Şu An Nasılsın? Ne Düşünüyor, Ne Hissediyorsun?

Keşke künefe olsa... bak nasıl canımı çektirdin...

özür dılerım dukkan kapatayım sana ıstedıgın kadar ye

Ne hissettiğimizi, nasıl düşünüyoruz ki? Ağzımıza attığımız en büyük lokmaları bile dörde bölüp yutuyoruz. İşte böyle düşünüyoruz hissettiklerimizi. Uzun uzun yazmıyorsak, hissettiğimiz derinlikte düşünmüyoruz demektir. Cesur muyuz ki yazabilecek kadar, en derinlerine inip hislerimizi düşünebiliyor muyuz? sonra düşünüp nereye varıyoruz ki? neden üzerine basıp, çiğneyip geçemiyoruz? Neden bu kadar zor geliyor düşünmek? neden bu kadar sancı barındırıyor? Neden aynı sokak lambasının altında soğuktan ürperip, beklemeye devam ediyoruz? ve ya neden söküp eve götürüp aydınlığında uyumayı deniyoruz? Sokak lambasında mı bütün hadise? yoksa bir zamanlar birlikte beklediklerin mi o lambayı o halde getiren? belediyeyi arayıp yanmadığını neden bildiriyorsun? bırak yanmasın işte, zamanla kaybolup gitsin, sönsün içinde yanmamaya meyilli bütün sokak lambaları. Bıraksana hadi var mı cesaretin?

özür dılerım dukkan kapatayım sana ıstedıgın kadar ye

omg....

unutmam bunu...

İçim sıkılıyor içim! Azıcık gelsen ya c:

Hayatta bazen Dürdane teyzenin elleriyle açtığı , kömür ateşinde o kapkara sacın üzerinde pişirdiği gözleme gibiyizdir ... Bir anda herhangi bir gezi programının pek de tanınmayan şişko sunucusu aniden sizi mideye indiriverir ve hazin son .

Jaime Pressly:rolleyes:

Etrafta beyaz küçük bir baloncuk görüyorum odaklanınca kayboluyor. Sanırım bir ışık oyunu fakat kedi gibi takip ediyorum

Etrafta beyaz küçük bir baloncuk görüyorum odaklanınca kayboluyor. Sanırım bir ışık oyunu fakat kedi gibi takip ediyorum

belki de pokemondur...

Ay pokemonlar benden uzak allahcığıma yakın olsunlar...

''Işığı sevmek kolay, bana karanlığını göster'' gibi sözlere ne kadar ayılıp bayılsam da, hakkında dakikalarca fikir yürütüp anlamlandırmayı sevsem de.. sanki ruhumdan bir parçayı bulmuş gibi hissetsem de.. gerçek hayat böyle değil. Şimdi göster karanlığını sevdiğin birine! en kötü huylarını, en büyük hatalarını ve karanlık sırlarını söyle.. bak bakalım neler oluyor. Abandon!

Ne kadar yapmacıksınız. Birbirinize şirin görünmeye çalışıyorsunuz, sahi yorucu olmuyor mu? Hiç doğal olamıyorsunuz. Mesela küçükken küfür eden insanları garipserdim, halbuki en içten insan küfür eden insandır. evet. Tamam, küfür etmek kaba olmak şahane bir şeydir demiyorum bunu övmüyorum da. Aa hadi bırak yüzünü ekşitmeyi, sen hiç boşluk anında küfür etmedin mi?

Mesela iş görüşmelerine giderken neden hep özel kıyafetler giyilir hani göze girmek işe alınmak için mi? ama sen normalde öyle giyinmiyorsun ki! bunu sevmiyorsun da, senin tarzın bile değil bu. O gömlek seni yansıtmıyor. Umudunu kaybetme filmini izleyenlerin yüzünde bir gülümse belirdi mi?

Niye küfürle bu denli seviştim, neden bunları yazdım bilmiyorum. Başka verecek örnek mi yoktu? yokmuş demek. Sadece herkes birbirine cici yanlarını gösterip kötü kısımları saklamaya çalışıyor ya, ben buna uyuz oluyorum. Ama sadece bunu yapana uyuz olmuyorum. Bundan hoşlananlara da uyuz oluyorum. Hatta en çok onlara uyuz oluyorum.

Siz nasıl mazoşist insanlarsınız ki, nasıl pembe bulutlar üstünde yaşıyorsunuz ki sadece güzel kısımları görmek istiyorsunuz? Hiç, bir insan evladını olduğu gibi sevmeyi denediniz mi? Hani hatasıyla eksiğiyle fazlasıyla.. komple olduğu gibi. İşte bunu yapamadığınız için ilişkileriniz b*ktan. Bunu yapamadığınız için ilişkilerinizde derinlik yok ve bitmeye meyilli. Bunu hak ediyorsunuz.

