felidae Oluşturma zamanı: Aralık 9, 2007 Paylaş Oluşturma zamanı: Aralık 9, 2007 ARİF DAMAR http://www.siirfeneri.net/foto/a-damar.jpg Analar bu çocukları nasıl güldürüyorsunuz....Nasıl yaz gökleri gibi böyle... 23 Temmuz 1925'te Çanakkale'nin Gelibolu ilçesi Karainebey köyünde doğdu. İlkokulu Çanakkale’de, ortaokulu İstanbul’da bitirdi. İstanbul Erkek Lisesi’nde 2 yıl öğrenim gördü. İstanbul'da çeşitli işlerde çalıştıktan sonra 1944’te Ankara’ya taşındı. Atatürk Orman Çiftliği'nde memur olarak çalıştı. 1950'de İstanbul'a döndü. Mahmutpaşa'da işportacılık yaptı. 5 Aralık 1951’de TKP davasından tutuklandı. 2 yıl cezaevinde kaldı, delil yetersizliğinden beraat etti. 1953 sonunda cezaevinden çıktı. Bir çok şirkette çalıştı. Avukat katipliği, muhasebecilik yaptı. 1969’da Suadiye'de Yeryüzü Kitabevi’ni açtı. "Yeryüzü" adıyla çıkan derginin yönetimine katıldı. 1984’te kitabevini kapatıp kendisini bütünüyle yazılarını verdi. İlk şiiri "Edirne'de Akşam" 1940'ta "Yeni İnsanlık" dergisinde yayınlandı. "İnsan", "Gün", "Ant" dergilerindeki şiirleriyle dikkat çekti. Toplumsal gerçekçi anlayışta şiir yazan genç şairlerden biri olarak belirdi. Kavgacı ama barışçıl ve insancıl yanı ağır basan, dil ögelerini ve biçim kaygısını elden bırakmayan bir şiir kurmaya yöneldi. "Yeryüzü" dergisinde bu çabanın başarılı şiir örnekleri yayınlandı. "Arif Barikat" takma ismini kullandığı bu dönem şiirlerini 1956'da "Günden Güne" adlı kitabında topladı. Kitap basıldıktan 5 ay sonra toplatıldı ama beraat etti. Sonraları İkinci Yeni şairlerinin yanında, imgeye ağırlık veren, biçim ve dil araştırmalarına girmiş bir şair olarak göründü. Bu yönüyle 1940 kuşağı adıyla anılan şair arkadaşlarından ayrılır. 1956 sonrası şiirlerinde ise geçirdiği her iki dönemin ortak özellikleri dikkat çeker. "Arif Hüsnü", "Ece Ovalı" takma isimlerini de kullandı, düzyazılarında şiirle ilgili düşüncelerini anlattı. Ulus ve Tanin gazetelerinde makaleler yazdı. ESERLERİ ŞİİR: Günden Güne 1956 İstanbul Bulutu 1958 Kedi Aklı 1959 Saat Sekizi Geç vurdu 1962 Alıcı Kuş 1966 Seslerin Ayak Sesleri 1975 Alıcı Kuşu Kardeşliğin 1976 Ölüm Yok ki 1980 Ay Ayakta Değildi 1984 Acı Ertelenirken 1985 Yoksulduk Dünyayı Sevdik 1988 Alıcı Kuşu Kardeşliğin 1990 Ay Kar Toplamaz ki 1980 Eski Yağmurları Dinliyorum 1995 (İstanbul Bulutu ile 1958 Yeditepe Şiir Ödülünü almıştır...) DUR DUR Gecem erken dur dur Gözlerine bakmazsam uzun bakmazsam Gecem erken inecek bitecek tükenecek gibi de değil Dur bi sokak daha aydınlık edineyim Gecem erken Yağmuru güneşleri haziranı yürüsek Diyelim saat 24 aşk dinler mi cumartesiyi geçmişiz dinler mi Akşamları alsak samanyolunu alsak Aksaray'a götürsek bıraksak Bir dalı kırdık diyelim şiirden başka nereye konur Gecem erken inecek dur dur Hangi gökyüzü ister yasak edilsin bakılmak bakılmak Dur bir sokak daha aydınlık edineyim Gecem erken, bitecek tükenecek gibi de değil İstersen sonu yok diyelim istersen ırak ırak Gecem erken inecek A.D. BİR AŞK ŞARKISI YAZMAK İSTERDİM SENİN İÇİN Bir aşk