Amon35 Oluşturma zamanı: Haziran 15, 2006 Paylaş Oluşturma zamanı: Haziran 15, 2006 1943 Haziran'i. Philedelphia Limani'nda siradan bir donanma destroyeri Eldridge'e hiç de öyle siradan olmayan kargolar yükleniyor. Tonlarca elektronik malzeme ve 75 KVA'lik iki devasa jeneratör, 4 manyetik kule ve sadece yapanlarin ne oldugunu bildigi bir sürü cihaz. USS Eldridge adeta yüzen bir trafo merkezi gibi bu yüklerle. Ve tabi baslarina gelecek olaylardan habersiz mürettebat. Emir geliyor: Salteri açin. Kurulan düzenekler gemiyi yapay bir yildirim saganaginin içine aliyor. Dev kulelerden yayilan elektromanyetik alan gemiyi kusatiyor. Gemi yavas yavas yesil bir sisin altinda yitip gidiyor saskin bakislar arasinda. Ve çok kuvvetli mavu bir isik beliriyor geminin oldugu yerde. Yaratilacak elektromanyetik zirhla radar dalgalarina karsi görünmez olmak isteyen ABD donanmasi için bu bekleneni asan bir durum. Düsman radarlari gemiyi göremez artik ama çiplak gözle de görünmüyor gemi. Koca gemi saydamlasiyor sanki. Akim kesiliyor. Ve Eldridge görünmeye basliyor yeniden. Deneyi planlayanlarin bile kafasi karisiyor. Bu kadarini kimse beklemiyor. Hatta Gökkusagi Projesi olarak adlandirilan projenin beyni Morris K. Jessup bile sasiyor bu ise. Sasmayan tek kisi ise deneyle ilgili en ince detaylara kadar her türlübilgiyi Morris'e veren Carl Allen. Tam bir bilmece adam. Deney kadar esrarengiz bir adam. Deneyden sonra gemide çok büyük bir degisiklik görünmüyor. Ama tayfalar için ayni seyi söylemek güç. Midesi bulananlar, basi dönenler, aklini kaçiranlar hiç de önemli degil digerlerinin yaninda. Bazi tayfalar yari görünmez, bazilari duvarlardan geçebiliyor, bazilari kendiliginden alev alip yaniyor ama en ilgici 5 tanesinin T1000 misali geminin metaliyle kaynasmis olmasi. 28 Ekim 1943'te final deneyi yapiliyor. Bu kez hayvanlar da kobay. (deneylerin vazgeçilmezleri). Akim veriliyor jeneratörlere. Jeneratörler yükselticilerle kat kat arttirilan enerjiyi kulelere gönderiyor. Kulelerse yekpare bir elektromanyetik alanla geminin kusatilmasini sagliyorlar. Gemi yine optik görünmez oluyor. Ve efsane basliyor; Eldridge Norfolk'ta, Eldridge Virginia Limaninda, ve Eldridge dünyanin bir çok limaninda görünüp kaybolan bir hayalet gemi. Deney basladiktan 5 dk sonra Philedelphia Efsanesi'ni baslatan destroyer 630 mil uzaktaki Norfolk limanina ulasiyor. Olusturulan 10larca yildirimin gücüne esit enerji alani gemiye yeni bir boyutun kapisni açiyor ve gemi zamanda, mekanda seyahat etmeye basliyor. Karadelikler ve Karadelik Buharlasmalari gibi bilgiler bu denli birikmeseydi bu deney tümüyle muallakta kalirdi. Ama Karadeliklerin, teorik fizikcilerle el ele verip gündeme getirdigi WORM HOLE (kurt deligi,solucan deligi,horn hole) zaman ve mekan yolculugunu rahatlikla açikliyor. Böylece deneyin olmazligi kalmiyor.Çok asiri elektromanyetik alanlar,tipki karadeliklerde asiri çekimin ve spinin (dönmenin) yarattigi etkiyi gösteriyorlar. Zaman ve mekanda yolculuga izin veriyorlar. Zaten Karl Allien'e göre de olay bu kadar basitti:Çok siri manyetik alan WORM HOLE yaratacak, oraya giren hersey de (enerji de dahil) tünelin içinden uzay-zamanin baska bir yerine gidecekti. Boyutlar arasi bir kapinin elektromanyetik sokla aralanmasiydi basitçe. Bu konuda virgülleri koyan Stephen Hawking, Beyaz Saray'da Bill Clinton'a zamanda yolculugu ve zaman makinesini anlatarak son noktayi koydu. Bütün kitaplarini okuyanlar, zamanla Hawking'in görüslerinin nasil zamanda yolculuk lehine dönüstügünü görürler. O da bu fenomenleri WORM HOLE lara bagliyor. Isteyenler Hawking'in bu konusmasini ve diger inanilmaz öngörülerini http://www.sun.com/newmedia/whitehouse/stephen_hawking.html adresinden Real Video olarak izleyebilir. Bence mutlaka ve defalarca izlenmeli. Insanin ufkunu açiyor demiycem, bir manyetik alanla boyutlar arasi kapi açip kurt deligine atiyor. (Message filmi de bugüne kadar WORM HOLE kavramini en iyi isleyen film) Gökkusagi Projesine çok büyük fon ayiran Amerikan Donanmasi Ekim'deki firal deneyinden sonra durduruyor projeyi. Ben deneyle ilgili söylenen bir sözü aktarayim deneylerin durdurulma nedenini siz bulun. "Bütün bilim-kurgu yazarlari bir araya gelip hayal güçlerini sonuna kadar zorlasaydi,yine de deneye katilan insan ve hayvanlarin basina gelenleri tasavvur edemezlerdi." Gelelim deneyin patronu Morris'e. Karl Allien'den bir yolunu bulup UFO motorlarinin ayrintili çizimlerini aldi. UFO'larin esrari adli kitabina bu çok detayli çizimleri koymaya kalkinca MIB tarafindan temizlendi. Kitap bu ayrintili UFO teknik resimlerinden arinmis olarak yayinlandi. Bu deneyle ilgili çok iyi bir kitap mevcut. Kisaca bu kitaptan bahsetmek istiyorum. Kitabin Adi: A'dan Z'ye Phi Deneyi Yazar: Andrew Hochheimer & (Rick Andersen) Sayfa: 290 Proje Adi:Rainbow Project Yazar Charles Berlitz and William Moore'un Görünmezlik Projesi adli kitabini okuduktan sonra. Gökkusagi Projesini arastirmaya koyulmus. (Berlitz Bermuda Seytan Üçgeninin de yazari) Ilk önce ise en yakin halk kütüphanesinden baslamis. Daha sonra konuyla ilgili buldugu tüm dokümanlari toplamaya baslamis. Ve sonunda adi geçenleri insanlari bulmaya, ilk elden deneyi ögrenmeye çalismis. Göründügü kadariyla bu kitap Phi Deneyi ile ilgili yazilmis en iyi ve en yeni kitap.Daha önce yayinlanmis her türlü makale, yazi, kitap incelenmis. Hatta yan konular da (ufolar, Seykan Üçgeni, Einstein'in Teorileri, Kuantum Konulari...) arastirilmis. Rainbow Project: 2. Dünya savasinda Filedelfiya Limanindaki bir küçük destroyer düsman radarlarina görünmez kilinmak istendi. Hedef radarlara görümezlikti.Ama sonunda optik görünmezlik gerçeklesti. Hatta fazlasi. Çok asiri bir manyetik alan yaratilarak gemi, radyo dalgalari veya isiga karsi geçirgen olacakti. Bu sekilde gizlenecekti. Bir yaz günü gemi çok asiri enerji ile yüklenen bölgede gemi inenilmez biçimde mayboldu. Gemi için radyo dalgalarina karsi bir perde, kalkan isteniyordu. Gemi bir süre için fiziksel olarak kayboldu ve sonra geri döndü. Gemi isik duvarina ulasti, teleportasyon gerçeklesti. Eiinstein'in çekim ve elektrik için olusturdugu birlesik alanlar teorisinin avantajlari kullanilarak elektronik kamuflaj düsünülmüstü. Ayni teori Tesla tarafindan Iron Curtain yani demir perde teknolojisinde de esas alinmistir. Teori 1925-27 yillarinda Almanya'da Einstein tarafindan yayinlanmisti. Arastirmanin hedefi güçlü elektromanyetik alanlar kullanarak gemiyi düsman radar ve torpidolarindan gizlemekti. Her nasilsa Eldridge boyutlar arasi bir kapi açti. 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sechil Yanıtlama zamanı: Haziran 24, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 24, 2006 biliyorum bu olayı çok ünl hatta belgeseli bile vardı galiba.. çok ilginç olaylar olduğundan falan bahsediliyordu okuduğum uzunca bir kitapta kanıtlrı ile.. bence ilgilenenler daha detaylı araştırabilir.. biliyorum bu olayı çok ünl hatta belgeseli bile vardı galiba.. çok ilginç olaylar olduğundan falan bahsediliyordu okuduğum uzunca bir kitapta kanıtlrı ile.. bence ilgilenenler daha detaylı araştırabilir.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
