pascha Yanıtlama zamanı: Kasım 19, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 19, 2008 Ates Etme > > Temel Afrika ya safariye gitmis. Ilk günün sonunda gece otelin lobisinde avcilar > konusuyormus. Ingiliz : > - Ben bugün 1 gergedan vurdum... > Fransiz : > - Ben de 1 aslan vurdum... > Temel : > - Ben de 1 nosut vurdum... > Ingilizve Fransiz anlamamis ama cehaletleri belli olmasin diye de sormamislar. > Ertesi gün yine ava gidilmis gece yine toplanmislar. Ingiliz : > - Ben 2 kaplan vurdum... > Fransiz : > - Ben de 1 fil vurdum... > Temel : > - Ben 4 nosut vurdum... > Ingiliz dayanamamis sormus : > - Kusura bakma ama nosut nasil birseydir? Bunca yillik avciyim hiç duymadim... > Temel : > - Ben de ilk defa burda gördüm. Kara kara birseyler insana benziyorlar. Ellerini > kaldirip nosut nosut diye bagiriyorlar (Nosut = No shoot = Ates etme )... > - Atesböcekleri > > Temel ile Dursun iki katli bina yaparlar. Birinci kati tamamladiktan sonra evleri > olmadigi için orada kalmaya karar verirler. Yaz mevsimi oldugundan yattiklari > yere sivri sinekler dolar. Bunlar da sineklerin kendilerini sokmamasi için yorgani > baslarina kaptirlar. Günlerden bir gün yine yatma zamani gelince odaya ates > böcekleri girer. Bunlar herzamanki gibi baslari yorganin içine gömülü sekilde > yatarlarken Temel bir ara basini disari çikarip ates böceklerini görünce tekrar > aceleyle yorganin içine gömülür. Dursun u dürter ve ona : > - Ula, ula Dursun kalk! Sivrisinekler ellerinde fenerle bizi ariler!.. - Fadime > > Temel eşi ile köyüne giderken teröristler minübüsü durdurmuş. Yolcuları aşağı > indirmişler . Hepsini sıralamışlar ve isimlerini sormuşlar. > - Adın ne? > - Ahmet... > - Öldürün... Adın ne? > - Ayşe... > - Öldürün... > Sıra Temel`in hanımına gelmiş, teröristler sormuş : > - Adın ne? > - Fadime... > - Aaaa öldürmeyelim annemin adı da Fadime... > Neyse onu ayırmışlar. Sıra temele gelmiş, teröristler sormuş : > - Adın ne? > - Adım Temel`dir fakat bana köyde Fadime derler... > > - Yaylalar Yaylalar > > Temel, gece vakti mezarlıktan geçmek zorundadır, ama çok korkar. Arkadaşları > "Korkma yahu" derler. "Mezarlıktan geçerken şarkı söylersin; hiçbirsey olmaz." > Temel çaresiz bu öneriyi kabul edip mezarlığa girer. Zifiri bir karanlık, Temel > korku içinde ve başlar bir türkü söylemeye: > - Ay akşamdan ışıktır! > Ve hemen ardından müthiş bir koro: > - Yaaaylalar, yaylalar!.. küçük bir tebessüm olsun yüzünüzde 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
attart Yanıtlama zamanı: Kasım 19, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 19, 2008 :D teşekkürler Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
GuiltyDemon Yanıtlama zamanı: Kasım 19, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 19, 2008 hehe güzel paylaşım sağol Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
psiozzy Yanıtlama zamanı: Kasım 20, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 20, 2008 eline sağlık Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
JeliPhoN Yanıtlama zamanı: Kasım 20, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 20, 2008 eline sağlık Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Mrs_Echelon Yanıtlama zamanı: Kasım 21, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 21, 2008 :D:D:D:D süperdi yaaa. çok saol.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
