Jump to content

Şeytan


vhercle

Önerilen Mesajlar

şeytanın çok etkileyici olduğu hepimizin kulağına çalınan söylentiler arasındadır. ancak bunun insanları yanına çekmek için bir maske olduğu da söylenir. ve yaptığı herşeyi mutlaka cehenneminde geri alacağı o yüzden şeytan yüz çevirdiğinde kurtarıcı yine tanrı olacaktır.zaten kötü ve yasak olan herzaman bu yüzden çekicidir etkileme gücüne sahip olduğu için...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

yaa şeytanın tam olarak neye benzediğini kimse bilemezki. herzaman boynuzlu kırmızı gözlü bide çatal uçlu sopası varmış gibi tasvir edildi. Neden çünkü o kötüydü ve görünümününde kötü korkutucu olması gerekiyodu. Sonuçta o da bi melek ve melek gibi görünmeside normal olabilir. Bu yüzden herkesin düşüncelerine saygı duyalım. Eklemek istiyorum kuranda yazılan bazı şeyleri yazıldığı gibi değilde yorumladıktan sonra kabul etsek daha ii olur.

Paylaşım için tşkler..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Arkadaşlar mümkün olduğunca yazılar ekleyerek devam ettirmeyi umduğum bir konudur. Şeytan kavramı ve ona dair öğrenmek istediğiniz her şeyi sorabilirsiniz. Yazacaklarım gerçekten uzun ve yorucu çalışmalar sonucunda tarafımca derlenen bilgilerdir. Bu yazının zahiri bilgilerin ötesiyle ilgilnemeyenlere hitap etmemesi, bilakis bu kişileri rahatsız edecek satırlar içermesi olasıdır.

 

Şeytanın Masumiyeti

 

(Tevrat yar. 3:1-3:5)

 

Rab Tanrı'nın yarattığı yabanıl hayvanların en kurnazı yılandı. Yılan kadına "Tanrı gerçekten, 'Bahçedeki ağaçların hiç birinin meyvesini yemeyin' dedi mi?" diye sordu.

Kadın " Bahçedeki ağaçların meyvelerinden yiyebiliriz" diye yanıtladı, "Ama Tanrı, 'bahçenin ortasındaki ağacın meyvesini yemeyin, ona dokunmayın; yoksa ölürsünüz' dedi"

Yılan, "Kesinlikle ölmezsiniz" dedi. "Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız."

 

Evet ilk olarak yahudi inancından gelen bu genel hikayeyle başlayalım. Buraya kadar olan kısmı bilmeyeniniz yoktur sanırım. Yılan olarak betimlenen şeytan kadını ayartır ve Havva yasak meyveyi yer... Ayetlerin devamında Tanrı cennet bahçesine gelir ve Adem ile Havvayı göremez. Onlara seslenerek neden kendisinden saklandıklarını sorar ve onlar da çıplak olduğumuz için utandık derler. Tanrı böylelikle yasak meyveyi yediklerini anlar ve onlara çeşitli cezalar verir (Erkeğe emek sarf etmeden yiyecek bulamama, yılana karnı üzerinde sürünme, kadınaysa kocasına duyacağı şehveti ve doğum sancısını ceza olarak verir ayrıca yılanla kadını birbirine düşman kılar) ve daha sonra;

 

(yar. 3:20-3:24)

 

RAB Tanrı Adem'le karısı için deriden giysiler yaptı, onları giydirdi.

Sonra "Adem iyiyle kötüyü bilmekle bizlerden biri gibi oldu" dedi. "Artık yaşam ağacına uzanıp meyve almasına, yiyip ölümsüz olmasına izin verilmemeli"

Böylece RAB Tanrı, yaratılmış olduğu toprağı işlemek üzere Adem'i Aden(cennet) bahçesinden çıkardı.Onu kovdu.

Yaşam ağacının yolunu denetlemek için de Aden bahçesinin doğusuna Keruvlar ve her yana dönen alevli bir kılıç yerleştirdi.

 

Şimdi yukarıya dönün ve turuncuyla yazılan iki satırı karşılaştırın. Şeytanın sözlerinde bir kandırmaca görüyor musunuz?

 

Hristiyan Şeytanı

 

İncilde şeytana dair pek iz yoktur. Hristiyanların büyük bölümü yukarıda yazdığım tevrattaki yaratılış ve cennetten kovulma mitini kabul ederler. Ancak hristiyanlıktaki şeytan insanlığa karşı değil Tanrıya karşı mücadele eden bir varlıktır ve Tanrı'nın yerine geçmek ister. Hristiyanlıkta şeytanın yerinin bu denli büyük olmasının sebebi incildeki yerinden ziyade hristiyan edebiyatında çok sık işlenmesidir. Hristiyanlar, incilde geçen "çeldirici, insanlığın düşmanı şeytan" imajını o dönem çok geniş bir coğrafyada etkin olan pagan inançlarını yıkmakta kullanmış ve bu imajı pagan tanrılarına yükleyerek, bu inanca sahip kişileri korkutarak kendi dinlerine çekmek amacıyla kullanmışlardır. Onlar Roma'nın yüce ışık getiren'ini lanetli şeytan ilan etmiş ve bu sayede dinlerini yaymışlardır. Aynı şeyi farklı uygarlıkların farklı tanrılarında da kullanmışlardır. Bu gün yaygın olarak kabul gören şeytan imajına bir bakalım;

 

Mısırlılıarın bereket tanrısı Apis'in boynuzları

Yunan deniz tanrısı Poseidon'un üç başlı yabası

Yine Yunan mitolojisindeki Panların keçi ayakları

 

Uydurma-devşirme bir şeytan imajı kullanmak şeytana "yalanların babası" diyen bir din için kötü bir durum olsa gerek...

 

Diğer yandan hristiyan inancında şeytan yaradılıştan ziyade kıyametle ilişkilendirilir ve son savaş "Armageddon" üzerinde durulur.

 

İslam'a gelince;

 

(SÂD 71/85)

 

Hani Rabbin meleklere şöyle demişti: "Ben çamurdan bir insan yaratacağım."

"Onu kıvama erdirip içine ruhumdan üflediğimde, önünde secde ederek eğilin."

Bunun üzerine meleklerin hepsi toptan secde etmişlerdi.

İblis etmemişti. O kibre sapmış ve inkârcılardan olmuştu.

Allah dedi: "Ey iblis, iki elimle yarattığıma secde etmekten seni alıkoyan neydi? Burnu büyüklük mü ettin, yoksa yücelerden mi oldun?"

İblis dedi: "Ben ondan daha hayırlıyım. Beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın."

(Allah) Buyurdu: "Hadi çık oradan. Sen kovulmuş birisin."

"Din gününe kadar lanetim üzerindedir."

(İblis) Dedi: "Rabbim o halde insanları dirilteceğin güne kadar bana süre ver."

