ESULA Oluşturma zamanı: Şubat 1, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Şubat 1, 2008 Kurdukları kardeşlik ittifakı, aralarındaki zıtlıkların korunmasını gerektiriyor olsa ve bu nedenle her biri kendi öz törelerine bağlı kalmaya çalışıyor olsalar da, yine de, eski toplum birimler arasındaki ittifak yaşamı, tarafların kaçınılmaz bir yakınlaşması ile sonuçlanmış olmalıdır. Tıpkı günümüzde farklı ulusal topluluklar arasındaki kaynaşma eğilimine karşı durulamaması gibi. Eski toplumda tanrıların tekleşme süreci, bu bakımdan, törelerin de ‘bütünleşme’ süreci demektir aynı zamanda. Tıpkı günümüzde farklı dinlerin tek bir din halinde evirilme süreci yaşıyor olmaları ve ulusal, yöresel, dinsel farklı törelerden bazıları elenirken, bazılarının evrensel kabul yönünde ilerlemekte olması gibi. Eski toplumda, ittifak kurucu görece küçük toplum birimler, bu süreç içinde, geçişme, kaynaşma yoluyla yeni bir toplum birim halinde şekillenirlerken; bu arada her birine ait önceki toplumsal kurumlar da (töreler) birbirleri içine geçmeye başlarlar. Hiç olmazsa, yeni nesiller, farklı törelerin orada alt bileşenler halini aldığı bir ‘tek’ ritüelin sahibi olmuşlardır artık. Modern dönemin ‘bir tek ritüeli’ içinde, kaynakları bakımından birbirine özünde zıt kurumların da var olabilmesinin nedeni budur. Tamamen farklı toplumsal dönem ve işlevlere ait olan kurumların birbirine ulanmış, birbiri içinde erimiş örneklerini, diyelim ki, düğün tören’lerinde bastan sona izlemek mümkündür. Böyle durumlarda ayinle ilgili sürecinin analitik yorumu, kaynaklara ulaşma bakımından, çok daha gerekli hale gelir. Eski Ahit’e göre Abraham, oğlunu, İshak’ı kurban etmek istediğinde, başını vücudundan ayıracak ve sonra da kutsal ateşe atacaktı. Buradaki haliyle ‘tek’ bir ayinle ilgili süreci olarak tanımlanan bu tören, kurbanın başını keserek (‘kan akıtarak’) ve ateşte yakarak öldürme biçimli farklı iki ritüelden oluşmaktaydı. Anlaşılıyor ki, daha Abraham sırasında, önceki ittifaklar böyle bir kaynaşmanın ürününü vermişti. Eski Ahit’in İsak’a ilişkin sunum anlatımı, daha önceki çağların iki farklı ritüelinin a+b olarak birbirine ulanmış, ‘tek’leşmiş halidir. İslami yorumda, Abraham’ın kurban edilecek oğulu İsmail’dir ve kurban ritüelinde ‘ateşte yakma’ sunum biçiminden söz bile edilmez. Ateş kültünü, ittifak halinde olduğu karşıt topluluğa ait gören bir geleneğe dayanan (“insan topluluğu ve cin-melek topluluğu 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AnTiMaSKe Yanıtlama zamanı: Şubat 1, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 1, 2008 Evet bunu okumuştum paylaşım için sağol..Benzerliklerin olması şaşırtıcı.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
mezzaluna Yanıtlama zamanı: Şubat 1, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 1, 2008 arkadaşım bu yazıyı aldığın kaynağı çok merak ettim hangi kaynak paylaşırmısın? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AnTiMaSKe Yanıtlama zamanı: Şubat 1, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 1, 2008 ENK Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
mezzaluna Yanıtlama zamanı: Şubat 1, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 1, 2008 evet orasını buldumd a enk ne bu ilahiler hangi kutsal kitapta? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AnTiMaSKe Yanıtlama zamanı: Şubat 1, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 1, 2008 kutsal kitaplarda değil,sözlü geleneklerde. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
mezzaluna Yanıtlama zamanı: Şubat 1, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 1, 2008 gelenekler baya bir kutsal kitap niteliği taşıyor o zaman bu kadar kesin konuşabiliyorsa çok ilginç hiç bu tarz sözlü geleneklere rastlamadım ama konuyu açan arkadaştanbekliyorum net bir cevap Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AnTiMaSKe Yanıtlama zamanı: Şubat 1, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 1, 2008 her toplum eski dini inançlarını gelenek halinde aktarır...Bizim oğuz kaan destanımız nasıl gök tanrıdan izler taşıyor ve bizi aydınlatıyorsa bu da böyle birşey Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
