felidae Oluşturma zamanı: Aralık 8, 2007 Paylaş Oluşturma zamanı: Aralık 8, 2007 Beyaz Zenciler http://images.hepsiburada.com/assets/Kitap/200/kayrinti0085.jpg Beyaz zenciler Ingvar Ambjörnsen'in yeraltı edebiyatına kattığı en önemli eserlerden birisidir....Yeraltı edebiyatıyla ilgilenen herkesin kesinlikle okuması gereken...ve hatta rafında ayrıcalıklı bir yere koyması gereken bu nadide kitap insanın içindeki yabancılaşma ve risk arzusunu sade bir dille çarpıcı olarak ortaya koyuyor.... (trende okunduğunda ayrıca keyif veren bir kitap olduğunuda belirteyim..).... Yazar: Ingvar Ambjörnsen Yayın Evi: Ayrıntı Yayınları Baskı Yılı: 2006 Sayfa: 320 Beyaz Zenciler uyku tulumları, sırt çantaları ve bira kasalarıyla Çingene hayatı yaşayan dumancılar, beyazcılar, asitçilerdir... Beyaz Zenciler şairdir, çılgındır, düş kurmayı ve küfretmeyi severler: Onları en iyi polisler tanır!.. Beyaz Zenciler, mahkum edildiğimiz rezil, yoz televizyon dizilerine benzeyen hayatlardan; eğitim, kariyer, başarı ve benzeri cüce düşüncelerden nefret ederler... Beyaz Zenciler sevgi edebiyatı yapmazlar, severler: Bütün enerjilerini kendilerini garantiye almak için harcayanların hiçbir zaman anlayamayacağı kadar çok severler... Beyaz Zenciler gerçekten "düzen karşıtı"dırlar, tüm ideallere ve ideolojilere karşı ihanet içindedirler. Onlar toplum dışına atılmamışlardır, orada, "imkansızın kıyısında öfkeli ve eğri bir hayat" yaşamayı seçmişlerdir..."Beyaz Zenciler coşku dolu, hem derin bir hüznü, hem de güçlü bir yaşama sevincini duyumsatabilen, çok renkli bir roman: ölümün kıyısına da ''Bilemediğimiz ne çok şey var şu dünyada, iş ki aydınlık geleceğe hazrılıklı bulunalım'' sözlerini söyleten ruh haline de içtenlikle yaklaşıyor yazar. Türkiye''deki gibi ''uslu'' toplumlar, doğal olarak kıyıda yaşamanın da kyısından geçiyorlar. Batı''da gelişen alt kültürler de buralara pek uğramadı; aslında, burada, üst kültürün kendisini de alt kültürlerin toplam çarpıklığı belirlediğinden, kıyıda doğup gelişen kültürlerden söz etmek çok zor. Murat Aykul:Ambjörnsen'ın kitabı hem yeraltına giden yolu ve oradaki yaşam biçimini birinci elden anlatır ve pek bilinmeyen bir düntanın kapısını aralar, hem de yerüstünün, yemelinde karbon kağıdıyla oluşturulmuş ''serüvenini'' gözler önüne serer. Serhat Öztürk, Nokta :"Beyaz Zenciler, en sıradan tarifle düzen karşıtı bir roman. Ancak her yerde duyulan türden değil. Beyaz zenciler, gerçek birer düzen karşıtı! Bütün ideal ve ideolojilere karşı güvensizlikten öte nefret var. Ingvar Ambjörnsen Hakkında kısa kısa.... http://www.schwedenkrimi.de/bilder/ingvar.gif Ambjörnsen, 1956’da Larvik, Norveç’te doğdu. Şu anda çevirmenlik yapan eşi Gabriella’le birlikte Hamburg’ta yaşıyor. Ambjörnsen, yazar olmaya 14 yaşında karar verdi, edebiyat dünyasına şiir yazarak ilk adımını attı. 18 yaşındayken Lier Psikiyatri Hastanesi’nde çalışmaya başladı. İlk kitabı olan 23-salen (23 Numara), bu hastanede geçirdiği günlerin izlerini taşır. Bir gençlik kitabı olan Pelle ile Prof’un ilk kitabı olan Devlerin Düşüşü 1987’de yayınlandı. Ambjörnsen daha sonra, aynı kahramanların yer aldığı 10’un üzerinde kitap yazdı. Bunların en ünlüsü, filmi de çekilen Oslo İstasyonunda Ölüm’dür. Ingvar Ambjörnsen’in filmlere kaynaklık eden başka kitapları da var: Beyaz Zenciler, The Blue Wolves ve Brothers in Blood. Bu kitaplardan yola çıkılarak yapılan Elling adlı film, Yabancı Film dalında Oscar’a aday oldu. Ambjörnsen’in kitapları pek çok Avrupa diline çevrildi. Almanca’da ise yayınlanmayan kitabı yok.Özellikle İskandinav ülkelerinde pek çok edebiyat ödülü alan Ambjörnsen, Oslo İstasyonunda Ölüm adlı kitabıyla en iyi gençlik kitabı ödülünü kazandı. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Wanda Yanıtlama zamanı: Aralık 8, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 8, 2007 Çok hoşlanarak okuduğum bir kitap tavsiye ederim ilgilenenlere. Ayrıntı yayınları zaten takip edilesi. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
blanc Yanıtlama zamanı: Mayıs 31, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 31, 2008 Ingvar Ambjörnsen'in ilk olarak insan postuna bürünmüş köpek adlı kitabını okumustum ve sonrasında gidip hemen beyaz zencileri satın almıştım..ikisini de şiddetle tavsiye ediyorum...ayrıntı yayınları bence de takip edilmeli.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ensiferum13 Yanıtlama zamanı: Mayıs 31, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 31, 2008 beyaz zenciler gercekten cok güzel bir kitap.bir solukta okuyorsunuz.ve bitmesini istemiyorsunuz.... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