selim Yanıtlama zamanı: Temmuz 12, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 12, 2006 evet bende okmuştum bunu hatta mürettebat delirmiş bir kısmı ölmüş yaşayanlar açlıktan ölüleri yemiş vs.. zamanın böyle değiştirilebilmesi aklıma yatmasada bu olayın gerçek olduğuna inanıyorum şahsen Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Parapsikolog Yanıtlama zamanı: Ocak 13, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 13, 2007 peki şuan acaba devam ediyomudur deneyler Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
MALCOLMX Yanıtlama zamanı: Ocak 13, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 13, 2007 bu deney gerçekten çok ilginç saol...daha öncedende bu efsaneyle ilgili bişiler okumustum.artık bir şehir efsanesine döndü diyebiliriz.belkide bazıları böyle olmasını istiyordur...ancak bu ve benzeri deneyleri kontrollü yapabılmek için ınsan oğlunun önunde daha uzun bir yol var diye düşlünüyorum.... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nihatkutlu Yanıtlama zamanı: Şubat 21, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 21, 2007 Meşhur Philedelphia Deneyi çok yalın bir dille çok güzel anlatılmış.Eline sağlık.Zevkle okudum. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
tkmelancholy Yanıtlama zamanı: Temmuz 24, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 24, 2007 einstein ın bu deneyden sonra deneye dair herseyi yokedip bu deneyin insanlığa zarardan baska bisey vermeyeceğini söylediğini okumustum ben de... gemi içindeki mürettebattan donanlar da varmış biri dokunup topraklayınca kendilerine gelmişler ve donma esnasında uzay boşluğunda olduklarını söylemişler..hatta bir tanesi 200 gün yanılmıyorsam donuk kalmış... nikola tesla bu adamın parmağı var zaten böyle işlerde hep..edison un tesla yı karalama kampanyası basarılı olmasaydı eminim ki büyük işler basarılabilirdi... bu deneyler bence tabiki de yapılmaya devam ediliyordur ama cok iyi gizleniyordur.. philadelphia deneyini kurcalayanları temizletmiş hemen abd... tesla zamanında dünyayı ortadan ikiye ayırmayı bile denemiş şimdiki imkanlarla nasıl deneyler yapıyolardır kim bilir... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Elesis Yanıtlama zamanı: Ağustos 21, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 21, 2007 Tesla bir karalama kampanyasına kurban gitmeseydi şimdi dünya çok farklı bir yerde olurdu yazık oldu,paylaşım için sağol... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
seven of spades Yanıtlama zamanı: Ağustos 21, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 21, 2007 bgun elektriksel anlamda ne kullaniyorsak teslanin urunudur.. harcanmasi cok yazik.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Rimmon-ex Yanıtlama zamanı: Ağustos 21, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 21, 2007 Bu einstein da zeki adammış diyorlar ama eleman hangi işe başlasa bitirdikten sonra "bu insanlığın zararınadır" deyip bırakıyor anlamadım ki ben bu işi.Be kardeşim sen teorik fizikçisin biraz düşün olabilecekleri değil mi?Bak yaptın bi atom bombası ne hale geldik...... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Dolunay Yanıtlama zamanı: Ağustos 22, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 22, 2007 Bu einstein da zeki adammış diyorlar ama eleman hangi işe başlasa bitirdikten sonra "bu insanlığın zararınadır" deyip bırakıyor anlamadım ki ben bu işi.Be kardeşim sen teorik fizikçisin biraz düşün olabilecekleri değil mi?Bak yaptın bi atom bombası ne hale geldik...... İYi güzel de ona bakarsan bilgisayara virüslerini icat edenler de bu sonuca varmayı hedeflemiyorlardı. Merak edip birşeyleri keşfetmeye çalışıp keşfedince de bunun zararlı olabileceğini düşünmesi gayet normal. Adamın ne kabahati var ? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
vhercle Yanıtlama zamanı: Eylül 29, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 29, 2007 "Yok Oldu" ve 640 km uzakta ortaya çıktı; 1943 yılında yapıldığı iddia edilen Philadelphia Deneyi´ni anlatan bu yazı sekiz yıllık bir çalışmanın özetidir. Deney ile ilgili medyatik ciddi araştırmalar, 1980´de Philadelphia Deneyi´ni perdeye getiren filme izin verildikten sonra başladı. Daha öncelerde, kamuoyuna göre olay sadece saçma bir söylentiydi. Charles Berlitz ve William Moore´un ortak yazdıkları kitap dahi Daniken uçukluğunun yarattığı dalgaların içinde kaybolmuş ve yeterince ilgi görmeyerek, bir fantazi olarak kabul görmüştü. Ama Deney ile ilgili kuşkular hala sürmektedir, nedeni anlamsız olan bir söylenti dahi olsa aşağıda okuyacağınız olaylar dizisi, şaşırtıcı, düşündürücü ve gerçekçidir. Bugün için Philadelphia Deneyi daha etkin ve düşündürücü bir iddiadır, olayda adı geçen bir avuç insandan geriye hemen kimse kalmadığı için kesin doğrulanma için ABD gizli arşivlerinin açıklanması gerekmektedir. Fakat, film için devlet tarafından zor izin verilmesi kuşku uyandırmakta ve dikkatleri yoğunlaştırmaktadır. Yaşamını Philadelphia Deneyi´ni araştırmaya adayan ve bir de "A-Z´ye Philadelphia Deneyi" adlı kitabı yazan Alfred Bielek bize tüm olanları anlatırken, neredeyse delirme noktasına geldiğini söylüyordu;"Tanıkların sayısı azdı ama bilgi çok fazlaydı. Sanki bir süper marketteki tezgahlardan istediğim malı seçiyordum. Neyin ne kadar gerekli ve doğru olduğunu seçmek hiç kolay değildi. Oysa John Lennon´un dediği gibi ben sadece "birazcık gerçek" istiyordum. Uyduruk bilimsel tanımlamalardan, psiko-ruhsal iddialardan, uzaylılardan uzak kalmanın savaşını verdim. Tüm titizliğime rağmen yine de, kitap yayınlandıktan sonra tepki aldım ve gördüm ki kitapta adı geçen bazı kişiler ve olaylardah hoşlanmayanlar vardı. Oysa ben bu güncel miti biraz da süslemek istemiştim. UFO´lardan ve Bermuda Üçgeni´ninden okuyucuyu biraz heyecanlandırmak amacıyla desen olarak söz ettim. Ama uzaylılar insan etini tavuk eti kadar lezzetli buluyorlar, tarzında bir uçukluğa asla kalkışmadım." "Evrensel Zaman Saati" Deneyin resmi ve bilimsel adı "Project Rainbow-Gökkuşağı Projesi" idi. Gökkuşağı Projesi, iddialara göre II. Dünya Savaşı sırasında küçük destroyer tipi bir savaş gemisinin başından geçti. Olayın yeri Philadelphia Deniz Üssü´ydü amaç ise gemiyi düşmanın fark etmemesi görünmez yapmaktı. Projeye göre, orjinal fikir düşman radarları hiç fark etmeden gemi istenilen yerde birden ortaya çıkacaktı. Bilimsel tanımın adı; optikal görünmezlikti; özel bir sistemle veya jeneratörle oluşturulan çok güçlü manyetik bir alan gemiyi saracak, ışınları veya radar dalgalarını büker ya da kırarken gemi görünmez olacaktı. Düşüncesi dahi bir mucizeye benziyordu ve iddialara göre de Gökkuşağı Projesi başarılı olmuştu. Yani gemi fiziksel olarak kaybolmuş ve tekrar geri dönmüştu. Tanıklara göre geminin üzerini bir pelerin gibi saran manyetik alan görevini yapmıştı. Fakat ana hedef geminin kaybolduğu yerde değil, bir başka yerde ortaya çıkmasını sağlayabilmekti yani daha pop bir deyimle "ışınlanma" yapılmalıydı. Philadelphia Deneyi´nin temelinde düşünce olarak Albert Einstein´ın "Çekim ve Elektriklenmede Birleşik Alan Kuramı" vardır. Kuram, deneyciler tarafından elektronik kamuflaj olarak tasarlandı. Einstein, kuramını 1925-27 arasında Almanya´da bir Prusya bilim dergisinde yayınladı ama kuramını denemiş ve hatta tam anlamıyla geliştirmiş değildi. O dönemdeki amaç, çok güçlü bir