(Allah) Buyurdu: "Peki süre verilenlerdensin"

"O bilinen güne kadar"

(İblis) Dedi: "Kudret ve şerefim üzerine andolsun ki onların tümünü azdıracağım."

"İçlerinden sadece ihlaslı, seçkin kullar dışta kalacak"

(Allah) Buyurdu: "İşte bu doğru.Ben de yalnız doğruyu söylerim."

"Gerçek şu ki, ben cehennemi seninle ve onlardan sana uyanlarla tamamen dolduracağım."

 

(Yaşar Nuri Öztürk Tefsiri-1994)

 

İslamiyetteki şeytan görünüşte kibri yüzünden lanetlenmiştir. Fakat işin aslı biraz daha farklıdır. İslam inancında şeytan, gök yüzünden sürülmeden önce Allah'ın en sevdiği varlıktı. Ve aynı şekilde yine Allah'a karşı çok büyük bir sevgi besliyordu.

 

Peki Neden Bu Kibir?

 

Batınilikte iblis Tanrısına olan sevgisinden dolayı ondan başka hiçbirşeye secde etmemiş, Tanrı'nın tekliği ilkesine sadık kalmış ev Tanrıya hizmet etmeye devam etmiştir. O yaratılan insanlardan sadece ve sadece hak edenlerin Allah'ın cennetine girebilmesi için bir sınayıcı olmuştur. Hallac-ı Mansur Tavasin isimli eserinde şeytan'ın durumunu hurufilik aracılığıyla ele almıştır:

 

'İblis'in bu adı, onun ilk adı olan Azazil'den gelir; 'Ayn', onun çabalarının büyüklüğünü simgeler, 'ze', ziyaretlerinin gittikçe artmasını simgeler; 'elif', aldığı yolu, ikinci 'ze' ise onun ulaştığı yücelikteki yalnızlığı simgeler; 'ye', sonsuz acıya doğru yürüyüşünü ve 'lam', acı çekmekte direnişini simgeler.'

TAVASİN .SYF.44

Rimmon tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Şeytanın bir melek olduğunu söylerler, ismi Haris'dir.

Yaptırdığı işlerin ismi de Hannas dır.

Şeytan kâfir değildir.

Meleklerde kâfirlik diye bir şey yoktur.

Kâfir: Hakkı hiçe sayan ALLAH'ı inkâr eden demektir.

“Kâfir şeytan!” derler.

Bu doğru bir lâkırdı değildir.

Şeytana küfredilmesi de küfürdür.

ALLAH'ın meleğidir.

Hakk tarafından bir vazife verilmiştir ona...

Sebebi bilinir fakat söylenmez.

Kendisi değil vazifesi lânetlenmiştir.

Şeytan ismi nedir?

Meleğin lânet ile üzerine aldığı vazifenin ismidir.

Müfred olarak kullanılmıştır.

Zira şeytan ismi verilen melek tektir.

 

Kur’ân-ı Kerîmde bir de “şeyatin” lâfzı vardır.

Cem’i olarak şeytanlar demektir.

Bu şeyatin lâfzı umumîyetle şeytanın bir çok olduğu düşüncesini doğurmuştur.

Hatta “şeytan bir tarafı erkek bir tarafı kadındır birleşirler zürriyet husule getirirler” diye saçmanın şampiyonluğunu gösteren bir kitabda yazıyor, bu asrın mürşidlerinden biri.

Şeyatin, şeytanın birçok olduğu demek değildir.

Şeyatin, insanlar arasında geçen fena kötü, Hakk’ın men’ ettiği arzu hilâfına olan fiillerdir.

Lânetlenmiş fillerdir, hareketlerdir, işlerdir.

Bu işlerin yaptırma mümessilleri olan şeytan yaptırdığı bu işlerden dolayı mes’ul değildir.

Fiilleri yapan insanlar bunlardan mes’uldür.

Şeydana kâfir demek küfretmek de küfürdür.

“Lânetullahı aleyh” lânet edilir.

O da Hakk namına olur.

Şeytanın yani meleğin şahsına değil, yapacağı vazifelere yaptırdığı fena, kötü işleredir bu lânet...

 

Cenab-ı Hakk kelâmı celilinde:

Meselâ içkinin, hınzır eti yemenin “ame-li’ş-şeytan” şeytanın amelidir buyurması bu işlerin, şeytanın yaptıracağı vazifelerin isimleridir.

Yoksa şeytan melektir, ismi, hariçtir.

Ne yer, ne içer. Ne içki kullanır. Ne kumar oynar.

Hatta cennetde cennetlik kullara lâtif hareketlerle, kerem göstermekle vazifedâr melekler vardır.

Cehennemde Hakk’ın emirlerini, azaba müstehak mahlûkları zorbalıkla değil hilmiyet ve nezakette icra etmeye memur melekler var.

“Zebani” dediğimiz melekler de onlara verilen vazifenin isminden dolayı verilmiştir.

 

Bir insan yapmak istediği şeyi yapar.

Fakat ne istediğini tesbitte hür değildir.

Hakk’ın nehyettikteri şeyleri yapanlar:

Bunlar cesede ait.

Ruha ait.

Bir de ruh cesedin aklın arasına girmiş nefse ait kabahatler vardır.

Şeytan ruha musallat olmaz.

Nefse musallat olur.

Nefse ait kabahatlerin tövbesi vardır:

Bunlar da Hakk’ın yarattığı insandan sudur ediyor.

Bu iş sanki başka birine atfediliyor.

Şeytana...

Bu sûretle Hakk tövbeyi kabul edip af ve mağfiretinin hududsuz olduğunu şeytanla perdeleyerek ifade etmiştir.

 

Şeytan meleklerin hocasıdır.

Hangi meleklerin onu da sen bul...

İlmiyle, akliyle bütün meleklerin hocası olmuştur.

Meleklerin hocası olan “Şeytan” kendiliğinden bu vazifeyi üzerine

almak için icbar edilmemiştir.

İlim ve akıl da, “kibir” in büyük bir şirk olduğunu bildirmektedir.

 

“Ben şeytanımı öldürdüm.”

“Şeytan, Hz. Ömer'den kaçar.”

“Abdestli olana şeytan yanaşamaz.”

“Şeytan, peygamberden kaçar.”

“Şeytan, insan kanı içinde dolaşır.”

 

Bunların hepsi hadîstir.

Bu hadîslerin inceliklerini düşünürsen başka kapılar açılır sana...

Geçmiş peygamberlere şeytan görünürdü.

Sokaklarda dolaşan kadınlar.

Hamamlar.

içlerinde fısk ü fücur işlenen evler.

Kumar içki eylence yerleri.

Yalan dolan dedikodu.

Mânâsız boş sözler ve işler.

Pazar yerlerinde toplananlar.

Kapı eşiklerinde uzun sohbet edip boş lâf konuşanlar.

