xteksus Yanıtlama zamanı: Ağustos 17, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 17, 2009 Evet onun hakkında övgüye değer pek çok şey söylenebilinir. Bu bizim onu anlamamıza fayda sağlarmı? Yada kendimizi? Yaşantımız hissedebildiklerimiz ile sınırlıdır Ölümlü! Hayatımızda hissedemediklerimizi anlamaya çalışmakla yaşanılırdır. İşte bu ölümle yaşam arasındaki fark; Yüreğinde güzel olan pek çok şeyi tüketmene rağmen, kendine sevgiyle yaklaşan hislerinin kendini ifade edebilmesine kendinde şans tanımaktır. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
goce Yanıtlama zamanı: Ağustos 17, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 17, 2009 Korkuyor İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için, sevmekten korkuyor. Sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık görmediği için. Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için. Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için. Duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktuğu için. Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğinin kıymetini bilmediği için. Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi birşey vermedigi için. Ve ölmekten korkuyor aslında yaşamayı bilmediği için. William Shakespeare William Shakespeare lise başlarında girdi hayatıma keşke daha da önce keşfedebilseyim bu eserlerini... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
goce Yanıtlama zamanı: Ağustos 17, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 17, 2009 tek korkun korkusuzluk olsun bence 75. SONE Bir an sevinç duyarken, korkuyorum sonra hemen, Haydut yıllar çalar götürür diye hazinemi; Bir an, başbaşa kalmaktan öte bir şey istemezken, Sonra diyorum ki, alem niye görmesin sevincimi? Bazan, sana baka baka kendime çektiğim ziyafetle, Doydum sanırken, bir bakışın açlığıyla ölüyorum sonra, Senin bana verdiğin ya da verebileceğinden öte, Ne bir şeyden zevk alıyorum, ne de çabalıyorum almaya. İşte böyle, her gün hem açlıktan ölüyor, hem tıkanıyorum; Ya oburca her şeyi yiyorum, ya da hiçbir şeye dokunmuyorum. William Shakespeare Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
aycell92 Yanıtlama zamanı: Ekim 31, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 31, 2009 ya romeo ve juliet in tüm repliklerini arıyorum.. yardımcı olursanız çok sevinirimm Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
cuRsed Yanıtlama zamanı: Ocak 28, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 28, 2010 birçok eserini okudum ve gerçekten beni etkileniyor... romeo ve juliet'i kaç defa okudum bilmiyorum ve bütün eserlerini okuyacağım... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KaJmEraN Yanıtlama zamanı: Ocak 29, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 29, 2010 Öss'ye çalışırken hayatı ve eserlerini '' ezberlemiştim '' ama konu güzel ve yorumlar ile ( ekleme oyun şiir vs.) daha bir güzel olmuş artık aklıma birikim olarak kalıcak bazı şeyler var HERKESE tşk.ler Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ArpiA Yanıtlama zamanı: Mayıs 2, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 2, 2010 Bazen bir çocuk bakar gözlerinin içine. Arkan dönüktür, göremezsin... Bazen güneş kucağındadır. Orda olduğunu bilemezsin... Bazen yıldızları süpürürsün eteklerinle. Telaşlısındır, farkına varamazsın... Bazen bir orkestra kurulur içinde. Başka sesleri duyar, onu duyamazsın... Bazen mutluluk gelip konar kirpiğine. Sen, onu hep uzaklarda ararsın... Bazen bir sandık hazine durur başucunda. Akıl edip, kapağı aralamazsın... Bazen hayatının fırsatı geçer önünden. Tehir eder, yakalamazsın... Bazen kutsal bir el uzanır sana göklerden. Meşgulsündür, uzanıp tutmazsın... WiLLiam Shakespeare......... konuyu yeniden gündeme getirmek istedim.. (= WiLLiam Shakespeare inanılmaz biri... 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