birunsatan Yanıtlama zamanı: Şubat 1, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 1, 2008 sümer uygarlığı, tam anlamıyla mitolojinin ve tek tanrılı dinlerin temelinin atıldığı bir uygarlıktır. İlk insan yaratımı, adem ile havva efsanesi, nuh tufanı gibi aklımıza gelen bütün efsane ve mitolojik oluşumların temelinin atıldığı uygarlık olan sümerler, bu tip ritüllerde de ilk olma özelliklerini taşmaktadır. Sümeroloji yeni bir dal olduğundan yazılı olarak bir çok kaynak daha ortaya çıkmasa da, çıkan kaynaklardan bunları anlamak kolaydır. Ritüeller ise, yazılı olduğu kadar antimaske'nin de dediği gibi sözlü olarakta bugüne kadar gelmiştir ki sözlü gelenek, kutsal kitaplardan daha çok hatırlanır ve bugüne gelir. Kutsal kitaplar yokken bu gelenek vardı ve sümerlerin toprakları yani mezopotamya cografyası sözlü geleneğin hala ayakta durduğu, önemli gözüktüğü bir coğrafyadır. Bu coğrafya da yapılacak kısa bir araştırma bile, bilinmeyen bir çok ritüelin ortaya çıkması demektir. -------------------- paylaşım için tşk... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
mezzaluna Yanıtlama zamanı: Şubat 1, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 1, 2008 benim adımda ay tanrıçası demek bunu çok iyi biliyorum ama yukarıdan gelen kitaplara dayanarak bile böyle kesin yarguılarda konusamazken bu yazıtlara dayalı kesın yargılar sunmamız bıraz dogru olmuyor gıbı paylasım cok guzel arkadasıma tesekkur ederım yhanlıs anlamasını ıstemem genc ılgılı arastırıyor bosa vaktı harcamıyor bu cok guzel ama benı urkuten seyler var toplum un ıcındekıler sızler gıbı temız degıl endıselerım bu yuzden bırde yasınıza gore basladıgınız bılgı akısı ortalardan baslamıs baslardan ıncelemeler ypamak daha verımlı olacak buralarada sıra gelecek ama sındıre sındıre yapmanızı onerırım;) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AnTiMaSKe Yanıtlama zamanı: Şubat 1, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 1, 2008 tavsiye için teşekkürler Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
mezzaluna Yanıtlama zamanı: Şubat 1, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 1, 2008 Çok tanrılı inanca sahip Sümerlerin tapınaklarına Ziggurat denirdi. Zigguratlar yedi katlı olup toplam üç ana bölümden oluşur. İlk katlar erzak deposu,orta katlar okul ve tapınak,son katlar ise rasathane olarak kullanılmıştır. Yazının icadı serüveni bu tapınaklara dayanır. Mezopotamya'da evler ve tapınaklar taş az olduğundan kerpiç ve tuğladan yapılmıştır. Hem bu özelliğinden hem de sık sık istilalara uğradığından bu yapılar günümüze kadar ulaşmamıştır. kaynak vikipedi Sümerliler tek tanrılı dinin temelini atmamıştır sadece geçiş evresini olduğu bir sınırda bulunmaktadırlar hukuki alanda ciddi çalışmalar başlatmış ve öncü olmuşlardır Gılgamış Destanı, Yaradılış Destanı ve Tufan Hikayesi en öenmli eserleri arasında bulunmaktadır bunlar kaynakların yazdığı sevgili birunsatan arkadaşım yazdığın dikkatimi çekti bende bunu paylaşmak istedim -------------------- rica ederim antimaske kardeşim istediğin zaman kafana takılanları yazabilirsin Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
birunsatan Yanıtlama zamanı: Şubat 1, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 1, 2008 ya konu sapmasın ama, sümer rahip devleti, çok tanrılı dinlerden tek tanrılı dinlere geçişteki en önemli evreyi yani tanrının tek olma olgusunu başarmışlardır. Bunun yanında da, tek tanrılı dinlerin temelinde olan bütün efsane ve mitolojik bilgilerin tümü sümerlerden gelmedir. Şu doğru, çok tanrılı inanca sahiptiler ama dikkat edilirse, sümer rahip devleti denilen olgu oluşumundan itibaren, bu çok tanrılılık yavaş yavaş kendisini tek tanrılığa doğru sürüklemektedir ki tek tanrılı olmamışlardır ama bunun temellerini atmışlardır. Sümer mitolojisi incelenirse, ilk dönemler dışında, sümerlerin gelişme döneminde tanrıların savaşı olmuş ve sümerlerin son dönemlerinde tek tanrının bu savaşı kazandığı ve diğer tanrıların artık yavaş yavaş silindiği gözükmektedir. Sümerlerin son dönemleri, çok tanrılı dinlerinde son dönemlerinin başlangıcı olmuştur. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AnTiMaSKe Yanıtlama zamanı: Şubat 1, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 1, 2008 Evet birun yine de "bizim inançlarımız yanlıştır" dememişler savaş kaybettik demişlerdir.Aslında sümerlerin Tanrılarını bu denli özel kılan nedir?İşte bunu bilemiyorum.Bugün bile izlerini sürenler var... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
mezzaluna Yanıtlama zamanı: Şubat 1, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 1, 2008 ben geciş dönemi içerisinde olduğu konusunda hemfikirim zaten Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.