birunsatan Oluşturma zamanı: Ocak 10, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Ocak 10, 2008 KATİLLER BİLE UYURKEN GÜZELDİR Nedendir bilmem, uzak diyarları hayal ederim bazı geceleri, hep merak ederim oradaki insanların neler yaptığını… Bildiğim tek şey, gecelerin her yerde aynı olduğudur, dolunayın bütün diyarlarda aynı güzellikte gözüktüğüdür. Bütün insanlar birbirine benzer uyurken; ne kadar farlı da olsa dilleri, ne kadar benzemeseler de birbirlerine… Katiller bile uyurken güzeldir, insan sadece uykuda olduğu zamanlar masumdur… Ayrılıklar her vakit zamansızdır, geceler ayrılanların kabul edilmemiş gerçek mekanları dır… Bir sevginin acımasız infazıdır ayrılıklar. Bütün ayrılanlar uykuda buluşur, uykular; infazı yapanların da, infaz edilenlerin de buluşma noktasıdır. Şimdi pencerende, perdeyi aralayıp gecenin bir vakti sokağa baktığında, gördüğün tek şey yalnız ruhlardır sevgili, bu şehirde geceleri terk edilmiş ruhlar dolaşır, katiller karanlıkta vurmayı sever… Ondandır ruhların geceleri mesken eylemesi, o sebepledir mezarlıkların şehrin uzaklarına yapılması… Her ölümün bir katili vardır, her ceset, katili ile birlikte gömülür… Yaşamın en telaşsız yeri mezarlıklardır sevgili, ayrılığın yaşanmadığı tek mekan, insanın en yalın halidir mezarlıklar… Rüyalarımızın en yalın yeri neresidir sevgili?... Neden hep uzak diyarları görürüz hayallerimizde?... Geceler dünyanın en güzel zamanlarıdır sevgili, düşlerimiz bizim insan halimizin kanıtıdır… Ben sana uyurken aşık olmak isterim sevgili, dolunayın ışığı vururken kızarmış yanaklarına, kapanmış gözkapaklarına bakıp seni gözbebeklerinden öpmek isterim sevgili… Gecenin zifiri karanlığında görmek isterim gözbebeklerini sevgili, dolunay tam düşerken üzerine okşamak isterim saçlarını… Ben kendi yalnızlığımın katilini arıyorum sevgili, ondandır geceleri yalın ayak sokağa çıkmam, maskesiz katilleri dost eylemem ondandır… Gece son demlerini yaşıyor, yalnız ruhlar ayrılıyor sokaklardan, maskeli balo başlayacak birazdan. Yeniden takıp maskeleri, yapma gülücükler atacaklar sokaklarda birbirlerine insanlar… Mezarlıklar aynı karanlıkta kalır her zaman, uzun boylu kavaklar izin vermez girmesine güneşin mezarlıklara… Yalnız göçmen kuşlar geçmez mezarlıklar üzerinden, çünkü göçmenliğin sonudur mezarlıklar… Yüreğin göçmen kuşlar gibi olsun sevgili, ne kadar gitsen de uzağa geri dönebilesin bana… Güneşin ilk ışıkları sızıyor dünya’ya, şimdi maske takma zamanı sevgili… Ben hala yalnızlığımın katilini arıyorum, kapatıp camları karanlığın gelmesini bekliyorum…. minik kurbağam senin için....:) 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KATA Yanıtlama zamanı: Ocak 10, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 10, 2008 Nedendir bilmem, uzak diyarları hayal ederim bazı geceleri, hep merak ederim oradaki insanların neler yaptığını… Bildiğim tek şey, gecelerin her yerde aynı olduğudur, dolunayın bütün diyarlarda aynı güzellikte gözüktüğüdür. Bütün insanlar birbirine benzer uyurken; ne kadar farlı da olsa dilleri, ne kadar benzemeseler de birbirlerine… Katiller bile uyurken güzeldir, insan sadece uykuda olduğu zamanlar masumdur… Ayrılıklar her vakit zamansızdır, geceler ayrılanların kabul edilmemiş gerçek mekanları dır… Bir sevginin acımasız infazıdır ayrılıklar. Bütün ayrılanlar uykuda buluşur, uykular; infazı yapanların da, infaz edilenlerin de buluşma noktasıdır. Şimdi pencerende, perdeyi aralayıp gecenin bir vakti sokağa baktığında, gördüğün tek şey yalnız ruhlardır sevgili, bu şehirde geceleri terk edilmiş ruhlar dolaşır, katiller karanlıkta vurmayı sever… Ondandır ruhların geceleri mesken eylemesi, o sebepledir mezarlıkların