metafizika Yanıtlama zamanı: Aralık 1, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 1, 2008 'Sayın Başbakan, Birbirinden başarılı iki oğul babasısınız. Oğlunuz Burak alnının teriyle genç yaşta gemi aldı. Diğer oğlunuz Bilal, Dünya Bankası'ndaki başarılarıyla stratejik ortağınız Amerikan başkanı Bush'un bile iltifatlarına mazhar oldu. İkisi de pırlanta gibi, Allah bağışlasın. Demem o ki, bir evlat nasıl yetişir, bir baba evladına baktığında nasıl içi titrer, nasıl burnunun direği sızlayarak sever biliyorsunuz... Ama oğlu ertesi gün askerlik kurası çekecek bir baba o geceyi nasıl geçirir, Güneydoğu'yu çeken oğlunu otobüse nasıl bindirir, 15 ay boyunca geceyi gündüze nasıl ekler, saat başı haberlerini nasıl içi içini yiyerek seyreder, telefonda konuştuğunda 'Operasyona gidiyoruz, hakkını helal et baba' diyen oğluna ne cevap verir, bilmiyorsunuz. Çünkü dediğim gibi oğullarınızdan biri armatör oldu. Güneydoğu'da deniz yok, Atatürk Barajı da oğlunuzun gemisi için pek küçük kalır, yakışık almaz. Yani Burak güvende. Allah bağışlasın. E diğer oğlunuz Bilal de dediğim gibi Dünya bankası'ndaydı. Şimdi ise Dünya Bankası her nedense sözleşmesini yenilemediği için The Brooking Institution da. İşi düşünce üretmek olan bu kuruluş da geçenlerde Diyarbakır'ın belediye başkanı Sayın !!!! Osman Baydemir'i (bilmeyenler,bu adamın neler yaptığına açın da bakın) ağırlamıştı, hatırlatırım. Yani sözün kısası Bilal de Washington'da, güvende. Allah bağışlasın. O yüzden de 'Artık şehit cenazeleri görmek istemiyoruz' diyen bir vatandaşa gönül rahatlığıyla 'Askerlik yan gelip yatma yeri değildir, canım kardeşim' diyebiliyorsunuz. Ben de artık şehit cenazeleri görmek istemeyenlerdenim, bu yüzden ben de sizin 'Canım kardeşim' diye hitap edebildiklerinizdenim. Can kardeşliğin verdiği samimiyet hissiyle, olanca içtenliğimle merak ediyorum. Sayın Başbakan, 5 ayda verilen 50 şehidin ardından, "Askerlik yan gelip yatma yeri değildir" dediğiniz için; şehitlere "kelle" dediğiniz için hiç mi utanmıyorsunuz? Bırakın politikaya devam etmeyi, meydanlarda büyük büyük laflar etmeyi; hala nasıl sokağa çıkabiliyorsunuz? Artık neredeyse her gün kalkan cenazelerde o kadar kişi tek bir ağızdan sizi ve bakanlarınızı yuhalarken ne hissediyorsunuz? Yani mesela, "Yan gelip değil, can verip yattılar" diye bağırırken binlerce kişi, 'Yer yarılsa da içine girsem' diyebiliyor musunuz? Orada, şehitlerin cenazesinde, Ajan Smith gözlüklerinizle gizlerken yüzünüzü neye daha çok üzülüyorsunuz? Şehitlere mi, düştüğünüz hale mi? İktidarınızın ilk günlerinde terör sıfırken dört buçuk yılın sonunda gelinen durum nedeniyle hiç mi suçluluk duymuyorsunuz? Şimdi sürekli 'şehitlik üzerinden siyaset yapmayın' diyorsunuz ya meydanlarda. Peki, o zaman tam seçim arifesinde niye şehit aileleri ile gazilere TOKİ aracılığıyla kurasız ucuz konut veriyorsunuz? Bu durumda asıl siz şehitler üzerinden siyaset yapmış olmuyor musunuz? Sayın Başbakan, bir baba olarak soruyorum size. Aynaya baktığınızda ne görüyorsunuz? Akşam yastığa başınızı koyduğunuzda uyuyabiliyor musunuz? Kelle deyip geçtiklerinizin ahından korkmuyor musunuz? O mağrur, çocuk bakışlı erler, onların babasız evlatları, anaların ağıtları, babaların Vatan Sağ olsun' derken titreyen dudakları hiç mi rüyanıza girmiyor? Bir 'canım kardeşiniz' olarak olanca samimiyetimle soruyorum. Bu kadar sevilmemek nasıl bir duygu Sayın Başbakan? Ha, bu arada. Bir oğlunuz, Bilal, hani stratejik ortağınız Bush'un iltifatlarına mazhar olan, askere gitmedi. Diğeri, Burak, hani alnının teriyle gemi alan ise çürük raporu almış. Askerlik yapmayacakmış. Ne diyeyim. Bilal de, Burak da pırlanta gibi çocuklar. Allah bağışlasın.' 2 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
