birunsatan Oluşturma zamanı: Aralık 30, 2007 Paylaş Oluşturma zamanı: Aralık 30, 2007 TÜRK TİYATROSUNU YIKMAK İÇİN İKTİDARLARA İHTİYACIMIZ YOK! BİZ KENDİ KENDİMİZE YIKARIZ! Avrupa Birliği'ne girme yolunda ilerlerken bazı gereksinimler biz tiyatrocularıı da yakından ilgilendiriyordu. Geçtiğimiz yıl birdenbire ödeneklerin artık verilemeyeceği! ortaya çıktı. Tüm tiyatrocular ayağa kalktılar. "Ödeneklerimiz nasıl kesilir" diye yazılar yazıldı. Oysa durum ortadaydı (iki-üç gazete konuşmasında bunu söyledim..) Tüm gelişmiş ülkelerdeki tiytatro-kültür kurumları nasıl işletliliyorsa Türkiye'de de söz konusu kurumların aynı şekilde işletilmesi isteniyordu. Yani devlet kâr amacı güden kurumlara yardım edemezdi. (Örneğin Fransa'da tiyatroların çoğu "Associations But Non Lucratif" (Kar amacı gütmeyen dernekler) 1901 yasası ile ödenekten yararlanırlar.) Bizden de istenen özünde buydu. Ya biz özel kamu tiyatroları statümüzü değiştirecek ya da Maliye Bakanlığı ödenek statüsü'nü değiştirecekti. Kâr etmek , para kazanmak amacıyla kurulmuş şirketlere her ne ad adı altında olursa olsun (Kültür ya da İnşaatçılık) Devletin yardım elini uzatması ne kadar gerçekçidir ki? Gene Fransa örneğinden söz edersem ödenekli özel kamu tiyatroları şayet kâr ederlerse bu parayı mutlaka tekrar tiyatroya yatırmaları gerekmektedir. Yani ödenekli bir kurum kâr'ıyla kendi istediği gibi harcama yapamaz! Adı üstünde "Theatre Public" yani kamu tiyatrolarıdır ve "canı sıkılanlara hoşça vakit geçirtmek" dışında başka işlev ve görevleri de vardır. Tiyatroyu yaşamın daha iyi daha,doğru ve daha güzele doğru gitmesinin en önemli gereklerinden biri olarak gören hükümetler ya da yerel yönetimler için kültür de su denli önemlidir ve hoşça vakit geçirtmek ile bir ilgisi yoktur. İhtiyaçtır! SEMAVER KUMPANYA VE ÖDENEKLER Semaver Kumpanya ilk kurulduğundan bu yana aynı şeyleri söylemeye devam ediyor. Kuruluşunda kamu tiyatrosu - ticari tiyatro ayrımı yapılmadığı sürece ve ödenekler için geçerli kriterler oluşturulmadığı sürece ödeneklere başvurmayacağını açıklamıştı. İlk iki yıl müracaat da etmedi. Ancak karşısına başka sorunlar çıktı! Kültür Bakanlığı'ndan ödenek almayan tiyatrolar Devlet Tiyatroları salonlarında oynayamıyor, turnelerde daha bir zorluklarla karşılaşıyordu. "Kültür Bakanılığı Ödeneği ile Sahnelenmiştir" imzası ne yazık ki tiyatroların yaşamını kolaylaştırıcı bir etken olmuştu. Kumpanya oyuncularının yarısından çoğunun isteksizliklerine karşın yukarıda sayılan olumsuzluklar nedeniyle sanat yönetmenlerinin ısrarıyla üçüncü yıl başvuru yapıldı. Az ya da çok, bir ödenek alındı. Bir sonraki yıl ödenek kriterlerinin içinin iyice boşaltılması sonucu ödenek verilmeyen diğer tiyatrolara yardım eli uzatılmaya çalışıldı, tam olarak becerilebildiği söylenemese de ! Ve durmadan her vesile ile Özel Kamu Tiyatrosu - Özel Ticari Tiyatro ayrımı gerekliliği vurgulandı. Tekrar bu yıla dönersek. Kültür Bakanlığı'nın özel tiyatrolara verdiği maddi destek , destek alan tiyatrolar ve aldıkları para miktarları sezon kapanırken belli oldu. Semaver Kumpanya'nın nasibine bu yıl, bir Yeni Türk Lirası bile düşmedi. Öyle uygun görmüşler. Bir bildikleri vardır muhakkak. Ne de olsa onlar,(ödenek komisyonu: bir tiyatrocu, bir tiyatro yazarı ve beş bürokrattan oluşuyor zannediyorum ..bu da net değil.) tiyatromuz için neyin doğru, neyin yanlış olduğunu bizden daha iyi bilirler. SEMAVER KUMPANYA VE ÖDENEK KRİTERLERİ Şimdi var olması gereken kriterlere ve tiyatrolarımızın durumuna bir bakalım. Örnek Semaver Kumpanya ve son beş yıl : -Türk tiyatrosunun tarihi mekanlarından birini hiçbir