elektromanyetik alanın sağlanarak gemilerin görünmez olmaları ve bu sayede top mermilerinden ve denizaltıların atacakları torpidolardan korunmasıydı. Hatta daha sonra, görünmezlik alanının bir benzerinin denizde değil, havada oluşturularak önemli üslerin görünmesinin engellenmesi de düşünülmüştü. Deneyin temel çalışmaları, "Project Rainbow" adıyla 1930´ların başında Chicago Üniversitesi´nde başlatılmıştı, 1931´de Princeton Üniversitesi´ne taşındı. Einstein, Dr. John von Neumann ve Dr. Nikola Tesla zaman zaman bu projede yer aldılar. Burada Dr. Alfred Bielek´in çalışmaları ve anıları çok önemlidir; Bielek, her 10 yılda bir 12 Ağustos´da manyetik enerji alanının yine oluştuğunu öne sürüyordu. Yani 1943´den sonra 1963 ve 1983´de bu olay olmuştu, olayın nedeni Senkronizasyon´du. Enerji alanları yine toplanıyor, dalgalanarak ortaya çıkıyordu, ama bu alanlar karmaşık ve şaşkındı. Bilgisayarın babası olan Neumann, 1986´da ölen Bielek´in anılarında yazdığına göre olayı doğrulamıştı ve ifadesi teyp bantlarında vardı. Neumann doğa yasalarının tam öğrenilmemesinin çok tehlikeli olabileceğini de söylüyor ve korkuyordu. Oluşturulan dev enerji, doğru açıda senkronize edilirken birden kontroldan çıkmış ve "yönsüz dalgalar"a dönüşünce alışılmadık etkiler başlamıştı. Senkronize olamayan dalgalar zamanı büküyor ve etkiliyordu. Bir diğer ilginç yaklaşım, Wisconsin Üniversitesi Matematik Profesörü olan Henry Levenson´dan gelmişti; Levenson, zamanın merkezi bir alanın çevresinde yoğunlaştığını ve bir "Zaman Saati" oluşturarak, tüm varoluşun gerçekleştiği ve gerçekleşeceği şifrelerle çalıştığını söylüyor ve ekliyordu; "Şifrelerin içinde yaşayan herşey vardır, dünyadaki tüm maddesel varoluş dünya saatine veya zamanına göredir; dünya, Güneş Saati´ne göre, Güneş´de galaktik saate göre ayarlıdır. Eğer, zaman kilidi bir yüksek ve güçlü bir enerji alanıyla bozulursa, ortaya çeşitli türlerde zaman ve mekan dengesizlikleri çıkacaktır. Ta ki, zaman kendini yeniden düzeltip, dengesini bulana kadar..." Bir bilim adamının esrarengiz ölümü; Biz yine Philadelphia Deneyi´ne daha da doğrusu Philadelphia´ya dönelim. Olayın yaşandığı dönemdeyiz; Öykü 1943 yılı Haziran ayında başladı, geminin adı USS Eldridge´di, DE 173 bir koruma destroyeri olarak sınıflandırılmıştı. Bir tanığa göre, 75 KVA gücündeki iki dev jeneratör geminin ön top taretlerinin altına monte edildi, buradan geminin güvertesine dört manyetik ışın yayılacaktı. Üç RF vericisi (Her biri iki megawat CW gücündeydi ve onlarda güverteye monte edilmişti.), 3000 adet 6L6 güç arttırıcı tüp, iki jeneratörün oluşturduğu gücü yayacaklardı, özel senkronizasyon ve modülasyon devreleriyle diğer ekipman, oluşan kütlesel elektromanyetik alanları kullanılırlığa indirgerken, kırılmış ve ışınlar ve radyo dalgaları gemiyi saracak ve sonuçta gemi düşman gözlemcileri için görünmez olacaktı. USS Eldridge adlı destroyer, Philadelphia Deniz Üssü´nün önünde biraz açıkta demirsiz duruyordu, gözlem gemisi olarak da SS Andrew Furuseth adlı bir şilep seçilmişti. İşte iddialara göre Philadelphia Deneyi efsanesinin başlangıcına neden olan insan bu geminin personelinden olan bir gemicidir. Bu adam,, Carl M. Allen imzasıyla, 1950 yılında Dr. Morris K. Jessup´a garip mektuplar yazdı ama zarfın üzerindeki isim Carlos Miguel Allende´ydi. Mektuptaki anlatıma göre Allende veya Allen, olayı baştan sona izlemiş gibiydi, Jessup adres olarak verilen posta kutusuna mektup yazarak ayrıntı istedi ve bir mektup daha geldi; bu Allen, anlattıklarını kanıtlamak için hipnoz, sodyum pentatol (bilinci uyuşturarak iradeyi kıran doğruyu söyleten bir ilaç) ve teyp kaydı istiyor, olayın etkin bir biçimde acıklanması halinde insanların böyle bir nakil sistemiyle yıldızlara dahi gidebileceğini yazıyordu. Jessup ise, adamın tanıklık iddialarından en azından bir tanesinin doğru olabileceğini düşünüyordu. Aslında Jessup, matematikçi ve gökbilimciydi. astro-fizik alanındaki çalışmaları nedeniyle "Felsefe Doktoru" ünvanı almıştı, İnkalar ve Mayalar´la ilgili çalışmalar yaptı, Bermuda Üçgeni ve UFO konularında tezler yayınladı. İkinci mektuptan sonra Jessup, Deniz Kuvvetleri´nden bir davet aldı. Deniz Kuvvetleri Araştırma Bürosu´na gittiğinde eline bir kitap verildi ve kitap kendi yazdığı kitaptı, bir yıl önce Büro´ya postayla yollanmıştı. Jessup, hatırlıyordu; "The Case for the UFO" adlı kitap taslağını Deniz Kuvvetleri´nden Amiral N. Furth´a yollamıştı ama Amiral haberi olmadığını söylüyordu. Kitabın sayfalarına üç değişik yazıyla yazılmış notlar alınmıştı, Dr. Jessup yazılardan birisinin Allen´in yazısının aynısı olduğunu farketti. Notlar sanki dünyadışı birisinin gözlemi olarak yazılmış gibiydi, binlerce yıl önceki uygarlıklardan söz ediliyor, dünyaya gelen uzay araçları tarif ediliyordu, sonunda ise güç alanlarından, bir cismin nasıl kaybolup, yine nasıl ortaya çıkarılabileceği ve de 1943´de Philadelphia´da yapılan deneyden söz ediliyordu. Normalde, saçma olarak tanımlanması gereken bu kitap, nedense ABD Hükümeti tarafından Pentagon´da üst düzey belli yetkililere özel olarak dağıtıldı. Carlos Miguel Allende veya Carl Meredith Allen yani Dr. Jessup´a mektup yazıp, deneyi anlatan adam kimdi? Neden mektubu yazdıktan sonra kayboldu ve öyküsünü neden basına yollamadı? ABD Hükümeti, Jessup´un üzerinde notlar bulunan kitabıyla neden ilgilenmişti? 1959 Nisan´ında Jessup, arkadaşı Dr. Mason Valentine´i arayarak Deney ile ilgili kesin sonuçlara ulaştığını anlatarak ertesi gün buluşmalarını istedi, 20 Nisan akşamı yemekte buluşacaklardı ama bu yemek gerçekleşemedi. O gece, Miami´de, Hammock Parkı´nda Dr. Morris K. Jessup, arabasında ölü bulundu, polis raporlarına göre arabasında eksoz gazıyla intihar etmişti ve söz konusu notlar ortada yoktu. Arkadaşları Jessup´un asla intihar edecek biri olmadığını söylediler, Valentine ise Jessup´un hastaneye götürüldüğünde hala sağ olduğunu öğrendiğini iddia etti fakat bunlardan bir sonuç çıkmadı ve olay kapandı. Acaba öyle miydi? Jessup´un Philadelphia Deneyi ile ilgili çalışmalarına ne olmuştu? Bu çalışmalar kimleri, neden rahatsız etmişti? Gizem hala çözülmüş değil. Korkunç olay başlıyor... Tanığa göre, deney 22 Haziran 1943´da sabah 09:00´da jeneratörlere güç verilerek başlatıldı. Manyetik alan oluşuyordu; sonra yeşilimsi bir sis gemiyi örtmeye başladı ve USS Eldridge kayboluyordu; tanık şöyle devam ediyor; "Biran sadece geminin çıpasını görebildim, sonra o da kayboldu, artık sis de yoktu ve bomboş denize bakıyorduk, bizim gemide bulunan üst rütbeli subaylar ve bilim adamları korku ve heyacan içinde soluklarını tutarak inanılmaz başarılarını seyrediyorlardı. Gemi ve mürettebatı sadece radardan değil gözlerimizin önünden de yok olmuştu. Herşey planlandığı gibi gelişiyordu, 15 dakika sonra emir verildi ve jeneratörlerin şalteri kapatıldı. Önce birşey olmadı, ardından yeşil sis yine ortaya çıktı ve USS Eldridge görünmeye ya da geri dönmeye başladı ama nereden geliyordu? Sis azalırken, birşeylerin yanlış gittiğini hissettik. Hemen gemiye yanaştık, ilk önce mürettebatın çoğunun geminin yanından sarkarak kustuklarını gördük, diğerleri güvertede şaşkın şaşkın bilinçsizce dolaşıyorlardı. Yetkili ekipler gemiye girerek tüm mürettabatı kısa bir zaman içersinde