xkulkedisix Yanıtlama zamanı: Aralık 1, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 1, 2008 güzel paylaşım olmuş. teşekkürler. umarım birgün gaflet uykusundan uyanırlar. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sAcReDwitCh Yanıtlama zamanı: Aralık 1, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 1, 2008 tayyip kadar . . . .. . . warmı ya tam bi . . . . neyseee sinirim attı gene Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
metafizika Yanıtlama zamanı: Aralık 1, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 1, 2008 Ha arkadaşlar bu arada Osmanlı Cumhuriyeti filminide tavsiye ediyorum ! şiddetle Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
cgds33 Yanıtlama zamanı: Aralık 1, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 1, 2008 Paylaşım için çok teşekkürler... Yazanı ayakta alkışlıyorum... :clapping: Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
dark_princess Yanıtlama zamanı: Aralık 1, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 1, 2008 Paylaşım için çok teşekkürler... Yazanı ayakta alkışlıyorum... :clapping: Aynen katılıyorum.Bu adamı başbakan diye seçenlerin oy verenlerin aklından şüphe ediyorum... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
desires Yanıtlama zamanı: Aralık 1, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 1, 2008 3 kuruşa neleri satıyolar din din diye ortada gezerler sonra 3 kuruşa insanlıklarını insanları satarlar Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
attart Yanıtlama zamanı: Aralık 1, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 1, 2008 Duygularımıza tercüman olunmuş tebrikler. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
zibailelectra Yanıtlama zamanı: Aralık 1, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 1, 2008 çok anlamlı bir mektup. Ama okuyanda yürek ister anlamını hissettirmek için o koltuk sevdalısı şerefsiz, imralıda yatandan da vatan haini p.vnk bu yazılanları anlayabilir mi emin değilim... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
CREMATORY Yanıtlama zamanı: Aralık 1, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 1, 2008 Adamın zerre umurunda değil ki ! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sAcReDwitCh Yanıtlama zamanı: Aralık 1, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 1, 2008 akp'nin kuruluş yıl dönümü törenleri sırasında bir ihtiyar taşıdığı pankartla ilgi çekmiş. "çocukluğumuzu bize bağışlayan tayyip'e teşekkürler!!" ihtiyarı sorguya çekmişler... - sen kiminle alay ediyorsun? sen çocukken tayyip henüz doğmamıştı bile... - işte onun için teşekkür ediyorum ya!... ______________________________________________ tayyip akıl hastanesinde konuşma yapıyormuş. bir kişi dışında dinleyicilerin tümü alkışlamış. tayyip, alkışlamayan kişiye dönerek, "siz niçin alkışlamıyorsunuz" diye sormuş. adam yanıtlamış: "ben hasta bakıcıyım ___________________________________________ ankara'da, adamın biri işine giderken birden sıkışık bir trafiğin içine düşer, ama trafik bir milimetre bile kıpırdamamaktadır. bir süre sonra arabasının yan camına birisinin tıkladığını görür ve camını açar. -ne var, ne olmuş acaba??? -teröristler tayyip erdoğan'ı yakaladılar....eğer 1 milyar ytl verilmezse üzerine benzin döküp yakacaklarmış! -ha, şimdi anladım bu trafiği... -ya, işte onun için herkesten biraz yardım topluyoruz. -insanlar ne kadar veriyor ortalama olarak? -valla, yaklaşık olarak 5'er litre...!!! alıntıdır.. :D :D baktım ama göremedm formda mewcut diildir umarım aynıları 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