maddi destek almadan, yeniden kültür hayatımıza kazandırıp, beş yıl boyunca ayakta tutmuş. -Haliç'in öte yakasında bir mahallede yaşayan insanlara tiyatro götürmüş. - Her yıl, ellisi turnede olmak üzere, ortalama iki yüzelli kez perde açarak yaklaşık elli bin seyirciye ulaşmış. - Beş yıl gibi kısa bir zamanda, on büyük oyunu, beş çocuk oyunu, bir de opera sahnelemiş. - Yaklaşık seksen genç sanatçıya, kendi işlerini gerçekleştirmelerinin yolunu açmış. - Feridüddin-i Attar'dan Orhan Kemal'e, Zeynep Avcı'dan Cuma Boynukara'ya, Yavuz Pekman'dan Günay Ertekin'e, Sait Faik'e Türk oyun yazarlarının oyunlarını sahneye taşımış, yeni yerli yazarların yetişmesine olanak tanımış. - Uluslararası tiyatro festivallerinde ve yurtdışı turnelerinde ülke tiyatromuzu tanıtmış. - Bir çok kez Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali'ne katılmış. - Açtığı tiyatro kurslarıyla yüzlerce öğrenci yetiştirmiş. - Salonunu üniversite tiyatrolarına, amatör tiyatro gruplarına ücretsiz açmış. - Türkiye'nin ilk tiyatro kütüphanesini kurmuş - Halen 370 kişilik bir salonun kirasını, elektriğini, suyunu, bakımını üstleniyor. (Ülkemizde salon yaşatan tiyatro sayısı galiba bir elin parmaklarını geçmiyor!) ve doğal olarak borç içinde. Ticaretten arındırmak şartıyla "Ödenek" kültür kurumları için bir şart. Dünyanın hiçbir yerinde ÖZEL KAMU TİYATROLARI sadece gişe gelirleriyle yaşayamazlar. Semaver Kumpanya ödenekten payını istiyor. Temiz ödenekten! Kriterleri belii ödenekten! TİYATROCULARA TİYATRO YAPMAK YASAK AMA MAFYA DİZİLERİNDE OYNAYABİLİRLER! Söylenti : Bazı kamu tiyatrolarına ödenek verilmemesinin nedeni olarak bir dedikodu dolaşıyor ortada. (Dedikodu çünkü tüm ödenek sistemi ne yazık ki dedikodularla yürüyor.) Ödenekli devlet kurumlarından maaş alanlar özel kamu tiyatrolarında çalışamazlarmış! İnşallah bu sadece dedikodudan ibarettir, yoksa iyice utanılacak bir durum çıkıyor. Tiyatroculara tiyatro yapmak yasak ama Mafya dizilerinde ya da sabun köpüğü dizilerde oynayabilirler ! TİYATRO BİR MESLEK Mİ ? Günlerdir uyku uyuyamıyorum. İki üç hafta once çıkan söyleşilerden birisinde tiyatroda etik sorunundan söz ettim. Belki bir geri dönüş olabilir diye olmadı. Örnek : Bir doktor bir kişiyi dolandırıp böbreğini çalar ve bir başkasına satarsa ne olur? Meslekten atılır. Hangi meslekten? Tıp Hekimliği. Peki tiyatroda bir oyuncu turne günü "Benim dizi çekimlerim var, turneye gelemem" derse ne olur ? Turne batar ,bu oyuncu da "meslek"ten bir başka tiyatro grubu tarafından hemen işe alınır. Biz ödüllerde karanlık işler olduğunda susarız, bir arkadaşımız biletçiler tarafından dolandırıldığında susarız, ödenekler ne idüğü belirsiz kriterlerle verildiğinde susarız, biz genel müdürler kanunusuz yollarla işten el çektirildiğinde susarız.. Biz susarız, Bizim bir mesleğimiz yok. Bizler küçücük bireyleriz ancak elele tutuşup o yıkılmasın, bu yıkılmasın diye bağırır dururuz. Bu arada kendi kendimizi yıkmaktayızdır farkında olmayız. Önce meslek. Önce meslek ahlakı! Ödeneklerin açıklandığı günden bu yana uyuyamıyordum! Bir ses bekledim ! Gelmedi. Ödenek kriterlerini karşınıza koyun ve bakın, niye, kime, kaç para. Semaver Kumpanya'ya sıfır kuruş! Ben artık uyuyacağım, sizler düşünün ! Yarın Elektra provam var! Işıl Kasapoğlu çok güzel bir yazı, sizinle paylaşmak istedim.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
pithc Yanıtlama zamanı: Ocak 4, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 4, 2008 abii sende costuun super konular yaaa....Işıl hocaya saygılar..... -------------------- :D:D:D Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.