inanna Oluşturma zamanı: Kasım 11, 2007 Paylaş Oluşturma zamanı: Kasım 11, 2007 http://www.hermeskitap.com/catalog/images/978-975-6388-82-22s1l2j.jpg DÜNYADA İLK KEZ TÜRKÇE’DE! İnsanın Pin Kodu, Güney Afrikalı fizikçi Douglas Forbes tarafından geliştirilmiş olan; kişiliğimizi, varoluş amacımızı ve kaderimizi büyük bir başarı ile ortaya koyabilen bir analiz yöntemidir. Kaderin Pin Kodu, yalnızca doğum tarihinizi kullanarak, kendinizin ya da sevdiklerinizin tüm kişilik özelliklerini belirlemenizi sağlayacak etkileyici bir eserdir. Bu eser aracılığıyla, doğum tarihinizden elde ettiğiniz şifreyi, 8 haneli bir matrise yerleştirerek, her hanede kişilik özellikleriniz, hayatta öğrenmeniz gereken dersler, toplum önünde ya da beklenmedik durumlarda ne tür tepkiler verdiğiniz, kendiniz hakkında neler düşündüğünüz, başkalarının sizi nasıl gördüğü, dünyayı nasıl algıladığınız, bir işi yaparken nasıl bir ruh halinde olduğunuz, sizi nelerin rahatsız ettiği gibi pek çok önemli özelliklerinizi öğrenirken bir yandan da bu hayattaki varoluş amacınızı da keşfedeceksiniz. Bu kitap aynı zamanda, herhangi bir insanın, hatta onu tanımasanız bile, tüm kişilik özelliklerini belirlemenizi, bu sayede de karşınızdaki insanlar ile aranızda çok daha gelişmiş bir iletişim oluşturmanızı sağlayacaktır. Kaderin Pin Kodu, dünyada, diğer ülkelerden önce, ilk olarak Türkçe’de yayınlanmakta ve Türk okuyucusunun beğenisine sunulmaktadır. Yazar: Douglas Forbes Yayınevi: Klan Yayınları ISBN: 978-975-6388-82-2 Basım tarihi: Ocak 2007 Kategori: Okültizm Hermes Yayın'ın sitesinde gördüm bu kitabı dikkatimi çekti. siparişi vermeden önce okuyan var mı, değer mi değmez mi diye sormak istedim Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Locked Yanıtlama zamanı: Kasım 11, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 11, 2007 hmm benzeri kitaplar piyasada dolaşıyordu. New age yayınlarının kaderin şifresi isimli kitabını okumuştum. Ondada doğum günü tarihinden sonuçlar elde ediliyordu. Güzel bir kitaba benziyor.edinebilirim. Teşekkürler Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Eos Yanıtlama zamanı: Kasım 11, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 11, 2007 bence değer mutlaka al. ben ilk kendime baktım %90 oranında doğru çıktı. şimdide çevremdeki herkesinkine bakıyorum, çok da basit sadece doğum tarihini bilmen yeterli. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
inanna Yanıtlama zamanı: Kasım 11, 2007 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 11, 2007 teşekkürler yorum için.. bakalım nasıl bişimiş Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Locked Yanıtlama zamanı: Kasım 11, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 11, 2007 alıp sitenin kitap arşivine katmak lazım bunu Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
inanna Yanıtlama zamanı: Kasım 15, 2007 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 15, 2007 bence %99.9 daha elime geçeli 1-2 saat oluyor ama cidden çook eğlenceli bir kitap sıkmadan okutturuyor kendini, okundukça da etkiliyor mutlaka alınıp okunmalı diyorum ben bahsettiğim hermes yayınlarının sitesinde adrese teslimatta ödeme var. oturduğun yerden, kitabı arama sıkıntısı çekmiyorsunuz. harcanan parayada, zamanada değer Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