boynuzsuzgeyikler Yanıtlama zamanı: Eylül 13, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 13, 2011 Sone 1 Artmasını isteriz en güzel varlıkların Güzelliğin gül yüzü solmasın diye asla. Bir güzel, yaşlanıp da göçünce bugün yarın Anısı yaşar yine körpecik yavrusuyla: Ama can yoldaşındır kendi parlak gözlerin. Kendi ateşin besler ruhunun alevini: Kıtlığa çevirirsin bolluğunu her yerin, Kendi düşmanın gibi, ezersin can evini. Şimdi sen yeryüzünün taptaze bir süsüsün, Varlığın çiçek dolu bahardan müjde taşır, Ama kendi koncanda ruhunla gömülüsün. Pintiliğin arttıkça kendi sonun yaklaşır. ___Dünyaya acımazsan, oburlar gibi ancak ___Varlığın da mezar da güzelliği yutacak. Sone 2 Kırk yılın kışı, güzel alnını kuşattı mı, Kapladı mı yüzünü derin çukurlar artık, Gençliğinin kibirli, süslü giyim kuşamı Beş para etmez olur, hırpani yırtık pırtık: O zaman sorarlarsa güzelliğin nerdedir, Dinç ve şen günlerinin hazinesi ne oldu; Dersen yuvaların çökmüş şu gözlerdedir, Bencillik utancıyla israfa övgüdür bu. Kavuşur güzelliğin çılgınca alkışlara Benim güzel çocuğum beni kurtarır, dersen Ve yüzümü ağartır ben yaşlandıktan sonra, Güzelliğinin onda sürdüğünü göstersen. ___O, sen yaşlandığında yeniler varlığını, ___Soğuktan donan kanın duyar ısındığın Sone 3 Aynaya bak da şunu gördüğün yüze söyle: Sıra gelmiştir artık bir taze yüz yapmana, Güzelliğini hemen yenilemezsen şöyle, Yeryüzü yoksun kalır, lânetlenir bir ana. Hiçbir güzel var mı ki el sürülmemiş rahmi Senin sürdüğün çiftin ekinini tepecek? Sırf kendini sevmenin mezarını ister mi, Geleceği ahmakça durdurur mu bir erkek? Sen annenin aynası olmuşsun da o sende Bulmuştur gençliğinin güzelim baharını; Kendi dinç varlığınla görürsün pencerende Kırışıklara rağmen, şu altın yıllarını. ___İstersin ki varlığın unutulsun ve bitsin, ___Bir kuru başına öl, izin de ölüp gitsin. Sone 4 savurgan güzel,nedir bu kendini harcaman senin mirasın olan güzellikleri böyle? doğa temelli vermez ,ödünç verir her zaman eli açık olana borç verir içtenlikle böyle yanlış kullanmak olurmu güzel pinti miras bırakman için sana bırakılanı? kar etmeyen tefeci bu koskoca serveti niye tüketiyorsun yaşatmak varken canı meraklısın kendinle içli dışlı olmaya bu tatlı benliğin sırf aldatmağa yarar vaktin geldi diyerek seni çağırsa doğa vereceğin hesapta elle tutulur ne var? kullanmazsan gömülür güzellğin seninle kullanırsan varisin olur da sürer gider böyle Sone 5 Her gözün takıldığı o bir-içim-su yüzü Özenle, incelikle yaratan şu saatler Birer zalim olup da vurunca yaman gürzü O eşsiz güzellikten kalmaz hiçbir hoş eser. Durmak bilmeyen zaman, yazİı söküp götürür, Yok eder iğrenç kışın kucağına atarak; Özsu, ayazda donar, sağlam yapraklar çürür: Güzellik kar altında, her yöne çıplak, çorak. Özsuyu çiçeklerden çekip almamışsa yaz, Cam duvarlar içine kapatmamışsa onu, Güzel göçüp gidince güzellikten iz kalmaz: Gelir, kendisi gibi, anılarının sonu. ___Özsuyu çekilmişse, kış gelince o çiçek ___Kupkuru kalsa bile, tatlı özü sürecek. 