Jump to content

Metin Altıok


schizophrana

Önerilen Mesajlar

Kısaca

 

1941 Bergama doğumlu DTCF mezunu ressam , yazar ve şair. 1993 yılındaki Sivas Katliamı'ndan sağ kurtulan tek kişi olma özelliği taşır ancak 9 Temmuz günü hayata veda etmiştir.

 

Alıntı

 

Ataol Behramoğlu, Büyük Türk Şiiri Antolojisi'nde şairin şiirini anlatıyor: ``M.Altıok'u şiirleri 70'li yıllarda yayınlanmasına karşın, şiirlerinin kaynakları bakımından 60'lı yılların geç ürün veren bir şairi olarak nitelemek gerekir. .... Bu kuşağın en romantik, duygucu şairleri arasında. Dili yalın. Benzetme yapmayı, anlaşılması güç olmayan simgeleri kurmayı seviyor.''

 

 

 

 

 

AYKIRI SEVDA SÖZLERİ

 

1.

Sevdiğim, tabutum, ak kefenim;

Derin ve dar mezar çukurum benim.

 

2.

Yeni bir kalıba dök, beni arıt bir potada.

Geçmişim saklı ama geleceğim ortada.

 

3.

Kabahatinden daha büyüktür özürü;

Yüreğimin aşık olmaktan ötürü.

 

4.

Sen vazgeçilmez kötü bir alışkanlıksın,

Cinnete ve ölüme karşı bir esrarsın.

 

5.

En büyük yanlış bir kadına bağlanmaktır;

Gerçek aşk bir kadından, kadınlara akmaktır.

 

6.

Seni kuşanıp çıkarım sokaklara.

Tuhaftır, hep ben olurum hazır patlamaya.

 

7.

Yüreğime benzin döküp kibrit çakan;

Ey usta kundakçım iz bırakmayan!

 

8.

Söylentiler çıksın, elimi kana bula;

Yeter ki günlerim olsun çırılçıplak koynunda.

 

9.

Kumar borcum, yani namusumsun;

Masum değil, iflah etmez tutkumsun.

 

10.

Bütün pislikleri ortaya çıkardığından,

Aşıksam nefret ediyorum yaşamaktan.

 

11.

Aşk bütün kötülüklerin anasıdır.

Her aşk sonunda bir bozgun anısıdır.

 

12.

Seninle içimde bir yakın ölüm sevinci;

Sen vaktini şaşmazsın salgınlar gecikmeli.

 

13.

Aşkın fincanından kayıp gitmiş bir pul sırça

Ve güve yeniği umudun havlı kumaşında.

 

14.

Benim soluğum barut kokar ve de kan.

Seninki bir ağıttır kendini yerden yere vuran.

 

15.

Bu ham dünyada zoraki bir söz gibi sevgim.

Sevsem sana yazık, sevmesem incinirsin.

 

16.

Sevgimiz bir taştır yarısı gömük toprağa;

Kaldırsan böcekler görürsün altında.

 

17.

Temiz kalmış ne bulunur bir çöplükte

Aşk da kirlenir elbet insanla birlikte.

 

18.

Gözlerine derinden ne zaman baksam;

Hep uzaklaşıp giden yalnız bir adam.

 

 

BEN ŞİMDİ BİRAZ

 

Ben şimdi biraz da

Senin için görüyorum;

Gökyüzünün parlak,

Bakış seken mavisini.

Ben şimdi biraz da

Senin için duyuyorum;

Gecenin o sarsak,

Yokuş çıkan ezgisini.

Ben şimdi kanayarak

Senin için yaşıyorum;

Sazan derisi gibi

Günlerimi külle soyarak

 

EVDE YOKLAR

 

Durmadan avuçlarım terliyor,

inildiyor ardımdan

Girdiğim çıktığım kapılar.

Trenim gecikmeli, yüreğim bungun,

Bir bir uzaklaşıyor sevdiğim insanlar.

Ne zaman bir dosta gitsem,

Evde yoklar.

 

Dolanıp duruyorum ortalıkta.

Kedim hımbıl, yaprak döküyor çiçeğim,

Rakım bir türlü beyazlaşmıyor.

