schizophrana Oluşturma zamanı: Şubat 1, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Şubat 1, 2008 Kısaca 1941 Bergama doğumlu DTCF mezunu ressam , yazar ve şair. 1993 yılındaki Sivas Katliamı'ndan sağ kurtulan tek kişi olma özelliği taşır ancak 9 Temmuz günü hayata veda etmiştir. Alıntı Ataol Behramoğlu, Büyük Türk Şiiri Antolojisi'nde şairin şiirini anlatıyor: ``M.Altıok'u şiirleri 70'li yıllarda yayınlanmasına karşın, şiirlerinin kaynakları bakımından 60'lı yılların geç ürün veren bir şairi olarak nitelemek gerekir. .... Bu kuşağın en romantik, duygucu şairleri arasında. Dili yalın. Benzetme yapmayı, anlaşılması güç olmayan simgeleri kurmayı seviyor.'' AYKIRI SEVDA SÖZLERİ 1. Sevdiğim, tabutum, ak kefenim; Derin ve dar mezar çukurum benim. 2. Yeni bir kalıba dök, beni arıt bir potada. Geçmişim saklı ama geleceğim ortada. 3. Kabahatinden daha büyüktür özürü; Yüreğimin aşık olmaktan ötürü. 4. Sen vazgeçilmez kötü bir alışkanlıksın, Cinnete ve ölüme karşı bir esrarsın. 5. En büyük yanlış bir kadına bağlanmaktır; Gerçek aşk bir kadından, kadınlara akmaktır. 6. Seni kuşanıp çıkarım sokaklara. Tuhaftır, hep ben olurum hazır patlamaya. 7. Yüreğime benzin döküp kibrit çakan; Ey usta kundakçım iz bırakmayan! 8. Söylentiler çıksın, elimi kana bula; Yeter ki günlerim olsun çırılçıplak koynunda. 9. Kumar borcum, yani namusumsun; Masum değil, iflah etmez tutkumsun. 10. Bütün pislikleri ortaya çıkardığından, Aşıksam nefret ediyorum yaşamaktan. 11. Aşk bütün kötülüklerin anasıdır. Her aşk sonunda bir bozgun anısıdır. 12. Seninle içimde bir yakın ölüm sevinci; Sen vaktini şaşmazsın salgınlar gecikmeli. 13. Aşkın fincanından kayıp gitmiş bir pul sırça Ve güve yeniği umudun havlı kumaşında. 14. Benim soluğum barut kokar ve de kan. Seninki bir ağıttır kendini yerden yere vuran. 15. Bu ham dünyada zoraki bir söz gibi sevgim. Sevsem sana yazık, sevmesem incinirsin. 16. Sevgimiz bir taştır yarısı gömük toprağa; Kaldırsan böcekler görürsün altında. 17. Temiz kalmış ne bulunur bir çöplükte Aşk da kirlenir elbet insanla birlikte. 18. Gözlerine derinden ne zaman baksam; Hep uzaklaşıp giden yalnız bir adam. BEN ŞİMDİ BİRAZ Ben şimdi biraz da Senin için görüyorum; Gökyüzünün parlak, Bakış seken mavisini. Ben şimdi biraz da Senin için duyuyorum; Gecenin o sarsak, Yokuş çıkan ezgisini. Ben şimdi kanayarak Senin için yaşıyorum; Sazan derisi gibi Günlerimi külle soyarak EVDE YOKLAR Durmadan avuçlarım terliyor, inildiyor ardımdan Girdiğim çıktığım kapılar. Trenim gecikmeli, yüreğim bungun, Bir bir uzaklaşıyor sevdiğim insanlar. Ne zaman bir dosta gitsem, Evde yoklar. Dolanıp duruyorum ortalıkta. Kedim hımbıl, yaprak döküyor çiçeğim, Rakım bir türlü beyazlaşmıyor. Anahtarım güç dönüyor kilidinde, Nemli aldığım sigaralar. Ne zaman bir dosta gitsem Evde yoklar. Kimi zaman çocuğum, Bir müzik kutusu başucumda Ve ayımın gözleri saydam. Kimi zaman gardayım Yanımda bavulum, yılgın ve ihtiyar. Ne zaman bir dosta gitsem, Evde yoklar. Bekliyorum bir kapının önünde, Cebimde yazılmamış bir mektupla. Bana karşı ben vardım Çaldığım kapıların ardında, Ben açtım, ben girdim Selamlaştık ilk defa. GERİYE KALAN Bir anahtar verdindi bana Kabaran yüreğimi bilerek. Kullanıp durdum onu gönlümce, Aşkıma kenar süsü diyerek; Aşındırdım dişlerini zamanla. Geriye ben kaldım işte. Yalan olur sevmedim dersem; Ama yolcu yolunda gerek. Ey ömrümün uğuldayan durağı; Yanlış hesaptan dönerek, Benli günlerini sil istersen. Geriye sen kaldın işte KİMLİKSİZ ÖLÜLER Yanında dağılmış kağıtlar Ve tütün tabakası var Bir bez parçasıyla Ağzını tıkamışlar Cesetini sırt üstü Boyunca uzatmışlar Bir deniz kabuğunda Dalgaları duyanlar Boş bir mermi kovanı Sizce nasıl uğuldar Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