şehrin uzaklarına yapılması… Her ölümün bir katili vardır, her ceset, katili ile birlikte gömülür… Yaşamın en telaşsız yeri mezarlıklardır sevgili, ayrılığın yaşanmadığı tek mekan, insanın en yalın halidir mezarlıklar… Rüyalarımızın en yalın yeri neresidir sevgili?... Neden hep uzak diyarları görürüz hayallerimizde?... Geceler dünyanın en güzel zamanlarıdır sevgili, düşlerimiz bizim insan halimizin kanıtıdır… cezaevı duvarları dıbınde yürümek,10 hastanın kaldıgı cıftlıge benzer lepra hastanesi,bir cüzzamlının ellerini göstermek istememesi,hem cezevıne hem hastaneye gıden çamurlu yollar,soluk kış güneşinın aydınlattığı 40 yıldır ayakları kesılmıs ınsanlara ayakkabı yapan adam ve derı kokan atolyesi,bir idam mahkumunun son günü / victor hugo 90 küsürüncü sf,steve von till & harvestman..yazının ılk kısmı da logonun son ve anlamlı diğer parcası sankı...:/ hayatın bir öteki yüzü varkı hergun karşılasıyoruz ama farkına varamıyoruz.varabılsek de sanırım cıldırmak dışında yapabilecegımız bısey yok... tşk ler Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
birunsatan Yanıtlama zamanı: Ocak 18, 2008 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 18, 2008 ben teşekkür ederim, okuduğun ve değerlendirdiğin için... -------------------- zaman kendi içerinde oynarken oyunlarını, kendimize ayrıdığımız kısacık zamanı da ldürmek düşüyor bize... Gece akıp giderken başka diyarlarda, burada gecenin sahte yüzüne karşı oyunlar oynuyoruz sadece... Kendimi kaybetmeye ne kadar kaldı bilmiyorum, ne zamandan beri bunları düşünüyroum bilmiyorum... Delirmenin tam sınırında bekliyorum, kendimi uçurumun kenarında buluyorum her gece. Bir yanın uçuruma bakarken, kendi halimde bekliyorum birilerinin beni uçurumdan atmasını... Sana olan tutkum öldürürken her gün beni, ben her sabah yeniden diriliyorum, her akşam yeniden ölmek için... Ölüm kendi halinde beklerken geceleri beni, kendimi yok etmek için arıyorum her gece ölüm meleğini.. Ölüm!... Bütün geceler geziyor üzerimizde, gecenin bütün saatleri, etrafımızı sararken karabasanlar, ben gördüğüm rüyalarımıbırakıyorum kendi ellerimle onun elie... Zaman alıyor hayatımızı kendi ellerimizden, dünyanın bütün diyarlarında dolaşırken ruhumuz, bir yerlerde kendi ipimizi kendi kurduğumuz darağaçlarına asıyoruz... Canım yanıyor... kalbim artık dayanmıyor senin yokluğuna, zaman beni alıp götürmek istiyor buralardan... Ben kendi içimde bir çok şeyi yok saayrken, artık gelmesen de olur diyorum kendime... Canımı acıttın... Kalbim bir daha hiç birleşmeyecek biliyorum... Yüreğimi yaktın... Hiçbir gece toparlayamıyorum kendimi, sen bu şehirde dururken ben duramıyorum buralarda... Artık yok etmek istiyorum kendimi, bütün benliğimi almak istiyorum buralardan, ağlamaktan yok olmuş bir cesete dönmek istiyorum... Canımı yaktın... Senin varlığın yok ediyor beni, sen varsın diye acıyor kalbim, sen soluyorsun diye bu havayı, bana zehir gibi geliyor.. Şimdi sen buralarda, bu şehrin herhangi bir yerinde beklerken benim yerime koyduğun kişyi, ben nasıl basayım bu şehrin topraklarına söyle... Senden kaçmak için bu kadar çabalarken, neden her yol sana çıkıyor?... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Aralık 10, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 10, 2008 "Canımı yaktın... Senin varlığın yok ediyor beni, sen varsın diye acıyor kalbim, sen soluyorsun diye bu havayı, bana zehir gibi geliyor.. Şimdi sen buralarda, bu şehrin herhangi bir yerinde beklerken benim yerime koyduğun kişyi, ben nasıl basayım bu şehrin topraklarına söyle... Senden kaçmak için bu kadar çabalarken, neden her yol sana çıkıyor?..." Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.