Jump to content

Şu An Nasılsın? Ne Düşünüyor, Ne Hissediyorsun?


Deaths_Expulsion

Önerilen Mesajlar

Kendi kendime yaptığım saçma salak uyku deneyleri gösterdiiii kiiii:

-Erken yatın erken kalkın. Erken kalkın dediysem 5'te ayakta olmayın ama benim gibi 12'de uyanan birinin saat 8'de kalkması dünyaya karşı bakışını bile etkiliyor. Zira erken kalkınca insan beyni daha aktif, daha olumlu ve verimli çalışıyor. Normalde gece 4'e kadar oturup bir şeylerle didinen bir insanım, zira sıcak işte çalışamıyorsun gündüz vakti. Sabahları hem çok sıcak olmuyor hemde ciddi anlamda insan kendisini mutlu hissediyor.

-Ha, mümkünse alarmsız kalkın. Ciddi anlamda sabah 8'de dık dık dık diye öten alarmın rüyanın tam ortasında ötmesi kadar korkunç bir şey yok. Özellikle rüyalarınız benim gibi tatlı, mutlu ve istediğiniz şeylerle doluysa.

-Öğlen saatinden sonra insanın verimliliği müthiş düşmeye başlıyor ve akşam güneş battıktan sonra açıkçası çalışmanın bir anlamı yok.

-Gün doğumu insan üzerinde müthiş bir etki bırakıyor, insanın sanırım en çalışmaya hazır dakikaları bunlar.

 

Özetle: Erken kalkın. Thats all folks. :D Nihai hedefim güneşle beraber uyanmak. :D

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Kendi kendime yaptığım saçma salak uyku deneyleri gösterdiiii kiiii:

-Erken yatın erken kalkın. Erken kalkın dediysem 5'te ayakta olmayın ama benim gibi 12'de uyanan birinin saat 8'de kalkması dünyaya karşı bakışını bile etkiliyor. Zira erken kalkınca insan beyni daha aktif, daha olumlu ve verimli çalışıyor. Normalde gece 4'e kadar oturup bir şeylerle didinen bir insanım, zira sıcak işte çalışamıyorsun gündüz vakti. Sabahları hem çok sıcak olmuyor hemde ciddi anlamda insan kendisini mutlu hissediyor.

-Ha, mümkünse alarmsız kalkın. Ciddi anlamda sabah 8'de dık dık dık diye öten alarmın rüyanın tam ortasında ötmesi kadar korkunç bir şey yok. Özellikle rüyalarınız benim gibi tatlı, mutlu ve istediğiniz şeylerle doluysa.

-Öğlen saatinden sonra insanın verimliliği müthiş düşmeye başlıyor ve akşam güneş battıktan sonra açıkçası çalışmanın bir anlamı yok.

-Gün doğumu insan üzerinde müthiş bir etki bırakıyor, insanın sanırım en çalışmaya hazır dakikaları bunlar.

 

Özetle: Erken kalkın. Thats all folks. :D Nihai hedefim güneşle beraber uyanmak. :D

 

Ben erken yatsam da erken kalkamıyorum onunla ilgili de tavsiyelerin var mı sevgili Lethal :D

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ben erken yatsam da erken kalkamıyorum onunla ilgili de tavsiyelerin var mı sevgili Lethal :D

 

Ahah. O durumda var. :D

 

Mesela bugün bayağı on saat uyumuşum. Demek vücudun ihtiyacı var ne diyelim. :D

 

Şöyle bir şey var: Çalar saat uygulaması. Eğer telefonu şarjda, uygulama açık bir şekilde yastığınızın altında tutabilirseniz nasıl bir uyku uyuduğunuzu da gösteriyor. Buna göre uyku kalitenizin nasıl olduğunu öğrenebilirsiniz. İyi uyku kalitesiyle daha az uyumanız gerekir, kötü uyku kalitesiyle on beş saat uyusanız yine de uyku yeterli gelmez.

