Jump to content

Görkemli ölüm çağırdı/P.Neruda


KATA

Önerilen Mesajlar

Görkemli ölüm çağırdı

beni bir çok kez

 

 

Görkemli ölüm çağırdı beni bir

çok kez:

dalgalardaki görünmez tuzdu O,

ve farkedilmez tadındaki yayılan

şey

uçurum ve doruğun parçaları gibiydi

ya da rüzgâr ve yağmurdan

kocaman evlerdi.

 

Demir grisi bu yumurtaya geldim, havanın

ensizliğine, tarımın ve kayanın ölü şebnemine,

yıldızsızlığın son

basamağına,

başdöndürücü bu helezon yola:

ama sen, yayılmış deniz, ey

ölüm! yaklaşmıyorum

sana her bir dalganda,

ne ki gecesel açıklığın

dörtnalası

ya da gecenin bütün toplamı gibi geliyorum.

 

Hiç

yeltenmedin ceplerimizi karıştırmaya, senin varışın

ancak

kızılın en

güzel giyitinde olasıdır:

kuşatılmış sessizliğin sabahkızılı halısında:

 

gözyaşlarının gömülü büyük vasiyetnâmesinde.

 

Her insanda bir ağaç

sevemedim

omuzlarındaki küçük ilkbaharlarıyla (bin yaprağın

ölümü) ,

bütün sahte ve topraksız ölümler,

uçurumsuz yeniden dirilmeler:

yüzmek

isterdim o engin hayatta,

o geniş deltalarda,

ve kaynak tazesi ellerimin

avutulmaz hayatsızlığını

dolanmaması için yolu ve kapıyı kapattığında,

 

ve azar azar yadsıdığında beni insan

ve dolandığımda caddeden caddeye,

ırmaktan ırmağa,

kentten kente, yataktan yatağa,

ve tuz maskelerim

dolandırıp durduğunda çorak toprakta,

ve en son alçakgönüllü lambasız

evlerde, ateşsiz,

ekmeksiz, taşsız, rahat yüzü görmeden,

yapayalnız

kıvrıldım ölürcesine kendi ölümümün

içlerine doğru.

 

(Türkçeye çeviren: Ismail Aksoy)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Kuyu

 

Bazen batarsın dibe, düşersin

sessizliğinin çukuruna,

bilinçli öfkeden uçurumunda,

ve neredeyse

geri dönemezsin, hayatının

derinliklerinde karşılaştığın

şeylerin kalıntısı var üstünde hâlâ.

 

Sevgilim, bulduğun nedir

kapalı kuyunda?

Yosunlar, bataklıklar, kayalıklar mı?

Acılanmış ve yaralanmış olarak

neler görürsün kör gözlerle?

 

Benimsin, kalmak istemezsin

düştüğün kuyuda, bulmak istersin

tepelerde senin için sakladığımı:

şebnem damlalarıyla bir demet yasemin,

uçurumundan daha da derin bir öpüş.

 

Korkma benden, yeniden düşme

kendi kızgınlığına.

Silkele seni yaralamaya gelen sözcüklerimi,

ve bırak uçsun gitsin açık pencereden.

Sen bir şey yapmaksızın

geri gelecek beni yaralamak için,

değil mi ki katı saniyeyle doldurulmuş,

ve o saniye patlayacak göğsümde.

 

Gülümse bana, ey ışıltılı,

yaralarsa ağzım seni.

Ben peri masallarındaki

o kör çoban değilim, fakat seninle

toprağı, rüzgârı ve dağ dikenlerini

paylaşan iyi bir oduncuyum.

 

Sen sev beni, gülümse bana,

yardım et iyi olmama.

Boşuna yaralama kendini bende,

yaralama beni, yaralarsın çünkü kendini.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

bu şiirin anısı vardır cok severim:) elımle yazıcağım ımla hataları ıcın sımdıden özür dılerm

 

Yalnız Ölüm

 

yapayalnız mezarlıklar vardır,

suskun kemiklerle dolu gömütler.

bir yürektir geçer ölüm o geçitlerden

karanlık,karanlık ve karanlıktır.

bir gemi enkazı gibi,

bir yüreğin içinde boğulurken

ya da cana geçerken deriden

 

Cesetler vardır

soğuktan yapılmış ayaklar,yapışkan kilden

ölüm vardır kemiklerin içinde

soyut bir ses gibi

bir havlama köpeksiz

bir sestir kurutulmuş çanlardan ve gömütlerden

bir yağmur gibi kabarır,gözyaşı gibi ya da

 

yalnız ben görürüm o arada

yelkenli tabutları,geniş

solgun ölüleri taşıyan,ölü saçlı kadınları

melekler gibi beyaz fırıncıları

düşünceli kızları,noterlerle evlenmiş

ölümün dikey nehirlerinde yukarı doğru kayan

tabutları

 

yelkenleri ölümün sesiyle şişmiş

ölümün sessiz sesiyle dolu yelkenleriyle

göklere doğru kayıp gider

 

sonra varırlar da sesli sahillere ölüler

ayaksız bir kundura,insansız giysiler gibidirler

çalarlar kapıları taşsız ve parmaksız yüzüklerle

gelirler ağızsız bağırmalar,dilsiz ve dudaksız çığlıklarla

 

adımları yankılanır gene de

giysileri ses verir,kısık bir ses,ağaçlar gibi

 

bir şey bilmem,cok az anlarım,görürüm ikide bir

ama derim ki türküleri ıslak menekşelerden

toprağa alışkın menekşelerdendir

ölümümn yüzü yeşildir çünkü

ölümün bakışları yeşildir

bir menekşe yaprağının delici ıslaklığı vardır

sıkıcı bir kuşun bungun aklığında

 

ama ölüm bir süpürgeden evrene dalar da

döşemeyi yalayıp ölüyü arayan süpürge

ölüm süpürgenin içindedir

ölümün dilidir ölüleri arayan

ölümün iğnesidir ipliğini arayan her yerde

 

ölüm çocuk yataklarının kıvrımlarında

ölüm döşeklerde,ölüm kara battaniyelerde

tembelce bekler de canlanır birdenbire

bir yaslı sesle durup kabartır ölüleri

ve yataklar açılır bir limana doğru

ölümün bir amiral gibi sahilde beklediği

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...