Jump to content

umay umay...masmavi kıpkırmızı...


losteirosss

Önerilen Mesajlar

kırmızı baladlar/umay umay

 

Ben, kendine dokunan ve kendiyle çoğalan her aşka kalbini veren kadın...

Doğru muydu hayaletlerin her kaybedişi görünür kıldığı... Bu odada ve bu sonsuzlukta nasıl çılgınca dileniyorum hayatı!... Eğer yağmur yağınca içeri gireceksen seninle gitmem uzak ülkelere. Ya da gölgelerine sığınan evimde yeşermeye çalışan canlı bir kaktüsü şımartırken, rüzgara eğimli bir mektup düşürmezsen penceremden; seninle yaşayamam aşkı. Öylesine zor bir uyku şimdi seni düşünmek. Sarılışlarıma yanıt olarak içebilir misin gözyaşlarımı... Ama dur!... Tenin sıcaklığında kaderime bulaşacak bir iz bırakacaksan; dur ve yalnız ürpertisini yolla gerçeğin... Belki de sana gelmek yerine saçlarımı boyatmalıydım. Bir şiir bırakmak için, tıpkı o şarkıda olduğu gibi; sadece beni sev diye...

İnan adaletli değil hiçbir alışveriş. Bu uzaklıklar bakışlarından geriye kaldı. Yine de trenin sesini duy diye fısıldayacağım. Ankara Expresi satırlarıma girerken ilk kez seni sevdiğimi söyleyeceğim. Güçlü ve güzel kalmalıyım: Kışın, yazın ve daha çok hüzünlü sonbahar geceleri. İnan dokunduğum bir koku bu; ellerime inan... Hiç ağlamadığın bir şey mi yoksa sana anlatmaya çalıştığım... Doğruyu söyle... Çünkü benim için bir gün kızıl bir sabahtı. Kırmızı paltolu bu küçük kızı kimsenin gözü bir yerlerden ısırmıyordu. İnanabilirdin o zaman kanatsız bir melek olduğuma. Yüreği taştan bir kaderin esiriydim ve yakabilirdim tüm kenti...

Şimdi bana dokun, öyle yavaş... affetmek yok... kalbin üzerinde unutulmuş bir el gibi, göreceksin daha çok seveceğim seni.

İnan anımsadığın bir koku bu...

İnan anımsadığın bir koku bu...

Ellerime inan...

 

Uzakulke.fisek.com - 25 Eylül 2001

 

 

 

 

ucu kırık kalemler

 

"Bazen hiç tanımadığımız bir insanı; onun sizden uzakta geçen zamanını

belirleyen kişi olduğunuzu fark edersiniz. Bu aslında sanatın ve bir yumak haline gelmiş

sorunlarınızın neticesidir. İçe dönük hayatınızın ve uslanmaz dilinizin size kazandırdığı

parlak tecrübe...

Bu insanlar kalbinize ulaşacakları her cereyanı ağır hasta olarak yanlarında taşırlar.Tapınılacak yalnızlıklarına ortak bulmuşlardır. Bir fotoğraf ya da bir şiirle yaşarlar.İşin en kötü tarafı acıyarak ya da acıtarak sevmeyi öğrendiklerinden

dikkat ve zekaküpüdürler. Onlara dokunmayı,teselli verici birkaç sözcüğü bulana dek

duygular aşk noktasına doğru atak yapar. Gördüklerine sahip olmayı arzulayan

çırpınışları sessiz

yanıtlar olarak karşılarsınız.

Bazen cesaret verici olaylar olur. Kuru teşekkürünüzden daha fazlasını

katarsınız

sözcüklere. Bir başkasının kalbini dolduran heyecanlara açık kapı

bırakırsınız.

Ama bu sizi çocuksu talebinizden başka bir şey değildir.

Karşılaşmak. Hayat boyu taşıyacağınız yeni bir işaret bulduğunuzu sanmak.

O zaman

işler karmakarışık olur. Görüldüğü kadar kolay değildir içinizdeki

kırgınlığı bağışlamak.

"Yapmamalıydım" dersiniz. Perdeleri açmamalıydım.

Bazı yolculuklara dönüşler düşünülmeden çıkılır. O bazı yolculuklara her

gün çıkarsınız.

Tanrının yabancılıkla ödüllendirdiği çocukluğunuzla yan yana yürürsünüz.

Çimenlere

iliştirilmiş yazıyı dikkatle okursunuz “Çiçek Dalında Güzeldir.İİ?

Bazen hiçbir şey olmaz. Kimse yaralarıyla inleyen şiiri görmez. Sesi

olmayan bir kapının

kapandığını fark edersiniz. Umursamazlığınızı bir jilet gibi yanınızda

taşırsınız.