 

https://itunes.apple.com/tr/app/iyi-sabahlar-ucretsiz-ak-ll/id1064910141?l=tr&mt=8

https://play.google.com/store/apps/details?id=com.apalon.alarmclock.smart&hl=tr

 

Bunun dışında:

-Mavi ışıktan kaçının. Ekranlar bol miktarda mavi ışık verir.

-Uyuduğunuz yerin ne kadar rahat olduğuna dikkat edin.

-Alarm kurun ve belli bir kaç gün alarmla kalkın. Vücut alışacaktır zamanla.

-Kendinizi "Nasıl olsa kalkamıyorum" diye şartlandırmayın. Harbiden kalkamazsınız.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bazı din ve kabileler insan kurban ediyor ses çıkmıyor, başka ülkelerdeki bazı dinler önce işkence ettikleri hayvanı sonra kurban ediyor ses çıkmıyor, müslüman kurban edince hain oluyor. Gücünüz müslümanların kurban bayramına mı yetiyor?

 

Madem bu kadar duyarlısınız, neden akıl hastalarına yapılan muamelelere karşı gelmiyorsunuz. A yoksa İstanbul da olduğunuz halde bakır köyü ziyaret etmediniz mi?

Madem o kadar düşüncelisiniz, bir düşünün bakalım. Ülkenizde savaş çıkmış ve başka bir ülkeye sığınmak zorunda kalmışsınız. Ailenizi, çocuklarınızı, arkadaşlarınızı kaybetmişsiniz ve kim bilir ülkenizde nasıl bir konumdaydınız ki şimdi tek bir ekmek yiyebilmek için tüm gün siz gibi insanların alay konusu oluyorsunuz. Evet evet hani şu aşağalayıp, hor görüpte istemediğiniz mültecilerden bahsediyorum.

 

Hayvan haklarından bahsediyorsunuz ve evinizde hayvan besliyorsunuz. Peki hiç ona sordunuz mu o evde mutlu mu?

Özgürlüğünü elinden alıp eve hapsediyorsunuz. Zaman zaman hava alması için dışarıya çıkarıyorsunuz "tasmasıyla" eskiden kölelere takılırmış bilinsinler diye. Neden peki bu hayvanlara bunları yaşatıyorsunuz. Doğayı ne kadar istediklerini soruyor musunuz? Eğer sizin gözünüzden bakıcaksak böcekte bir hayvan peki neden öldürüyorsunuz? Üzerinize karınca geldiği zaman neden onu atıyorsunuz? Fare'ninde yaşamaya hakkı var. Oda bir hayvan peki onu neden öldürüyorsunuz? Hemde yapıskanlarla zehirlerle... bu resmen işkence.

 

Dışarıda milyonlarca aç insan var. Siz evde yemek Beğenmezken onlar atık bulduğunda seviniyor. Ve siz duyarlı olduğunuzdan, adaletten yana olduğunuzu söylüyorsunuz. Bence önce insan haklarını öğrenin çünkü tek taraflı adalet adil olmuyor.

Kusura bakmayın ama daha nerde nasıl konuşacağını bilmeyen ve kendi bildiği haricindeki konulara saygısızlık edenlere gram saygım yok. Bu kişi her kim olursa olsun. Önce saygılı olmayı öğrensin, sonra araştırsın ve daha sonra yargılasın... Şimdilik bu kadar söylüyorum.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Anafiel Girl çok fazla demagoji yapmışsın. Kimin ne yaptığını, ne tür iyiliklerde bulunduğunu, ne kadar faydalı ne kadar zararlı olduğunu nereden biliyorsun? Ne zaman hayvanlara yapılan güzel bir şeyler görsem, araya sıkıştırılmış "ama insanlar ölüyor insanlar aç" tribiyle karşılaşıyorum. Yapılan en ufak iyi, güzel davranışın tüm evrene olumlu katkısı varken dilsiz canlarla uğraşan, çabalayan insanlar neden bu kadar rahatsız ediyor seni?