Bunlara sokak ehli denir ki cehennem ehlidir. “Ehle’s-sükuk ehlü’n-nar”

“Benim ümmetimin Yahudileri, namaz kılmayanlardır.”

Şeytan olmasaydı cennet ve cehennem halk edilmezdi.

Artık sen düşün.

Bizden söz bu kadar.

Şeytan, Hakk’a karşı gelmemiştir.

Yaptıracağı işler için Âdem'e secde yani mutî’ kalmamıştır.

Âdem'i, Hz. Havva yoluyla kandırmıştır.

Havva ile arası bozuk değildi.

Havva kanalı ile Âdem'i kandırdığı için yanlış olarak kadına şeytanî

amellere işlere vesile olduğundan şeytan demişlerdir.

Bu da Hakk’ın emri ve muradı iledir.

Bu işler herkesin kavrayacağı işler değildir…

 

 

 

Zürriyet : Soy, nesil, döl, kuşak.

 

Husul : Peydâ olma. Hasıl olma. Meydana gelmek. Üremek, türemek.

 

Mümessil : Vekâlet eden. Bir şahsı bir topluluğu veya şahs-ı mâneviyi temsil eden. * Benzeten. * Kitap bastıran. * Vekil. * Rol temsil eden. Aktör.

 

Mes’ul : Yaptığı iş ve hareketlerden hesap vermeğe mecbur olan. Mes'uliyetli. Bir işin idâresi kendisine âit olan. * Ceza verilmiş olan.

 

Sudur : Olma, meydana gelme. Sâdır olma. * (Sadr. C.) Göğüsler, sadırlar.

 

Ehle’s-sükuk ehlü’n-nar : sokak ehli ateş ehlidir.

 

Mutî’ : İtaatli. Terbiyeli. İsyan etmeyen. * Rahat.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

septem sermones ad mortous-C.G.JUNG

 

sermo-II

o gece ölü duvara yaslandı ve ağladı ' Tanrıyı bilebilir miyiz ? tanrı nerde ? öldü mü ?

Ölmedi , şimdi ve her zaman ki gibi yaşıyor .Tanrı bir creatura çünkü kesin ve sabir bi şey, ve pleromadan ayrılmış.

Tanrı ayrıca pleromanın bir özelliğide , creatura için doğru dediğim herşey onun içinde geçerli

bu konuda hernasılsa yaratılmış olanlardan bile ayrılmış durumda ,o daha belirsiz ve belirlenemez yaratılmış olanlarda.O yaratılmışlardan daha az ayrılmış (pleromadan) çünkü onun varlığını temeli etkili doluluk.o ancak belir li ve belirlenebilir olduğu kadar creatura , ve pleromanın etkili doluluğunun göstergesinin ölçüsü gibidir.

bizim ayrılmadığımız her şey pleromanın çine düştü ve zıttıyla sabitleşti.Eğer tanrıdan ayrılmadıysak etkili doluluk bizden ayrılmıştır

ayrıca tanrı pleromanın kendisi , tıpkı en küçük noktanın bile yaratılmış yada yaratılmamışların ,pleromanın kendisi olması gibi

etkili durgunluk şeytanın doğasıdır.tanrı ve şeytan pleroma dediğimiz hiçliğin ilk göstergesidir.her şey dengeli ve durgun olduğu için ,bunun pleroma olup olmaması bir şey fark etmez.creatura için aynı değil.tanrı ve şeytan creatura olduğu halde birbirlerinden ayrılmış değiller ama birbirlerinin etkili zıt ları olarak dururlar.Varlıkları için hiç bir kanıta ihtiyacımız yoktur.Her zaman onlar hakkında konuşuyor olmamızda yeterlidir.Hatta 2 sde creatura olmasa bile , kendi özsel ayrılıkları ,onları sonsuza kadar ve tekrar pleromanın dışında tutabilir.

pleromadan ayrılmış herşey zıt yarımlardandır.Tanrı için her zaman şeytan olacaktır.

bu ayrılmazlık pleromanın yak olmazlığı kadar kesindir yaşamının sana gösterdiği gibi .Bu yüzden ikiside çok yakındır pleromaya ,tüm yarı lar ayrılmış ve birleşmiştir.

tanrı ve şeytan doluluk ve boşluk nitelikleriyle ayrılmıştır , var ediş ve yok ediş .ETKİ ikisi içinde geneldir.etki onlarla birleşmiştir ,ikisininde içinde yer etmiş ,tanrının içindeki tanrı çünkü etki doluluk ve boşlukla birleşmiştir

bu sizin bilmediğiniz tanrı , insan türünün unuttuğu tanrı. ona ABRAXAS deriz. hala tanrıdan ve şeytandan daha belirlenemez bir halde

bu tanrı belki belki ondan ayrılmıştır , ona HELİOS yada güneş deriz .ABRAXAS etkidir.onun zıttı etkisizlikten başka bir şey değildir , bu yüzden etki doğası kendini bu kadar özgürce izah etti .etkisizlik direnmedi Abraxas güneşin karşısında durdu , şeytanın karşısında .Bu mümkün görünmeyen ihtimal, gerçek olmayan gerçeklik.Pleroma bir varlık olmuştur, Abraxas onun tezahürüdür.Bu kendi etkisi , herhangi özel bir etki değil , genel bir etkidir.

bu gerçek olmayan gerçeklik çünkü belirli bir etkisi yok

bu ayrıca creatura çünkü pleromadan ayrı

güneş belirli bir etkisi vardır , yani şeytanında öyle,bu yüzden bize Abraxas dan daha etkili gözükürler ,

bu güç ,süre, değişim

ölüler büyük bir gururla ayakalktı hristiyan oldukları için

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Desteğiniz ve paylaşımlarınız için teşekkür ederim arkadaşlar. Hakana51'in mesajı islamiyette şeytanın esas yerini gayet güzel açıklamış. Xero!nun bu aralar Jung'a olan düşkünlüğü de New Age akımının bu önemli düşünürünün değerli bakış açısını bizlere göstermiş oldu. "İlahi" dinlerin şeytan bakışına kısaca değindiğimize göre şimdi de şeytanı tanrı olarak görenleri yani satanist olarak bildiğimiz grupları bir gözden geçirelim.

 

Anton Szandor LaVey ve Laveyan Satanizm;

 

Lavey gerçekten takdire şayan bir adam ve oldukça renkli bir hayatı var.Uzun uzadıya yaşam öyküsünü verip sizleri sıkmak istemiyorum bu yüzden sadece konuyla ilişkili bir kaç noktaya değineceğim. Müzik konusunda inanılmaz bir yeteneği bulunan Lavey 20'li yaşlarına kadar pek çok enstrümanı iyi derecede çalar hale gelmiş ve hatta bir dönem San Fransisco Senfoni Orkestrasında görev yaparken bir anda işini bırakıp sirklerde çalışmaya başlamış, aslanlarla gösteriler yapmış ve yaralandıktan sonra iş değiştirmek zorunda kalmıştır. Lavey'in içimizdeki "hayvana" (beast) bu kadar önem vermesinin altında ne yatıyor acaba? :)

 

Daha sonra morglarda polis fotoğrafçısı olarak çalışmaya başlayan Lavey'in "üstün yeteneğini" fark eden polisler onu merkeze alıp doğa üstü vakalarla ilgili telefonları cevaplama işini kendisine uygun görmüşler...