11.Sone Gençliğin günden güne kalırken gerilerde Bir yavru yaratırsan alsın diye yerini, Dinçken can verirsen o körpe can ilerde Senden göçen gençliğe varıp yaşatır seni. Böyle sürecek akıl, güzellik ve başarı; Yoksa cinnet, yaşlanmak, çürümek var yer altında: Hiç kimse düşünmese gelecek kuşakları, İnsanlık sona erip giderdi üç batında. Dünya çoğalmak için doğmayanlarla dolu, Kaknem, kakavan, kaba: kısırlıktan bitsinler; Yaradan vermiş sana en iyiyi, en bolu, Bu cömert aramağana cömertçe karşılık ver Seni kendine mühür yapmış, bunu böyle bil: Sen de eşler yap diye, ölüp git diye değil. Sone 15 düşünüyorum da, dünyada büyüyen ne varsa, bir an tutunabiliyor yetkinlik noktasında; şu koca sahnede sergilenen tüm oyunlarsa, gizliden gizliye hep yıldızların etkisinde. bakıyorumda, bitkiler gibi çoğalıyor insanlar, aynı gökten açılıyor ya da kapanıyor yolları; gençlikte kabarıyor, inişe geçince sönüyorlar, silinmeye başlıyor akıllardan gösterişli günleri. o görkemli gençliğin geliyor gözlerimin önüne; savruk zaman belki çöküşle tartışmaya girdi bile, gençlik gününü, karanlık geceye döndürsek mi diye. AMA SEVGİN UĞRUNA ZAMAN'LA SAVAŞI SÜRDÜREN BEN, YENİDEN AŞILIYORUM SANA, O NE GÖTÜRÜRSE SENDEN... Sone 22 Yaslisin deseler de bana,inanmam aynalara, Genclik ve sen ayni yastasiniz ya! Ama zamanin yol yol izler actigini görürüm de sende, Anlarim,ergec bana da gelip catacak ölüm. Seni bastan ayaga saran su güzellik var ya, Yüregimin en gösterisli örtüsü de o iste benim. Gügsünde yasadikca yüregim, yüreginse ben de arttikca, Kim der ki, nasil diyebilir ki, senden yasliyim? Yeni dogmus yavruyu sakinir gibi ebesi, Tasidigim yüregin üstüne ben nasil titreyeceksem. Nasil sakinacaksam kendimi, kendim icin degil, senin icin; Öyle sakin iste sen de kendini, ey sevdigim! Geri gelir sanma yüregin, benim yüregim öldükten sonra; Bana vermistin onu, unutma, geri almamak üzere bir daha. Sone 23 Korkudan sahnede eli ayağına dolaşıp, Rolünü şaşıran kötü bir oyuncu misali; Ya da azdıkça içine sığmayan öfkesi taşıp Kendi yüreğini zayıf düşüren çılgın biri gibi, Unutuyorum, kendime güvenim olmadığından mutlaka, Tam olarak söylemeyi aşk oyununun sözlerini; Ve aşkımın yükü öylesine ağır geliyor ki bana, Kendi aşkımın gücü karşısında eziliyorum sanki. O halde, nedemek istediğimi bakışlarım anlatsın, Konuşan gönlümün sessiz sözcüsü olsun onlar; Aşkımı onlar açığa vursun, derdime çare arasın; Öyle ki, hiç kalsın yanında, durmadan konuşanlar. Ah, sessiz aşk neler yazmış, öğren artık okumayı, Aşkın sırrına ermişler bilir gözleriyle duymayı... Sone 24 Gözlerim ressam rolünü aldı ve kabartma çizgilerle, Güzelliğinin biçimini gönlümün levhasına çıkardı; Bedenime gelince, o da bu resmin çerçevesi oldu işte; Malum, resmin konumundan bilinir usta ressamın sanatı. Seni olduğu gibi yansıtan resim nerde diyorsan, Ressamın içine bakıp hünerini orda görmelisin; Camlarının parlaklığını senin gözlerinden alan, Göğsümdeki sergide asılı resme ulaşmalısın. İşte bak, gözler gözler için neler yapıyor! Gözlerim senin şeklini çizdi, seninkilerse, Gönlüme açılan birer pencere; güneş de bayılıyor Onlardan içeri bakmaya, sen varsın diye içerde. Ama gözlerin sanatında yine de bir eksiklik var: Gördüklerini çiziyorlar yalnız, yüreği tanımıyorlar. Sone 29 bakışlarda küçümeyiş okuyorum yalnızım, bedbahtım, tesellisizim. gökler sağır, sesim boğuk