MaaT Oluşturma zamanı: Şubat 3, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Şubat 3, 2008 http://img.blogcu.com/uploads/LAWYER61_sessiz_gemi.jpg SESSİZ GEMİ Artık demir almak günü gelmişse zamandan Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan. Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol; Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol. Rıhtımda kalanlar bu seyahetten elemli, Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli, Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu! Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu. Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler; Bilinmez ki giden sevgililer dönmeyecekler. Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden, Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden. Yahya Kemal http://alibaydas.googlepages.com/ucurtma.jpg/ucurtma-full.jpg Tam otuz yıldır saatim işlemiş ben durmuşum; Gökyüzünden habersiz, uçurtma uçurmuşum... Necip Fazıl Kısakürek http://img.blogcu.com/uploads/HuZunMiSRaLaRiM_adim-sonbahar.jpg nasıl iş bu her yanına çiçek yağmış erik ağacının ışık içinde yüzüyor neresinden baksan gözlerin kamaşır oysa ben akşam olmuşum yapraklarım dökülüyor usul usul adım sonbahar Atilla İlhan http://img.blogcu.com/uploads/HuZunMiSRaLaRiM_telefonda_kaybolmak.jpg akşamın acı su karanlığı içinden soğuk kadife teması yalnızlığın şuh bir kahkaha balkonun birinden gizli işareti midir bir başlangıcın sevmek için geç ölmek için erken başbaşa çay elele yürümek derken boğaz vapurları mı iskele sancak telefonda kaybolmak sesini beklerken insan insanı yeniler doğrudur ancak sevmek için geç ölmek için erken içimdeki gökkuşağı besbelli neden bulutların içinden kuşlar yağıyor bir şiire başlarsın birini bitirmeden hiç kimse gözlerine inanamıyor sevmek için geç ölmek için erken sevmek sevildiğini bile farketmeden yaklaştıkça ölüm soğuk bir yağmur gibi sevmek zehir zemberek ve yürekten gecikerek de olsa vuruşur gibi sevmek için geç ölmek için erken Atilla ilhan http://img.blogcu.com/uploads/HuZunMiSRaLaRiM_nezamaneskiyor.jpg O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler, arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer. Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile, en güzel yerde başlatılsaydı eğer. Utanılacak bir şey değildir ağlamak, yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer. Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık, çalınan birinin kalbiyse eğer. Korkulacak bir yanı yoktur aşkların, insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer. O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses, hiçbir zaman duyulmasaydı eğer. Daha çabuk unutulurdu belki su sızdırmayan sarılmalar, kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer. Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla, öylesine delice bakmasalardı eğer. Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de, kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer. Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin, son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer. Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman, meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer. Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman, beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer. Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla, tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer. O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi, yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer. O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar, son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer. Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri, her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer. Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de, dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer. Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel, namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer. Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından, dokunulası ipekten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer. Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de, sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer. Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine, kulağına okunacak biri olsaydı eğer. İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de, kartvizitinde "onca ayrılığın birinci dereceden failidir" denmeseydi eğer. Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar, ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer. Issızlığa teslim olmazdı sahiller, kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer. Sen gittikten sonra yalnız kalacağım. Yalnız kalmaktan korkmuyorum da, ya canım ellerini tutmak isterse... Evet Sevgili, Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu, kim uzanmak isterdi ince parmaklarına, mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer!! Can Yücel http://img.blogcu.com/uploads/HuZunMiSRaLaRiM_hersey_sende_gizli.jpg Yerin seni çektiği kadar ağırsın Kanatların çırpındığı kadar hafif.. Kalbinin attığı kadar canlısın Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç... Sevdiklerin kadar iyisin Nefret ettiklerin kadar kötü.. Ne renk olursa olsun kaşın gözün Karşındakinin gördüğüdür rengin.. Yaşadıklarını kâr sayma: Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; Ne kadar yaşarsan yaşa, Sevdiğin kadardır ömrün.. Gülebildiğin kadar mutlusun Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin Sakın bitti sanma her şeyi, Sevdiğin kadar sevileceksin. Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın Bir gün yalan söyleyeceksen eğer Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın. Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak. Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü. Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin.. İşte budur hayat! İşte budur yaşamak, bunu hatırladığın kadar yaşarsın Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun Çiçek sulandığı kadar güzeldir Kuşlar ötebildiği kadar sevimli Bebek ağladığı kadar bebektir Ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren, Sevdiğin kadar sevilirsin... Can Yücel http://www.biltek.tubitak.gov.tr/gelisim/sanalsergi/nisan07/27965.jpg Biliyorum Birgün bu şehirden gideceksin Pırıl pırıl ışıklı bir istasyonda Elinde ufak valizin Ne yapalım hayat bu Yaşamak biraz böyle diyeceksin İçinde hür maviliklerin özlemi Küçük odanı,kitaplarını Ve mahsun bırakıp göklerle başbaşa beni Biliyorum, Birgün bu şehirden gideceksin...! FETHİ GİRAY http://img.blogcu.com/uploads/hayaliperde_jm_(160).jpg BİR GÜN Apansız uyanırsan gecenin bir yerinde Gözlerin uzun uzun karanlığa dalarsa Bir sıcaklık duyarsan üşüyen ellerinde Ve saatler gecikmiş zamanları çalarsa Bil ki seni düşünüyorum Bir vapur yanaşırsa rıhtımına bin, acil Örtün karanlıkları masmavi denizlerde Ve dinle kalbimi bak nasıl çarpıyor nasıl O bütün özlemlerin koyulaştığı yerde Bil ki seni bekliyorum Bir sabah gün doğarken aç perdelerini, bak Sevinçle balkonuna konuyorsa martılar Kendini tadılmamış derin bir hazza bırak Dökülsün dudağından en umutlu şarkılar Bil ki seni istiyorum Gecelerden bir gece uyanırsan apansız Uzaklarda elemli, garip bir kuş öterse Bir ceylan ağlıyorsa dağlarda yapayalnız Ve bir gün kabrimde bir kara gül biterse Bil ki SENİ SEVİYORUMÜmit YAŞAR OĞUZCAN devam edicem.... . Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sevgisu Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2008 ne kadar yaşarsan yaşa sevdiğin kadardır ömür... çok güzel olmuş....... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
optimist Yanıtlama zamanı: Mayıs 2, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 2, 2010 http://i44.tinypic.com/2jc8y8z.jpg yüzümde metresine dantelli don almış taşralı tüccar mutluluğu var yüzümde kırık bir şişeyi andıran yanık izi var baba beni tahrik et yaralı bir kuşun yanına göm beni tek koluyla savaşarak tarihe geçen bir halk kahramanı gibi abart kendini acı dediğin yaşadıklarının izi değil yaşamayı ıskaladıklarındır asıl baba beni ahşap bir ev gibi düşün yıkık dökük bir han gibi uyurken saçımı okşa, uyanınca kundakla herkes bilir; iki kişi sohbet edebilir ancak bir kişi daha girmezse hayatlarına aşk falan yoktur. aşk üç kişiliktir baba cinayet içinse yüzlerce kişi gerekir metresine molotof kokteyli taşıyan pis bakışlı kambur bir oğlan kadar mutluyum dönmemi bekleme boşuna, vuracaksan sırtımdan vur beni baba ne yana dönsem arkamda kalıyor hayat ne yana dönsem sütü taşırmış bir kadın telaşı. yüzüme bak baba; sapından koparılmış gül kırmızısı Altay ÖKTEM Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Peepss Yanıtlama zamanı: Mayıs 2, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 2, 2010 emeğine sağlık harika olmuş Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
philadelphia_f Yanıtlama zamanı: Mayıs 2, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 2, 2010 sessiz gemiyi ne çok severim hatta nil burakta ne güzel seslendirmiştir.. çok sağlam derlemeler olmuş atilla ilhan, can yücel, vs. umarım devamı gelir.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
chesterfield Yanıtlama zamanı: Mayıs 2, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 2, 2010 Tüm paylaşımlar için teşkürler.... Kendi şiirlerimizi paylaşabiliyormuyuz? http://img97.imageshack.us/img97/4443/sokak1copy.jpg Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
adogan2 Yanıtlama zamanı: Ekim 31, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 31, 2010 Hepsi çok güzel.Ama sessiz gemi hepsinden de güzel... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.