Karşınızdaki insanı seviyorsunuz(!) ama onun kim olduğunu bilmiyorsunuz. Tanımıyorsunuz. Bu nedenle kolayca harcıyorsunuz birbirinizi. Çevrenizde tanımadığınız, sırf ketum ve duygularını göstermekten kaçan bir kitle var olduğu için bomboş et yığınları ile bir arada yaşıyoruz/yaşıyorsunuz.

Kolayca harcamayın ve kırmayın insanları, onları olduğu gibi sevin. Kimse mükemmel değil. kendinizi de harcatmayın tabii. Mesela benim gibi salak olmayın, değer vermeyin çok. Sizi bir kenara atan ve verdiğiniz değeri hiçe sayan.. sizden kaçan.. sizle konuşmadan kendince çıkarımlar yapıp sizi yargılayan insanlara kendinizi harcatmayın. Sizi kolayca gözden çıkarabilecek olanları önce siz hayatınızdan çıkarın. Sen değerlisin ve bunun aksini hissettiren insanlar olmamalı çevrende. Umut tacirliği yapanlara da kıl oluyorum bu arada, mesela dindar falan değilim ama bununla ilgili de güzel bir söz vardı.

'Umut verip güven aşılayıpta yarı yolda bıraktığın insanın gönül sadakasını iki dünyada da veremezsin'' Sanırım Hz. Muhammede ait.

Sonuçta, dışarıda hala güzel insanlar var. Demirin tuncuna insanın piçine kaldık ya, ata binip giden güzellerden bulun ve arkasına atlayın.

Laikha, uzun zamandır okuduğum en içi dolu, samimi yorumlardan biriydi... Öyle ki her şey tüketiliyor... Güneş üzerindeyse pek problem yaşamazsın... Hele bir bulutlar sarsın etrafını, kimseleri bulamazsın çevrende... Galiba dünyada her şey dönemlik...

insanlar içinde her rengi barındıran birer tablo gibidir, nereye odaklanırsan en çok orayı görürsün ve bunu tablonun bütünü sanırsın.

başını çevirene dek.

Saat 03:56, düşünüyorum... İnsan başına ne gelirse gelsin, bencillik duvarlarından sıyrılıp kendini tahlil etmeli, kendinden dışarı çıkıp kendini seyretmeli... Bugün üzen, dün sevindirendi, bugün sevindiren dün üzendi... Sonrasında ise hiçbir şey hissettirmeyen oluverdi...

gitmek mi zor? kalmak mı?

Mehtap uyanmış... Diyen sezen aksu geldi birden aklıma perdenin cama vururken çıkardığı sesi duyunca. Güzel uyandım bugün haydi hayırlısı

kışı özledım yaz ölsün

şu son iki üç gündür yaşadığım sarsıntılar ve gittikçe artan huzursuzlukla birlikte tam bir şeyin çok iyi çözümlenmesi ve onun ardından beni bir eyleme iteleyip onun da düğümlenmesi bana sadece devam etmek için aşınarak da olsa kendimi ileri itmemi öğütlüyor. ne kadar yıpranırsan yıpran devam et gibisinden.. sürekli düğüm çözüm çatışma çabalama sonuçlanması sonra yine çatışma düğüm çözüm zincir durmaksızın ilerliyor... işte bunlar hep tekamül.

Kitap kafemde bacaklarımı sandalyelere uzattım neredeyse yatıyorum. Uyumak üzereyim. Klima 17 derecede ve fonda Salvatore çalıyor. Benden huzurlusu yok şu anda. Çok uykum geldi.

Sıcak fazla sıcak bayaaaaaaaaaaaa bi sıcak hatta tüm planlarım iptaş oldu yalnız başıma oturuyorum ve erimek üzereyim...

Ruhum bedenimden bambaşka yerlerde fakat bütün yorgunluğu bedenim çekiyor gibi.

Bana sessizliğin yaramadığını düşünüyorum ve şuan bunu buraya sırf yazmış olmak için yazdım yoksa çokta önemli değil düşündüğüm şey.

prıson break ve breakıng bad e yenıden baslamayı düsunuyorum heyecanlandım

Yaz diye soğuk su ve dondurmayı ayarsız tüketirsen o bademcikler isyan eder tabi.

Neden bir hafta öncesinden balon gibi şişmeye başlamak zorundayım ki

Kalbini ateşle yakıyorum. Nerede olursan ol bana geri gel ve aşkım için damla damla göz yaşı dök!’