uzaklaştırdılar ve yerlerini hazır bekletilen yeni bir mürettebat aldı. Birkaç gün sonra, yeni bir deneye karar verildi, gemi istenilen radar görünmezliğine ulaşmıştı, donanım değiştirildi ve 28 Ekim 1943´de deney yine aynı gemide yapıldı. Jeneratörler çalıştıktan hemen sonra Destroyer hemen hemen görünmezlik çizgisine ulaşmıştı, sadece burnu ve kıçı görülüyor, arada ise bazı çizgiler belli belirsiz seçiliyordu. Sonra sadece su üzerinde tekne boyunda bir çizgi kaldı. Birkaç dakika sonra mavi bir ışık parladı ve o çizgi de yokoldu artık gemi tamamen yoktu. Birkaç dakika sonra millerce uzakta Norfolk´da ortaya çıktı. Ama göründükten biraz sonra bilinmeyen bir nedenle yine kayboldu ve Philadelphia´da tekrar ortaya çıktı. Bu kez durum ciddiydi, tüm mürettebatın başı beladaydı. Bazıları yokoldu ve bir daha geri dönmediler ama en korkuncu beş denizcinin geminin eriyen ve sonra yine katılaşan metal levhalarının içinde kalmalarıydı. Bu feci bir olaydı, birisi kurtuldu ama bir daha asla eski haline dönemedi. Aklını tamamiyle yitirmişti ama yapacak birşey yoktu. Bazılarının pşisik yetenekleri gelişmişti, sokakta yürürken kaybolan ve yine ortaya çıkan insanlar vardı. Manyetik alanın içinde kalan mürettebattan kaybolanlar ancak birinin yüzüne veya eline dokunmasıyla görünür hale geliyorlardı yani dokunmanın giysilerin olmadığı bir yere yapılması gerekiyordu. "Donma" adı verilen bu durum saatlerce, günlerce sürebiliyordu hatta bir tayfanın donması altı ay sürdükten sonra kurtarılabildi. Elektronik kamuflaj başladıktan sonra geminin ve mürettebatının bütünüyle kaybolup, çok uzak bir yerde ortaya çıkıp ve sonra yeniden geri dönmesine neden olan neydi? Sorunun cevabı hala yok ama Philadelphia Deneyi hayatımda yaşadığım en korkunç, en inanılmaz olaydı; bildiklerim bu kadar, uzmanların ne düşündüklerini bilecek konumda değildim." Holografik balonlar; Gemi nasıl Norfolk´a gitti? Neden yine Philadelphia´da bir yere gitmedi? Levenson´un "Zaman Kilitleri" mi neden olmuştu? Biz bir zaman dizisi içinde yaşıyoruz, her hareketimizde bir an geçiyor ve zamanı olmadan süregelen uzayla çevriliyiz. Uzay-zaman içinde bir yerde, bir an için varolduğumuzda, oluşan zaman karesi yani o anın resmi, lokal uzay/mekan koşulları gereğince yakalanır ve dünyadan çıkarak güneş sistemine yayılır ama uzaya gitmez ve güneş sisteminin çevresinde yörüngeye girer. Bu "ışınlanma" gibidir yani her hareketimizin bir resmi çekilip, uzaydaki albümde yerini almıştır. Bu sonsuz zaman resimleri veya dilimleri Yaradılış´dan beri vardır. Yani dünya zamanı içinde değil de, uzay zamanı içinde geri dönüp tüm resimleri görebiliriz. Bu oluşumun diğer koşulu bugünün emilme özelliğidir, içinde bulunduğumuz an bir bir balon gibi şişerek holografik bir görüntü oluşturur; bu tek bir anlık resimlerin biriktiği bir alandır ve özel bir uzay alanındadır. Yani o alanda bu an ve geçmişteki tüm anlar vardır; İşte USS Eldridge´in Norfolk´da ortaya çıkmasının nedeni geçmişinde orada bulunmasıdır; çarpılan uzay-zaman alanında geminin geçmişte orada bulunduğu anın resmi ortaya çıkmış ve gemi görülmüştür. Yani o anda hem Philadelphia´da, hem de Norfolk´tadır. Eğer zaman alanını yeterince bozabilirsek, madde bir an için geçmişte bulunduğu bir yerde gözükebilir, dünya-zamanda değil, uzay-zamanda yer değiştirmiştir çünkü daha önce oradaydı. Eğer olay sırasında ve transer tamamlanmadan önce birisi enerjiyi durdursaydı, madde parçacıkları ışınlanarak emilecek kaynağına doğru yani geriye vakumlanarak bu andaki orjinal yerine dönecekti. İki balon düşünün; Birisinin içinde Philadelphia´da USS Eldridge bulunsun; öteki balon ise Norfolk´da ama içi boş; bu boş balonda madde olmayan holografik görüntü beliriyor ve bu görüntü geçmişte bir yerde olan uzaysal imaj. Geçmişteki her zaman resmi bir holografik imaj balonu olarak vardır, bunu bir çizgi filmin veya bir animasyonun kareleri olarak da düşünebilirsiniz. Ve bu resim dizisi her varolan şey için oluşmaktadır; Şimdi dikkat edin; eğer biz Philadelphia´da bulunan USS Eldridge´in kendisinin bulunduğu dolu balonu sıkıştırırsak, Norfolk´daki boş balona giden maddi bir bağlantı koridoru ya da madde tüpü oluştururuz. Yani imaj gemiye doğru... Bu noktada, kaynağın dörtte biri boş, hedefin dörtte üçü doludur, işte tam bu anda birisi balonu sıkıştırmayı durdurursa ne olur? Işınlanmış madde dalgalar halinde geri dönerek orjinal uzaysal alanına geri döner yine vakum yaparak balonunu doldurur. Basınç yani sıkıştırma enerjisi"Yüksek şiddette titreşen manyetik alanlar" transferden önce serbest kalmıştır. Sonuç dalgaları dev bozucu veya distortional etkiler yaratarak kütleyi alanında hacimsiz bırakırlar. Canlı organizmaların kayıt alanındaki etkileri kağıt gibi incedir, dalga yerini alırken tüm dalgaların kaydı sırasında kurbanlar hayalet kayıtlara dönüşürler. Bu bio-plazmik alanın bozulması ciddi fiziksel sorunlara yol açabilir; bu olasılık öldürücü ve şaşırtıcıdır ama yapacak bir şey olamaz, bilgisayarda kelime işlem programıyla resim yapamazsınız. Eğer amaç görünmezlikse, çeşitli tanım ve yorumlar getirebilir. Ama niçin gemi suya batmamış veya karada bir kentin ortasında belirmemiştir sorusunun cevabı yukardadır, zira geçmişin resimlerinde bunlar yoktur. Ve negatif sonuçlara göründüğü kadar bakılırsa, deneyde yanlış giden birşeylar vardır. Ama bunlar nedir? "Philadelphia Deneyi olasıdır." Philadelphia Deneyi bu bilimsel anlatımlardan sonra bugün 1943´de olduğundan çok daha fazla güncel. Yeni kaynaklardan yeni ayrıntılar öğrenilmekte, bir diğer iddiaya göre projede görev alanların beyni yıkanarak, gördüklerini unutmaları sağlanmıştı ama yıllar sonra anılar geri gelmeye başladığı için yaşayan tanıklar konuşmaya başladılar. Bielek bu yeni iddialardan kitabında söz ediyor. Hikayeyi dinledikten sonra hemen akla gelen bazı önemli sorular var; * Philadelphia Deneyi, 1943 yılında gerçekten USS Eldridge adlı bir destroyerde veya bir başka gemide mi yapıldı? Bu gemiye ne oldu? * Gerçekten göz açıp kapayınca kadar koca bir destroyer 6000 km uzağa gidip geldi mi? * Her iki deneyde yer alan mürettebata ne oldu? Şimdi neredeler ve 54 yıl sonra hala yaşayanlar var mı? * İçlerinden hiçbirisi ortaya çıkıp, olayı neden anlatmadı? * Nasıl oldu da ABD Deniz Kuvvetleri, böylesine önemli bir bilimsel adımı, 50 yıl saklayabildi? * Böylesine korkunç bir sonuca ulaşan bu teknoloji nasıl birşeydir? * Einstein´ın "Birleşik Alan Kuramı" gerçek miydi? * Peki bu kuram geliştirilip, tamamlanmış mıydı? * Bugün Philadelphia Deneyi ile ilgili dosyalar hangi kapalı kapının ardında saklanıyor? Daha pek çok soru sorabiliriz ama cevaplar bulunamıyor, Bielek yukardaki soruların bazılarına cevap aradı ama o da yeterince tatmin edemiyor. UFO´larla Philadelphia Deneyi arasında ne gibi bir ilişki olabilirdi? Dr. Rinehart kimdi? Bu isim Türkiye´de de "Yok Oldu" adıyla yayınlanan "Thin Air" adlı Philadelphia Deneyi ilgili kitapta duyuldu, kitabı George E. Simpson ve Neil R. Burger yazmışlardı. Alfred Bielek and Preston Nichols´a göre, Dr. Rinehart, Bill Moore adlı bir bilim adamının takma adıydı. Moore, deneyin ilk aşamalarının bilimsel hesaplarını yapmış ve hatta deneyde bizzat görev almıştı, ışığın bükülmesi alanında uzmandı. Peki ama kimdi ve neredeydi? Jessup´un