losteirosss Oluşturma zamanı: Kasım 23, 2007 Paylaş Oluşturma zamanı: Kasım 23, 2007 (düzenlendi) kırmızı baladlar/umay umay Ben, kendine dokunan ve kendiyle çoğalan her aşka kalbini veren kadın... Doğru muydu hayaletlerin her kaybedişi görünür kıldığı... Bu odada ve bu sonsuzlukta nasıl çılgınca dileniyorum hayatı!... Eğer yağmur yağınca içeri gireceksen seninle gitmem uzak ülkelere. Ya da gölgelerine sığınan evimde yeşermeye çalışan canlı bir kaktüsü şımartırken, rüzgara eğimli bir mektup düşürmezsen penceremden; seninle yaşayamam aşkı. Öylesine zor bir uyku şimdi seni düşünmek. Sarılışlarıma yanıt olarak içebilir misin gözyaşlarımı... Ama dur!... Tenin sıcaklığında kaderime bulaşacak bir iz bırakacaksan; dur ve yalnız ürpertisini yolla gerçeğin... Belki de sana gelmek yerine saçlarımı boyatmalıydım. Bir şiir bırakmak için, tıpkı o şarkıda olduğu gibi; sadece beni sev diye... İnan adaletli değil hiçbir alışveriş. Bu uzaklıklar bakışlarından geriye kaldı. Yine de trenin sesini duy diye fısıldayacağım. Ankara Expresi satırlarıma girerken ilk kez seni sevdiğimi söyleyeceğim. Güçlü ve güzel kalmalıyım: Kışın, yazın ve daha çok hüzünlü sonbahar geceleri. İnan dokunduğum bir koku bu; ellerime inan... Hiç ağlamadığın bir şey mi yoksa sana anlatmaya çalıştığım... Doğruyu söyle... Çünkü benim için bir gün kızıl bir sabahtı. Kırmızı paltolu bu küçük kızı kimsenin gözü bir yerlerden ısırmıyordu. İnanabilirdin o zaman kanatsız bir melek olduğuma. Yüreği taştan bir kaderin esiriydim ve yakabilirdim tüm kenti... Şimdi bana dokun, öyle yavaş... affetmek yok... kalbin üzerinde unutulmuş bir el gibi, göreceksin daha çok seveceğim seni. İnan anımsadığın bir koku bu... İnan anımsadığın bir koku bu... Ellerime inan... Uzakulke.fisek.com - 25 Eylül 2001 ucu kırık kalemler "Bazen hiç tanımadığımız bir insanı; onun sizden uzakta geçen zamanını belirleyen kişi olduğunuzu fark edersiniz. Bu aslında sanatın ve bir yumak haline gelmiş sorunlarınızın neticesidir. İçe dönük hayatınızın ve uslanmaz dilinizin size kazandırdığı parlak tecrübe... Bu insanlar kalbinize ulaşacakları her cereyanı ağır hasta olarak yanlarında taşırlar.Tapınılacak yalnızlıklarına ortak bulmuşlardır. Bir fotoğraf ya da bir şiirle yaşarlar.İşin en kötü tarafı acıyarak ya da acıtarak sevmeyi öğrendiklerinden dikkat ve zekaküpüdürler. Onlara dokunmayı,teselli verici birkaç sözcüğü bulana dek duygular aşk noktasına doğru atak yapar. Gördüklerine sahip olmayı arzulayan çırpınışları sessiz yanıtlar olarak karşılarsınız. Bazen cesaret verici olaylar olur. Kuru teşekkürünüzden daha fazlasını katarsınız sözcüklere. Bir başkasının kalbini dolduran heyecanlara açık kapı bırakırsınız. Ama bu sizi çocuksu talebinizden başka bir şey değildir. Karşılaşmak. Hayat boyu taşıyacağınız yeni bir işaret bulduğunuzu sanmak. O zaman işler karmakarışık olur. Görüldüğü kadar kolay değildir içinizdeki kırgınlığı bağışlamak. "Yapmamalıydım" dersiniz. Perdeleri açmamalıydım. Bazı yolculuklara dönüşler düşünülmeden çıkılır. O bazı yolculuklara her gün çıkarsınız. Tanrının yabancılıkla ödüllendirdiği çocukluğunuzla yan yana yürürsünüz. Çimenlere iliştirilmiş yazıyı dikkatle okursunuz “Çiçek Dalında Güzeldir.İİ? Bazen hiçbir şey olmaz. Kimse yaralarıyla inleyen şiiri görmez. Sesi olmayan bir kapının kapandığını fark edersiniz. Umursamazlığınızı bir jilet gibi yanınızda taşırsınız. İkon tarzı duruşunuz ve sertliğiniz konuşulur. Başkalarının cesaretini kıran tarzınız, tanımadığınız insanların düşlerine gömülür. Size ellerindeki adresler ve şiirlerle ulaşamazlar. En başından kaybettiklerini düşünürler. Gerçeğiniz karşısında yalancı ve çocukturlar. Bazen dostluk ya da aşk yerin savaşla tanışırsınız. Onlar kalplerini, zekalarıyla donattıkları bir savaş alanına dönüştürürler. Birdenbire kendinizi gardınızı almış bulursunuz. İki kişilik savaşın nasıl ve hangi nedenlerle başladığı bilinmez. Güçlü kadın imajından kuşkulanırsınız. Böyle durumlarda saçma da olsa bir nedene ihtiyacınız vardır. En yakın dostunuz kahvesini yudumlarken bu nedeni söyleyiverir. Sinirden yeni silahlar, yeni ve ağır karşılıklar bulmak için harekete geçersiniz. Oyuna gelirsiniz. Kaybetmeye alışık olduğunuzu unutursunuz. Nefretten doğacak aşkı beklersiniz. Nefret büyür aşk onun gerisinde kalır. Bazen göz yaşlarınıza değen birini bulursunuz. Silik bir anıdan içinizi saran hayaller yaratırlar. Kaybolmalarından, yiyecekleri darbelerin onları sıradanlaştırmasından korkarsınız. Başlayamamaktan ya da bitirememekten, gülümserken sakladıklarınızdan, elinizde kalanların boşluğundan, yeri doldurulamaz vedalardan çekinirsiniz. Yine de parlak tecrübelerinizi unutup derinlere dalacak cesareti ve deliliği yakalarsınız. Ucu kırık kalemleri sırf bu yüzden saklarsınız..." UMAY UMAY Ocak 13, 2010 schizophrana tarafından düzenlendi 2 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Elesis Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2007 Herkesin bilmediği bir yönü daha vardı Umay'ın bu yönünü bizlere gösterdiği için teşekkürler Losteirosss... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