şarkısı yazmak isterdim senin için Unutulmasın ebediyete kadar Sensiz geçen anılarım gibi hazin Ve aşkımızla yüklü olsun mısralar. Bir aşk şarkısı yazmak isterdim senin için Sığdırsın içine bütün güzellikleri Semanın maviliğini ve sonsuzluğunu sevgimizin Ve bitsin "Seni Seviyorum"la cümleleri. Bir aşk şarkısı yazmak isterdim senin için Yalnız söleyebilelim sen ve ben O şarkıdır ki ılık bakışlarında gözlerini Gölgeler halinde dile gelir. Bir aşk şarkısı yazmak isterdim senin için A.D. 25 HAZİRAN 1981 Yoktun ya burda Burda yokken Daha sıkı tuttum ellerini Daha yakından baktım yüzüne Daha iyi daha çok Gördüm dinledim seni Takıldım peşine sonra Gözlerinden geçen bulutların Yere düşmüş bir gülün Belki senin önündeyim şimdi A.D. SAAT SEKİZİ GEÇ VURDU Kime ne desem Boyuna kendimi dinliyordum eski yağmurları dinliyordum Düşünmeden biliyorum deniz ılıdı Dökülen çelik katı Yürüyenler yanyana Yüzümü güneşte dinlendirsem Dağın dağ olduğunu bilsem, ovanın ova, ağacın ağaç Kurtulurdum Çok köprülü sular gibi git git bitmedi Boyuna kendimi dinliyordum eski yağmurları dinliyordum Saat sekizi geç vurdu Giden gitmiş hüznü ayaklandırmak boşuna Düşünmeden biliyordum A.D. Neden Ay Ay Ay Boyuna şiirindeki.... Çok Kar Topladı Güneş.. Ay Kar Toplamazki... Arif Damar Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
pithc Yanıtlama zamanı: Aralık 9, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 9, 2007 KEDİ AKLI Bir diyeceğim yoktu hüzünden yanaYıpranıyordu kötü kadınlarda aşkım pis karanlıklardaYetmiyorum yeni insanlara yetişemiyordumÖlür kalırdım belki de sokak aralarında bir kenardaKimin umurunda dedi ama kendimi inandıramadım buna daYakışmıyordum eski pencerelere yosunlu sularaÖlür kalırdım belki de sokak aralarında bir kenardaUyandırılacak çocuklarım vardı uyuyorlardı uykularındaÇok mu yaşamıştım az mı ölmek hakkım mıydı yıl varken akşamlaraBu kedi nerden çıktı demeyin kapı aralıktı ben bıraktım daOkşayacak bir şey ister ellerimiz kendi sıcaklığındaYıpranıyordu kötü kadınlarda aşkım pis karanlıklardaNe iyi etmişim aldım düşündüm kedilerin yarı ak yarı kara aklındaKedi işte kedi boğuyordu yavruyu engel görünce aşkındaÇekilmemişti denizlerimDöndüm hırpalanmış geceden dayanıklı aydınlıklaraAğlanır kedi yavruların çocuksuz anaların arasındaBu kedi nerden çıktı demeyin kapı aralıktı ben bıraktım daUyandırılacak çocuklarım vardı uyuyorlardı uykularındaNe iyi etmişim uyur uykularındaArif DAMAR ellerine saglık felii... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
semuel Yanıtlama zamanı: Nisan 22, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 22, 2008 SUNU İlle de görmek için mi beklenir güzel günler Beklemek de güzel BENİ UNUT Açık pencereden sesleniyor, ağacın yapraklarına söyletiyor: "Beni unut!" Oturduğu evin balkonundan, bulutlara haber salmış olacak, ne dedikleri işitilmiyor ama, anlıyorum: "Beni unut!" Damların üstünden geliyor bu ses, tramvaylar, otobüsler getiriyor, denizden motorlar getiriyor. Bazen dalıyorum, insan hali, bir karanlık