schizophrana Oluşturma zamanı: Ocak 9, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Ocak 9, 2008 Benim için çok anlam ifade eden filmlerdendir. Sizlerle de paylaşmak istedim. Cidden çok anlamlı ve güzel.Turgul' un en güzel senaryolarından.Karanlık ve aydınlık , ses ve sessizlik , iyi ve kötü ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi. "Bizler var mıyız,yok muyuz...Kimbilir??" http://img341.imageshack.us/img341/3973/golgeoyunu1992kv7.jpg Yönetmen : Yavuz Turgul Senaryo : Yavuz Turgul Görüntü Yönetmeni : Çetin Tunca Müzik : Atilla Özdemiroğlu Yapım : 1992, Türkiye Oyuncular Şener Şen (Abidin) , Şevket Altuğ (Mahmut) , Larissa Litichevskaya , Ülkü Duru , Füreyya Koral , Meltem Savcı , Nazan Kırılmış , Metin Çekmez , Şermin Hürmeriç Abidin ve Mahmut pavyonlarda ayaküstü komedyenlik yapan ve hayatta kaybeden tarafta yer almayı alışkanlık haline getirmiş iki arkadaştır. Abidin eskiden gemicilik yapmıştır ve kadınlara feci düşkündür. Bir yetimhanede büyümüş olan Mahmut ise karşı cinse olan utangaç tutumu ve hassas yapısıyla yoldaşından ayrılır. İki kafadarın sepetli bir antika motosikletin sırtında sürdürdükleri seyyar yaşamları, sağır ve dilsiz ama güzeller güzeli bir genç kızın hayatlarına girmesiyle alt üst olacaktır. Yaşayacakları olaylar hem kendilerini daha yakından tanımalarına hem de hayatın anlamı ve etraflarını saran hayal/gerçeklik üzerine egzersiz yapmalarına yol açacaktır. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Aralık 21, 2008 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 21, 2008 Film hakkında yazılmış bir deneme: Gölge Oyunu; mukaddime (giriş), muhavere (atışma), fasıl (asıl amacın, oyunun sergilendiği bölüm) ve bitiş (yapılan hatalar için özür dilenilen, ertesi günkü oyun hakkında bilgi verilen bölüm) olmak üzere 4 bölümden oluşur. Yavuz Turgul, yazıp yönettiği nadide filmine boşuna vermemiş bu ismi. Zira yukarıdaki tanımdaki gibi, filmin dokusuyla da muhteşem örtüşen bir mukaddime var. Esere Gölge Oyunu karakterlerini andıran çalgıcıların anlatımları ile giriyoruz, esas karakterleri anlatıp bizi hikayeye buyur ediyorlar. Muhavere bölümüne ise çalgıcıların geri çekilip bizi buyur ettikleri kapıdan giriyoruz. Mahmut ve Abidin karakterleri karşılıyorlar bizi. Mahmut (Şevket Altuğ) duygusal, biraz içe kapanık, dürüst bir insandır. Etrafındakiler de böyle bilirler zaten kendisini. Ama Abidin öyle değildir, gemici eskisi olan kendisi, “her limanda bir sevgili” tarzındaki uçarı yaşamını devam ettirir, gerektiğinde fırıldaklara da girer, dürüstlük ve yardımseverlik gibi diğerlerine örnek olacak erdemlerden de yoksundur. İkisi farklılıklarına rağmen birbirlerini özümsemişlerdir ve maddi olanaksızlıklarına rağmen sırt sırta vererek sürdürürler hayatlarını. Burada ufak bir parantez açıp; “Hokkabaz” filmindeki ikilinin de bu filmden bir nebze ilham aldığını düşündüğümü söyleyebilirim. Ayrıca bu iki zıt karakter, biraz da Hacivat ve Karagöz havası oluşturmuyor değil izleyicinin zihninde. Kavgaları da oluyor çünkü arada. Bu ikisi “Karabiberler Modern Komedi İkilisi” olarak basit bir pavyonda gösteri yapıyorlar. Pavyon basit, zaten gösterileri de öyle ilgiyle izlenen bir gösteri değil. Patronları, bu ikiliye boşuna para verdiği görüşünde hem. Muhavere bölümü ile fasıl bölümünü buradan birleştirerek devam edelim; İkilinin hayatına birden giren sağır ve dilsiz Kumru karakteri giriyor. Pavyonun patronuna konsomatris diye tanıtılan Kumru’nun sağır ve dilsiz olduğu sonradan anlaşılınca ve ilk geceden de kapı önüne koyulunca bizim iyi yürekli Mahmut dayanamayıp yanına alıyor Kumru’yu, evlerinde üçüne de yetecek yatak bile olmamasına rağmen. Kumru karakterine göz atmakta fayda var. Zira Kumru okuyor karşısındakileri şiir gibi, kulakları duymasa bile. Kendisi gibi temiz yürekliler de karşısında ise anlatıyor da derdini rahatça. Kumru’nun bir haceti var ve bizim ikiliden yardım istiyor. İkili de -Mahmut’un zorlamasıyla biraz- Kumru’nun yardımına koşuyor tabii. Ev sahibesi karakteri üzerine de Yavuz Turgul özen göstermiş sanıyorum ki. Çünkü onun repliklerini ve ızdırabını çektiği hastalığı filmin gizli ipuçlarını da içinde barındırıyor. Güzel bir derinlik katmış filme. Fasıl bölümünde baş karakterlerimizin derin dünyalarına da ulaşıyoruz. Onların geçmişlerini anlatmalarını ve anılarını yorumlamalarını izliyoruz. Yavuz Turgul’un maharetini özellikle de Abidin’in terk etme üzerine sözleri sebebiyle bir kere daha takdir edelim. Filmin gidişatı hakkında seyir zevkini bozacak bilgi vermek istemediğimden, düğümün çözüldüğü bitiş bölümüne geçelim; Diğerlerinin “SON” yazıp bitireceği bölümde, Turgul bize oyununun prestijini (Nolan’ın The Prestige filminden yıllar önce Turgul kullanmıştır bu olguyu) gösteriyor. Tahmin edeceğimden çok daha mükemmel bir sonla bağlanıyor hikaye, enfes. İkilinin hayatındaki değişime vurgu yapan çalgıcı ekibimiz, “kimbilir?” diye sorarak, filmin sonunda yönetmenin izleyiciye sorduğu soruyu dile getiriyor. http://www.sinemaestro.com/images/stories/Bergman/sener%20sen%20sevket%20altug.jpg Oyunculuk açısından bakarsak; Şener Şen ile Şevket Altuğ muhteşemler. Müzikler de(Atilla Özdemiroğlu) filme uyumlu diyebiliriz. sinemaestro Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fotonkedi Yanıtlama zamanı: Aralık 24, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 24, 2008 hem kendi sinemamızda böyle bir film bulunmasına konusundan dolayı hem oyuncuların güzelliğine hem görüntüsünün samimiyet hissi uyandırmasına sevgi beslediğim bir filmdi... mır Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.