 

Gezegenin iyi bir yer olmasının yolu hem insanlara hem de insan olmayan hayvanlara(evet insanlar da hayvandır) güzel davranmaktan geçiyor. Hayvanı, bitkiyi, doğayı seven otomatikman insanı da sever ya da en azından zarar vermez. İnsanları karnının doymasının ve doymamasının politik bir çok sebebi varken buna sanki hayvan seven, onlara yapılan zulme ses çıkaran insanlar sebep oluyormuş gibi davranman çok acı. Bugün insanların çoğu vegan en azından et yemeyi bıraksa ya da azaltsa ekolojik ve toplumsal olarak bir çok sorun azalmış ve hatta ortadan kalkmış olur. İkinci paragrafta yazmışsın ya, mültecilere değinmişsin; bombalara karşı sofralar diye bir oluşum var ve bu insanlar pazardan, restoranlardan topladıkları atık ama bozulmamış sebzelerle çorbalar, yemekler yapıp sokakta dağıtıyorlar, böyle bir dayanışmanın olabileceğini, bunun da mümkün olduğunu gösteriyorlar insanlara. Ve bu insanlar vegan yemekler yapıyorlar. Çünkü et pahalı, çünkü et çabuk bozuluyor, et ekolojik değil, en önemlisi de canlı kanlı bir hayvandan elde ediliyor. Şimdi sen bu yazdıklarını o insanlara da söylesene. Ve bu insanların aralarında müslümanların da olduğuna eminim. Bir dahaki etkinliğe katılıp göreceğim bakalım.

 

Müslüman çevredeyken en çok neye sesimin çıkmasını bekliyorsun? Hayvan kurban etmenin yanlışlığını kime anlatayım, hindulara mı? İnsan kurban eden kabilelerle karşı karşıya olsam tepki göstermem, göstermez miyiz sanıyorsun?

 

Hayvan satın almaya karşı, böcekleri ve fareleri öldürmeyen bunun yerine uzaklaştıran veya hiç dokunmayan, yolda yürürken bile böcekleri ezmemek için çaba gösteren insanlarla dolu ortalık. Sen ise sanki hayvanseverler tek tipmiş gibi tanımadığın insanları rahatça yargılayabiliyorsun. Hadi buna da razıyım, yargıla, eleştir buna ihtiyacımız var zaten ama nolur demagoji yapma.

 

+ Senin veya bir başkasının dinine saygılı olmak zorunda değilim bunu da biliyorsun. Ben Tanrıça'ma adakta bulunsam(bitkisel yiyecek) benimle dalga geçecek, zorbalık yapacak ve hatta öldürecek binlerce insan varken müslümanların bu kadar mağdur(?) olması beni güldürüyor. Ben senin dinine karışmıyorum fakat eleştirmek, üzerine konuşmak zaman zaman tepki göstermek hakkım. Sonuçta ucu benim ve başkalarının hayatına dokunan bir dinin var.

 

Son olarak ben bir müslüman değilim, geçen bayram kutladım insanların bayramını, sonuçta bayram birliktir beraberliktir, hoş vakittir, kucaklaşmadır. Ben buna asla ve asla karşı değilim ve inan bana burada yerdiğin insanların bir çoğuda bunu yaptı. Çünkü geçen bayram kimse kimseye zarar vermedi. Ama bu sefer netim, kutlamıyorum, bayram olarak bile görmüyorum. Kusura bakmayın, ya da bakın umrumda değil!

