Şu An Nasılsın? Ne Düşünüyor, Ne Hissediyorsun?

Hoş geldin Yağmur, özlettin

Hoş geldin Yağmur, özlettin

Hoşbuldum ıspanaklı kek hanım. Ne saçma bir sıfat oldu bu ya. Pardon :D

Hoşbuldum ıspanaklı kek hanım. Ne saçma bir sıfat oldu bu ya. Pardon :D

Ispanaklı keki zirvede bıraktım, yiyemeyeceğim şeyi niye yapayım diyerekten swh. Yine de nostajik oldu

Ispanaklı keki zirvede bıraktım, yiyemeyeceğim şeyi niye yapayım diyerekten swh. Yine de nostajik oldu

Niye yiyemiyormuşsun? :D

bizim sükutu muzdan anlamayan, konuşmamızdan hiç bir şey anlayamaz...

Ne diye dönüp dolaşıp gözüm villalara takılıyor anlamıyorum. Tek başıma yaşarken ne yapacaksam 200 metrekare civarı olan bir evi. Onun temizliği apayrı bi dert zaten. Isınma sorununu söylemiyorum bile. Başka erkeklerde araba merakı olur bende ev merakı var. Sanırım, gezmektense yatmayı daha çok sevdiğimden

Çöl ikliminde yaşayan kaktüs bitkisi uzun süre susuzluğa dayanabilir , hiç yağmur almaz . Hadi bizde kaktüs gibi hiç yıkanmayalım , su içmeyelim ? . Arkadaşım ormanın kendine has bir doğası var , insanın kendine has bir doğası . Benzerlikler olabilir ama eşit olamazlar . Üstelik ormanın çeşitliliği bizden hayli zengindir . İnsan ile orman bir mi ? . Onlar fotosentez yapar biz ise atmosfere karbondioksit bırakırız . Önemli olan şey dengedir burada . Gidin bir dermatoloğa sorun yahu ? . Vücut kılları uzadıkça deri tabakası katılaşır , tahrişe daha eğilimli olur , ter bezleri gerekenden fazla çalışır . Ayrıca gittikçe kırılganlığı ve dökülme oranı artar . Kendi önlemini kendi kendine alır .

 

Vücut kapasiteniz günde 3 kere orgazm olabilme imkanı veriyor diyelim size , sperm akışkanı yani . Lakin siz bu kapasiteyi zorlamak zorunda mısınız ? . İşte bizde hür irade olduğu için , ortaya savurganlık ve bilinçsizlik çıkabiliyor ..

 

Ayrıca uygarlık şu üç şeyden hiçbir zaman vazgeçmeyecektir ; Temizlik , düzen ve estetik . Antk romaya bakacaksan tuveleti ve mutfağı aynı odada olan bir kültürdü . Günümüzde inşallah pek bir yerde rastlamıyoruzdur böyle bir şeye . Kültür çok komplike bir sentezdir .

 

Umarım derdimi anlatabilmişimdir ....

Yıkanmayalım yağlı yağlı gezelim demiyorum. Benim savunduğum nokta gayet basit ve düz mantık; kıllarımız doğaldır ve onları kesmek anormal olan.

Apo takılmış bence Şaka maksatlı yazmış yani. Ama onun dışında herkes kendinden sorumludur. Ve kadınlar üzerindeki kıl tüy baskısı kadar salakça bir şey olamaz kusura bakmayın da. Batık olur bacaklarda "aaaaaaaoooo kıza baak kıllı", kolun biraz fazla tüylü olur, çocuksundur bir şey yapamıyorsundur "kızın kıllarında kol var resmen ha ha" diyen çocuğumsu yaratıklar çıkar ordan. Yaz gelir ortalık cayır cayır, yeni temizlenmişsin, yaklaşık bir hafta sonra pıtır pıtır çıkar, işte onlar var ya o pıtırcıklar, onlar bir kadının laneti, hem de bunun sebebi doğa değil şekilci toplum.

Bacak ve kol kılları kimseyi pis yapmaz, erkekte neyse kadında da odur. Alıp almamak kişiye kalmış. Hatta bu diğer bölgeler içinde geçerli.

Hayır şaka maksatlı yazmadım, gayet ciddiyim. Ve evet bence de kadınlar da kıllarını tüylerini almasın. Ama insanoğlu doğaya yeterince güvenmiyor.

Kıl oldum iyice bu sohbete .

Dün beşiktaşa giderken ki amacım latife cafeye oturup damla sakızlı türk kahvesi içmekti sadece . Maçtan haberim yoktu , abi kendimi kaptırdım bir sürüye , birkaç arkadaşla karşılaştım falan elime verdiler tekrardan bir extacy -alkol ,Meydanda halay çek , heykelin üzerine çık maskotluk yap . Oradan bebeğe lucaya geç . Hesapsız takılmak güzel oluyor ama , ertesi günü bad trip hard yeniden . Gerçi bugün fena değilim . Nıhaha

Bugünle dün arasındaki farkı biliyorum.

Milli kütüphane ayağıma gelsin.

Alışveriş terapisinden yeni çıktım, çok mutluyum.

Ne yapıyorum ben kendime ya, açsana gözlerini aptal...

Oh be...Sonunda bitti.

İyi ki vazgeçmişim. Midem bulandı *-*

Bir anlamı olsa çok şey söylerdim

Descartes ; ruhun tutkuları adlı eserinde ki bazı yayın evleri ruhun ihtirasları olarak çevirir . Mevzuyu on numara rasyonalize etmiş . Kendisine boşuna rasyonalizmin kurucusu denilmemiş diyorum ve gübidik ütopik hayatıma geri dönüyorum . Daha doğrusu sanırım yaşayamadığım için oyalanma hesabına dönüyor gibiyim ...

Kaç zamandır ilk defa bu saatlerde hiçbir yere ya da şeye yetişmek zorunda olmadan oturuyorum. Bu çok rahatlatıcı. Gerçi kendime yine iş çıkardım, ne kadar iş denilirse... Yeni ofise gitmem gerek. Boya yapılırken orada olmalıyım. Alınması gereken malzemeleri vs almam gerek... Şu vergi levhası vs belgeleri oraya koymalıyım... Yapılacak çok iş var hala... Neyse ki Mayıs'a kadar duruşma yok

Yataktan yorgun kalktım ve bir kahvaltıya ihtiyacım var şuan

Kendi kendime kendimle içtiğim bir şeyler, ki onlar kahveler.

Geliyim istiyor ama gelirsem bırakamam. Tedirginlik getiriyor heyecan.

Komple yeşilim artık, yastıklarım ve açık renk kıyafetlerimin bile bir kısmı yeşil hatta. Sor bana pişman mıyım? Asla!

Tanrı bana bir melek hediye etti. Iyi olmam için. Iyileşmem için. Başka bir açıklaması olamaz göğsünde uyurken hissettiğim huzurun.

Çook yorgunum ve çok mutluyum.

Ye-mi-yor-um