belfalas Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2007 ellerine sağlık abi çok güzel olmuş...çocukluğum geldi aklıma:confused: Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ensiferum13 Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2007 sanatcı sıfatını fazlasıyla hakeden biri bana göre..eline saglık çok hoş bir konu oldu. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
dark_venus Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2007 Çok keyif aldım okurken, teşekkürler lost.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
SpawN Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2007 eline saglık lost!Gercekten güzel bi konu! Tsk! Saygı ve sevgilerimle!!! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
losteirosss Yanıtlama zamanı: Kasım 24, 2007 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 24, 2007 herkese eyvalllah... sanatçı olmasının ötesinde çok özgün, asil ve güçlü, güzel bir ruhu var umay'ın. bu yüzden yaptığı her iş şahane oluyor. kırmızım:) 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
atmaca03 Yanıtlama zamanı: Kasım 24, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 24, 2007 yafs bu umay umay kaçlı yılların şarkıcısı ben hatırlayamadımda benden önce idi sanırım ha? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Kasım 24, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 24, 2007 umay umay 90'ların başında kendi söz ve müzkleriyle müzik piyasasına girmiş ve tarzı ile o dönemde çok ilgi çekmişti. hareket vakti , düşmedim daha ve iki kere sev beni şarkıları ile hatırlanır. aynı zamanda edebi yönü de vardır. hareket vakti şarkısı yakın zamanda emre aydın tarafından cover yapıldı. 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
felidae Yanıtlama zamanı: Kasım 25, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 25, 2007 göreceksin daha çok seveceğim seni... az önce sana bahsettiklerimin sonunda söylesem o konuya çok uyacakmış.....bu sözü söylediğimde anlaki ben büyük bir buluş yapmak üzereyim......ruhuna ...o karakterine diyecek hiçbirşeyim yok .....ellerine sağlık......sürükleyici bir hatırlatma....dip karanlık gibi......edith ve umay iyi gider aynı gece içinde.....damarlarımı delice ırmaklara bağlama isteği doğuruyor bende......(nil içinde kızıl ırmak)....... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
losteirosss Yanıtlama zamanı: Haziran 12, 2008 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 12, 2008 bütün kitaplarını eşcinsellere,kürtlere adamıştır umay. ayrıca deviantart'ta da bi takma adla çektiği fotoğrafları yayınlamakta....muhteşem fotoğraflar! gel de bu kadına aşık olma! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Ashriel Yanıtlama zamanı: Temmuz 9, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 9, 2008 cok güzel konu olmus. tskler losteiros Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
asdjklm Yanıtlama zamanı: Ocak 13, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 13, 2010 Dışardaki balıkları seyreden akvaryumdaki insanlar; görmenin bütün aldatıcılığına rağmen insanlara bakmalı... Yaşıyor olduklarına, gerçekliklerine...Ve günahın boğazını kesmeninde günah olduğunu unutmadan... kazıyorum ellerimle mezarını yeniden saksıya, bu defa yeşermemek üzere gömüyorum seni.. hem ne ellerimin tuzlu teri izin verir yaşamana, ne dökülen kovalarca sular.. bir kuyu suyu ki,sulayamazsın hiçbirşeyi, yakar, kurutur, eritir yine de doymaz toprak, kan kokusu çünkü çiçeğim açılır iştah.. artık her sabah kara parma...klarımla perdeliyorum ışığı, ne suluyorum ne konuşuyorum uzaktan, sonra bi müddet bakışıyoruz, o ölmeye devam ediyor,ben öldürmeye, ağlaşıyoruz... Herşeyini kaybet ki herşeyi yapabilecek kadar özgür olabilesin! Bırak seni köleleştiren maddeleri bırak ev eşyalarını bırak son model arabaları bırak muhteşem evleri bırak hepsini onlar seni yönetiyor sen onları değil! Çünkü onalr sensiz nefes alır haldeler ve sen onlara bağımlısın.Onlar olmadan bir "...HİÇ" olduğunu s...anıyorsun.Onların seni yapacaklarından laı koymalarına yapay bir hayat ve düzenden sıkılmana rağmen bozamamana sebep olan onlardır kurtul onlardan ne yapacaksın fazla parayı yada lüks bir arabayı ne kazandıracak sana İNSANLIK! HAYIR! sadece gösteriş ve belki bol bol cinsel iilişki !!! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.