Şu An Nasılsın? Ne Düşünüyor, Ne Hissediyorsun?

Ay oha koptum ya, Her bir sözü geçmişim olanlara gitsin fghjklş ( özellikle 2 numara o.o )

https://onedio.com/haber/atarli-sarkilarin-kralicesi-demet-akalin-icin-balyoz-etkili-15-alternatif-sarki-sozu-717404

https://onedio.com/haber/atarin-giderin-kralicesi-demet-akalin-in-sinirlendigi-13-sey-746758

Resmen dizi gibi, patlamış mısır ile okumak lazım sdjfgh

https://onedio.com/haber/kavga-giderek-buyuyor-hande-yener-demet-akalin-in-kufur-olayina-agir-gonderme-yapti--720847

Bunu da koyayım

Özrün de bir karizması kalmadı

Aman eksik olsun vallahi istemez

Vicdanın konuşacak uykuların kaçacak

Bütün olup bitenin hesabı sorulacak

Silip attım çabucak ne varsa kalp acıtacak

Acelem yok ki benim o intikam alınacak

Dolaptaki çilekli pastayı

başım ağrıyor,her şey de beni sinir ediyor:wallbash::cray::cray:

Standart bir beyin yanında devede kıl/tüy kalan, bizim beynimizi içine sokmaya çalıştığımız şeye ne ad verilir?

bu filmi izlemezsem ölürüm

psikoloji çalışırken psikolojimi bozdum:confused:

Yarın tam 3 kilo ekler alıp tek başıma yemeyi planlıyorum.

İnanmıyorum, çok canım çekti

............................................

1) İnce veya kalın olmayan ortalama dudaklar

Durgun ilişkileri tercih eden kişilerdir. Genellikle dalgalı ilişkilerden nefret ederler. İlgi odağı olmaktan çok uzak bir karaktere sahiptirler ve ilgilenilmesinden hoşlanmazlar. Umursamaz bir yapıya sahiptirler. Haliyle, böyle insanlar ne gösteriş meraklısı olurlar ne de kendilerini beğendirmek için çabalarlar. İlişkilerinde dengeyi tutmayı severler çünkü onlar mutluluk ararlar.

Hele hele minnoş minnoş minnoş

make ankara great again.

Bak beni çok zorluyorsun ve ben zorlanmayı sevmem.

Benim saçlarım yine uzadı, çok uzadı. ♡

Şizofreniye meyilli, zehirli bir kadınmışım.

Bu gün rüzgarın sesi, balkanlı mutsuz bir kadının sesi gibi. Ne yaptılar sana en sevdiğim doğa olayı.

Teallam! Sabahın köründen beri işle güçle uğraşırken şöyle bir facebooka göz atma ihtiyacı hasıl oldu. Sonrasında da Ömer Akbayrak isimli bir zat-ı muhteremin cihat olarak gördüğü referandum sonrası ganimet olarak bizleri cariye edinmek isteği ile göz göze gelmek suretiyle iç huzurum biraz sarsıldı... Sonrasında bir baktım ki bunu ifade özgürlüğü olarak değerlendiren kesimler dile gelmiş, sazı almış eğlenmişler biraz... Aynı kesimlerden daha önce günah işleme özgürlüğü şeklinde bir tanımlama da duymuş olan bu kulaklar çok da şaşırmadı bu bakış açısına, tanımların birbirine karıştırılmasına, haksızlığa özgürlüklerin alet edilmesine... ama bu gaf dağını aşan söylemler nedeniyle yine benim kaf dağının ardındaki ütopik dünyamda depremler meydana geldi... Ey insanlık, ne zaman bi susucan da kafamız rahat edecek? Ver oyunu geç yeter be ya...

Evetçilerin hayırcıları, hayırcıların evetçileri kötülemesinden bıkmış bir durumdayım. O onunla alay ediyor o onunla, birini küçümsüyorlar bilmiyorlar ki kendileri daha küçük görünüyorlar. Neden ülkeyi ikiye bölüyor bu insanlık, bence de oyunu ver git yahu.

içim yine fokurdamaya başladı çaydanlık gibi. kabarcıklar blup blup

içim yine fokurdamaya başladı çaydanlık gibi. kabarcıklar blup blup

pimi çekilmiş havalanmayı bekleyen el bombası gibiyim. bak her an patlayabilirim. neden insanlar bu kadar sinir bozucu.

pimi çekilmiş havalanmayı bekleyen el bombası gibiyim. bak her an patlayabilirim. neden insanlar bu kadar sinir bozucu.

gel patlayalım valla bu kadar yeter

yeter ...o kadar yani. küfür ediyorum o kadar yani.

Ay penceremde. Bu gecede beraber uyuyacağız..

Berbat hissediyorum. Sanki kimse beni sevmiyor gibi. Neden geçmiyor bu his?

23 yaşında gerçek ailesini bulmuş, onlara kavuşmuş gibi hissediyorum kendimi. O'nun ailesi beni o kadar çok seviyor ki. Ben hiç ailem tarafından bu kadar çok sevilmemiştim. Şaşırıyorum. Boğaz iltihabı yatağa düşürünce, akşam ziyarete geldiğim bu evde sabahladım. Sabah uyandığımda kahvaltım hazırdı, çayım, ilaçlarım, yoğurtum, hatta bana özel mercimekli hasta çorbası bile. Ilaçlarım ayağıma geldi, sabah kahvaltım, öğle yemeğim, "içeride hasta var onu ısıtmam lazım" dercesine deli gibi yanan soba ateşi. Ben sobanın arkasında uyuyakalınca üzerime battaniye örtmüşler. Başımı okşayıp ateşimi kontrol eden bir babaanne eli. Rüya gibi. Eğer bu ailenin bi ferdi olarak doğsaymışım eminim hayatta çok daha iyi yerlere gelebilirmişim. Yine de geç değil. Sahip olduklarım için Tanrıça'ya şükredebilirim artık. Şükredebileceğim bir şeyler olmaya başladı hayatımda nihayet. Bir ailem, beni herşeyden çok seven bir adam, bir çiftlik evi, onlarca çiçek, benim tarafımdan sebze ekilmeyi bekleyen büyükçe bir tarla, onlarca tavuk ve ördek, yani kısaca hayal ettiğim o doğal hayat. Doğa. Ilaçlarımı bırakma sebebim tamamen kendimi doğaya vermemle alakalı. Hiçbirine ihtiyacım kalmadı. Sevgi ve doğa ile şifalanıyorum gibi sanki.