SCARRED Yanıtlama zamanı: Mayıs 31, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 31, 2008 Türkiye''deki gibi ''uslu'' toplumlar, doğal olarak kıyıda yaşamanın da kyısından geçiyorlar. Eğer altkültür teriminden anlaşılan yalnızca "sex, drugs and rock'n roll" ise "uslu" toplumlar yalnızca ülkemizde görülmez. Hatta dünyanın bütün ülkelerindeki toplumların aslında "uslu" olduklarını iddia edebilirim. Yalnızca, bazı toplumların altkültürlere bakışı biraz daha hoşgörülüdür. Fakat akla gelenin aksine, bu hoşgörü toplum "ilkelleştikçe" artar. (Hindistan, Brezilya, vb...) İnsanoğlunun birbiri ile çelişen iki ihtiyacı, organizasyon ve sansasyon ihtiyaçlarıdır. Bu yüzden toplumun çoğunluğu kendi ve çevresi için sakin, düzenli bir hayat isterken kendine dokunmayacak uzaklıktaki marjinalliklerden de hoşlanabilir. Kişinin etrafında görmekten rahatsızlık duymayacağı marjinallik düzeyi de özgüveni ile ilgilidir. Bu yüzden, özellikle İskandinav ülkeleri gibi bireyin her türlü maddi ve bir kısım manevi ihtiyacının devletçe karşılanabileceği ülkelerde marjinal olmak kolaydır. Bana Beyaz Zenciler'de Ambjornsen'in yaşadığı zorlukların bir listesini çıkaracak kimse var mı? Sosyal yardım çekini alırken memurun bakışına katlanmak ve içinden küfretmek mi? Rahatça gezebildiği Avrupa'da konaklamayı seçtiği marjinal mekanlardaki insanların ruh hastalıkları mı? Ergen gönül maceraları mı? Yahu, Beyaz Zenciler geleceği garanti altındaki bir serseri stajyerinin sonradan "neler yaşadık yahu" diye anlatabileceği bir dönemin dökümüdür, hepsi o. En azından lise mezunu olmayanlara hafiften aşağılayıcı bakışlar yöneltirken, yüzüne karşı olmasa da arkasından veya içten içe "abi, çok farkediyor okul işte" geyiği yaparken bu kitabın yazarının da okulunu bırakıp kafasına göre takılanlardan olduğunu unutmayın. Zaten derya içre olduğunu bilmeden yüzerken hippie midir punk mıdır reggaeci midir farkedemeden, kendi duruşunu belirleyemeden, bulduğu bütün mekanlara dalıp birşeyler yaşama çabasını sürdürmüş bir varlık Ambjornsen. (20 küsür yıllık arkadaşlarımla her hafta buluşuyorum; 40 kişilik samimi bir arkadaş grubuyuz. Sanırım o grubun bir gecelik hasbıhalinden 5-6 Beyaz Zenciler çıkar... Gerçi o kitap 1990'da ilk baskısını yaptığında okumuş ve "ne diyo lan bu kuş" diye gülmüştük ya...) Son söz: Üstelik vaktiyle Paris'te, eski 1 Mayıs'larda rengarenk giyimli ve ellerinde "çalışmayacağız", "vergisiz yaşayalım", "devlet bize para versin" gibi pankartlarla geçit yapan dünyayla barışık anarşistlerle yürümeyi adet edinmiş biri olarak, kendini acıların çocuğu ilan eden amatör marjinallere acıdığımı beyan ederim. Düzeltme: imla hataları için kusura bakılmasın, gözümden kaçmış olanları düzelttim. 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
losteirosss Yanıtlama zamanı: Mayıs 31, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 31, 2008 çok doğru tespitler SCARRED...ilave olarak bir kaç noktayı da ben söylemek istedim.... Türkiye''deki gibi ''uslu'' toplumlar, doğal olarak kıyıda yaşamanın da kyısından geçiyorlar. Batı''da gelişen alt kültürler de buralara pek uğramadı; aslında, burada, üst kültürün kendisini de alt kültürlerin toplam çarpıklığı belirlediğinden, kıyıda doğup gelişen kültürlerden söz etmek çok zor. yukardaki satırlardaki türkiye'nin uslu toplum olduğundan söz edilmiş...nası bi yabancılaşamadır bu sorarım?! bu satırları yazabilmek için türkiye'nin tüm tarihini bilecek bilgiye sahip olmak gerekir...türkiye'nin uslu toplum olmadığına dair bir kaç basit bilgi...deniz gezmiş ve arkadaşları...uslu toplumlar ayaklanır mı? günümüze gelelim....marjinallik trend olduysa çağımızda...en trend yerleri tavsiye edebilecek bilgiye sahibim! mesela sulukule...mesela istanbulun varoş yerleri...esenyurt...tepebaşı...ve daha bir sürü yer aklıma gelmeyen... bu saydığım yerlere belli bi saatten sonra girmeye çalışın bakalım beyaz zenciler mi oluyorsunuz yoksa kara beyazlar mı?!! maksat macera heyecansa alın size maceralar silsilesi! halk bütün katmanlarıyla renklidir...hele ki 72 milletin bir araya geldiği bi coğrafyanın çocuklarıysanız...yeter ki siz istemesini bilin o varoşlardaki insanların hepsinin,her birinin bambaşka bir dünya,evren olduğunu keşfetmeniz inanın hiç zor değil...bir kaç yerinde adımınıza bakar:) 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.