Sepia Oluşturma zamanı: Kasım 15, 2007 Paylaş Oluşturma zamanı: Kasım 15, 2007 http://www.silverbulletcomics.com/~editor/bryan/Frank%20Miller.jpg Frank Miller 27 Ocak 1957'de Maryland'de doğdu. Miller, çevresiyle uyumsuz, çizgi romanların içinde büyüyen bir çocuktu. Bunun farkına vardı, çizgi roman okumayı bıraktı ve sıradan insanlar gibi olmayı denedi. Zamanını korku - gerilim ağırlıklı olmak üzere, roman okuyarak ve film seyrederek geçirdi. Gençlik yıllarında seyrettiği bu filmler, onun ilerideki çizgi roman çalışmalarının gidişatını etkileyecekti. Çizgi roman kariyerine başladığı zaman durumu pek de parlak değildi. Arkadaşlarında ya da parklarda falan kalıyordu, günlerce ağzına lokma girmediği oluyordu. İlk hikayesi 1977'de "Twilight Zone" adlı çizgi roman dergisinde yayınlandı. Ama asıl 1979'da Daredevil yapmaya başladıktan sonra dikkat çekti; Daredevil'la hem olumlu hem de olumsuz tepkiler aldı. Çizim tarzının çok farklı kaynaklardan beslendiği düşünülür: Will Eisner, Japon figürleri, Alfred Hitchcock filmleri, Bernard Kriegstein, karate filmleri, Guido Crepax ve Moebius gibi Avrupalı çizerler.. Sayfayı kullanışıyla da (sayfayı boylamasına ve enlemesine boydan boya bölmesi, bazen bir paneli altı küçük parçaya ayırması, vs.) daha ilk başlardan alışılmış ölçülerin dışına çıktı.. 1985 - 1986 yıllarında yazdığı "Elektra Assassin"deki, Amerikan çizgi romanının o dönemki normlarını alt üst edecek denli çarpıcı şiddet, "Wolverine" ve "Ronin"le sürdü. "O dönemki" diyorum, çünkü tam o sıralarda başlayan "Punisher"la normlar iyiden iyiye sarsılacak, 90'ların "Preacher"ıyla ve gene Miller'ın "Sin City"siyle yerle bir olacaktı. Miller'ın, bu sürecin öncülerinden olduğu rahatlıkla söylenebilir. Ama sadece "şiddet" değil. Miller için dönüm noktası denebilecek işlerden biri de 1986 yılında gerçekleştirdiği Batman: Kara Şövalye'nin Dönüşü idi. Miller "Batman: Dark Knight Returns" serisiyle, süper kahraman türünün normlarına da meydan okudu. Yaşlanmış, çoktan emekli olmuş bir Batman vardı karşımızda. Dünya değişmişti, okur olarak bizler değişmiştik ve Miller bizi bu dünyada, damdan dama atlarken belini incitmemeye çalışan bir süper kahramanla karşılaştırıyordu. Bundan sonra da Batman'in doğuşunu anlatan Year One / İlk Yıl adlı albümün hikayesini yazdı. Albümler Batman'e görülmemiş bir ivme sağlarken Miller'ın da yerini sarsılmaz bir hale getirdi. Miller'ın Batman yorumu öyle baskındı ki, hem Tim Burton'un Batman'ine hem de daha sonra çıkan ve çok ünlü olan Alan Moore'un Killing Joke ve Morrison'un Arkham Asylum albümlerine rehberlik etti. 1990'da Miller Elektra'ya geri döndü ve bu kez "Elektra Lives Again"i yaptı. Bunu, "Give Me Liberty", "Hard Boiled", "Martha Washington", "Sin City", "300" izledi. http://www.emresururi.com/blogs/sururi/images/300_4.jpg http://www.abc.net.au/canberra/stories/Sin_City_-_m1088944.jpg gerçekten mükemmel çizimleri var Ankara'da hiçbir yerde yok olsa vallahi alacağım 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
izuchiring Yanıtlama zamanı: Kasım 15, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 15, 2007 adamın tipi bile batman karakterini ben yarattım der gibi.. tşk ler sepia Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Thanatos Yanıtlama zamanı: Aralık 15, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 15, 2007 sin city'ye bayılmıştım. karakter yaratması kadar karakterlerin yaşadığı dünyayı ve kurguyu da başarıyla sağlayan biri frank miller. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Aralık 15, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 15, 2007 daredevil ve elektra' da onun hünerli ellerinden çıkmadır. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.