ve lanet okuyorum talihime kıskançlıktan kuduruyorum kiminin ikbalini aczimden utanıyorum. hazlarım iğrendiriyor beni. o zaman sen geliyorsun aklıma, ve birden bire kanatlanıyorum, bir tarla kuşu gibi, mest içim aydınlıkla doluyor, yükseliyorum yükseliyorum neşideler söylüyorum hayata, göklerin eşiğinden bana ne toprağın çirkinliğinden insanların zilletinden bana ne? hatıran öyle sonsuz bir hazine ve sevgin öyle büyük mutluluk ki dostum! en mağrur hakanların tacını hor görüyorum Sone 57 Kölen olmuşum senin, elden başka ne gelir, Gece gündüz el pençe divanım buyruğuna; Geçirdiğim saatler baştan başa bir hiçtir Sen buyurmuş değilsen çabalarım boşuna. Senin için, sultanım, saatleri gözlerken Ben kimim ki küseyim sonu gelmez günlere, Kara kara düşünmem, acı çekmem özlerken Uğurlar olsun dersen kölene sen bir kere Ben kimim ki kıskanıp kuşkulanıp sorayım Kimle içli dışlısın, nedir yaptığın işler; Derdim günüm put gibi düşünmeden durayım, Mutlu kıldıklarını bilmek içime işler. Öyle körkütük sadık bir köledir ki sevda, Seni kötü göremez bin kötülük yapsan da. Sone 61 Ağır gözkapaklarım, yorgun gece içinde Hayalinle apaçık kalsın, dileğin bu mu? Sana benzer gölgeler, gözümle eğlensin de Keyfince parçalayıp geçsinler mi uykumu? Gönderdiğin, ruhun mu canevinden uzağa İşlerime gözkulak olsun, düşürsün diye Aylak saatlerimi, utancımı tuzağa: Hasedine, kuşkuna yardakçılık etmeye? Hayır, sevgin çoksa da büyük değil o kadar Benim kendi aşkımdır vermeyen uyku durak, İşte öz sevgim, dirlik düzenliğimi bozar Senin uğruna bana hep nöbet tutturarak. Ben bekçinim, sen başka yerlerde uyanıksın: Benden uzaksın, sana başkaları çok yakın. 66. Sone Vazgeçtim bu dünyadan Tek ölüm paklar beni Değmez bu yangın yeri Avuç açmaya değmez Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz Ezilmiş hor görülmüş el emeği göz nuru Ödlekler gecmiş başa derken mertlik bozulmuş Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın Değil mi ki kötüler kadı olmuş yemen'e Vazgeçtim bu dünyadan Dünyamdan geçtim ama Seni yalnız komak var O koyuyor adama... Sone 87 Hosca kal! Degerin cok yuksek, tutamam seni, Biliyorum kendine ne paha bictigini; Ozgurluge kavustun alip deger belgeni, Iptal ettik sendeki hakkimin senedini Nasil tutarim seni, saglamadan iznini, Neyim var hak edecek senin zenginligini, Bu essiz armagana kim layik gorur beni? Bana verilmis berat, donup buldu vereni. Sen vermistin kendini, bilmeden degerini Ya da bana vermekle hata isledigini, Bir yanlis anlamanin sonucu hediyeni; Ama, o yine buldu hatayi duzelteni Sen benimdin: ruyanin gorkemleriyle doldum. Ben uykuda sultandim, uyaninca hic oldum Sone 88 Gün gelip artık bana değer vermez olduğunda, Senin yanında yer alıp kendime karşı çıkacağım, Hor görüp yüz çevirdiğini gördüğüm zaman bana; Haksızlık etsen de, senin hakkını savunacağım. En zayıf yanlarımı en iyi ben bildiğime göre, Çekinmeden açığa vurup arka çıkabilirim sana, Kusurlarımdan hangisi benim için en büyük lekeyse Beni kaybederken büyük şan kazanırsın aynı anda. Üstelik bu işte benim için de kazanç var; Çünkü seven düşüncelerim sana yöneldikçe daima, İster istemez kendime vereceğim zararlar, Sana yarar sağlarken, kat kat yarar getirecek bana. Öyle bağlıyım ki ben sana, öyle ki benim sevgim, Sen haklı olasın diye, her haksızlığı üstlenirim... Sone 126 Hey ogul, guzel ogul, avucunda kiskivrak: Vaktin donek aynasi, bir de saatli orak. Sen ay