Jump to content

Aloysius Bertrand


Manje_Loa

Önerilen Mesajlar

Çanın Altında Rond

 

Hemen hemen kare biçimde,

yıkıntılarla çevrili ağır

bir binaydı, ve hala bir

saati bulunan kulesi bütün

mahalleye egemendi.

 

Fenimore Cooper

 

Aziz Yuhanna`nın büyük çanın altında bir rond dansı

yapıyordu on iki büyücü. Sırayla fırtınayı çağırdılar,

ve alay halinde karanlığı delen on iki ses saydım

yatağımda, korku içinde.

 

Hemen bulutların arkasına saklandı ay, ve yıldırım ve

kasırgayla karışık bir yağmur kırbaçladı penceremi,

ormanda sağanağa tutulan nöbetçi turnalar gibi bağırırken

rüzgar gülleri.

 

Kırıldı, duvara asılı lavtamın ince teli; kafesinde

kanat çırptı saka kuşum; çevirdi, masamın üzerinde

uyuklayan Roman de la Rose`un bir sayfasını, meraklı

bir ruh.

 

Ama birden bir yıldırım gürledi Aziz Yuhanna`nın

yukarılarında. Yitip gitti, ölümcül bir darbe yiyen

büyücüler, ve meşale gibi yandığını gördüm siyah çanın

içinde büyücü kitaplarının.

 

Arafın ve cehennemin kırmızı alevleriyle tarıyordu

gotik kilisenin duvarlarını bu korkunç ışık, ve devsel

heykelinin gölgesi Aziz Yuhanna`nın uzanıyordu komşu

evlerin üzerinde.

 

Paslandı rüzgargülleri; inci grisi bulutlar eritti ay;

çatı kenarlarına damla damla düşer oldu yağmur, ve

açınca pek iyi kapanmamış penceremi, fırtınanın

silkelediği yaseminimden çiçekler attı meltem, yastığımın

üzerine.

 

Scarbo

 

Tanrım, ölüm saatinde bana, bir

rahibin dualarını,bir kefen,çam

ağacından bir tabut ve kuru top-

rak ihsan et.

Monsieur le Maréchal`in

Yakarıları.

 

-"İster günahların bağışlanmış,ister lanetli olarak öl,"

-diye mırıldandı Scarbo kulağıma, -"örümcek ağından

olacak kefenin,ve örümceği de seninle birlikte gömeceğim!"

 

-"ah,keşke kavak yapraklarından olsaydı kefenim," diye

yanıtladım onu,ağlamaktan kızarmış gözlerle,-"gölün

soluğu da kavak yapraklarından bir beşikte sallardı beni."

 

-"Hayır!" diye sırıttı alaycı cüce,"yem olacaksın,batan

güneşin kör ettiği küçük sinekleri akşamları avlayan domuzlan

böceğine!"

 

-"Belki de," -diye yanıtladım onu gene ağlamaklı,-"belki de

fil hortumlu taranta örümceğinin beni emmesi senin daha çok

hoşuna gider?"

 

-"Öyleyse," -diye ekledi,-"sen keyfine bak, yılan derisinin

altın benekli şeritlerinden olacak senin kefenin ve bir

mumya gibi içine kundaklayacağım seni."

 

Ve seni duvarına dimdik yatıracağım o Saint-Bénigne`in

karanlık mahzeninden, duyacaksın rahatça limboda ağlayan

çocukları.

 

Şabat'a Gidiş

 

Geceleyin kalktı kadın, ve bir mum

yakıp küçük bir balık aldı ve vücudunu

meshetti, sonra birkaç söz eşliğinde

Şabbat`a götürüldü.

 

Jean Bodin (De la Demonomanie des Sorciers)

 

 

Bir düzine insan vardı orada biralı çorba içen, ve her

birinin elinde bir ölünün önkol kemiği kaşık niyetine.

 

Ocak kızarmıştı kor ateşte, mumlar mantarlaşıyordu

dumanın içinde, ve tabaklardan bir mezar kokusu

yayılıyordu ortalığa, baharda.

 

Ve güler ya da ağlarken Maribas, sanki inlediği

duyuluyordu bir yayın, üç teli üzerinde kırık bir

kemanın.

 

Bu sırada, içyağı ışığında, şeytanca tavırla bir asker,

bir büyücü kitabı açtı masaya, ve bir kızarmış sinek

düştü kitaba.

 

Kocaman, tüylü karnından bir örümcek tırmandı büyülü

kitabın kenarına, henüz vızıldarken bu sinek.

 

Ama çoktan uçup havalanmıştı bacadan bay ve bayan

büyücüler, kimileri ata biner gibi süpürgenin üzerinde,

kimileri bir maşanın üzerinde, ve bir tava sapında Maribas.

 

Ay Işığı

 

Uyanın uyuyan insanlar

Ve dua edin ölülerinize

Bir Gece Münadisinin Sözleri

 

Ah! nasıl da hoştur, saat çınlarken saat kulesinde,

geceleyin, burnun bir altın carolus`a dönüşten aya

bakmak.

 

İki cüzamlı mızırdanıp ağlayıp sızlıyordu penceremin

altında, bir köpek havlıyordu kavşakta, ve kehanette

bulunuyordu alçak sesle ocağımın cırcır böceği.

 

Ama az sonra yalnızca sessizliği sorguladı kulaklarım.

Miskinhanelerine döndü iki cüzamlı, karısını pataklayan

Jacquemart`ın vuruşlarını duyunca.

 

Bir yan sokağa sıvışmıştı köpek, görünce, yağmurun

paslandırdığı, karayelin kıkırdattığı gecenin baltalı

mızraklarını.

 

Ve uykuya dalmıştı cırcırböceği, son kıvılcım söndürür

söndürmez ocağın küllerinde son parıltısını.

 

Ve bana öyle geliyordu ki, -nasıl da değişken sayrılık

ateşi! -yüzünü buruşturarak, asılmış bir adam gibi bana

dilini çıkartıyordu sanki ay!

 

Gotik Oda

 

- "Ah! dünya," - diye mırıldandım geceye, - "güzel

kokulu bir çiçektir, ve dişi organı ay, ve erkek

organları yıldızlardır.

 

Ve ağırlaşınca gözlerim, kapattım, camların sarı

halesi üzerine siyah çarmıh haçı işlenmiş pencereyi.

 

****

 

Ne var ki, - gece yarısı değil, - ejderha ve

şeytanla armalanmış saat! - cüce cinlerin lambanın

yağında sarhoş olduğu saat!

 

Ne var ki, ölü doğmuş bi çocuğu babamın zırhında

sallayan dadı değil, tekdüze bir sesle ninni

söyleyerek!

 

Ne var ki, tahta kaplamanın arkasına hapsedilmiş

bir asker iskeleti değil, alnıyla, dirseğiyle ve

diziyle vuran!

 

Ne var ki, ayakta durduğu kurt yemiş çerçevesinden

aşağı inen, ve zırh eldivenini okunmuş su kabının

kutsanmış suyuna daldıran dedem değil!

 

Ama Scarbo`ydu boynumu ısıran, ve, dağlamak için

kanayan yaramı, fırında korlaşmış parmağını oraya

sokan.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

-"İster günahların bağışlanmış,ister lanetli olarak öl,"

-diye mırıldandı Scarbo kulağıma, -"örümcek ağından

olacak kefenin,ve örümceği de seninle birlikte gömeceğim!"

 

İlk defa okudum bu şairden:) Güzelmiş Manje ellerine sağlık:)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...