semuel Yanıtlama zamanı: Şubat 1, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 1, 2008 ŞİMDİ GEL Sevdaydı bulduğum sende, Sende buldum senden geçtim. Terk ettim sanma sakın; Yeni bir hızla bilendim, Çağıldayan özgür sesinde. Şimdi gel durdurma beni. Çünkü sevda bir nehirdir, Akar insan bütünlüğüne. Türlü kollar alarak Katar onları benliğine. Yürekten yüreklere yönelir. Şimdi gel dondurma beni. SONLUDUR AŞK DA Güzel anılar biriktirdim senden, Dudağıma solgun gülücükler getiren. Özenle sakladım belleğimde, Bir yığın oldu daha şimdiden. Nasıl olsa bir sonu olacaktı bu aşkın, Bir gün apansız gerçekleşiveren. Bir terazinin durgun pirinç kefesine Pat diye inince kara kiloluk, Nasıl kalkar havaya birdenbire Boşa kalan zavallı kefe. Nasıl titreşir terazi uzun süre, Denge sağlanıncaya kadar başka şeylerle. Anılarla bozdum o dengeyi ben önce, İkimiz için de yaptım bunu. Yaşadığımız günlerden biriktirdim sessizce, bir kefede sana hiç sezdirmeden. Koyabilirsin kara kiloyu artık, Bak, terazi nasıl kolay gelecek dengeye. Mutluydum yine de ben kendimce senin girdilerin, çıktılarım benim Doğrusu uygundu birbirine, Yanyana gelince, bir resmi tamamlayan. Vazgeçilmezdi ellerin sonra, Yangınımdan yorgan döşek kaçıran. Ama inan sonludur aşk da, Kovalar sonunu kendi kendinin. Bana bir uçurum gerek şimdilerde, Yeterince dik ve derin. Bir çavlan istiyorum çünkü, Kırmak için kristalini hayatın ve şiirin. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Şubat 3, 2008 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 3, 2008 EKSİLEN Öyle yıpranmış ki Bir forması eksik içinden, Sahafa düşmüş bir kitap Gibi sararmış üzüntüsünden. Bir ay doğuyor usul usul Karanlığın göğsüne, Dünden bugüne kendini Biraz daha eksilterek getiren Küsmüş göğüne besbelli Geleceği göremediğinden Taşıyor oysa hüzünlü bitişinde Doğuşunu yeniden ZAMANLI GAZEL Kendini yollara vurdun, değişen çevreye kandın bir zaman İçinde dönen başıbozuk sıkıntı, geçer sandın bir zaman Donmuş kentlerden geldin, sen bu kavruk yangın yerlerine Ürperen yalnız yüreğini, kızgın gurbete bandın bir zaman Düşündün geceler boyu, peşinden gelen tekinsiz geçmişini Gönlündeki göçük aşkın oduna, için için yandın bir zaman Sonunda gide gide, adına uygun düşen, yalnızlığına kondun Yorgun bedeninde zamana karşı, çırpınan candın bir zaman Üzülme altıok metin, hüzünlerle geçen tarazlanmış ömrüne Sen yoğun sis içinde sesi duyulan, uzak çandın bir zaman -------------------- SİS.. Özenle boyadım ipliğini sevginin, Gidip de bulamamanın incinmiş rengine. Sisi gümüş bir rüzgarla tepelerden eğirdim, Dokudum yalnızlığın bu serin kumaşını, Sesime ayrılıklardan bir gömlek diktim. Ölümü tastamam ezberledim de geldim, Dilimde bu buruk türkü tadıyla Bilmem ki buradan nereye giderim. Sonunda kendime bir top yangın edindim, Soluğumla besledim dudağımın ucunda. Ömrümün külüydü savrulan hep ardımda, Örterek yavaş yavaş bıraktığım izleri Yanmış bir günün sürüklenen kanatlarıyla. Koştum, durmadan koştum o küçük yangınımla, Adımın çaresiz kıyılarında kendi göğümü bulmaya. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Nisan 11, 2008 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 11, 2008 HANÇERİN SAPI Bekliyorum kaç zamandır; Uykusuzum, sabırsızım. Başımı acıtıyor Geceleri yastığım. Dilim kurumuş Bir su yatağı, Katı sözcüklerle Dolu tozlu ağzım. Bakıyorum eski Fotoğraflara. Hafız Burhan dinliyorum Taş plaklardan. Bir pencere çarpıyor Viran yüreğimde, Sıvalar dökülüyor Pervazından. Dörtnal giden Ürkek bir attan Düşüyorum da sanki, Takılı kalıyor Ayağım üzengiye. Sürükleniyorum Sırtüstü Çalılar, dikenler içinde. Mevsim kışa dönüyor, Hızar sesleri geliyor Dört bir yandan. Odun taşıyor Yorgun kamyonlar. Kuşlar da gitti. Çiçekler gelecek bahara Tohum saçıyor. BİR YALNIZLIK İŞARETİ Bir cam gibi önünde Yüzümü elinle sil, Hohlayarak üstüne. Seyret boş bir sokağa Hüzünle yağışını yağmurun. Sonra kaplasın yavaşça, Ilık buğusu soluğunun Yüzümü baştanbaşa. Ve bırakıp gittiğinde Bir küçük boşluk kalsın Alnını dayadığın yerde; Bir yalnızlık işareti İşleyen ta içime. SESİNİN YUMUŞAK KAVI Konuş, durmadan konuş Sesinin yumuşak kavı Sevgiyle parlatsın Bütün anlamları. İşte bak sözcükler, Bekliyorlar sıralarını Konuş, durmadan konuş Köpürtsün aşkı ve hayatı Dişlerinin ışıldayan beyazı, Adım da bekliyor unutma, Benimle birlikte Sesinle birlikte parlatılmayı YALNIZLIĞIN BUZDAN AYI Islanmış taşlığında suskun bir bekleyişin Yutar yalnızlığın buzdan ayını, Akşamsefaları içinde karanlık gözlerin. Döker çiçeğini sararan rengiyle, Yaralı bir aşkla seğiren derin. Ve aklın seni sürgüne gönderir Yüzüne iğreti gelen isminle, En yalnız köşesinde donmuş yüreğinin. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.