 

Ve son olarak Lavey ile ilgili en hassas noktalardan biri. Bir dönem kilise orgçusu olarak çalışan Lavey'in bu düzendein tiksinmesine sebep olan bir olay meydana gelir bir gün. Her pazar kilisedeki ayinlere katılırken gördüğü adamların aynı zamanda geceleri de kendisinin müzik yaptığı striptiz klüplerinde sıkça bulunduklarını fark eder....

 

Lavey'in şeytanı yaratıcı bir şeytan, üstün bir tanrı değildir. O'nun şeytanı sadece başkaldırmanın, muhalifliğin ve egoist yaşam biçiminin bir sembolüdür. İnsanı üstün bir varlık olarak gören Lavey'in günlük yaşantımızda hemen hepimizin sıklıkla kullandığı nezaket maskesinden ve iyi olma-iyi görünme çabamızdan sıyrılmamızı ve sadece içimizden geldiği gibi hareket etmemizi öğütleyen öğretileri baz alarak yarattığı akım bir din olmaktan ziyade bir çeşit ateist yaşam felsefesidir. Bununla birlikte unutulmaması gereken bir diğer nokta laveyanların pek çok ritüeli olduğudur. Bu ritüellerin bir kısmı insanın içindeki hayvanı serbest bırakmaya yönelikken bir kısmı da antik öğretilerden alınmış majikal ritüellerdir.

 

(Altta sıralanan bilgiler wikipedi'den alıntıdır.)

 

 

Dokuz büyük günah

  1. Aptallık.
  2. Özentilik.
  3. Sevilme, benimsenme beklentisi.
  4. Kendini kandırma.
  5. Perspektif eksikliği.
  6. Geçmişteki Ortodoks Satanist uygulamalara sahip çıkma.
  7. Üreticiliği engelleyecek kadar kibir sahibi olma.
  8. Estetik duygu yoksunluğu.
  9. Ödlekleştiren konformizm.

Dokuz ilke

  1. Tevekkül ve yetinme yerine sonsuz kişisel tatmin için çalış.
  2. Mistik düşler yerine capcanlı hayatı yaşa.
  3. Kendini kandırma. Kirletilmemiş bilgeliğin temsilcisi ol.
  4. Sevgini hakedene sakla. Şaklabanlara harcama.
  5. Öbür yanağını dönme, intikam al.
  6. Sorumlu olana karşı sorumluluk göster. Şevkat, enerji vampirlerine dikkat.
  7. İnsan dört ayaklılar gibi bir hayvandır. Kimi zaman onlardan iyi, çoğunlukla onlardan beterdir. "Ruhi ve entelektüel yüceliği" onu hayvanlar aleminde en acımasız yaratık yapar.
  8. Şeytan, günah adı verilen fiziki, duygusal, düşünsel yücelikleri savunur.
  9. Şeytan, öcü gibi kullanıldığı sürece caminin ve kilisenin en iyi dostudur.

20 satanist nokta

  1. Gücünü kaybetmemek için, zayıf ve aciz (karaktersiz, kişiliksiz) olanlara saygı gösterme.
  2. İçinde başarı yattığı için gücünü her zaman sına.
  3. Mutluluğu barışta değil zaferde ara.
  4. Uzun süreli dinlenmeden ziyade istirahatlerini kısa tut.
  5. Yeni bir şey yaratacaksan eskiyi tamamen yok et.
  6. Ölümünü göremeyeceğin hiçbir şeyi çok fazla sevme.
  7. Yapıyı kumun üzerine değil kayanın üzerine inşa et... Çünkü yapı sadece bugün ya da dün için değil her zaman içindir.
  8. Her zaman, yapılmamışı keşfetmek için daha fazla çalış.
  9. Boyun eğmektense öl.
  10. Demircilik ölümün kılıcını işlemek dışında hiçbir sanatsal değere sahip değildir. Çünkü ölüm getiren kılıç bir sanat şaheseridir.
  11. Her şey üstünde başarıyı elde etmek için önce kendinin üstüne çık. (kendini aşmayı öğren.)
  12. Yaşayanların kanı yeni bir tohum yaratmak için iyi bir gübredir.
  13. Kurukafadan oluşan piramitlerin üzerinde duran kişi, daha uzakları görebilir.
  14. Sevgiyi bir kenara atma, fakat onu her zaman tehdit et çünkü o bir sahtekardır.
  15. Bütün büyük olan şeyler acı üzerine kurulmuştur.
  16. En önde olmaktan çok en üstte olmaya çalış, çünkü büyüklük orada yatar.
  17. Daha önceden yaratılmış engelleri yok etmek için taze ve güçlü bir rüzgar gibi gel.
  18. Bırak sevgi, hayatında bir amaç olsun, ama en büyük hedefin büyüklük olsun.
  19. Erkek dışında hiçbir şey güzel değildir ama bütün her şeyden güzel olan kadındır.
  20. Gücü engellediği için bütün aldanma ve yalanları reddet.

LaVey'in dokuz büyük bildirisi

  1. Satanizme göre insan kendini sakınmamalı istediğini yapmalıdır.
  2. Satanizm ruhsal umutlar yerine var oluşu savunur.
  3. Satanizm nankör insanlar için vakit harcamaktansa hak edenlere incelik göstermeyi emreder.
  4. Satanizm kendilerine vuranlara diğer yanaklarını uzatmaktansa intikam almayı emreder.
  5. Satanizm vampir olmak için vakit harcamaktansa daha gerçekçi sorumluluklarını yerine getirmek gerektiğini savunur.
  6. Satanizm tüm dinlerde günah diye dayatılan şeylerin duygusal ve zekasal zevkten ibaret olduğunu savunur.
  7. Şeytan kilisenin en sadık dostudur.
  8. Satanizme göre insanlar hayvanlardan bazen iyi ama çoğunlukla kötülük yapan canlılardır.
  9. Satanizm'e göre insan kendini kandırmamalı aklıyla olduğu gibi gözükmelidir.

Rimmon tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

İlerleyen zamanlarda doğrudan şeytandan edinilmiş, ilk defa ve sadece burada paylaşılacak olan bilgileri de ekleyeceğim. Şimdi gelelim satanizmin atasına. Çoğu kimse bundanhaberdar değildir fakat satanizmin esas vatanı, modern anlamdaki şeytan tapıncının en önemli çıkış noktası Anadoludur.