izuchiring Yanıtlama zamanı: Kasım 15, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 15, 2007 forumda daha önceden her insanın kader sayısı vardır diye bir konu açılmıştı.. bende kesinlikle insanların pin kodu olduğuna inanırım.. kendi pin kodumun 17 olduğunu kesinlikle biliyorum.. tıpkı atatürkün pin kodunun 19 olduğu gibi eminim.. paylaşım için teşekkürler inanna.. o kitabı mutlaka ele geçireceğim.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Lighthouse Yanıtlama zamanı: Şubat 12, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 12, 2008 Bu konuyla ilgili olduğu için ayrı bir başlık açmak istemedim. Her şeyin ritmi vardır. Hayatımızda en belirgin olarak hissedebileceğimiz ritmler dansın ritmi, bir flütü ya da gitarı çalmanın ritmidir. Zamanlama ve ritm aynı zamanda bir yayla oku germek, silahla ateş etmek ya da at sürmek gibi konularda savaş sanatlarında da görülebilir. Her tür beceride ve yetenekte zamanlama vardır. Aynı zamanda “boşluğun” da bir ritmi vardır. Myamoto Musashi Go Rin no Sho (Beş Çember Kitabı) Ruhsal çalışmalarımın daha erken yıllarında sık sık insanlardan karma ya da kader ile ilgili bir takım laflar duyar ama bunların çoğunu anlamlandırmakta zorlanırdım. Bana göre çoğu insanın karma ya da kader olarak adlandırdıkları şey, aslında kendi hareketlerine bir anlam bulmak için giriştikleri zorlama çabalar gibi görünürdü. Otobüste gördüğü bir adamın geçmiş yaşamda onun sevgilisi olduğuna inanan ve ona fark ettirmeden reiki yapan bir insana, “Peki adam yakışıklı mıydı?” diye sorduğunuzda, bu arkadaşınız “Evet, çok yakışıklıydı” diye yanıt verirse siz ne düşünürsünüz ki? Bu uç örneği görmezden gelsek bile ne yazık ki karma ya da kader ile ilgili pek çok örnekte insanların anlayamadıkları ya da kabul edemedikleri bir durumu kabul edebilmek için kadere sığındıklarını gördüm. Bu belki de o kadar kötü bir şey değildir; insan eğer kendi mutluluğuna katkısı oluyorsa böyle bir şey düşünmekte elbette özgür olmalıdır. Fakat insanın, kader ya da karma gerçeğini kendi ruhsal gelişiminde bir araç olarak kullanmaya karar verdiğinde bu aracı yerli yersiz ve çoğu zaman da hatalı bir şekilde kullanması, olumsuz etkilerini bir yana bıraksak bile, en azından aracın hatalı kullanıldığı anlamına gelmektedir. Kader, çağlar boyunca insanoğlunu en fazla meşgul eden konulardan bir tanesi olmuştur. Bu konu o kadar çetindir ki Müslümanlıkta “kaza ve kader” kavramlarının tartışılması tavsiye edilmez hatta bazı yorumculara göre yasaktır. Budizm öğretisinin önemli sac ayaklarından bir tanesini ise karma ve samsara başlıkları altında incelenen kader oluşturmaktadır. İnsanoğlu, çağlar boyunca kaderinin ne olduğunu ve kendinin kim olduğunu anlayabilmek için nümerolojiden astrolojiye ve daha yakın zamanda antropoloji ve psikoloji gibi bilimlerden daha tartışmalı konular olan Yeni Çağ öğretilerine kadar farklı farklı araçlar geliştirmişlerdir. Bu araçların farklı kullanım alanları bulunmakla birlikte temel amaçları insanın geleceğini