Anahtarım güç dönüyor kilidinde,

Nemli aldığım sigaralar.

Ne zaman bir dosta gitsem

Evde yoklar.

 

Kimi zaman çocuğum,

Bir müzik kutusu başucumda

Ve ayımın gözleri saydam.

Kimi zaman gardayım

Yanımda bavulum, yılgın ve ihtiyar.

Ne zaman bir dosta gitsem,

Evde yoklar.

 

Bekliyorum bir kapının önünde,

Cebimde yazılmamış bir mektupla.

Bana karşı ben vardım

Çaldığım kapıların ardında,

Ben açtım, ben girdim

Selamlaştık ilk defa.

 

GERİYE KALAN

 

 

Bir anahtar verdindi bana

Kabaran yüreğimi bilerek.

Kullanıp durdum onu gönlümce,

Aşkıma kenar süsü diyerek;

Aşındırdım dişlerini zamanla.

 

Geriye ben kaldım işte.

 

Yalan olur sevmedim dersem;

Ama yolcu yolunda gerek.

Ey ömrümün uğuldayan durağı;

Yanlış hesaptan dönerek,

Benli günlerini sil istersen.

 

Geriye sen kaldın işte

 

 

KİMLİKSİZ ÖLÜLER

 

Yanında dağılmış kağıtlar

Ve tütün tabakası var

 

Bir bez parçasıyla

Ağzını tıkamışlar

 

Cesetini sırt üstü

Boyunca uzatmışlar

 

Bir deniz kabuğunda

Dalgaları duyanlar

 

Boş bir mermi kovanı

Sizce nasıl uğuldar

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

ŞİMDİ GEL

 

 

Sevdaydı bulduğum sende,

Sende buldum senden geçtim.

Terk ettim sanma sakın;

Yeni bir hızla bilendim,

Çağıldayan özgür sesinde.

 

Şimdi gel durdurma beni.

 

Çünkü sevda bir nehirdir,

Akar insan bütünlüğüne.

Türlü kollar alarak

Katar onları benliğine.

Yürekten yüreklere yönelir.

 

Şimdi gel dondurma beni.

 

 

 

 

SONLUDUR AŞK DA

 

 

Güzel anılar biriktirdim senden,

Dudağıma solgun gülücükler getiren.

Özenle sakladım belleğimde,

Bir yığın oldu daha şimdiden.

Nasıl olsa bir sonu olacaktı bu aşkın,

Bir gün apansız gerçekleşiveren.

 

Bir terazinin durgun pirinç kefesine

Pat diye inince kara kiloluk,

Nasıl kalkar havaya birdenbire

Boşa kalan zavallı kefe.

Nasıl titreşir terazi uzun süre,

Denge sağlanıncaya kadar başka şeylerle.

 

Anılarla bozdum o dengeyi ben önce,

İkimiz için de yaptım bunu.

Yaşadığımız günlerden biriktirdim sessizce,

bir kefede sana hiç sezdirmeden.

Koyabilirsin kara kiloyu artık,

Bak, terazi nasıl kolay gelecek dengeye.

 

Mutluydum yine de ben kendimce

senin girdilerin, çıktılarım benim

Doğrusu uygundu birbirine,

Yanyana gelince, bir resmi tamamlayan.

Vazgeçilmezdi ellerin sonra,

Yangınımdan yorgan döşek kaçıran.

 

Ama inan sonludur aşk da,

Kovalar sonunu kendi kendinin.

Bana bir uçurum gerek şimdilerde,

Yeterince dik ve derin.

Bir çavlan istiyorum çünkü,

Kırmak için kristalini hayatın ve şiirin.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

EKSİLEN

 

Öyle yıpranmış ki

Bir forması eksik içinden,

Sahafa düşmüş bir kitap

Gibi sararmış üzüntüsünden.

