birunsatan Oluşturma zamanı: Şubat 2, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Şubat 2, 2008 http://www.fotoroportaj.org/dosyalar/isik/01.jpg 380.000 volt taşıyan enerji iletim hattında izolatör değişimi. http://www.fotoroportaj.org/dosyalar/isik/02.jpg 154.000 volt taşıyan enerji iletim hattında ki direkte bakım 25 metre yükseklik http://www.fotoroportaj.org/dosyalar/isik/03.jpg 380.000 volt taşıyan enerji iletim hattında yapmak için 35 metreye çıkan teknisiyenler http://www.fotoroportaj.org/dosyalar/isik/04.jpg 380.000 volt taşıyan enerji iletim hattında bakım çalışması bir fazda 3 adet iletken var, bunların bir birine rüzgarda sarılmasını önlemek için ara tutucu takılıyor http://www.fotoroportaj.org/dosyalar/isik/05.jpg 380.000 volt taşıyan enerji iletim hattında izolatör değişimi http://www.fotoroportaj.org/dosyalar/isik/06.jpg 154.000 volt taşıyan enerji iletim hattında bakım 20 metre http://www.fotoroportaj.org/dosyalar/isik/07.jpg 380.000 volt taşıyan enerji iletim hattında eskiyen özelliğini yitiren izolatörlerin değişimi http://www.fotoroportaj.org/dosyalar/isik/08.jpg 380.000 volt taşıyan enerji iletim hattında eskiyen özelliğini yitiren izolatörlerin değişimi http://www.fotoroportaj.org/dosyalar/isik/09.jpg Şiddetli bir fırtınada iki tane 45 metrelik direklerin yıkılmış halleri http://www.fotoroportaj.org/dosyalar/isik/010.jpg Yıkılan direğin yerine yeni direk dikilme işi tek tek parçalar örülüyor. Eksi 5-10 derecede, üşüyen montajcılar ateş başında ısınıyor. http://www.fotoroportaj.org/dosyalar/isik/011.jpg Montaj yapılan direğe, malzeme çeken teknisiyenler. http://www.fotoroportaj.org/dosyalar/isik/012.jpg Şiddetli bir fırtınada iki tane 45 metrelik direklerin yıkılmış halleri. http://www.fotoroportaj.org/dosyalar/isik/013.jpg Yıkılan direğin yerine yeni direk dikilme işi tek tek parçalar örülüyor. Eksi 5-10 derecede, üşüyen montajcılar ateş başında ısınıyor http://www.fotoroportaj.org/dosyalar/isik/014.jpg Şiddetli bir fırtınada iki tane 45 metrelik direklerin yıkılmış halleri. http://www.fotoroportaj.org/dosyalar/isik/015.jpg Yılların emektar power kamyoneti yine iş başında, teknisyenlerin yanında. http://www.fotoroportaj.org/dosyalar/isik/016.jpg Istranca ormanlarında sabaha karşı arızaya giden ekibin kar fırtınasında aracın önünü tıkayan karları temizleyen ekip şoförü. http://www.fotoroportaj.org/dosyalar/isik/017.jpg Direk montajı sırasında kar fırtınasına yakalanan teknisiyenler köy kahvesinde çamaşırlarını kurutuyor. http://www.fotoroportaj.org/dosyalar/isik/018.jpg 25 metrede iletkenlere ara tutucu takılırken, bir yandan sis bastırıyor. Çocukken yaşadığım kentte yetmişli yılların ortasında kentin elektrikleri bir yaz boyunca büyük kesintiye uğramıştı. Kenti besleyen yüksek gerilim direklerinin yıkılışı ve elektriğin gidişiyle birlikte şehir geceleri terkedilmiş bir yere dönmüştü. O dönemin koşullarında onarım da şimdiki gibi değil; epey uzun zaman almıştı. Bir kamu kuruluşunun desteği ile kentin mahallelerine ancak üç akşamda bir elektrik verilebiliyordu. Çocukluğumun bu karanlık günleri belleğimden hiç silinmedi. Akşamları haftada üç gün yayın yapan TRT’deki dizileri seyretmek için elektriğin olduğu yerlerdeki tanıdıklara giderdik. Televizyon hayatımıza yeni girmişti; televizyon etrafında toplanıp dizi seyretme alışkanlığı yavaş yavaş hepimizi esir almaya başlıyordu. Elektrik, hiç değilse televizyon yüzünden, artık hayatımızın vazgeçilmez bir parçasıydı. Fakat tüm bu vazgeçilmezliğine rağmen hayatımı elektriğe vereceğimi hiç düşünmemiştim. Yıllar su gibi akıp giderken 1990 yılında kendimi yüksek gerilim teknisyeni olarak T.E.K’te çalışıyor buldum. Zamanın bizi beklemediğini, hayallerimizi ise hiç ciddiye almadığını geçenlerde bu işte on sekiz yılımı doldurduğumu fark ettiğimde bir kez daha anladım. Bu işe ilk başladığımızda yüksek gerilim teknisyenlerinin ne adını duyan, ne de ne iş yaptığını bilen bulmak mümkündü. Bu terim aslında basitçe, 380 bin volt elektrik enerjisi taşıyan direklerde yazın ve kışın, gece gündüz demeden zorlu koşullarda çalıştığımızı anlatıyor. Ve aynı zamanda bir dost sohbetinde, bir tatlı uykuda, bir sinemada, veya aile gezmesinde cep telefonumuzun uzun uzun çalışlarının bizde herkestekinden farklı duygular uyandırabildiği anlamına geliyor Çünkü telefondaki sesin şu kentin şu santralinde çıkan enerji iletim hattında arıza çıktığını ve en kısa zamanda o noktaya ulaşmamız gerektiğini bildiriyor olma olasılığı yüksek. Ve sorumluluk bilinciyle en kısa zamanda iş yerine ulaşacağımız da bilinen bir gerçek. Bu sorumluluğun bedeli ağır olsa da, belki elektriksiz geçen yazımın anıları belleğimde her daim taze olduğundan elektriksiz kalmış kentin insanlarının sabırsız bekleyişlerini anlar ve beni ailemden ayıran bu ani telefonu çok da sorgulamadan yola çıkarım. Bizim işimiz de bu. Bizler hastanede yatan hastalara, üretim yapan sanayiye ve yaşamın her alanında başka başka ihtiyaçlara cevap veren elektriğin insanların hayatlarına tekrar girmesini sağlarız. Yorgun argın, bir arızayı giderip burnumuz kanamadan evlerimize döndüğümüzde ise yorgunlukları unutup istirahate çekiliriz. Bizi asıl yoran ve üzen bu gecesi gündüzü olmayan iş değil, elektrik kesintisinin sinirlendirdiği insanların bize yönelttiği önyargılı öfke. Elektriği kasıtlı olarak kestiğimiz, ilgisizliğimiz söylenir durur. Bilmedikleri şey hiç kimsenin kasıtlı olarak elektriği kesemeyecek oluşu. Arızalar veya programlı bakımlardır olsa olsa kesintinin sebebi. Herhalde tek mütevazı isteğim çocukluğumdaki kesintilere hiç benzemeyen şimdinin kısacık kesintilerinin o zamanlardakine benzer bir metanetle karşılanması ve elimizden geleni yapıp elektriği geri getirmeye çalıştığımızın takdiri olurdu. Fotoğraflar ve Yazı: Metin Avdaç Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.