 

Yezidilik

 

Önce sosyolojik olarak ele alalım... Yezidilik bu gün yaşadığımız coğrafyada "öteki" olmanın en derin ve en sessiz halidir. Yezidiler topraklarından çıkartılan, öldürülen, sürülüeni, asimile edilmeye çalışılan bir topluluktur. 40 yıl öncesine kadar ülkemizdeki sayıları 80*85 bin iken günümüzde sadece 350-400 tane yezidi kalmıştır anadoluda... Konunun bu kısmıyla ilgilnen arkadaşlara Murathan Mungan'ın Mahmut ile Yezida kitabını tavsiye ederim. Peki neden bu yezidi düşmanlığı? Çünkü yezidiler şeytana tapar...

 

Non Serviam!

 

Yezidilik düşmüş melek inancının en önemli temsilcisidir. Bu inançta Tanrı ilk olarak Melek Tavus'u yaratmış, evreni ve insanı yaratma görevini de bu meleğe vermiştir.Melek Tavlus'a yardım edilmesi için de altı tane melek daha yaratılır. Daha sonra Tavlus evreni ve insanları yaratır. Buna mütakiben de ufak işleri yaptırmak için dört adet cin yaratır.

 

Tanrı Melek Tavlus'u çağırır ve "İnsana ibadet edeceksin" der. Çünkü insan tanrı'dan alınan bir parça kullanılarak yaratılmıştır. Melek Tavlus buna cevaben "Ben yalnızca beni yaratana ibadet ederim" der ve bu isteği reddeder. Yezidiler bu hareketi Tavlus'un ne kadar asil bir melek olduğunun göstergesi olarak kabul ederler. Ayrıca yezidi inancında dünyanın yöneticisi Tanrı değil "tanrının verdiği görev doğrultusunda" melek tavlus'tur. İnançla ilgili detaylı bilgiyi internetten bulabilirsiniz özellikle yaradılış miti farklı anlatılıyor olsa da islamdakiyle büyük benzerlikler gösterir.

 

Yezidilerin Melek Tavlus'a tapmalarının basit bir açıklaması vardır. Tanrı kusursuz ve iyi olduğundan ona tapmaya gerek yoktur çünkü o her koşulda insanları sever ve onlara zarar vermez. Melek Tavlus ise özünde kötülük barındırır bu yüzden onun şerrinden korunmak ve ilgisine mazhar olmak için ona ibadet edilir.

 

Bu inançta aleviliğe benzer bir şeyh-mir olgusu vardır. Namaz, oruç, zekat, haç ve şehadet inançlarının temelidir (kabul edersiniz ki islamdan farklı olarak kendi göreneklerince.). Reenkarnasyon inançları vardır. Ayrıca sadece kendi içlerinde evlenirler, sonradan yezidi olmak yasaklanmıştır.İki adet kutsal kitapları vardır bunlardan ilki kara kitap (Meshaf Reş) yezidi mitolojisini ve yezidilikteki yasakları işlerken ikinci kitap olan kitab el celve dinin kurallarını ve tanrısal olguları işler.

 

Yezidilein İnançları (Kaynak; http://www.turkcebilgi.com/yezidilik/ansiklopedi )

 

Yezidiler kendilerine "Azday Halkı" adını verirler. İnançları arasında.

 

-Dünya sonsuzdur, dünyayı yaratan tanrı onu asla yıkmaz.

-Kıyamet ve mahşere inanmazlar

-Cennet ve cehenneme inanmazlar

-Doğanın korunması ve doğaya saygıyı benimserler.

-Günde üç defa güneşe dönerek ibadet edilir.

-Çarşamba gününü dinlenme günü olarak kabul ederler çünkü Melek Tavlusun yaratıldığı gün, İlk iki insanın yaratıldığı gün ve Şahid bin Car'ın meydana geldiği gündür çarşamba. (Şadid bin Car: Yezidilik'de Yezidiler'in atası olduğuna inanılan ve Havva'dan değil sadece Âdem'den dünyaya geldiğine inanılan kişi.)

-Sonradan Yezidi olmaya izin verilmez (Artık veriliyormuş)

-Marul, Kurufasülye ve Balık yemek haramdır.

-Mavi giymek haramdır

-Şeytan'ın adını telaffuz etmek haramdır

-Şeytan'ın adını anımsatan kelimeleri anmak (Kitan, Şar, Şat, mel'un, na'l) haramdır. -Tavuskuşu ve horoz yemek haramdır.

-Erkeğin ve kadının bekar kalması haramdır.

 

(konudaki düzenleme için teşekkürler)

Rimmon tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Konu gayet güzel işliyor eline sağlık yanlız bir noktaya değinmek istiyorum , şeytani tanrı olarak gören satanistler ?

Durumdan dolayı bu konuyu uzun uzun anlatamam ancak şu iyice açıklığa kavuşsun şeytan hiç bir zaman yaratan olmadı . Hatta burada bir çok kişinin varlığından bile haberi olmayan inanç sistemlerinde bile / enkiyanlık gibi / şeytan tek başına hiç birşey yaratmadı

eğer kastedilen iblis tapar gruplar yada laveyin saçmalıkları ise bunların satanizm ile alakası bile yok . Ne yazık ki lavey harmanladıği sistemlerden bir bütün oluşturmuş ve hatta ritüellerini eğlence merkezlerinde gösteri amaçlı kullanmış bir şarlatandan başka birşey değil .

Demek istediğim şu ki satanizm ile şeytana tapmak yani şeytani tanrı olarak görmek arasında büyük bir fark var .

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Spritüel Satanizm...

 

Gerçek Satanist Biziz, Taklitlerden Sakının!

 

Spritüel satanizm, şeytan tapıncında en fazla alt başlık bulunduran grup spritüel satanistlerdir. Spritüel satanizmde laveyanlıktan ve yezidilikten farklı olarak (genellikle) yaratıcının ve tanrının esasen üç büyük kutsal kitapta bizlere şeytan olarak gösterilen varlık olduğunu savunurlar. Temelde baz aldıkları görüş mitolojik tanrıların gerçekten varoldukları fakat bir gün aslen bizim tanrımız olmayan bir varlığın gelip onların egemenliğini sonlandırarak gezegenimizi ele geçirmiş ve insanlar üzerinde baskıcı bir rejim kurmuştur. Spritüel satanizm inancında genel olarak kabul görmüş tanrı işgalci bir tanrıdır ve insanları sevmez.

 

Spritüel satanizmde tanrı evreni yaratmamıştır. Tanrı(lar) sadece evrende varolan yüksek enerjili varlıklardır. Spritüel satanizmde cehennem inancı vardır. Bu inançtaki cehennem olgusu mavi aurayla çevrili lucifer tarafından yönetilen otantik bir plandır. Satanik insiyelerin daemonları yardımıyla bu plana girebileceklerine inanılır.