arkadaşı Dr. Valentine, Charles Berlitz´le yaptığı röpörtajda şöyle diyordu; "Bence Philadelphia Deneyi bilinen va alışılmış yollarla açıklanamaz. Bazı bilim adamları atomun temel yapısının, madde parçacıklarından değil, elektromanyetik alanlardan oluştuğu görüşündeler. Bu çok karmaşık enerji alanlarının birbirlerini etkilemesi olayıdır. Eğer böyle bir evrenin içinde maddenin katlı fazları bulunmasaydı, şaşılırdı. Bu fazların birisinden birisine geçilmesi bir yaşamdan ötekine geçmeye benzer. Boyutlar arası değişmedir yani dünyalar içinde dünyalar olabilir. Manyetik alanların karıştırıcı olarak değişimler yaratabileceğinden kuşkulanılıyordu. Maksatlı olarak, olağandışı manyetik koşullar yaratılması hem fiziksel, hem de yaşamsal olarak maddenin fazını değiştirebilir. Bu durumda da, bağımsız bir varlık olmayan ama içinde bulunduğumuz yaşama benzer belirli bir madde/zaman/enerji boyutunun bir parçası olan zaman faktörünü de çarpıklaştırır. Kısacası Deney, olasıdır." Berlitz´e göre Philadelphia Deneyi´nin yapılıp yapılmadığı belli değildir ve şu an için kanıtlanamaz ama kavram olarak geçerlidir çünkü Einstein´ın "Birleşik Alan" kuramı tarafından desteklenmektedir. Eğer Deney yapıldıysa, söylentilerin ardındaki gerçek tanıklar susmaktadırlar ve belki de "Yok Oldu" kitabında anlatıldığı gibi çıldıran ve inanılmaz değişimler gösteren mürettebatın çoğu ölmüş veya gizli bir yerde ölümü beklemektedirler. Ve belki de bir gün, üzerinde "Çok Gizli" yazılı bir dosyanın açılma zamanı gelecek karanlıklar aydınlanacaktır. Kaynaklar: Bearden, T. E. Toward "A New Electromagnetics Part 4: Vectors and Mechanisms Clarified" Tesla Book Company. 1983 Cho, C.W. "Tetrahedral Physics" Tokyo, Japan: 449 Izumi, Komae City. 1971 Couhat, Jean Labayle. "Combat Fleets of the World"1982/83:Their Ships, Aircraft, and Armament. Maryland, Annapolis: Naval Institute Press. 1982. ISBN 0-87021-125-0 Hartree, D.R. "The Propagation of Electromagnetic Waves in a Refracting Medium in a Magnetic Field" Proc. Camb., Phil. 1931 King, Moray B. "Tapping the Zero-Point Energy" Provo, UT: Paraclete Publishing. 1989. ISBN 0962335606 Kramer, D. "Exact Solutions of Einsteinís Field Equations" Edited by E. Schmutzer Herbert, Nick. "Faster Than Light: Superluminal Loopholes In Physics" Penguin Books. 1988. ISBN 0-452-26317-4 Addison Wesley "Physical Phenomena at High Magnetic Fields" Proceedings; , 1992. ISBN 0-201-57869-7. Seike, S. "The Principles of Ultrarelativity" Tokyo, Japan: G-research Laboratory. 1971 William (Bill) L. Moore, Charles Frambach Berlitz "The Philadelphia Experiment" Published by Fawcett Crest, c1979 (Grosset & Dunlap Inc.) (ISBN 0-449-20526-6) Gaddis Vincent H. "Invisible Horizons: True Mysteries of the Sea", Chilton Books, c1965 (LCCN 65014893) Vallee Jacques "Revelations" Alien Contact and Human Deceptions" Published by Ballantine Books, c1991 (ISBN 0-345-37566-1 LCCN 91-858) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Sepia Yanıtlama zamanı: Eylül 29, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 29, 2007 teşekkürler daha önce bu olayı hiç duymamıştım gerçekten ... 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
zodyak Yanıtlama zamanı: Ekim 28, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 28, 2007 RAINBOW PROJESI ( PHILADELPHIA EXPERIMENT ) "YOK OLDU" ve 640 Km UZAKTA ORTAYA ÇIKTI. MOLEKÜL TRANSFERİ GERÇEKLEŞTİ Mİ? PROJECT RAINBOW http://www.zamandayolculuk.com/cetinbal/FJ/furuseth.jpg 28 Mart 1943 ; ABD'li bilim adamı Dr. Morris Jessup'ın, Einstein'ın birleşik alanlar kuramına dayanarak bir "ışınlama" deneyi yaptığı iddia edildi. 'Philadelphia deneyi" adıyla bilinen ve askeri gizlilik içersinde gerçekleştirilen olayda, 104 mürettebatlı "USS Eldridge" adlı askeri gemi, tanıkların iddialarına göre Philadelphia deniz üssünde, yeşil bir sise bürünerek yavaş yavaş "kayboldu" ve kısa bir süre sonra 640 km. ötedeki Norfolk deniz üssünde ortaya çıktı. Deney ile ilgili medyatik ciddi araştırmalar, 1980'de PHİLADELPHİA DENEYİ'ni perdeye getiren filme izin verildikten sonra başladı. Daha öncelerde, kamuoyuna göre olay sadece saçma bir söylentiydi. Charles Berlitz ve William Moore'un ortak yazdıkları kitap bir fantazi olarak kabul görmüştü.Ama deney ile ilgili kuşkular hala sürmektedir, nedeni anlamsız bir söylenti dahi olsa aşağıda okuyacağınız olaylar dizisi, şaşırtıcı, düşündürücü ve gerçekçidir. http://www.zamandayolculuk.com/cetinbal/PU/usseldridgex.gifPhiladelphia Deneyi günümüz şartları gözönüne alındığında daha etkin ve düşündürücü bir iddiadır,olayda adı geçen bir avuç insandan geriye hemen hemen kimse kalmadığından kesin doğrulanma için ABD gizli arşivlerinin açıklanması gerekmektedir. Fakat, film için devlet tarafından zor izin verilmesi kuşku uyandırmakta ve dikkatleri yoğunlaştırmaktadır.Yaşamını Philadelphia Deneyi'ni araştırmaya adayan ve bir de "A-Z'ye Philadelphia Deneyi" adlı kitabı yazan Alfred Bielek bize tüm olanları anlatırken, "neredeyse delirme noktasına geldiğini söylüyordu;Philadelphia Deneyi tasarlanırken amaç çok güçlü bir elektromanyetik alanın sağlanarak gemilerin görünmez olmaları ve bu sayede top mermilerinden ve denizaltıların atacakları torpitolardan korunmasıydı.Hatta daha sonra,görünmezlik alanını bir benzerinin denizde değil, havada oluşturarak önemli üslerin görünmesinin engellenmesi de düşünülmüştü. "EVRENSEL ZAMAN SAATİ" Deneyin resmi ve bilimsel adı "PROJECT RAİNBOW" (Gökkuşağı Projesi)idi. Gökkuşağı Projesi, iddialara göre II.Dünya Savaşı sırasında küçük destroyer tipi bir savaş gemisinin başından geçti.Olayın yeri Philadelphia Deniz Üssü'ydü amaç ise gemiyi düşmanın fark etmemesi için görünmez yapmaktı.Projeye göre, fikir orjinaldi ve düşman radarları hiç fark etmeden gemi istenilen yerde birden ortaya çıkacaktı.Bilimsel tanımın adı;OPTİKAL GÖRÜNMEZLİKTİ; özel bir sistemle veya jeneratörle oluşturulan çok güçlü manyetik bir alan gemiyi saracak, ışınları veya radar dalgalarını büker yada kırarken gemi görünmez olacaktı. Düşüncesi dahi bir mucizeye benziyordu ve iddialara göre de Gökkuşağı Projesi başarılı olmuştu. Yani gemi fiziksel olarak kaybolmuş ve tekrar geri dönmüştü. Tanıklara göre geminin üzerini bir pelerin gibi saran manyatik alan görevini yapmıştı. Fakat ana hedef geminin kaybolduğu yerde değil, bir başka yerde ortaya çıkmasını sağlayabilmekti yani daha yaygın bir deyimle "ışınlama" yapılmalıydı. http://www.zamandayolculuk.com/cetinbal/PU/sayfa19.jpghttp://www.zamandayolculuk.com/cetinbal/PU/sayfa20.jpghttp://www.zamandayolculuk.com/cetinbal/PU/sayfa21.jpg Philadelphia Deneyi'nin temelinde düşünce olarak Albert Einstein'ın ''Çekim ve Elektriklenmede Birleşik Alan Kuramı'' vardır. Bu teori bu konuyla ilgili kişilerce "Elektronik kamuflaj" olarak tasarlandı.Einstein, bu teorisi 1925-27 arasında Almanya'da bir bilim dergisinde yayınlandı.Fakat Einstein,bu teoriyi daha denememiş ve daha tam anlamıyla geliştirmemişti.O zamanlardaki amaç, çok güçlü elektromanyetik alanın yapılarak gemilerin görünmez olmaları ve düşman kuvvetlerine karşı korunmasıydı.Hatta bu olayı havada oluşturarak üslerin görünmesinin engellenmesi de düşünülmüştü.Bu deneyin çalışmaları 1930 yıllarda "Project Rainbow"ismiyle başlatıldı.Başlatıldığı yer ise Chicago Üniversitesidir. 