanırım türkiye diye bir yer gerçekten de yok. türkiye dediğimiz şey, bizim ortak rüyamız; bilinçaltımızda ortaklaşa yarattığımız yapay bir kaos yurdu galiba. matrix gibi bir yer. makineler tarafından, cezalandırılmaslarına karar verilen insanların bağlandığı bir sektör. yani sanal bir cehennem ama sadece bağlı olanlar gerçekten var olduğunu düşünüyor. diğer insanlar için böyle bir yerin varlığı söz konusu değil."

ekşi sözlük/@allah bir ben tekim

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Uzun bir süreden sonra görmek, heyecan verici.

Ve tabi birde şasırtıcı...

Endişeliyim aslında. Attığı bu adım geçmişini hatırlatabilir...

Ve bir adım daha yaklaşırsa tekrar aynı geçmişi yaşamaktan korkuyorum. Kimse için iyi olmuyor...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...