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Eğer yeterince hızlı koşarsam, uzay-zaman da bir dalgalanma veya bir yırtık yaratabilir ve geçmişe dönmeyi başarabilirim. İşte o zaman gidip Hz. İbrahim oğlunu kurban etmek için bıçağını kaldırdığında, elinden bıçağı alır ve ikisininde boynuna saplardım. Sonra o gökyüzünden inen kurbanlıkla birlikte ay layk tu muvit muvit diye şarkı söyleyerek uzaklaşırdık.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Eğer yeterince hızlı koşarsam, uzay-zaman da bir dalgalanma veya bir yırtık yaratabilir ve geçmişe dönmeyi başarabilirim. İşte o zaman gidip Hz. İbrahim oğlunu kurban etmek için bıçağını kaldırdığında, elinden bıçağı alır ve ikisininde boynuna saplardım. Sonra o gökyüzünden inen kurbanlıkla birlikte ay layk tu muvit muvit diye şarkı söyleyerek uzaklaşırdık.

 

Ahhahaha PiaA kafan cok guzelmis :rofl:

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

İnsanlar sizi mutlu görünce hiç sorununuz yok sanırlar,oysa yapım değildir çok mutsuz olsam bile yanımda biri varken ya da konuşurken kafamı dağıtıp normal davranırım.Onların da pek umurlarında değildir zaten ne hissettiğiniz,ne düşündüğünüz.Sadece öyle gerekir,öylesine sorarlar,sizi anlıyormuş gibi davranırlar ama anlamazlar.Hissettiklerinizi bilmezler,tahmin bile edemezler.Siz çabalarsınız,uğraşırsınız karşılığında da kocaman bir hiç elde edersiniz.Acılarınızı,sıkıntılarınızı anlatmanız hiçbir şey ifade etmez çünkü onları geren bir şey yoktur,empati de kuramazlar sadece o an gerçekten anlamışlar gibi gelir ama anlamazlar.Siz anlayış gösterirsiniz,siz alttan alırsınız ama aldığınızla kalırsınız.Her gün onlar yüzünden ağlamanız,gittikçe içinize kapanmanız,yaşamdan soğumanız,insanlardan uzaklaşmanız umurlarında değildir.Siz onları sahiplenmeye çalıştıkça onlar sizi iterler,olanlar sizin suçunuzmuş gibi hissettirirler ve bununla gurur duyarlar.Siz her gün daha dibe batarken onlar hayatlarına devam ederler,sizin ne durumda olduğunuzdan haberleri bile yoktur,anlamazlar,anlamak istemezler çünkü işlerine gelmez. Herşeyinizi kaybedersiniz yaşam sevincinizi,umutlarınızı,sizi hayata bağlayan şeyleri ama yeterli gelmez.Daha da dibe batmanız gerekir anca öyle rahat ederler. İnsanlar siz battıkça mutlu olurlar,bundan haz alırlar.Siz düşüncelerden sıyrılamazsınız,geçmişe takılıp kalırsınız.Bu da sizi iyice mutsuz yapar,geçmişte yaşamaya başlarsınız,atlatamazsınız.Yardım da etmezler.İntihar düşüncesi kafanızı tırmalarken siz yaşamak için çaresizce sebep ararsınız,şanslıysanız gerçek bir sebep bulursunuz.Bulamazsanız kendinizi avutursunuz ama nereye kadar ? Yaşamla ölüm arasına sıkışırsınız,hissizleşmeye başlarsınız,hayat anlamsız gelir,saatlerce gözünüzü bir yere dikip düşüncelerle boğuşmanız artık normal gelmeye başlar,oradan sıyrılamazsınız.Sebepsizce yaşarsınız.Yaşamın amacı ne ? Ne için bu kadar çabalıyoruz ? Her gün aynı şeyleri tekrar ediyoruz,neden ? Kocaman bir boşluk