1 yıl sonrada bu çalışma PrincetonÜniversitesinde devam ettirildi.bazı bilim adamları bu projede zaman zaman yer aldılar.Bunlar Einstein, Dr. Johnvon Neumann ve Dr. Nikola Tesla'dır.Dr. Alfred Bielek her 10 yılda bir Ağustosun 12'sinde manyetik enerji alanının tekrar oluştuğunu öne sürüyordu.1943'ten sonra 1963 ve 1983'te aynı olay olmuştu. sebebi ise "Senkronizasyondu" Enerji alanları tekrar toplanıyor, dalgalanarak ortaya çıkıyordu, fakat bu alanlar karmaşıktı. Neumann, 1986'da ölen Bielek'in anılarından yazdığına göre bu olayları doğrulamıştı.İfadesi teyp bantlarında vardı. Oluşturulan büyük enerji, doğru açıda sekronize edilirken birden kontrol dışına çıkmış ve "Yönsüz dalgalar'a" dönüşmüştü. Bunun sonucunda ortaya alışılmadık etkiler çıkmaya başlamıştı.Senkronize dalgalar zamanı büküyor ve etkiliyordu.Bir diğer ilginç yaklaşım, Wisconsin Üniversitesi Matematik Profesörü olan Henry Levenson'dan gelmişti.Bu fikre göre zamanın merkezi bir alanın çevresinde yoğunlaştığını ve bir "Zaman Saati" oluşturarak, tüm varoluşun gerçekleştiği ve gerçekleşeceği şifrelerle çalıştığını söylüyordu; Dediğine göre "Şifrelerin içinde yaşayan herşey vardır, dünyadaki bütün maddesel varoluş dünya saat ve zamanına göredir;dünya, Güneş saatine göre, Güneşde galaktik saate göre ayarlıdır.Eğer zaman kilidi yüksek ve güçlü bir enerji alanı ile bozulursa, ortaya çeşitli zaman ve mekan dengesizlikleri çıkar.Taki zaman yeniden kendini tamir edip yeniden dengesini bulanadek" BİLİM ADAMI DR. MORRİS K. JESSUP'UN ESRARENGİZ ÖLÜMÜ Olaylar 1943 yılı haziran ayında başladı.Geminin adı USS Eldridge'di, DE 173 bir koruma destroyeri olarak sınıflandırılmıştı. Bir görgü şahidine göre,75 KVA gücündeki iki dev jeneratör geminin ön top taretlerinin altına monte edildi, buradan geminin güvertesine 4 manyetik ışın yayılacaktı. 3 RF vericisi ( Herbiri iki megavat CW gücündeydi ve onlarda güverteye monte edilmişti.),3000 adet 6L6 güç artırıcı tüp,iki jeneratörün oluşturduğu gücü yayacaklardı, özel senkronizasyon ve modülasyon devreleriyle diğer ekipman,oluşan kütlesel elektromanyetik alanları kullanılırlığa indirgerken, kırılmış ışınlar ve radyo dalgaları gemiyi saracak ve sonuçta gemi düşman gözlemcileri için görünmez olacaktı.USS Eldridge adlı destroyer, Philadelphia Deniz üssü'nün önünde biraz açıkta duruyordu, gözlem gemisi olarak da SS Andrew Furuseth isimli bir şilep seçilmişti.İşte iddialara göre Philadelphia Deneyinin ortaya çıkmasını sağlayan insan bu geminin personelinden bir gemicidir. Bu kişi Carl M. Allen imzasıyla, 1950 yılında Dr. Morris K. Jessup'a garip mektuplar gönderdi ama zarfın üzerindeki isim Carlos Miguel Allende'ydi,Mektupta yazılanlara göre Allende veya Allen, olayları baştan sona seyretmiş gibiydi,Jessup adres olarak verilen posta kutusuna mektup yazarak ayrıntı istedi ve bir mektup daha geldi; bu Allen, anlattıklarını kanıtlamak için hipnoz, sodyum pentatol ( bilinci uyuşturarak iradeyi kran doğruyu söyleten bir ilaç )ve teyp kaydı istiyor,olayın etkin bir biçimde açıklanması halinde insanların böyle bir nakil sistemiyle yıldızlara dahi gidebileceğini yazıyordu. http://www.zamandayolculuk.com/cetinbal/FJ/Image372.jpg -U.S.S Eldridge gemisinde kullanıldığı iddia edilen jenaratör- http://www.zamandayolculuk.com/cetinbal/FJ/Image368.gifJessup ise bu kişinin tanıklık iddialarından en azından bir tanesinin doğru olabileceğini söylüyordu.Aslında Jessup, matematikçi ve gök bilimciydi.Astro-fizik alanındaki çalışmaları nedeniyle Felsefe Doktoru ünvanını almıştı.İnkalar ve Mayalar'la ilgili çalışmalar yaptı. Bermuda üçkeni ve UFO konularında tezler yayınladı.İkinci mektuptan sonra Jessup, Deniz Kuvvetleri'nden bir davet aldı.Deniz Kuvvetleri Araştırma Bürosu'na gittiğinde eline bir kitap verildi ve kitap kendi yazdığı kitaptı, bir yıl önce Büro'ya postayla yollamıştı."THE CASE FOR THE UFO" adlı kitap taslağını Deniz Kuvvetleri'nden Amiral N. Furt'a yollamıştı ama Amiral haberinin olmadığını söylüyordu. Kitabın sayfaları üç değişik yazıyla yazılmış ve notlar alınmıştı,Dr. Jessup yazılardan birisinin Alle'nin yazısının aynı olduğunu fark etti.Notlar sanki dünya dışı birisinin gözlemi olarak yazılmış gibiydi, binlerce yıl önceki uygarlıklardan söz ediliyor, dünyaya gelen uzay araçları tarif ediliyordu, sonunda ise Güç alanlarından, bir maddenin nasıl kaybolup, nasıl ortaya çıkarılabileceği ve 1943'te philadelphia'da yapılan deneyden söz ediliyordu.Normalde, saçma olarak tanımlanması gereken bu kitap, nedense ABD Hükümeti tarafından Pentagon'da üst düzey belli yetkililere özel olarak dağıtıldı.Carlos Miguel Allende veya Carl Meredith Allen yani Dr. Jessup'a mektup yazıp,deneyi anlatan kişi kimdi? Neden mektubu yazdıktan sonra kayboldu ve öyküsünü neden basına yollamadı? ABD Hükümeti, Jessup'un üzerinde notlar bulunan kitabıyla neden bu kadar ilgilendi?1959 Nisan'ında Jessup, arkadaşı doktor Mason Valentine'i arayarak Deney ile ilgili kesin sonuçlara ulaştığını anlatarak ertesi gün buluşmalarını istedi, 20 Nisan akşamı yemekte buluşacaklardı ama bu yemek gerçekleşemedi.Buluşacakları gece, Miami'de Hammock Parkı'nda Dr.Morris K. Jessup, arabasında ölü bulundu, polis raporlarına göre arabasında ekzoz gazıyla intihar etmişti ve söz konusu notlar ortada yoktu.Arkadaşları Jessup'un asla intihar edecek biri olmadığını söylediler,Valentine ise Jessup'un hastaneye götürüldüğünde hala sağ olduğunu öğrendiğini iddia etti fakat bunlardan bir sonuç çıkmadı ve olay kapandı. Acaba öyle miydi?Jessup'un Philadelphia Deneyi ile ilgili çalışmalarına ne olmuştu? Bu çalışmalar kimleri,neden rahatsız etmişti? Bu gizem hala çözülmüş değil.Yoksa böyle bir oyunla Jessup kendisine mektup yazan kişi Allen tarafından veya başka güçlerle intihar süsü verilerek notlarıyla birlikte bir yeremi götürülmüştü? DENEY BAŞLIYOR Tanığa göre, deney 22 Haziran 1943'te sabah saat 09.00' da jeneratörlere güç verilerek başlatıldı.Manyetik alan oluşuyordu; sonra yeşilimsi bir sis gemiyi örtmeye başladı ve USS Eldridge kayboluyordu; Olayın tanığı şöyle devam ediyor;"Bir an sadece geminin çıpasını görebildim, sonra oda kayboldu, ortada artık ne sis ne USS Eldridge vardı; bomboş denize bakıyorduk, bizim gemide bulunan üst rütbeli subaylar ve bilim adamları korku, dehşet ve heyacan içinde nefeslerini tutarak bu inanılması güç başarılarını seyrediyorlardı.Gemi ve mürettebatı hem radarda hemde gözlerimizin önünde yok olmuştu.Her şey planlandığı gibi yürüyordu, 15 dk. sonra emir verildi ve jeneratörlerin şalteri kapatıldı. Önce hiç bir şey olmadı, arkasından yeşil sis tekrar ortaya çıktı ve USS Eldridge yeniden görünmeye ve ortaya çıkmaya başladı ama gemi nereye gitmiş ve nereden geliyordu? http://www.zamandayolculuk.com/cetinbal/KO/Montauk1943.jpg Sis azalırken, birşeylerin tuhaf gittiğini hissediyorduk.Hemen gemiye yanaştık, ilk önce mürettebatın çoğunun geminin yanından sarkıp kustuklarını gördük,diğerleri ise geminin güvertesinde şaşkın şaşkın dolaşıyorlardı,sanki hiç birinin bilinci yerinde değildi.Yetkili ekipler gemiye girerek bütün mürettebatı kısa süre içerisinde uzaklaştırdılar ve yerlerine hazır bekletilen yeni bir mürettebat aldı. Bir iki gün sonra, yeni bir deneye daha karar