birunsatan Oluşturma zamanı: Ocak 21, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Ocak 21, 2008 Tarihimiz, özgürlükten kaçınma yolunda bir çabadan ibarettir. Çoğunlukla, direnmek ya da yaratmaktan çok, uyum sağlamaya çalışmışızdır. O direnen, bir şey yaratan ve hatta bu uğurda yaşamlarını feda eden birkaç kişi, bizim olamadığımız her şeyi içinde toplayan bir yalana, bir söylenceye dönüşüyor. Bu yalanların somut temsilcisi olan kahramanlar, bizim tutsaklık arzumuzun birer kanıtıdır. Özgürlük içinde yaşamaya cesaret edemediğimiz için, bu işi tapındığımız kahramanlara havale ediyoruz. Kahramanlar, içimizdeki totalitarizmin karakteristik örnekleridir. Onlar aynı zamanda, totaliter yönetimler için de vazgeçilmezlerdir. Kahraman olmayınca, bizler, birer bireyiz. Kahramanlarla birlikte ise bir grup oluşturuyoruz. Gruplar yeteneğine sahiptir ve yasaları vardır. Bireysel olarak yaşarız, oysa kolektif olarak ancak varlığımızı sürdürürüz. Kediler yazın tüylerini döker, kışın kalın bir posta bürünürler; bu, kedinin hayatta kalmayı sürdürebilmek için çevreye uyma sürecidir. Toplumsal mevsim dönümleri karşısında biz de, kahramanları ve ideolojileri değiştirmek suretiyle ayakta kalabiliriz. Nasıl ve ne kadar değişeceğimiz, bir halk yığını olarak, itaat etme ve uyum sağlama eğilimimizin bir fonksiyonudur. İlkelere dayanarak direnmek türümüzün yaşamını sürdürmesi bakımından bir anlam taşımaz. Topluca uyum sağlamak suretiyle varlığımızı sürdürürüz. Ancak bireysel olarak kendimizi kabul ettirmek suretiyle yaşarız. Kendimize inanmadıkça, bireyselliğimizi vurgulamaya gücümüz yetmedikçe grubun ardı sıra sürükleniriz. Psikolog Asch şöyle bir deney yapmıştır: Biri diğerinden bariz bir şekilde uzun olan iki sicim parçasını, deneye tabi tutulan kişinin de görebileceği şekilde bir grup insana sırayla göstererek uzun olanı seçmelerini istemiş, sonra da aynı soruyu deneğe sormuştu. Kendilerinden önceki kişilerin hepsi kısa sicimi seçtiğinden ( deney tasarımı gereğince) bütün denekler de uzun sicim diye kısa olanı göstermişlerdir. Deneyden sonra hepsi, seçtikleri sicimin daha kısa olduğunu bildikleri halde, grup kararına uyduklarını açıklamışlardı. Gaddarca fiziki güç kullanan bir polis devleti mi yoksa psikolojik denetime başvuran bir devlet mi? Bu, totalitarizmin türüne bağlıdır. Önemli olan, bizim ona uyum sağlamamızdır. Kahramanlara ise yalnızca itaat etmekle kalmıyor, sorgusuz sualsiz izliyoruz. Sirk hayvanları gibi itaat etmiyoruz tabii. Çelişkilerimizi görmemek için, yaptığımıza akılcı bir kılıf uyduruyoruz. Dengesi bozulmuş bir demokrasinin hemen akabinde gelen bir askeri diktatör, gözden düşmüş siyasal partilere daha birkaç hafta önce üye olan, bu partilere oy vermiş olan insanlar tarafından çoğunlukla alkışlanır. Korkuyoruz, itaat ediyoruz ve ayakta kalıyoruz. Kahramanlar insanın görüşünü sınırlar. Askeri üniforma gibidir kahramanlar. Kahramanlar, insanın tüm özgürlüğünü elinden alırlar. Nasıl yaşayacağımızı bize dayatırlar. Tüm kahramanlar totaliterdir. Sonsuz yaratıcılık potansiyelimizi hadım ederler. Özgür bir insanın kahramanları olamaz, çünkü kahraman statükoyu simgeler. Kahraman yaratma özlemi, hepimizin içindeki totaliter eğilimi, güçlü bir kişiye gönüllü olarak boyun eğme ihtiyacını gösterir. Kahramana duyduğumuz gereksinim, kendi içimizdeki güvensizlikten doğar. İster muhalefette, ister iktidarda, ister balığa çıkmış, ister işte olalım, hepimiz bir başkasından (saygı duyulan bir meslektaşımızdan tutun da kendisi de bir tür kahraman olan Tanrı ya kadar) neyi, nasıl ve ne zaman yapmamız gerektiğine ilişkin işaret bekleriz. Dostoyevski, bizim hem iyi hem kötü olduğumuzu göstermişti. Bir adım daha ileri giderek, neysek oyuz diyebiliriz. Kahramanlar, biz neysek o değiller. Kendimizi olduğumuz gibi kabul edinceye dek bizi tutsak edecek kahramanlar. Süpermenler ve tanrılar yaratmaya devam edeceğiz. Özgür toplumda kahramanlara yer yoktur. Özgür insanın kahramanları olmaz. Amerikalı bir sosyalist lider, bir işçi kongresinde bir gün, ben sizi sosyalizmin kapılarından içeri sokabilirim, ama bir başkası aynı kolaylıkla dışarı çıkarabilir, demişti. Kahramanlar, bizi sakatlayarak yönetirler. Totaliter bir toplum, kahramansız olamaz. Özgür bir toplum ise kahramanlarla var olamaz. Gündüz Vasaf... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.