 

İnsanların eski din döneminde sahip oldukları bilgelikleri elinden almıştır ve eski dine ait yöntemlerle sürülen tanrıların tekrar egemenlek kurmasına yardım edilmesini engellemek için insanların bu konularda çalışmasını engeller.

 

Spritüel satanizmde laveyanlığın aksine kan dökmek yasaktır. Spritüel satanistler majikal çalışmalar yürütmekle birlikte esas olarak kendi seviyelerini yükseltmeye yönelik çalışma ve ritüellere ağırlık verirler. Meditasyonlar uygulamalarında büyük yer kaplar ve eski tanrılarla iletişime geçmek için invkasyon alanında çalışırlar. Pek çok satanist grup belirli daemonlarla iletişim kurarak ve bağlı oldukları daemonun tavsiyelerinden yararlanarak hareket ederler. Ülkemizde de pek çok spritüel satanist grup faaliyet göstermektedir. Spritüel satanistler LaVeyanların satanizmin adını kirlettiği ve satanizmin doğasına aykırı olan eylemlerde bulundukları gerekçesiyle bu grubu satanist olarak kabul etmezler.

 

Yıldız Savaşları

 

"Birkaç 10 000 yıl önce, tanrılar bizi terk etti. Bu yazıda neden ve nasıl olduğuyla ilgili derine inmeyecektir. Bu konu başka bir yazıda ele alınacaktır. Tanrılar, dünya-üstü bir yaşam soyudur. Esasında, dünya yüzeyinde yaşamış ve ayrılmış, insanoğluyla, dostane, düşmanca veya tarafsız olarak ilgilenmiş pek çok farklı uzaylı ırk olmuştur. "

 

Spritüel satanistlerin büyük bir bölümü kozmik motiflerle bezeli uzaylı tanrılar inancına sahiptir. Tanrı ve daemonların bir zamanlar yeryüzünde yaşammış ve daha sonra tekamülünü tamamlayarak başka bir boyuta geçmiş varlıklar olduğuna inanırlar. Nordikler ve eski tanrılar inancı spritüel satanistler arasında azımsanmayacak derecede yaygındır.

 

"İnsanoğlu ile ilişkiye geçen ve bizim gerçek yaratıcılarımız (genetik mühendislik yoluyla) olan tanrılar Nordikler olarak bilinen tanrı ırkıdır. Evrenin her tarafında pek çok farklı güneş sisteminde yaşarlar. Bilgi, zeka ve ruh olarak oldukça gelişmişlerdir. Bazıları Satan ve “Demonlar” olarak adlandırılan Yaşlı Tanrılar’ ın olduğu gibi, insanoğluna yardımcı olurlar. Bazıları tarafsızdır ve bir kısmı bizim yıkımımız için çalışmaktadır"

 

Kollar...

 

Teistik satanizm, SETHianlıki. Demonolatry, İblis Taparlık vb pek çok sistem spritüel satanizm içerisinde kabul edilmeye çalışılsa da bu konuda tam olarak mutabakat sağlandığı söylenemez. Genel olarak politeistik

inançların yaygın olduğu spritüel satanizmde tanrı olarak

Lucifer/enki/beelzebub/azazel/ishtar/nergal/astaroth en çok kabul gören tanrılardır. Ülkemizde faaliyet gösteren en bilindik (ve bana göre hatalı öğretilerle çalışan) spritüel satanist grup Satan İn Turkey (S.İ.T.)dir. Dünya genelindeyse JOS(joy of satan),DR (dragon rouge-ki tam olarak spritüel satanist değildir daha ziyade nordik mitlerin ve sol el yolunun takipçileridir.-)TOS(temple of seth) örnek olarak gösterilebilir.

Rimmon tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Enkiyanlık spritüel satanistlik de değildir aslında .

Bahsettiğin oluşumlardan birinde uzun süre çalıştım birinin kurucu üyelerindenim ama şimdi hiç biriyle ilgim yok nedeni gayet açık seninde söylediğin gibi alt grupların öze verdiği zarar . Enkiyanlığı bu gruplardan öğrenmekdense doğru kaynaklardan öğrenmek daha mantıklı . Ve amacım spiritüel satanistler gerçek diğerleri yalan demek değil (yaşım 15 değil siyah giyip kız tavlamak için çok geç :))

ancak yukarıda bahsettiğin gruplarda aynı hataya düştü enkiyanlık = spritüel satanizm dediler . Sonra döndüler nordik ritüellerine .

Oysa ne jos da ne tobl da ki ritüellerin hiç biri sümer mitolojisinde ve okult geleneklerinde olan ritüeller değil di . Ve artık hepsi birer marka oldu. Sit zaten yolunu çoktan şaşırdı kabalistik bir havaya bürünüp ortadan kayboldu . Jos desen neonazizmin en büyük destekçisi konumunda tobl u zaten biliyorsun

konu gayet güzel varmak istediğin noktayı kestirebiliyorum gayet hoş , belirtmek istedim sadece . Ne satanistm ne de spritüel satanist . Bu gruplar arasında kayda değer görevlerim olduğu doğru ancak yolunu şaşıran kişiler yolu olmayan kişilerden çok daha acizdir gözümde :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Evet spritüel satanizm uzunca bir süredir garip hallerde ama bunlara girip tartışmak istemiyorum, sonuçta herkesin kendi yolu ve objektif baktığımızda hiç kimsenin yolu mutlak doğru değil. Beni endişelendiren gençleri aralarına dahil etmeleri ve son dönemde tanıştığım bu "seçilmiş" gençlerin hepsinin de ruhsal durumunun tabiri caizse bombok olması :) İnsan ister istemez bu işte bir yanlışlık var diyor ama belki de bana arızalı olanlar denk gelmiştir hep kim bilir :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Gelelim konunun esas noktasına... Şeytanla ilgili herhangi bir inanca, dogmaya bağlı olmayan, majikal yollardan edinilmiş bilgilere...

 

Arkadaşlar bu satırlarda vereceğim bilgiler tamamen kendi çalışmalarımla elde etmiş olduğum bilgilerdir ve sadece bu sitede paylaşıyorum. Pek çok noktada görüş ayrılıkları yaşamamız, söylediğim şeyleri gerçek dışı bulmanız olasıdır. Fakat bu çalışma sürecinde son derece hassas davrandığımı ve bu bilgileri binbir güçlükle elde edip toparladığımı bilmenizi isterim.

 

Sen Kimi Kandırıyorsun Uydurup Uydurup Yazma....