attart Yanıtlama zamanı: Aralık 14, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 14, 2008 Plana bak ya Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
CREMATORY Yanıtlama zamanı: Aralık 14, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 14, 2008 Bu kadar uğraşacağına herkesin yemeğine arsenik karıştırsa daha ucuza gelir Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
enony Yanıtlama zamanı: Aralık 14, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 14, 2008 zeki çocuk. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Sir_Lancelot Yanıtlama zamanı: Aralık 14, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 14, 2008 Temel ve Dursun trenle yolculuk yaparken,bir sığır çiftliğinin önünden hızla geçiyormuş.Temel tahmin etmiş -Dursun burada tam 397 sığır var.. -Ula Temel,nasıl saydın?Vızz diye geçtuk daa.. -Kolaydur da....Ayaklarını sayıp dörde bölüyorum. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Sir_Lancelot Yanıtlama zamanı: Aralık 14, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 14, 2008 Osmanlı zamanında, Bizans donanması ile Osmanlı donanması savaşacaklar. Bizans 10 gemilik muhteşem bir donanma hazırlar ve denize açılır. Donanmanın başında Andropolos vardır. Andropolos en öndeki geminin burcunda elleri göğsünde heybetli bir heykel gibi durmaktadır ve hemen arkasında yaverleri vardır. Hep birlikte Osmanlı donanmasını beklemektedirler. Yukarıdan gözcü bağırır: "Komutanım, Osmanlı donanması 3 gemiyle göründü". Komutan yaverine döner ve: "Bana kırmızı gömleğimi getirin eğer savaşta yaralanırsam kanım belli olup da askerlerin morali bozulmasın."der. Hemen kırmızı gömleği giyer ve aynı ihtişamıyle yerinde durur. Gözcü yine bağırır: "Komutanım, o 3 geminin ardından 30 gemi daha göründü." Andropolos tekrar yaverine döner ve hafifce mirildanir : "Bana kahverengi pantolonumu getirin." Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Sir_Lancelot Yanıtlama zamanı: Aralık 14, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 14, 2008 Nasıl yagmur nasıl fırtına, adam bir taksiye el kaldırır, taksi durur.. Adam gidecegi yeri söyleyince, taksici kızarak "Ohoo orası çok yakın alamam seni" der ve gazlar gider.. Adam çok bozulur ama sonra bir şekilde evine gitmeyi başarır.. Ertesi gün şans eseri bir bakar ki, dün geceki taksici, evinin önündeki taksi duragındadır ve üçüncü sıradadır.. Hemen plan yapar ve ilk taksi şoförüne yanaşır: -Ataköye kaça götürürsün ?" -5 milyon -Sana 20 milyon veririm ama bir kere beraber olalım -Hadi be sapık mısın, defol!!. Adam bu cevabı alınca ikinci sıradaki taksiye yanaşır -Ataköy'e kaça götürürsün? - 5 milyon -Sana 20 milyon veririm ama bir kere beraber olalım -Vay sapıkkk vayy defol! Sıra üçüncü taksiciye yani bizim taksiciye gelmistir.. Adam yanaşır: - Ataköy'e kaça götürürsün ? - 5 milyon -Peki sana 20 milyon veririm ama bir şartım var -Nedir ? -Giderken diger taksicilere el sallayacaksın - -Ayıp ettin abi tabii... 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Depressive Yanıtlama zamanı: Aralık 14, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 14, 2008 asjkdhaskdhasgdasgaskdjadg :rofl::rofl: .... cafer bez getir Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
theangelofdeath Yanıtlama zamanı: Aralık 14, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 14, 2008 iyimiş :D Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.