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Korkunç mide bulantısı. Uyuyamıyorum. Ben artık ben değilim biliyo musunuz. Öyle birisine dönüştüm ki kendime bile yabancıyım. Kendimi tanımıyorum artık. Son 1 yılda fiziksel ve ruhsal olarak yaşadığım tüm hastalıklar, tüm bu ruhsal yıkım, tüm bu kayboluş. Kaybettiğim herşey... Başta kişiliğim. Son hayalim. Ve iyileşip tekrar hayata tutunabileceğime dair son umut kırıntıları içimdeki. Hepsinin sorumlusu sensin Ateş. Senden nefret ediyorum. Eskiden hayattan ne kadar nefret ediyorsam sana o kadar aşığım derdim. Hatırladın mı? Bana hayatımın en acı en ızdırap dolu en korkunç yılını yaşattın. Ben çok şey gördüm. Birçok insanın dinlemeye dertleşmeye dahi tahammül edemeyeceği acılar karşısında demir gibi durdum. Ama hepsi yaralar sonuncusu öldürür. Bitirdin. Mahvettin. Tükendim. Çünkü yapabileceğim hiçbir şey kalmadı. Ne senin için ne kendim için ne de ikimiz için. Tüm çareleri tüm yolları tıkadın sanki bile isteye yapıyormuşsun gibi barikatlar kurdun önümüze. Minicik bir mutluluk ihtimali vardıysa dahi yok ettin. Şimdi ben yalnızca nefes alıp veren bir nesneyim dünya üzerinde. Ruhum yok. Kalbim yok. Duygularım yok. Ha buzdolabında donmuş bir et parçası ha ben. Aynı şey artık. Kendince haklı sebeplerin vardı. Benim iyiliğimi düşündün. Benim için iyi olanın bu olduğuna karar verdin. Bi sorsana sahiden öyle mi? Zeka diploma ile ölçülebilseydi keşke. Biraz olsun o şizofren kafan çalışsaydı öyle olmadığını görürdün. Feryat figan aglayıp isyan etmek. Bir tepkidir bu. Sen gideli 1 yıl oldu ve ben hiç ağlamadım. Garip değil mi? Sence de anormal değil mi. Geri dön demedim yakana yapışmadım durdurmadım seni. Senin yerinde olsam paniklerdim çünkü bir kadına aklını kaybettirdin. Bir cadının laneti o bi an önce bitesice ömrüne yapıştı kaldı. Artık cennette bile olsan lanetlisin sen. Sayfalarca yazmak bana ne yaptığını anlatmak niye yaptığını sormak isyan etmek küfür etmek karşına geçip yüzüne tükürmek ve eriyen bileklerimi göstermek isterdim. Ama gücüm yok. Dram bu. Ayıp bu. Insanlık suçu bu. Tüm dünyaya rezil etmek istiyorum seni. Insanların karşısına geçip 'Hey! 22 yaşında bitirdim ben hayatı' demek istiyorum. Artık sadece ölü bir ruhum demek istiyorum. Bir akıl hastanesinin kapısından içeri girip yardım edin demek istiyorum. Yardım edin n'olur. Ben Ateş'i değil kendimi geri istiyorum. Karşıdan karşıya geçerken yola bakmıyorum. Ayağımın üzerinden araba geçti. Öyle vazgeçtim. Öyle boşverdim. Öyle öldüm ben. Bana kendimi geri verin. Ruhumu, ve en çok da hislerimi. Sonbahar bitmeden. Sonbahar bitmesin...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Korkunç mide bulantısı. Uyuyamıyorum. Ben artık ben değilim biliyo musunuz. Öyle birisine dönüştüm ki kendime bile yabancıyım. Kendimi tanımıyorum artık. Son 1 yılda fiziksel ve ruhsal olarak yaşadığım tüm hastalıklar, tüm bu ruhsal yıkım, tüm bu kayboluş. Kaybettiğim herşey... Başta kişiliğim. Son hayalim. Ve iyileşip tekrar hayata tutunabileceğime dair son umut kırıntıları içimdeki. Hepsinin sorumlusu sensin Ateş. Senden nefret ediyorum. Eskiden hayattan ne kadar nefret ediyorsam sana o kadar aşığım derdim. Hatırladın mı? Bana hayatımın en acı en ızdırap dolu en korkunç yılını yaşattın. Ben çok şey gördüm. Birçok insanın dinlemeye dertleşmeye dahi tahammül edemeyeceği acılar karşısında demir gibi durdum. Ama hepsi yaralar sonuncusu öldürür. Bitirdin. Mahvettin. Tükendim. Çünkü yapabileceğim hiçbir şey kalmadı. Ne senin için ne kendim için ne de ikimiz için. Tüm çareleri tüm yolları tıkadın sanki bile isteye yapıyormuşsun gibi barikatlar kurdun önümüze. Minicik bir mutluluk ihtimali vardıysa dahi yok ettin. Şimdi ben yalnızca nefes alıp veren bir nesneyim dünya üzerinde. Ruhum yok. Kalbim yok. Duygularım yok. Ha buzdolabında donmuş bir et parçası ha ben. Aynı şey artık. Kendince haklı sebeplerin vardı. Benim iyiliğimi düşündün. Benim için iyi olanın bu olduğuna karar verdin. Bi sorsana sahiden öyle mi? Zeka diploma ile ölçülebilseydi keşke. Biraz olsun o şizofren kafan çalışsaydı öyle olmadığını görürdün. Feryat figan aglayıp isyan etmek. Bir tepkidir bu. Sen gideli 1 yıl oldu ve ben hiç ağlamadım. Garip değil mi? Sence de anormal değil mi. Geri dön demedim yakana yapışmadım durdurmadım seni. Senin yerinde olsam paniklerdim çünkü bir kadına aklını kaybettirdin. Bir cadının laneti o bi an önce bitesice ömrüne yapıştı kaldı. Artık cennette bile olsan lanetlisin sen. Sayfalarca yazmak bana ne yaptığını anlatmak niye yaptığını sormak isyan etmek küfür etmek karşına geçip yüzüne tükürmek ve eriyen bileklerimi göstermek isterdim. Ama gücüm yok. Dram bu. Ayıp bu. Insanlık suçu bu. Tüm dünyaya rezil etmek istiyorum seni. Insanların karşısına geçip 'Hey! 22 yaşında bitirdim ben hayatı' demek istiyorum. Artık sadece ölü bir ruhum demek istiyorum. Bir akıl hastanesinin kapısından içeri girip yardım edin demek istiyorum. Yardım edin n'olur. Ben Ateş'i değil kendimi geri istiyorum. Karşıdan karşıya geçerken yola bakmıyorum. Ayağımın üzerinden araba geçti. Öyle vazgeçtim. Öyle boşverdim. Öyle öldüm ben. Bana kendimi geri verin. Ruhumu, ve en çok da hislerimi. Sonbahar bitmeden. Sonbahar bitmesin...

