birunsatan Oluşturma zamanı: Aralık 22, 2007 Paylaş Oluşturma zamanı: Aralık 22, 2007 Aldırma Gönül Başın öne eğilmesin Aldırma gönül aldırma Ağladığın duyulmasın Aldırma gönül, aldırma Dışarda deli dalgalar Gelip duvarları yalar Seni bu sesler oyalar Aldırma gönül, aldırma Görmesen bile denizi Yukarıya çevir gözü Deniz dibidir gökyüzü Aldırma gönül, aldırma Dertlerin kalkınca şaha Bir sitem yolla Allah'a Görecek günler var daha Aldırma gönül, aldırma Kurşun ata ata biter Yollar gide gide biter Ceza yata yata biter Aldırma gönül, aldırma Dağlar Başım dağ saçlarım kardır, Deli rüzgarlarım vardır, Ovalar bana çok dardır, Benim meskenim dağlardır. Şehirler bana bir tuzak, İnsan sohbetleri yasak, Uzak olun benden, uzak, Benim meskenim dağlardır. Kalbime benzer taşları, Heybetli öter kuşları, Göğe yakındır başları; Benim meskenim dağlardır. Yarimi ellere verin; Sevdamı yellere verin; Elleri bana gönderin: Benim meskenim dağlardır. Bir gün kadrim bilinirse, İsmim ağza alınırsa, Yerim soran bulunursa: Benim meskenim dağlardır. Acaba Ela gözünden akan Ateşli nazarların Acaba acımadan Kimi yakacak yarın? Dudakların acaba Kimlerle öpüşecek? Kimler yarın acaba, Tuzağına düşecek? Anlıyorum, bizlerden İntikam alıyorsun. Lakin ey kadın bilsen, Nasıl alçalıyorsun. Geçmiyor Günler burda çiçekler açmıyor kuşlar süzülüp uçmuyor yıldızlar ışık saçmıyor geçmiyor günler geçmiyor. avluda volta vururum kah düşünür otururum türlü hayaller görürüm geçmiyor günler geçmiyor. dışarıda mevsim baharmış gezip dolaşanlar varmış günler su gibi akarmış geçmiyor günler geçmiyor. gönülde eski sevdalar gözümde dereler bağlar aynadan hayalin ağlar geçmiyor günler geçmiyor. yanımda yatan yabancı her söz zehir gibi acı bütün dertlerin en gücü geçmiyor günler geçmiyor Hapishane Şarkısı göklerde kartal gibiydim kanatlarımdan vuruldum mor çiçekli dal gibiydim bahar vaktinde kırıldım yar olmadı bana devir her günüm bir başka zehir hapishanelerde demir parmaklıklara sarıldım coşkundum pınarlar gibi sarhoştum rüzgarlar gibi ihtiyar çınarlar gibi bir gün içinde devrildim ekmeğim bahtımdan katı bahtım düşmanımdan kötü böyle kepaze hayatı sürüklemekten yoruldum kimseye soramadığım doyunca saramadığım görmesem duramadığım nazlı yarimden ayrıldım Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Nisan 18, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 18, 2009 ÇOCUKLAR GİBİ Bende hiç tükenmez bir hayat vardı Kırlara yayılan ilkbahar gibi Kalbim hiç durmadan hızla çarpardı Göğsümün içinde ateş var gibi Bazı nur içinde, bazı sisteyim Bazı beni seven bir göğüsteyim Kah el üstündeydim, kah hapisteydim Her yere sokulan bir rüzgar gibi Aşkım iki günlük iptilalardı Hayatım tükenmez maceralardı İçimde binlerce istekler vardı Bir şair, yahut bir hükümdar gibi Hissedince sana vurulduğumu Anladım ne kadar yorulduğumu Sakinleştiğimi, durulduğumu Denize dökülen bir pınar gibi Şimdi şiir bence senin yüzündür Şimdi benim tahtım senin dizindir Sevgilim, saadet ikimizindir Göklerden gelen bir yadigar gibi Sözün şiirlerin mükemmelidir Senden başkasını seven delidir Yüzün çiçeklerin en güzelidir Gözlerin bilinmez bir diyar gibi Başını göğsüme sakla sevgilim Güzel saçlarında dolaşsın elim Bir gün ağlayalım, bir gün gülelim Sevişen yaramaz çocuklar gibi ÖYLE GÜNLER GÖRDÜM Kİ Öyle günler gördüm ki, aydın gökler kararıp Bahtım bir bulut gibi üstüme çöker oldu, Her gözümü yumunca tanıdık yüzler görüp, Hayaller alev alev beynimi yakar oldu. Ümitsizlik, gariplik dört tarafımı sarıp Yüzüm sırıtsa bile, içim yaş döker oldu. Her sabah ilk ışiklar gözlerimi oyardı, Uyanan taş duvarlar iniltimi duyardı. Öyle günler gördum ki, duvarlar gelir dile, Gözumde canlanırdı eşkiya masalları. Varlığımı sarardı, hain bir isteyişle Görmediğim yumuşak bir düşmanın elleri Kafada çelik gibi fikirler dursa bile Kalplerin eksik olmaz böyle zayıf halleri: Bazen kendi kendimin elinden kurtulurdum, Kalbimi bir çamurda çırpınırken bulurdum. Öyle günler gördüm ki, dost dediğim insanlar Ben yanına varınca dudağını kıvırdı. Bir zamanlar yanımda ağız açmayanlar Sırtımı sıvazladı, bana oğüt savurdu. Silahsız gördüğüne saldıran kahramanlar En alçak tekmelerle beni yere devirdi. Ruhum bir heykel gibi düşüp parcalanırdı. Bu sesleri duyanlar gülüyorum sanırdı. Öyle günler gördüm ki, tabanca sakağımda Tasarladım aydınlık dünyayı bırakmayı Gönlüm acıklı buldu, en ateşli çağımda Sönük bir yıldız gibi boşluklara akmayı Tabancanın namlusu ısındı yanagımda, Parmagım istemedi tetiğini çekmeyi Bir sonbahar yağmuru gibi içim ağlardı Bir şeyler fakat beni yaşamağa bağlardı. Ey bir tane sevgilim, ben bugün yaşıyorsam Sanma ki hayat tatlı, insanlar hoş olmustur, Dağ başında bir kaya gibiyim şöyle dursam Etrafım eskisinden daha bomboş olmuştur Yalnız sana borçluyum bugün dünyada varsam: Seni her andığımda gözlerim yaş olmuştur Yaşlar ki bir ırmaktır, dertleri sürür gider, Gözyaşları içinde seneler yürür gider. Yok olmak isteğiyle kalbim attığı zaman, Bana: Yaşa der gibi gülen senin yüzündü. Dizlerim bir batakta yorgun yattığı zaman Bacaklarıma kuvvet veren senin hızındı. Yaşaran gözlerimde, güneş battığı zaman Sıcak bir yuva gibi tüten senin dizindi. Sen aklıma gelince her şey gülümserdi. Ağaçlar sarkı söyler, rüzgar tatlı eserdi. Ey sevgilim, bilirsin benim ne çektiğimi: Garip başimın derdi bir yürek taşıyorum. Anlarsın niçin uzak yerlere baktığımı: İçinde yaşanmaz bir dünyada yaşıyorum. Görünce gülme sakın çırpınıp aktıgımı: Ilık ve aydınlık bir denize koşuyorum. Sen benim sevgilimsin, sevsen de, sevmesen de, Aradığım yerlere benzeyiş buldum sende. Sabahattin Ali Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.