içinde gözleri ıslak, siyah konuşuyor: "Beni unut!" O gece yan yana yürüyorduk, hiçbir şey konuşmuyorduk, fakat sesi, durmadan kulağımda çınlıyordu: "Beni unut!" Bu trene de ne oluyor bilmem yolunda doğru dürüst yürüse olmaz, Yenikapı'dan her geçişinde avazı çıktığı kadar bağırıyor: "Beni unut!.." "Beni unut!.." Anladım, herkes ondan yana rıhtımdaki vapur, kilise çanları, radyoda şarkı, sokak satıcıları, caddeler, bulvarlar onu tutuyor. Olmayacak bir zamanda sesleniyor: "Beni unut!.." DAR AÇI Uzun saçlar yakışırdı sana uzun yıllar Bir gökyüzü bitince öteki başlardı Çevik taylar dururdu güneşte olgun başaklar gölgelikler dururdu, Ovalar aydınlıkta dururdu Bulut geçti derdik bilemedin Ya da yağmur yağacak derdik Fesleğen saksıda güzel dururdu Bak bu olacak şey mi kömür beni vurdu Ayaklarım aldı başını gitti Ellerim kaldı duvarda Kalk ne olur pencereyi aç Uzun saçlar yakışırdı sana uzun yıllar Bir gökyüzü bitince öteki başlardı. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
semuel Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2009 YOL YORGUNU Bana bir türkü öğretsen Ayın aydınlığında söylesem Gecenin karanlığında söylesem Yağmur yağınca söylesem Toprak uyanınca söylesem Bana bir türkü öğretsen Bana bir türkü öğretsen Beraber olunca söylesem Ayrı kalınca söylesem Seni unutunca söylesem Bana bir türkü öğretsen Geldiğim yerlere er geç dönebilsem Sevebilsem her şeyi yeniden sensiz Sensiz vazgeçebilsem Gece demesem gündüz demesem Kimseleri dinlemesem Hem yürüsem hem söylesem Hem söylesem hem yürüsem SAVRULURKEN KAR Kar savrulurken Günler günlerdir aralıks1z Ben de savrul savruluyorum Yetmiş yılın ötesine İki kardeş yan yanayız Bir sac mangalin önünde Uzatmışız ellerimizi Arada karıştırıyoruz Soğuk çok soğuk küllerini Tek kıvılcım bile yok Çekmiyoruz yine de Anamız ayakta Bakıyor pencereden Kar savrul savrulurken Güneş açıyor birden Birden bir ses bir avaz Esmer bir yüz Sokaktan geçip giden Pamuk attıran Pamuk attıran Anamız konuşuyor kendi kendine Sen de aç ben de aç Gel sevişelim hallaç Şiiratı, Yaz Kitabı 2004 Hissen Yok Bu Akşamda Senin Hissen yok bu akşamda senin, sen öğleden beri bu renk renk bu çeşit çeşit söylenen şarkının artık haricindesin. Tankın gölgesi uzandı üstüne kadar, nerdeyse, habersiz gün batacak. Tamamen çekmiş göğsünden akan kanı büyük ve mütehammil toprak. Her şeyin ne kadar şikâyetsiz saatin hâlâ işliyor bileğinde, onu akşamdan akşama kurardın, tabii biraz sonra duracak. Bugün günlerden cumartesi, dün yazdığın mektup, ancak, dört gün sonra eline değecek karının. Senin orada eskisi gibi sesin işitilecek, sesin teselli edecek düşünür gibi gülecek, kıscaca: Yaşayacaksın. Çocuğun o akşam yazdığı cevapta bahsedecek çiçek açtığından bahçenizdeki ağaçların. Güneş battı, yıldızlar doğacak biraz sonra, şimdi karnın acıkmış olacaktı. Çantanda tayının ve konserven var, cebinde, yemekten sonra içecek sigaran. Düşman bozguna uğratıldı arkadaş, mısralarımda olsun uyan! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.