Resmi koymayı unutmuşsun.

 

http://www.meleklermekani.com/imagehosting/umutsuz-3064.jpg

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sanırım gerçekten yalnız olduğumu gün geçtikçe daha iyi anlıyorum. Hatta ne günü saatler geçtikçe... Modern zamanın en güzel yanı bu sanırım, yalnızlar, yalnızlığı sevenler, yalnızlığa mahkum olanlar yalnızlıklarını daha rahat yaşayabiliyorlar. En azından ben öyleyim. Geleneksellikten koptum iyice, konu komşu, akraba, şu bu bulaşmıyor bana hiç. Çocuğumu tek başıma doğurmama bile kimse gıkını çıkaramadı(yiyorsa) Gerçekten topluma muhtaç kalmak, insanlardan medet ummak zorunda kalmak, akraba, sülale denen illetle muhatap olmak çok acı. Tek başınalık artık bi nebze daha normalleşiyor. Yalnızlığı seçen insanlara hasta gözüyle bakılmamalı, topluma itilmemeli(evet yalnızlığa değil, topluma), evliliğe zorlanmamalı, yalnız başına(bekar) çocuk doğurma, çocuk yapmama, ikinci çocuk yapmama haklarına saygı duyulmalı, normal kabul edilen normlara zorlanmamalı.

 

Bu olanaklar daha da gelişmeli geliştirilmeli. Yalnız kalın la biraz, dinleyin kendinizi. :cool:

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...