gibi buyurken, serpilip gelisirken Hepten cokmus gorunur kim varsa seni seven. Yikimlara egemen olan Doga tanrica Seni geri cekiyor sen hizla yol aldikca: Amaci, hunerini sende kanitlayarak Zamani rezil etmek, sefil anlara kiymak. Simdi gozbebegisin, ama kork ondan, cunki Tuttugu hazinesi sonsuz onun olmaz ki. Ertelese de ergec hesabi kapanacak: Yapacagi odeme sen olacaksin ancak. Bahar Naktası'ndan Tisbe Sahiden uyuyor mu? Ahh! Kim vurmuş kumrumu? Ben geldim, civanım, yiğidim, kalk! Kalksana, konuşsana! Görmüyor musun? Yoksa... Örttü mü, gözlerini kara toprak? Bu zambak dudaklara, Şu zeren yanaklara, Acımadın mı hiç kahpe felek? Aşıklar, aşk timsali, Gözü pırasa yeşili Piremuz bırakıp gitti beni! Hadi gel, tezcanlı ecel, Gel bana, geline gel, Batır mum sarısı ellerini, Batır benim de kanıma! Madem kıydın canına, kopardın onun bamtellerini. Konuşma artık, ey dil, Sadık kılıç, naz etme, gel, Odlara yanmış bağrımı dağla! Bıçaklar kendini. Geldim yolun sonuna, Uğurlar olsun bana! A dostlar, o dostlar, kalsın siz de sağlıcakla! Bazen Yıldızları süpürürsün, farkında olmadan, Güneş kucağındadır, bilemezsin. Bir çocuk gözlerine bakar, arkan dönüktür, Ciğerinde kuruludur orkestra, duymazsın. Koca bir sevdadır yaşamakta olduğun, anlamazsın. Uçar gider, koşsan da tutamazsın... Benim Günahım Aşktır Benim günahım aşktır, senin erdemin nefret: Sevgi günahtır diye günahımdan nefret bu. Gel, kendi durumunu benimkine kıyas et, Görürsün siteminin ne haksız olduğunu. Haklıysa da, o sözler kızıl süsünü bozan Ve benimkiler kadar bol sahte aşk senedi Düzüp başkalarının yataklarını talan Eden dudaklarından işitilmemeliydi. Seni sevmem yasaldır; bak, seviyorsun sen de: Gözüm sırf sana düşkün, senin gözün onlara; Merhamet yüreğinde kök salıp boy versin de Acımanla hak kazan sana acınanlara. Aramağa kalkarsan kendi gizlediğini Senin kendi örneğin yoksun bırakır seni. Gezinen Bir Gölgedir Hayat Gezinen bir gölgedir hayat, gariban bir aktör sahnede bir ileri bir geri saatini doldurur ve sonra duyulmaz olur sesi, bir masaldır gürültücü bir salağın anlattığı ki yoktur hiçbir anlamı. Korkuyorum Yağmuru seviyorum diyorsun, yağmur yağınca şemsiyeni açıyorsun... Güneşi seviyorum diyorsun, güneş açınca gölgeye kaçıyorsun... Rüzgarı seviyorum diyorsun, rüzgar çıkınca pencereni kapatıyorsun... İşte,bunun için korkuyorum; Beni de sevdiğini söylüyorsun... Tanrı Beni İlkbaşta Sana Kul Yaptı Tanrı beni ilkbaşta sana kul yaptı, sonra Keyfine el koymayı kurmamı yasak etti. Ya da özlem duymamı hesaplı zamanlara; Kölenim ya, boş vaktin olsun diye bekletti. Ah, bırak katlanayım, el pençe divan: değer, Senin özgürlüğünün tutuklu yokluğuna; Her mihnete sabreder, her azara baş eğer, İncittin diye hiç suç yüklemez bile sana. Sen nerde olursan ol, yetkin, güçlü, özgürsün; Hâkimsin dilediğin gibi kendi vaktine: Canın neyi isterse varsın o keyif sürsün, Kendine suç işlersen kendin bağışla yine. Beklemek cehennemdir, ama beklerim seni, İyi kötü demeden, suçlamadan keyfini. Unut Gitsin Yas mas tutma sevgilim, öldüğüm zaman. Toprakta böceklere güldüğüm zaman Duyurunca, paslı sesiyle, ölüp gittiğimi, bir çan... Yas mas tutma sevgilim, öldüğüm zaman Çürüyen gövdem gibi, yitip gitsim aşkın da... Ne bir mektup kalsın bizden, ne bir söz, ne bir eşya... Unut gitsin adımı, arkamdan da ağlama Göz yaşınla da eğlenir, onu da alıp-satar bu dünya.. Var Olmak mı, Yoksa Olmamak mı Var olmak