tahmin edebilmek ve insana kim olduğuna dair bir yanıt sunabilmektir. Bu arayış kesinlikle haklı ve gerekli bir arayıştır. Özellikle de kişilik, kader ve gelecek gibi konuların birbirleri ile organik bağlarının bulunduğu göz önüne alınırsa. Bu anlamda bizler, kişiliğimiz adını verdiğimiz bir çerçeve ya da tanrının bizim kimliğimizde biçim almış hali olarak, belli ritmlerde hareket etme eğiliminde olan kozmik bir danstan başka bir şey değiliz. Eğer, bu kozmik dansı oluşturan çerçeve anlaşılabilirse, bu çerçevenin olası hareketlerini ya da ritmlerini anlamak de mümkün olabilir. Kader, kişinin çerçevesi ile yakından ilişkilidir. Bir şeyin formu ya da çerçevesi onun kaderini, varoluş amacını ve görevini belirler. Örneğin bir kalemin kaderi ve görevi yazmaktır; çünkü formu ya da çerçevesi yazmak için yaratılmıştır. Bir bardağın görevi içinde sıvı taşımaktır; çünkü formu bunun için tasarlanmıştır. İnsanın da bir formu vardır. İnsanlık olarak formumuzun ne amacı olduğunu anlamak nispeten daha kolaydır: Kendi içimizdeki tanrılığı keşfedip bu sayede tek gerçek Tanrı’ya doğru sevgiyle evrimleşmek. Fakat birey olarak formumuzu ve bunun bize sunduğu amacı, görevi ve dolayısıyla kaderi anlayabilmek ise daha zordur. Bireysel kaderimiz konusunda sıkça başvurduğumuz araçlar çoğunlukla birer kehanet ya da fal sistemi gibi algılanma eğiliminde olan astroloji ve nümeroloji gibi disiplinlerdir. Bu disiplinler bize doğum anını temel alarak kaderimiz ve kişiliğimiz ile ilgili bir takım öngörülerde bulunmaktadırlar. Bu yöntemlerden bir tanesi de İnsanın Pin Kodu olarak adlandırılan ve diğer sistemlere oranla daha yeni olan bir sistemdir. Bu sistem de astroloji ya da nümeroloji gibi doğum tarihimizi temel alarak çalışmaktadır. Bir süredir bir Pin Kod uzmanı olarak yaptığım çalışmalar ve profesyonel olarak verdiğim danışmanlıklarda karşılaştığım insanlar bana, Pin Kod’un temel önermelerinden bir tanesinin doğru olduğunu gösterdi: İnsanın Pin Kodu’na annesi karar verir. Evet, bu doğru bir önerme idi; fakat biraz daha fazlası vardı. İlk olarak Pin Kod’umuzun, bu anlamda kaderimizin ne olacağına annemiz karar veriyor gibi görünmekle birlikte aslında, annemizin 9 ay boyunca yaşadıkları ve deneyimledikleri, aynı zamanda annemizin ve babamızın bizi yaratırken sahip oldukları motivasyon, bizim bir hayat boyu yaşayacağımız kaderimize ya da kişiliğimize dönüşmektedir. Yani bir anlamda, anne ve babamızın 9 ay boyunca yaşadıklarını bizler bir hayat boyu yaşamaktayız. Bu çok ilginç bir durum. Bu makaleyi kaleme almadan kısa bir süre önce bir gazetede, yapılan bilimsel bir araştırma ile ilgili bir makale okudum. Bu makale, annenin hamilelik durumunda tercih ettiği tatların doğrudan doğruya bebeğe aktarıldığını ve bebeğin doğduktan sonra tat seçimlerinin buna göre belirlendiğini anlatıyordu. Anne ile bebeği arasında sanıldığından çok daha büyük bir etkileşim olduğunu söylüyordu makale ki bu bana hiç şaşırtıcı gelmedi. Anne rahminde geçirdiğimiz 9 aylık bu süreç adım adım Pin Kod olarak adlandırılan kader çerçevemizin oluşmasını sağlamakta ve bu oluşum doğal olarak belli bir tarihte doğmamıza neden olmaktadır. Bu durumda