Bir ay doğuyor usul usul

Karanlığın göğsüne,

Dünden bugüne kendini

Biraz daha eksilterek getiren

Küsmüş göğüne besbelli

Geleceği göremediğinden

Taşıyor oysa hüzünlü bitişinde

Doğuşunu yeniden

 

ZAMANLI GAZEL

 

 

Kendini yollara vurdun, değişen çevreye kandın bir zaman

İçinde dönen başıbozuk sıkıntı, geçer sandın bir zaman

 

Donmuş kentlerden geldin, sen bu kavruk yangın yerlerine

Ürperen yalnız yüreğini, kızgın gurbete bandın bir zaman

 

Düşündün geceler boyu, peşinden gelen tekinsiz geçmişini

Gönlündeki göçük aşkın oduna, için için yandın bir zaman

 

Sonunda gide gide, adına uygun düşen, yalnızlığına kondun

Yorgun bedeninde zamana karşı, çırpınan candın bir zaman

 

Üzülme altıok metin, hüzünlerle geçen tarazlanmış ömrüne

Sen yoğun sis içinde sesi duyulan, uzak çandın bir zaman

--------------------

SİS..

 

Özenle boyadım ipliğini sevginin,

Gidip de bulamamanın incinmiş rengine.

Sisi gümüş bir rüzgarla tepelerden eğirdim,

Dokudum yalnızlığın bu serin kumaşını,

Sesime ayrılıklardan bir gömlek diktim.

Ölümü tastamam ezberledim de geldim,

Dilimde bu buruk türkü tadıyla

Bilmem ki buradan nereye giderim.

 

Sonunda kendime bir top yangın edindim,

Soluğumla besledim dudağımın ucunda.

Ömrümün külüydü savrulan hep ardımda,

Örterek yavaş yavaş bıraktığım izleri

Yanmış bir günün sürüklenen kanatlarıyla.

Koştum, durmadan koştum o küçük yangınımla,

Adımın çaresiz kıyılarında kendi göğümü bulmaya.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

HANÇERİN SAPI

 

Bekliyorum kaç zamandır;

Uykusuzum, sabırsızım.

Başımı acıtıyor

Geceleri yastığım.

Dilim kurumuş

Bir su yatağı,

Katı sözcüklerle

Dolu tozlu ağzım.

 

Bakıyorum eski

Fotoğraflara.

Hafız Burhan dinliyorum

Taş plaklardan.

Bir pencere çarpıyor

Viran yüreğimde,

Sıvalar dökülüyor

Pervazından.

 

Dörtnal giden

Ürkek bir attan

Düşüyorum da sanki,

Takılı kalıyor

Ayağım üzengiye.

Sürükleniyorum

Sırtüstü

Çalılar, dikenler içinde.

 

Mevsim kışa dönüyor,

Hızar sesleri geliyor

Dört bir yandan.

Odun taşıyor

Yorgun kamyonlar.

Kuşlar da gitti.

Çiçekler gelecek bahara

Tohum saçıyor.

 

BİR YALNIZLIK İŞARETİ

 

Bir cam gibi önünde

Yüzümü elinle sil,

Hohlayarak üstüne.

Seyret boş bir sokağa

Hüzünle yağışını yağmurun.

Sonra kaplasın yavaşça,

Ilık buğusu soluğunun

Yüzümü baştanbaşa.

 

Ve bırakıp gittiğinde

Bir küçük boşluk kalsın

Alnını dayadığın yerde;

Bir yalnızlık işareti

İşleyen ta içime.

 

 

SESİNİN YUMUŞAK KAVI

 

Konuş, durmadan konuş

Sesinin yumuşak kavı

Sevgiyle parlatsın

Bütün anlamları.

İşte bak sözcükler,

Bekliyorlar sıralarını

 

Konuş, durmadan konuş

Köpürtsün aşkı ve hayatı

Dişlerinin ışıldayan beyazı,

Adım da bekliyor unutma,

Benimle birlikte

Sesinle birlikte parlatılmayı

 

 

YALNIZLIĞIN BUZDAN AYI

 

Islanmış taşlığında suskun bir bekleyişin

Yutar yalnızlığın buzdan ayını,

Akşamsefaları içinde karanlık gözlerin.

Döker çiçeğini sararan rengiyle,

Yaralı bir aşkla seğiren derin.

Ve aklın seni sürgüne gönderir

Yüzüne iğreti gelen isminle,

En yalnız köşesinde donmuş yüreğinin.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...