mı, yoksa olmama mı, bütün sorun bu! Düşüncemizin katlanması mı güzel, Zalim kaderin yumruklarına, oklarına, Yoksa diretip belâ denizlerine karşı Dur, yeter! demesi mi? Ölmek, uyumak sadece! Düşünün ki uyumakla yalnız Bitebilir bütün acıları yüreğin, Çektiği bütün kahırlar insanoğlunun. Uyumak, ama düş görebilirsin uykuda, o kötü! Çünkü, o ölüm uykularında, Sıyrıldığımız zaman yaşamak kaygısından, Ne düşler görebilir insan, düşünmeli bunu. Bu düşüncedir felâketleri yaşanır yapan. Yoksa kim dayanabilir zamanın kırbacına? Zorbanın kahrına, gururun çiğnenmesine.. İnandıramaz Aynam Yaşlandığıma Beni İnandıramaz aynam yaşlandığıma beni. Değil mi ki doğduğunuz aynı gün gençlikle sen; Ama örtünce vaktin kırışıkları seni Medet umarım ömrüm bitsin diye ecelden. Varlığına o eşsiz güzelliği giysen de Gönlümün urbasından başka şey giyemezsin. Yüreğim sende çarpar, yüreğin çarpar bende: Demek ki bana göre yaşlısın diyemezsin. Onun için, sevgilim, kendine bakman gerek, Nasıl ki ben bir hiçim bakmak dururken sana, Yüreğin bende diye üstüne titreyerek Olmuşum yavrusunu esirgeyen bir ana. Gönlüne bel bağlama gönlümü yok edersen, Geri almak yok diye onu verdin bana sen. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Adramelech Yanıtlama zamanı: Eylül 13, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 13, 2011 Ben de şu an bu soneleri (aynı çeviri) okuyorum. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
masal perisi Yanıtlama zamanı: Ağustos 6, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 6, 2012 [h=1]Shakespeare'in 400 yıldır saklanan kitabı dijitale aktarılıyor[/h][h=2]İngiliz şair ve tiyatro oyunu yazarı William Shakespeare'in ilk defa 1623'te eserlerinin tümünün basıldığı Birinci Folyo'su dijital ortama aktarılacak[/h] Folyo, "Fırtına", "Onikinci Gece", "Macbeth" ve "Julius Ceaser"ın da aralarında bulunduğu yaklaşık 900 sayfalık bir eser olma özelliği taşıyor. 1623 yılının sonlarına doğru, Oxford Üniversitesi'ndeki Bodleian kütüphanesine alındıktan sonra 400 yıldır hiçbir şekilde ellenmemiş olan bu kopya çok kıymetli ve nadir bir eser olarak kabul ediliyor. Folyo'nun Bodleian kütüphanesindeki baskısının dijital ortama aktarılması edebiyat tarihi açısından büyük önem taşıyor. İlk okurların parmak izlerini de görebileceği dijital baskıda, yıpranma nedeniyle "Romeo ve Juliet" oyununun sayfaları görüntülenemeyecek. İnternet üzerinden edebiyat severlerle buluşacak olan folyoya erişim ücretsiz olacak. Oxford Üniversitesi, bu projeyi 2016 yılında, Shakespeare'in ölümünün 400. yıl dönümünde hayata geçirmeyi hedefliyor. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sidar Yanıtlama zamanı: Şubat 13, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 13, 2015 Bu adamın tüm eserlerini inceleyecek fırsatı bulamadım ,Çok büyük bir psikolog gözlemci ve deha olduğu kesin .Evrensel zekayla kendini bütünleştirmiş biri .Aslında her ikili tutku ilişkilerinde romeo ve juliet ,Her babayı aldatış miras paylaşımı ve entrikalar içinde Kral Lear oyununu tekrar tekrar oynamaktalar insanlar dünya onun dediği gibi bir sahne .... Zaman evrensel ilkeleri ve gerçekleri aşındıramıyor ne yazık ki .. Çok sevdiğim bir sonesi vardı hiç gülmez bu adam oysaki şakanın gülünç olduğuna nektor bile parmak basar ,Önemli olan neyi oynadığınız değil neyi nasıl oynadığınızın önemini kavratan bir adam . Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.