verildi.Gemi istenilen radar görünmezliğine ulaşmıştı, donanım değiştirildi ve 28 Ekim 1943'te deney yine aynı gemide tekrarlandı.Jeneratörler çalışmaya başladıktan hemen sonra Destroyer hemen hemen görünmezlik çizgisine ulaşmıştı, sadece burnu ve arkası görülüyor, arada ise bazı çizgiler belli belirsiz seçiliyordu. Sonra sadece su üzerinde tekne boyunda bir çizgi kaldı.Bir iki dakika sonra mavi bir ışık parladı ve o çizgide yok oldu. Şimdi gemi tamamen yokolmuştu. Bir kaç dakika sonra millerce uzakta Norfolk'ta ortaya çıktı. Göründükten biraz sonra bilinmeyen bir nedenle yine kayboldu ve Philadelphia'da tekrar ortaya çıktı. Bu kez durum çok ciddiydi, tüm mürettebatın başı beladaydı. http://www.zamandayolculuk.com/cetinbal/AE/animap.gif Bazıları yok oldu ve bir daha geri dönmediler.Bu olayın en korkunç bölümü ise beş tane denizcinin geminin eriyen ve sonra yine katılaşan metal levhalarının içinde kalmalarıydı.Bu çok feci bir durumdu. Denizcilerin birisi kurtuldu fakat bir daha eski haline dönemedi.Aklını tamamen yitirmişti ama yapacak hiçbir şey yoktu.Bazılarının psişik yetenekleri gelişmişti, sokakta yürürken kaybolan ve yine ortaya çıkan insanlar vardı. Manyetik alanın içinde kalan mürettebattan kaybolanlar ancak birisinin yüzüne ve eline dokunulmasıyla görünür hale geliyorlardı, yani dokunmanın giysinin olmadığı bir yere yapılması gerekiyordu. "Donma" adı verilen bu olay saatlerce, günlerce sürebiliyordu, hatta bir tayfa tam altı ay donmustu ve altı ay sonra kurtarılabilindi. Elektronik kamuflaj başladıktan sonra geminin ve mürettebatının bütünüyle kaybolup,çok uzak bir yerde ortaya çıkıp ve sonra yeniden geri dönmesine neden olan neydi? diyor olayın tanığı.Philadelphia deneyi hakkında ''gemi'' nasıl Norfolk'a gitti? Neden yine Philadelphia'da bir yere gitmedi? Levenson'un "Zaman Kilitleri"mi neden olmuştu? Biz bir zaman dizisi içerisinde yaşıyoruz her hareketimizde bir an geçiyor ve zamanı olmadan süregelen uzayla çevriliyiz. Uzay-Zaman içinde bir yerde, bir an için var olduğumuzda, oluşan zaman karesi yani o anın resmi, lokal uzay / mekan koşulları gereğince yakalanır ve dünyadan çıkarak güneş sistemine yayılır ama uzaya gitmez ve Güneş sisteminin çevresinde yörüngeye girer. Bu "Işınlanma" gibidir.Yani her hareketimizin bir resmi çekilip, uzaydaki albümde yerini almıştır.Bu sonsuz zaman resimleri veya dilimleri Yaradılıştan beri vardır.Yani dünya zamanı içinde değilde,uzay zamanı içinde geri dönüp tüm resimleri görebiliriz.Bu oluşumun diğer koşulu bugünün emilme özelliğidir,içinde bulunduğumuz an bir balon gibi şişerek holografik bir görüntü oluşturur; bu tekbir anlık resimlerin biriktiği bir alandır ve özel bir uzay alanındadır. Yani o alanda bu an geçmişdeki tüm anlar vardır; işte USS Eldridge'nin Norfolk'ta ortaya çıkmasının nedeni geçmişinde orada bulunmasıdır; çarpılan uzay-zaman alanında geminin geçmişte orada bulunduğu anı resmi ortaya çıkmış ve gemi görünmüştür.Yani o anda hem Philadelphia'da hemde Norfolk'tadır.Eğer zaman alanını yeterince bozabilirsek,bir yerde görünebilir,dünya-zamanda değil, uzay-zamanda yer değiştirmiştir. Sebebi daha önce oradaydı.Eğer olay sırasında ve transfer tamamlanmadan önce birisi enerjiyi durdursaydı, madde parçacıkları ışınlanarak emilecek kaynağına doğru yani geriye vakumlanarak bu andaki orjinal yerine dönecekti. İki tane balon düşünün;birisinin içinde Philadelphia'da USS Eldridge bulunsun; Diğer balon ise Norfolk'ta ama içi boş;Bu boş balonda madde olmayan holodrafik görüntü beliriyor ve bu görüntü geçmişte bir yerde olan uzaysal bir imaj.Geçmişteki her zaman resmi bir holografik bir imaj balonu olarak vardır,Bunu bir çizgi filmin kareleri olarakta düşünebilirsiniz. Bu resim dizisi her varolan her şey için oluşmaktadır. Eğer biz Philadelphiya'da bulunan USS Eldridge'nin kendisinin bulunduğu dolu balonu sıkıştırırsak,Norfolk'daki boş balona giden maddi bir bağlantı koridoru yada madde tüpü oluştururuz.Yani imaj gemiye doğru... Philadelphia Experiment (Philadelphia Deneyi) filminden bazı ilgi çekici sahneler: Resimlerde geminin yoğun manyetik alanlar içinde bir HYPER uzaya ( hyperspace) doğru geçişi görülmektedir. http://www.zamandayolculuk.com/cetinbal/PU/philly20.jpghttp://www.zamandayolculuk.com/cetinbal/PU/philly38.jpghttp://www.zamandayolculuk.com/cetinbal/PU/philly41.jpg Bu noktada, kaynağın dörtte biri boş, hedefin dörtte üçü doludur, işte tam bu anda birisi balonu sıkıştırmayı durdurursa ne olur? Işınlanmış madde dalgalar halinde geri dönerek orjinal uzaysal alanına geri döner yine vakum yaparak balonunu doldurur. Basınç yani sıkıştırma enerjisi "Yüksek şiddette titreşen manyetik alanlar" transferden önce serbest kalmıştır. Sonuç dalgaları dev bozucu veya distortional etkiler yaratarak kütleyi alanında hacimsiz bırakırlar. Canlı organizmaların kayıt alanındaki etkileri kağıt gibi incedir, dalga yerini alırken tüm dalgaların kaydı sırasında kurbanlar hayalet kayıtlara dönüşürler. Bu bio-plazmik alanın bozulması ciddi fiziksel sorunlara yol açabilir; Bu olasılık öldürücü ve şaşırtıcıdır ama yapacak bir şey olamaz,Eğer amaç görünmezlikse, çeşitli tanım ve yorumlar getirebilir. Ama niçin gemi suya batmamış ve ya karada bir kentin ortasında belirmemiştir sorusunun cevabı yukardadır, zira geçmişin resimlerinde bunlar yoktur. Ve negatif sonuçlara göründüğü kadar bakılırsa, deneyde yanlış giden birşeyler vardır.Ama bunlar nelerdir? Philadelphia Deneyi bu bilimsel anlatımlardan sonra bugün 1943'te olduğundan daha güncel.Yeni kaynaklardan yeni ayrıntılar öğrenilmekte ,başka bir iddiaya göre projede görev alanların beyni yıkanarak, gördüklerini unutmaları sağlanmıştı. Fakat yıllar sonra anılar geri gelmeye başladığı için yaşayan tanıklar konuşmaya başladılar. Bielek bu yeni iddialardan kitabında söz ediyor. Philadelphia deneyi ile ilğili bazı sorular: http://www.zamandayolculuk.com/cetinbal/PU/pramit.gif Philadelphia Deneyi, 1943 yılında gerçekten USS Eldridge adlı bir destroyerde veya başka gemide mi yapıldı? Bu gemiye ne oldu? http://www.zamandayolculuk.com/cetinbal/PU/pramit.gif Gerçekten göz açıp kapanıncaya kadar koca bir destroyer 640 km uzağa gidip geldimi? http://www.zamandayolculuk.com/cetinbal/PU/pramit.gif Her iki deneyde yer alan mürettebata ne oldu? Şimdi neredeler ve 54 yıl sonra hala yaşayanlar varmı? http://www.zamandayolculuk.com/cetinbal/PU/pramit.gif İçlerinden hiçbirisi ortaya çıkıp, olayı neden anlatmadı? http://www.zamandayolculuk.com/cetinbal/PU/pramit.gif Nasıl olduda ABD Deniz Kuvvetleri, böylesine önemli bilimsel adımı 50 yıl saklayabildi? http://www.zamandayolculuk.com/cetinbal/PU/pramit.gif Böylesine korkunç bir sonuca ulaşan bu teknoloji nasıl bir şeydi? http://www.zamandayolculuk.com/cetinbal/PU/pramit.gif Einstein'in "Birleşik Alan Kuramı" gerçekmiydi? http://www.zamandayolculuk.com/cetinbal/PU/pramit.gif Peki bu kuram geliştirilip, tamamlanmışmıydı? http://www.zamandayolculuk.com/cetinbal/PU/pramit.gif Bu gün Philadelphia Deneyi ile ilgili dosyalar hangi kapalı kapının ardında saklanıyor? Dr. Valentine, Charles Berlitz'le yaptığı röpörtajda şöyle diyordu;Bence Philadelphia Deneyi bilinen ve alışılmış yollarla açıklanamaz.Bazı bilim adamları atomun temel yapısının, madde parçacıklarından değil, elektromanyetik alanlarda oluştuğu görüşündeler.Bu çok karmaşık enerji alanlarının birbirlerini etkilemesi olayıdır. Eğer böyle bir evrenin içinde maddenin katlı fazları bulunmasaydı, şaşılırdı.Bu fazların birisinden birisine geçilmesi bir yaşamdan ötekine geçmeye benzer. Boyutlar arası değişmedir yani dünyalar içinde dünyalar olabilir. Manyetik alanların karıştırıcı olarak değişimler yaratabileceğinden kuşkulanılıyordu. Maksatlı olarak, olağan dışı manyetik koşullar yaratılması hem fiziksel, hemde yaşamsal olarak maddenin fazını değiştirebilir. Bu durumdada, bağımsız bir varlık olmayan ama içinde bulunduğumuz yaşama benzer belirli bir madde / zaman / enerji boyutunun bir parçası olan zaman faktörünü'de çarpıklaştırır. Kısacası deney olasıdır. Philadelphia Deneyi isimli filimden bazı sahneler: http://www.zamandayolculuk.com/cetinbal/PU/philly42.jpghttp://www.zamandayolculuk.com/cetinbal/PU/philly46.jpg Berlitz'e göre Philadelphia deneyi'nin yapılıp yapılmadığı belli değildir ve şu an için kanıtlanamaz ama kavram olarak geçerlidir.