 

Evet bunu duymaya hazırım ve hatta bunu duymayı bekliyorum. Bu çalışmayı yapmak için öncelikle engizisyon öncesi dönem cemiyetlerinden 1800'lerin ortalarında altın çağını yaşayan new age order'larına kadar pek çok farklı kaynaktan şeytan üzerine yapılan araştırmaları ve çalışmları içeren binlerce sayfa dökümanı inceleyerek başladım işe. Bana gerek fikir ve önerileriyle gerekse bilfiil çalışmlarıma katılarak destek veren bir kaç dostumun da yardımıyla bu araştırmadan elde ettiğim bilgiler ışığında "gerekli majikal yöntemleri kullanarak" çalışmaya başladım. Elde ettiğim bulguları ortaya bu gerçektir diye koymuyorum kesinlikle ve hiç kimseye de somut kanıt da sunamam. Fakat ben elde ettiğim verilerin doğruluğuna inanıyorum. Bunun için bir kaç geçerli sebebim var. İlki bu veriler genel ezoterik ve okult kuramlarla ters düşmüyor. İkincisi çalışmada bilinen en yüksek enerjili varlıklardan birine yaklaşmayı hedeflediğim için mümkün olan en yüksek korunma uygulamalarını kullandım; yani başka varlıkların müdahil olarak sonuçları bulandırması ihtimali yok denecek kadar az. Üçüncüsü şeytan gibi özel bir varlığı bir defa hissettiğinizde onun gerçkten şeytan olduğunu sezgisel olarak kavrar ve emin olursunuz.Dördüncüsü başta da belirttiğim gibi bu işe gereken özeni gösterdim ve her majikal aktiviteden sonra izlenimlerimi sıcağı sıcağına not ederek bilgilerin bulanıklaşmasını engellediğime inanıyorum... Bu liste böyle uzar gider... Ezoterizm hususunda yeterli bilgisi olan arkadaşlar aşağıdaki satırların büyük çoğunluğunun genel kuramlara uygun olduğunu zaten görecekler, küçümseme ve hakaret içermeyen her türlü yorum ve eleştiriye açığım, aklınıza takılan ya da kafanıza yatmayan her şeyi açıkça ifade edebilrsiniz arkadaşlar.

 

Şeytan Nerdedir ve Bize Nasıl Ulaşır?

 

Şeytan fiziki planda hiç bir suretle varlık göstermez ve göstermemiştir. O bizim bildiğimiz planların tamamen dışında varolan, insanın tahayyül sınırlarının ötesindeki bir oluş biçimidir ve varlığı maddi evrenin varlığından daha eskiye dayanır. O fiziki planda olmadığı gibi bildiğimiz planların (astral mental budik atmik vs.) herhangi birinde de bilfiil bulunmaz. Şeytan dünya ve insanlar üzerine aracı enerjiler vasıtasıyla etki eder ve bu işe kanalize ettiği enerjiyi astral plan ile mental plan arasındaki geçiş bölgesinde bulundurur.

 

Peki şeytan bu enerjiyi insanlar üzerine nasıl yönlendirir? Temel olarak kullandığı üç yol vardır. Şeytani enerjinin fiziksel plana ulaşmada kullandığı esas yöntem bizlerin yani yaşayan varlıkların ürettiği eterik madde'dir. Enerji uygun kanallar vasıtasıyla eterik maddeyle birleşerek fiziki plana geçiş yapar.Bu yöntemde az sonra bahsedilecek yoldan farklı olarak sadece çok küçük bir enerji vasıtasıyla bilinç parçacıklarının fiziksel plana transfer edilmesi esastır. Şeytani enerjinin bunu yapabilmesi için eterik maddesini kullanacağı yaşam formunun bu işe izin vermesi hatta yardım etmesi gerekir. Bilincin bulanması, duygusal yoğunluk anları (aşırı sinir, aşırı korku vb. durumlar) başka enerjilerin bizim eterik maddemizi kanal olarak kullanmasına olanak sağlar.Çünkü bu durumlarda astral beden ile fiziksel beden arasında eterik madde transferi yaşanır.Bu transfer anında da astral plandaki eterik maddemize bağlanmış olan yabancı enerjileri fiziki plana taşırız. Ve dış enerjierin bu fırsatları değerlendirmesi sanıldığı kadar nadir yaşanan bir durum değildir. İslamdaki "vesvese" kavramının temelinde bu yol yatar.

 

Bahsettiğimiz "Şeytani Enerji"nin biz yaşayanları etkilemesinin diğer bir yolu ise kuvvetli dalgalar yayma yöntemidir. İki plan arasındaki madde güçlü dalgalar oluşturarak bunları astral plana ya da kollektif bilince göndererek manüplasyon yapabilir. Bu işlem genel olarak gerçekleştirilebildiği gibi spesifik bir şekilde de yapılabilir. Şeytani enerjinin bu yolu da sık kullandığı kanaatindeyim çünkü bahsettiğim enerji alanında sıklıkla anlık büyük değişimler yaşandığı gözlemleniyor. Bu yöntem ne sağlıyor peki? Bu yöntem genel olarak uygulandığında ne olduğunu bilmiyorum açıkçası... Ama özel olarak bir alana, bir kişiye ya da bir gruba yönelik uygulandığında kişilerin tekabül seviyesi üzerinde etkili oluyor. Şeytani enerji bu yolla majikal ve spritüel çalışmalarınıza ivme kazandırabileceği gibi sizi yavaşlatabiliyor da. Yolu görmenize yardım edebiliyor ya da yoldan saptırıcı etkiler gösterebiliyor ama bu yöntemle ciddi anlamda fiziki bir zarar veremiyor.

 

Ve gelelim şeytani enerjinin son yöntemine.Şeytanın bu ara bölgede "depoladığı" yoğun enerji bilinç sahibidir ve majisyenlerin kadim dönemlerde sıklıkla kullandıkları bir methotla insanlara ve hatta bütün insanlığa erişebilmektedir; kendinden parçalar kullanarak varlıklar yaratır... Bu şeytani enerjinin en etkin aracıdır, bu yolla erişmek istediği herkese ve herşeye, onun karakterine uygun olarak yarattığı varlıklar yollayabilir. Bu yol çok nadir kullanılır çünkü diğer yöntemlere nazaran özel ilgi gerektiren bir yöntemdir ayrıca bu yolla yaratılmış varlık fiziki plana geçebilmek için bütünlüğü olan yüksek miktarda eterik maddeye ihtiyaç duyar.Realize edilen bu varlığın tamamen fiziki plana geçebilmesi için bir majisyenin ya da genellikle majisyen grubunun varlığın geçişine olanak sağlayacak kadar bol miktarda eterik madde yaratması ve bu maddeye hükmederek varlığı astral plandan fiziki plana taşıması gerekir. Şeytani enerji bu yolla imajlar yaratabilir ve fiziki dünyada uygun bir ektoplasmaya erişerek görsellik kazanabilir, telepatik bağlantılar kurabilir, enerjisini zarar vermek de dahil olmak üzere farklı amaçlarla majikal bir araç olarak kullanabilir. Fakat bu yukarıda bahsettiğim eterik madde sorunu nedeniyle oldukça ender rastlanan bir durumdur. Hem bunu yapabilecek kadar yetenekli hem de yapmak isteyecek kadar çılgın bir majisyen grubu bulmak neredeyse imkansızdır.Bu grubun bulunması halinde başka bir büyük problem yaşanır; Şeytani enerjiyi bu iş için ikna edebilmek.