İkon tarzı duruşunuz ve sertliğiniz konuşulur.

Başkalarının cesaretini kıran tarzınız, tanımadığınız insanların düşlerine

gömülür.

Size ellerindeki adresler ve şiirlerle ulaşamazlar. En başından

kaybettiklerini düşünürler.

Gerçeğiniz karşısında yalancı ve çocukturlar.

Bazen dostluk ya da aşk yerin savaşla tanışırsınız. Onlar kalplerini,

zekalarıyla donattıkları

bir savaş alanına dönüştürürler. Birdenbire kendinizi gardınızı almış

bulursunuz.

İki kişilik savaşın nasıl ve hangi nedenlerle başladığı bilinmez. Güçlü

kadın imajından

kuşkulanırsınız. Böyle durumlarda saçma da olsa bir nedene ihtiyacınız

vardır.

En yakın dostunuz kahvesini yudumlarken bu nedeni söyleyiverir. Sinirden

yeni silahlar,

yeni ve ağır karşılıklar bulmak için harekete geçersiniz. Oyuna

gelirsiniz. Kaybetmeye

alışık olduğunuzu unutursunuz. Nefretten doğacak aşkı beklersiniz.

Nefret büyür aşk onun gerisinde kalır.

Bazen göz yaşlarınıza değen birini bulursunuz. Silik bir anıdan içinizi

saran hayaller

yaratırlar. Kaybolmalarından, yiyecekleri darbelerin onları

sıradanlaştırmasından

korkarsınız. Başlayamamaktan ya da bitirememekten, gülümserken

sakladıklarınızdan,

elinizde kalanların boşluğundan, yeri doldurulamaz vedalardan

çekinirsiniz.

Yine de parlak tecrübelerinizi unutup derinlere dalacak cesareti ve

deliliği yakalarsınız.

Ucu kırık kalemleri sırf bu yüzden saklarsınız..."

 

UMAY UMAY

schizophrana tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

umay umay 90'ların başında kendi söz ve müzkleriyle müzik piyasasına girmiş ve tarzı ile o dönemde çok ilgi çekmişti. hareket vakti , düşmedim daha ve iki kere sev beni şarkıları ile hatırlanır. aynı zamanda edebi yönü de vardır. hareket vakti şarkısı yakın zamanda emre aydın tarafından cover yapıldı.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

göreceksin daha çok seveceğim seni...

 

az önce sana bahsettiklerimin sonunda söylesem o konuya çok uyacakmış.....bu sözü söylediğimde anlaki ben büyük bir buluş yapmak üzereyim......ruhuna ...o karakterine diyecek hiçbirşeyim yok .....ellerine sağlık......sürükleyici bir hatırlatma....dip karanlık gibi......edith ve umay iyi gider aynı gece içinde.....damarlarımı delice ırmaklara bağlama isteği doğuruyor bende......(nil içinde kızıl ırmak).......

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Dışardaki balıkları seyreden akvaryumdaki insanlar; görmenin bütün aldatıcılığına rağmen insanlara bakmalı... Yaşıyor olduklarına, gerçekliklerine...Ve günahın boğazını kesmeninde günah olduğunu unutmadan...

 

kazıyorum ellerimle mezarını yeniden saksıya,

bu defa yeşermemek üzere gömüyorum seni..

hem ne ellerimin tuzlu teri izin verir yaşamana, ne dökülen kovalarca sular..

bir kuyu suyu ki,sulayamazsın hiçbirşeyi,

yakar, kurutur, eritir yine de doymaz toprak,

kan kokusu çünkü çiçeğim açılır iştah..

artık her sabah kara parma...klarımla perdeliyorum ışığı,

ne suluyorum ne konuşuyorum uzaktan,

sonra bi müddet bakışıyoruz,

o ölmeye devam ediyor,ben öldürmeye,

ağlaşıyoruz...

 

 

Herşeyini kaybet ki herşeyi yapabilecek kadar özgür olabilesin! Bırak seni köleleştiren maddeleri bırak ev eşyalarını bırak son model arabaları bırak muhteşem evleri bırak hepsini onlar seni yönetiyor sen onları değil! Çünkü onalr sensiz nefes alır haldeler ve sen onlara bağımlısın.Onlar olmadan bir "...HİÇ" olduğunu s...anıyorsun.Onların seni yapacaklarından laı koymalarına yapay bir hayat ve düzenden sıkılmana rağmen bozamamana sebep olan onlardır kurtul onlardan ne yapacaksın fazla parayı yada lüks bir arabayı ne kazandıracak sana İNSANLIK! HAYIR! sadece gösteriş ve belki bol bol cinsel iilişki !!!

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...