Çünkü Einstein'ın ''Birleşik Alan Kuramı'' tarafından desteklenmektedir.Eğer deney yapıldıysa, söylentilerin ardındaki gerçek tanıklar susmaktadırlar ve belkide Türkiye'de de yayınlanan ''Yok Oldu''( Thin Air) kitabında anlatıldığı gibi çıldıran ve inanılmaz değişimler gösteren mürettebatın çoğu ölmüş veya gizli bir yerde ölümü beklemektedir.Ve belkide bir gün üzerinde ''çok gizli'' yazılı bir dosyanın açılma zamanı gelecek karanlıklar aydınlanacaktır. Gökkuşağı Projesi/ project Rainbow http://www.zamandayolculuk.com/cetinbal/PU/sg51686t.jpg Amerikan donanmasına ait, USS Eldridge adlı 1240 tonluk bu gemi, 1951'de Yunan donanmasına katılana kadarki hizmet yaşamında ilginç bir deneyim yaşadı. 1943 kışında, USS Eldridge, dünya savaşında başarı kazanmak için çeşitli yöntemler geliştirmeye çalışan donanma tarafından Gökkuşağı Projesi adı verilen teknik bir deneye maruz bıraklıldı. Philadelphia Deneyi olarak ta bilinen bu deneyde gemi, elektromanyetik alan üreten bir düzenekle çevriliyor ve güçlü jeneratörlerden verilen akımla bu manyetik alan içinde etki altına alınıyor. Resmi açıklamaya göre amaç, geminin olağan manyetik alanını yok ederek elektromanyetik tetikleme ile çalışan mayınlardan etkilenmesini önlemek. Resmi olmayan iddialara göre asıl amaç, radarda görünmezlik hatta optik görünmezlik sağlayacak şekilde bir manyetik alan yaratmak ve geminin yansıttığı ışığı eğmek. Fakat akım verildiğinde beklenmedik gelişmeler yaşanıyor ve gemi tamamen yok oluyor. Akım kesildiğinde gemi yeniden beliriyor. Deney esnasında geminin başka bölgelerde aniden belirip yok olduğuna dair ihbarlar ortaya çıkıyor. Deney sonucunda gemi personelinin çoğunun kaybolduğu, aklını yitirdiği ya da bedenlerinin kısmen geminin dokusu ile birleşmiş olduğu görülüyor. Bu bilgiler tahmin edileceği gibi resmi olarak yalanlanıyor. Gemi 1951'de yunan donanmasına devrediliyor. 1990'lara kadar orada hizmet veriyor. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
danny Yanıtlama zamanı: Ekim 28, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 28, 2007 teknolojının nımetlerınde savasta dogal olarak nasıbını alıyo Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Manje_Loa Yanıtlama zamanı: Aralık 20, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 20, 2007 1930 lu yıllarda Amerikan hükümeti bilim adamlarından gemilerin radarlarda görünmemesini sağlayacak bir yöntem geliştirmelerini ister. Başkanlığını Nicola Tesla nın yaptığı bir grup bilim adamı bu isteği gerçekleştirmek için işe koyulur... Yaklaşık 10 yıllık bir deneme aşamasından sonra proje deneme aşamasına gelir. Deneyde Amerikan donanmasında görevli küçük bir destroyer olan Eldridge adlı gemi kullanılacaktır... Gemi, jeneratörler, vericiler, güç yükselticiler, modülasyon devreleri ve elektromanyetik alan oluşturmaya yarayacak araç gereci içeren tonlarca ekipmanla donanır… 22 Temmuz 1943 'te saatler 09:00'ı gösterirken elektromanyetik alan jeneratörleri çalıştırılır. Eldridge'in etrafını önce yeşil bir duman kaplar. Gemiyi bu dumanın ardında görmek imkânsızlaşır. Alıcılar geminin kuvvetli bir elektormanyetik alanla çevrelendiğini göstermektedir. Duman çekildiğinde ise deneyin istenenden daha başarılı olduğu anlaşılır. Çünkü Eldridge sadece radarlardan değil, mürettebatıyla beraber "gözden de" kaybolmuştur! 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
danny Yanıtlama zamanı: Aralık 20, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 20, 2007 eline saglık ama acılmıstı onceden hatta bende acmıstım bı ara guzle konudur haarpın temleleır atıldı fılan Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Aralık 20, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 20, 2007 Lost teorilerindeki deney değil mi bu ? evet evet o ! ben de Lost severler varsa ikisini ilişkilendiren bir yazı ekliyorum Deney bölüm 1 Philadelphia Deneyi’nin temelinde düşünce olarak Albert Einstein’ın 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
x12tr Yanıtlama zamanı: Aralık 21, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 21, 2007 tesla yı bende biliom tesla nın kilometrelerce ampülü kablosuz döşemesi olayı birazda yetkilileri korkutunca zavallı kara bilimci olarak lakab almış ve edison bu sayede elektiriğin bulucusu seçilmiş yani aynı enerjiyi keşfeden ve hizmete sunan hatta edisondan daha gelişmiş bi teknoloji sunan tesla gibi bi adamı kişisel korkuları yüzünden layık olduğu yere getirmeyerek belkide insanlık tarihinde en büyük hatayı yaptılar-prestij filmini izleyin orda tesla yı arka planda biraz tanıtıyorlar harika bi filmdi yaw Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Sepia Yanıtlama zamanı: Aralık 22, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 22, 2007 ya hala ampulün mucidinin edison olduğunun öğretilmesine gerçekten sinirim bozuluyor ve hala nikola tesla nın ismini duyan kişi sayısı azınlıkta ah şu amerikanya yok mu Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
okara Yanıtlama zamanı: Temmuz 27, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 27, 2008 bence einshtein de insanlığa zararlıydı , yaptığı icat bütün dünyayaı nükleer bir çöplüğe dönüştürdü , solar enerji ve hidrojen enerjisinden faydalanmayı geciktirmiştir . Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
west Yanıtlama zamanı: Temmuz 28, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 28, 2008 bence einshtein de insanlığa zararlıydı , yaptığı icat bütün dünyayaı nükleer bir çöplüğe dönüştürdü , solar enerji ve hidrojen enerjisinden faydalanmayı geciktirmiştir . Heşeyin ihtiyaç duyulacağı bir zaman vardır.Yararlı mı değil mi bilemeyiz.Ayrıca kötülüğe kullanıldığı için bu sonuçlar ortaya çıktı. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
paranormalfikir Yanıtlama zamanı: Aralık 19, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 19, 2014 >>> http://www.gnoxis.com/rainbow-projesi-philadelphia-experiment-39107.html http://www.youtube.com/watch?v=mzSgzvkcQlQ 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
NizaL Yanıtlama zamanı: Mayıs 11, 2018 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 11, 2018 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.