 

Ruhunu Şeytana Satma

 

Forumda sıklıkla sorulan ve gündeme gelen "ruhunu şeytana satma" eylemi bu yolla gerçekleştirilebilir arkadaşlar.Eğer yukarıda bahsettiğim iki büyük problemi aşarak gerçek bir temas sağlayabilirseniz önünüzde çok daha büyük bir problem belirecektir, şeytana cazip bir teklif sunmak :) eğer bunu da başarıyla atlatırsanız şeytanın daha doğrusu şeytani enerjinin desteğini alabilirsiniz gerçekten. Bu size ne kazandırır? Azımsanmayacak avantajları olduğunu inkar etmek büyük bir hata olur.... Kollektif bilince erişebilirsiniz, invoke ettiğiniz varlığı fiziksel planda barındırmanın bir yolunu bulabilirseniz onun yardımıyla inanılmaz işler yapabilirsiniz, evet teorik olarak bunların hepsi mümkün....

 

Nerden Biliyor?

 

Peki bu enerji nereye nasıl etkiyeceğine neye göre karar veriyor? Tanrı gibi herşeyin ve herkesin bilgisine sahip mi? Temel olarak bu sorunun cevabı tahmin edebileceğiniz gibi hayır. Bu bilinç sahibi enerjinin çalışma prensibini bilgisayar programına benzetmek yanlış olmaz aslında. Verilerini kollektif bilinçten ve astral bedenlerimizin durumundan elde ediyor. Temel olarak iki farklı fazda çalışıyor; birincisi toplu etkiler ikincisiyse bireysel etkiler.

 

Kollektif bilinçteki değişikliklere göre insanlığın ve hatta genel olarak dünyamızın durumu hakkında bilgi sahibi olurken, bireylerin aura durumları aracılığıyla da her birimizin öznel durumu hakkında bilgi sahibi oluyor. Söz konusu enerjinin bulunduğu ara plandaki zaman kavramı bizimkinden farklı olduğu için bizim çok yakın geçmiş ve geleceğimizi takip edebiliyor (bu pay en fazla 36-40 saatlik bir süreci kapsıyor yani onun bir anı bizim ortalama olarak 36-40 saatimize takabül etmiş oluyor.Bu şekilde düşündüğümüzde bizim geçmiş 18 saat içinde yaptığımız şeyleri ve gelecek 18 saat içerisinde yapacaklarımızı aynı anda görüyor). Ve bu bilgileri analiz ederek "yapılması gerekeni" yapıyor.

 

"Yapılması Gereken" Ne?

 

Takdir edersiniz ki Şeytanın doğasını tamamiyle çözmek bir ölümlünün harcı değil... O'nun neye göre hareket ettiğini ve insanlık üzerindeki amacını bilmek neredeyse imkansız... Kötü ve yıkıcı etkilerinin yanında bir çok iyi ve yapıcı müdahalede de bulunuyor aslını isterseniz. Yani bu müdahaleler toplamda saf kötülüğe varmak için atılan adımlar olabileceği gibi, başka bir gayeye hizmet ediyor da olabilir. Ben sadece tarafsız olarak elde ettiğim bilgileri paylaşıyorum ve tekrar söylüyorum, Onun işlerini analiz ederek hakkında hüküm vermek benim harcım değil...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

şeytan neden yakıp yıksın ozaman kaybeder. Bak senden daha güzel bir dünya yarattım. Senin yarattığın eksikti ben mükemmelleştirdim. 0 entropi, artık acı cekmiyorlar. Evet acı çekmiyorlar. Bir robot gibi donuk ve hissiz bakıyorlar. Çünki sen onları kandırdın. Hakikati herzaman gizledin.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Dünya da var olan ve olacak olan hikayeler iyi/kötü üzerine yazılıp, ağızdan ağza, coğrafyadan coğrafyaya aktarılmış. Eğer varlıkların var olduğuna inanıyorsak, onu hissedebilir, tadabiliriz Sadece onu değil, Tanrı/Tanrıları, melekleri ve ruhları bile. Ancak bir tarafın olmadığını bilmek, var olma gayesini açıklamak adına büyük bir adımdır kanımca.

 

İnsanların inanma güdüsünden kaynaklanan boşluğu doldurma çabaları, sürüsüne bereket hikayeler ortaya çıkarmış ve hepsinin merkezinde tabiat,insan,hayvan davranışlarının iyi/kötü toparlanmış. Sonuçta bir baş ve onun düzenleyici/denetleyici hizmetkarları. Ve düzeni yıkmaya ya da kendi varlığının, hükmü geçen ikinci varoluş veya tek olması gibi bir sürü ampirik hikaye mevcuttur ve daha da çıkacaktır.

 

Şu koskoca evrende ya da küçücük evimizde önemli biriymiş gibi Yaratıcıyı, Şeytanı tanımlamakta neymiş arkadaş. Duysa hele bir duysa...

 

Neyin gerçek olduğunu bilmiyorum ama inandığım olgu savaşın tarafı olmadığıdır. Her şey birbiri ile savaş halindedir. Kaosal gerçeklik modeli... Yaratır ve gider.

 

Bu arada Supernatural 9. sezon iple çekmekteyim. Melekler cennetsiz ne halt yiyecekler.

 

Şeytan adanmak için iyi bir seçim. :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

"Ömrüm boyunca İblise saygı duydum. Çünkü Sadece Rabbinin önünde secde etmek istiyordu. Bir İnsanın değil...!"

 

Hallac-ı Mansur

 

 

Tamam da ... Eğer Rabb'inin önünde secde etmek istiyorsa (ki istiyor) Onun her dediğini yapması gerek çünkü Allah'ını efendi biliyor. Allah ta ona Hz. Adem'e secde et diyor. Sonucunda şeytan bunu "Adem benim tanrım" diye yapmıyor ki, Allah'ın emrini yerine getirmek için yapıyor ... Bilgi veriyim dedim ...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

şeytan melek değildir kuranda araştırırsan bulabilirsin, tabi inanıyorsan

 

aslında tam anlamıyla islamiyette şeytan kavramı bir rütbedir bize göre iblis tektir...şeytanların sayısı pek çoktur yani kötülük yapan cinniye biz şeytan deriz..İblis zamanında cinnlerin bir elçisiydi ve hatta Allah ın emirleri uğruna pek çok savaş verdi kafir cinlere karşı..Allah onu beğenerek melekleri emrine verdi ve ona azaz el ismini verdi(pek çok insan bu yüzden iblise melek diyor :confused:)...daha sonrasında iblis kibirleniyor cennetten kovuluyor vs. hikayenin gerisini biliyorsunuz

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...