eğer Pin Kod denilen şifre çözme yöntemini biliyorsak, karşımızdaki insanın kişiliği, onun nerelerde hata yapma eğiliminde olduğunu ya da belli bir zamanda “bir potansiyel” olarak neler yaşama olasılığının bulunduğunu da öngerebilir hale gelmekteyiz. Peki ama bu nasıl olmaktadır? İlk olarak, tüm evren ve evrenin içindeki her oluşumun bir ritmi bulunmaktadır. Bu ritm evrende varolan ritmleri kopyalayarak ya da taklit ederek hareket etmektedir. Bütün Pin Kod sistemi de Pithagoras’ın Oktagon ya da Sekizgen kuramı olarak ünlenen sekizli bir sistemin varlığına dayanmaktadır. Bu sistem bize, evrendeki pek çok oluşumun sekizin ve dokuzun katsayılarında meydana gelen bir takım ritmlerle hareket ettiğini anlatmaktadır. Kendi hayatınızda da, özellikle de 36 yaşını geçtiyseniz, bu ritmi test etmeniz ve bu sayede de anlamanız daha kolay olacaktır. Örneğin 9 ve 8 sene önce yaşadıklarınıza bakın. Aynı şekilde geçen senenizi, ondan önceki senenizi ve ondan önceki senenizi alın ve bunların 8 ya da 9 sene öncesinde neler yaşadığınıza bakın. Eğer yeterince dikkatli inceler ve zihninizi de açık tutarsanız kolayca aradaki benzerlikleri yakalayacaksınız. Bu durum size hemen, yaşamı belli ritmleri tekrarlayarak yaşadığınızı gösterecek. Bu anlamda bakıldığında, pin kodumuz ya da kaderimiz belli döngüleri takip eden ve neredeyse bizim dışımızda gerçekleşiyormuş gibi görünen bir alışkanlıklar serisi ya da bir matriks gibi görünmektedir. Bu matriksin matematiksel değerini biliyorsak bir sonraki hareketin yaklaşık olarak ne olabileceğini de tahmin edebiliriz. Bu durum da, özgür irademizi kullanmaktan çok, önceden belirlenmiş bir kalıbı tekrar ettiğimizi anlatmaktadır. Bu kalıp bizim Pin Kodumuz ve kaderimizdir! Bu yargının çoğu insan için can sıkıcı bir yargı olduğunun farkındayım. Çoğu insan, eğer özgür iradesini kullanamıyorsa, seçimleri tam olarak kendine ait değilse, önceden belirlenmiş bir takım davranış kalıplarını tekrarlıyorsa bu durumda kendini kapana kısılmış ya da hapis gibi hissedecektir. Aslına bakarsanız durum tam olarak budur! Pin kodumuz, astroloji haritamız ya da kaderimiz aynı zamanda bizim hapishanemizdir! Bu hapishanenin içinde olduğumuz sürece ne yaparsak yapalım, tepkilerimiz önceden belirlenmiş bir şekilde olacaktır. Bu tepkilerimiz kişiliğimiz olarak adlandırılan kalıplarımızdan doğmaktadır. Bu kalıplar ise bizim “karmamızı” anlatmaktadırlar. Peki ama ne yapacağız? Değiştirmemizin mümkün olmadığı hayatları mı yaşayacağız? Samimi olmak gerekirse çoğu insan için durum tam olarak budur! Ancak yine de evrensel sisteme şükürler olsun ki, bu hapishanede kalmamıza neden olan şey aynı zamanda hapishanenin içindeki acılarımızı da uyuşturan şey olmuştur: Unutma! Bir öğrenci, ünlü bir Zen ustasına gelip, “Usta, bana Zen’in ve aydınlanmanın özünü kısaca anlatır mısınız?” diye sorar. Usta önündeki kağıda hızla bir şey yazar ve öğrenciye uzatır. Öğrenci kağıda baktığında orada “Dikkat!” diye yazdığını görür. “”Bu kadar mı yani?” der öğrenci biraz hayal kırıklığı içinde. Usta kağıdı tekrar alır ve altına bir şey daha yazar. Öğrenci bir kez daha kağıda baktığında bu kez kağıtta, “Dikkat! Dikkat!” yazdığını okur. Öğrenci, gerçekten büyük bir hayal kırıklığı içindedir. “Ne yani, koskoca Zen ve aydınlama bu kadar basit bir sözcüğe indirgenebilir mi?” diye sorar. Usta öğrenciye döner ve “Dikkat! Dikkat! DİKKAT!” der. Bu hapishanenin içinde olmamızın pek çok anlamı ve pek çok nedeni bulunmaktadır. Bu nedenler ve bunların anlamları tümüyle aynı bir yazının konusu; çünkü burada bizim Tanrı ile olan bağlantımızdan ve daha büyük kaderimizden, Taocuların “Ming” olarak adlandırdıkları ve değiştirilemeyen göksel kaderimizden bahsetmemiz gerekmektedir. Burada “değiştirilemeyen” kavramı belki bazı okuyucuların dikatini çekmiş olabilir. Eğer değiştirilemeyen bir kaderimiz varsa bu durumda sahip olduğumuz kaderin “değiştirilebilir” olduğunu mu ima ediyorum? Hem evet hem de hayır. Büyük kadere bağlı olarak sahip olduğumuz kader değiştirilemez; ama bu kader tek bir yaşamda değil, pek çok yaşamda kendini gerçekleştirebilir. Hem astroloji hem de pin kod gibi yöntemlerle anlayabildiğimiz küçük kaderimiz ise değiştirilebilir. Samimi olmak gerekirse ruhsal yolda ilerleyen bir insanın ilk olarak yapması gereken şey, kendi pin kodunda anlatılan bu kaderin üzerine çıkmayı başarabilmesidir. Profesyonel olarak yaptığım pin kod analizlerinde ve danışmanlıklarında ender olarak da olsa bu kaderin üzerine çıkabilmiş insanlara rastlarım. Bu insanlar pin kodlarında anlatılan olumsuz şeylerin hemen hiç birini yaşamazlar. Ancak pin kodlarının tarif ettiği anlamda bilgeleşmeyi ya da aydınlanmayı başarabilmiş insanlardır. Bu tür insanların hayatını sorguladığımda, tam da pin kodlarını inceleyerek onlara vereceğim tavsiyelere uymuş olduklarını görürüm. Bu nedenle, ilk olarak yapmamız gereken şey, pinkodumuzda da anlatılan kaderimizi ve kişiliğimiz adını verdiğimiz bu formu tam olarak anlamaya çalışmaktır. Bu formu anlamaya başladığımızda kaderimizin gidişatını da anlamaya başlarız. Bu anlayış, değişim için gerekli özgür iradeyi ve farkındalığı kullandığımızda bizi pin kodumuzda ya da astroloji haritamızda anlatılan kader çizgisinin dışına çıkarabilmektedir. Bu özgürleşme eylemi aynı zamanda hapishaneden de kurtulma eylemidir. Pin Kodumuz ile anlatılan formumuz, aynı zamanda bizim yaşamdaki amacımızı ya da görevimizi de anlatmaktadır. Bu görev bizim bu hapishaneden çıkmak için yapmamız gereken temel görevdir. Eğer yeterince farkında olabilirsek bu görevi ve kim olduğumuzu pin kod ya da benzeri sistemleri kullanmadan da anlayabiliriz elbette. Zen ustasının da söylediği gibi, aydınlanmanın özü, dikkat, dikkat, DİKKAT’tir. Cem Şen (derki.com yazarı) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Devran Yanıtlama zamanı: Haziran 1, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 1, 2008 Bu konu açılalı bir hayli zaman olmuş ama fikrimi belirmek istiyorum ben kitabı alıp bir kaç kezz okuyalı bir seneden biraz fazla oldu. kadıköyden almıştım, yarısını söğütlüçeşme'de bir kaö treni kaçırarak okudum. biraz meraklıysanız son derece sürükleyici ve gizemli geliyor. pek çok arkadaşımı bilip blmeden kobay gibi kullandım başlarda tutarsız oluştu bir hayli fakat sonra biraz daha hazmettim. bir müddet sonra insanların yüzüne, belli etmeden izlediğim hareketlerine bakarak ne olduğunu anlamaya çalışırken buldum kendimi. yani... kısmen tutuyordu. 7dir bu diyordum çıkıyordu mesela. terkedilen bir arkadaşımın kız arkadaşının 4 olduğunu ( pin kodunda tek başına 4 diye bir şey yoktur ama kişilik hanesinde ise çok şey ifade eder, nihayetinde gösterdiği yüzüdür) resmine bakarak tahmin etmiştim fln... takıntı oldu yani, bu durumdan çok rahatsız oldum ve bıraktım şimdi millete düz mantıkla bakmaya çalışıyorum. sarışın, uzun boylu veya mavi gözlü ince fln gibi Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Harry Yanıtlama zamanı: Haziran 1, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 1, 2008 evet ben de okudum güzel bir kitap ancak kitapta yazmayan birçok şey de var, 2 kitabı daha var Douglas Forbes'in "İnsanın Pin Kodu" ve "İlişkilerin Pin Kodu" diye... Bir de bu hesaplamaları kolayca yapabilen tanıtım düzeyinde bir bilgisayar programı var: http://uploaded.to/?id=uw4xdm ilgili konu için bkz: http://www.gnoxis.com/forum/astroloji-ve-fal/19314-dogum-tarihinden-kisilik-ve-iliski-analizi.html Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Devran Yanıtlama zamanı: Haziran 1, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 1, 2008 benim okuduğum insanın pin kodu idi bu arada belirtmedim programı az önce kullanmak nasip oldu. xp'ye geçmek zorunda kaldım. güzel gibi ama gelişmesi gerek. daha iyi olabileceğine eminim. baskın 4,5 ne demek anlamadım bir de. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Harry Yanıtlama zamanı: Haziran 1, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 1, 2008 4.5 baskın demek kararlı bir yapıdasın demek ama arasıra kararsız kaldığın anlar olur çünkü çok baskın değilsin.. programı geliştireceğim ancak yasal sebeplerden dolayı yayınlayamayacağım... sadece kendim kullanabileceğim... üzgünüm... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Devran Yanıtlama zamanı: Haziran 3, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 3, 2008 niye ki bi de 4,5 kaç üzerinden oluyor? böyle puanlamayı hiç okumamıştım. aslına bakarsan aylar önce bu foruma tek giriş sebebim sadece bu pin kodu mevzusuydu. forumun genel havasına bakarak ciddi paylaşım bulabileceğim düşünmüştüm ama bulamadım. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Harry Yanıtlama zamanı: Haziran 3, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 3, 2008 0.5 azalıp 0.5 artan birşey yani az edilgenden baskına doğru şu şekilde gidiyor: 7.5 - 7.0 - 6.5 - 6.0 - 5.5 - 5.0 - 4.5 - 4/4 - 4.5 - 5.0 - 5.5 - 6.0 - 6.5 - 7.0 - 7.5 soldakiler edilgen yani kararsızlar en soldaki 7.5 edilgen olan en edilgen... 4/4 ise kendini akışa bırakabilen... sağdakiler ise baskınlar yani en üst baskın en sağdaki 7.5 baskın bu durumda baskınların en azı 4.5 baskın oluyor ben de 4.5 baskınım ve çok fazla 4.5 baskın insan var ama mesela 6 baskınlar daha kararlı ve hedefine daha hızlı gider... bu bilgiler "İlişkilerin Pin Kodu" isimli kitapta var, ilişkide kimin baskın olduğu anında görüntü çıkıyor ortaya, okumanı tavsiye ederim aldığın gün bitirirsin... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.