birunsatan Oluşturma zamanı: Mart 2, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Mart 2, 2008 Ayrılık Valsi.. Yine Kundera'nın alışılmış kara mizah anlayışı içinde yazılmış bir roman. Mutluluğu arayan yedi kişinin romanı. Kundera'nın, alaycılık ve şefkatli ustaca ayarlayarak yönettiği bu 'vals'in dans adımlarına uyarak, romanın bu yedi kişisi, birbirlerine sarılıyor ve uzaklaşıyorlar. Çeviri : Aydın Emeç Can Yayınları http://www.kahvemolasi.com/xfiles/kutuphane/images/ayrilik_valsi.jpg Anahtar Sahipleri Almanlar eninde sonunda yenilecekler, iş böyle yürümez. Savaştan sonra bizi kim yönetecek sanıyorsunuz dostlarım? Gerçekçi olmak gerek bu konuda. İster Ruslar gelsin, ister İngilizler. İktidar filozofların değil, benim gibilerin elinde olacak. Çünkü her zaman bir düzen gerekli. Jüri gibiler, sıraya girmesini bilmeyenler, hiçbir şeyi beğenmeyenler; her şeyin kusurunu bulanlar hiçbir şeyin üstesinden gelemeyecekler yine. Böyleler toplum için, evet bütün toplum için, aile için, devlet için, rejim için zararlı. Çünkü uygun adım yürümek istemezler. Çeviren : Rekin Teksoy Remzi Kitabevi http://www.kahvemolasi.com/xfiles/kutuphane/images/anahtarsahipleri.jpg Şaka Şaka'nın Çekoslovakya'da ilk basımı 1967'dedir. Kısa sürede üç basımı yapılan kitabın baskı sayısı 120.000'i bulmuşken Çekoslovakya, Sovyetler Birliği'nin işgaline uğradı. İşgalle birlikte Milan Kundera adı, Şaka adlı romanıyla birlikte Çekoslovakya'da sonsuza dek yasaklanmış oldu. Bir yıl sonra Şaka Fransızcaya çevrildi. Aragon da bu kitaba bir sunuş yazısı yazmıştı. Kitap bir anda pek çok dile çevrildi ve bütün dünyada büyük yankılar uyandırdı; bu arada Aydın Emeç'in çevirisiyle Türkiye'de de yayımlandı. Milan Kundera, kitabının bütün dünyadaki çevirilerine kaynaklık eden Fransızca çevirisinin, kendi kitabından ne kadar uzak, ne kadar yanlış bir çeviri olduğunu ancak yıllar sonra fark edebildi ve kitabın bütün dünya dillerindeki yayın hakları donduruldu. Şaka, yazarının da denetimiyle yeni baştan Fransızcaya çevrildi. Elinizdeki bu çeviri, Şaka'nın, bu ünlü romanın Fransızcaya yapılan ikinci ve doğru çevirisinden Türkçeye aktarılmıştır. Çeviren : Zehra Gençosman Can Yayınları http://www.kahvemolasi.com/xfiles/kutuphane/images/saka.jpg Gülüşün ve Unutuşun Kitabı Gülüşün ve Unutuşun Kitabı, ünlü Çek yazarı Milan Kundera'nın Fransa'ya göçtükten sonra orada yazdığı ilk roman. Bir kahvede servis yapan güzel göçmen kızı Tamina, hiçbir şeyin, hiç kimsenin yerini tutamayacağı ölmüş kocasının anısının giderek bulanıklaşmasına karşı umutsuz bir savaş veriyor. Onun öyküsü, bu kitabın iki temel gerçeğini yansıtıyor: Çekoslovakya'da yaşanan trajik deney (yani ünlü Prag Baharı, ardından Sovyet işgali) ve Batı'daki yaşam. Kundera, kuşkulu bir bakışla dolaşıyor bu gerçekler üzerinde. Kitabın, birbirinden bağımsız görünen yedi bölümü, bir yolculuğun aşamaları gibi birbirini izliyor. Aynı durumlar, aynı sorular, müzikteki kreşendo gibi bir tek görüntüde birleşiyorlar. Mizah, yoğun bir hüzünle birlikte gelişiyor. Her an gülünç bir pantomime dönüşebilecek erotizmin incinebilirliği ve bunun getirdiği şaşkınlık. Ve sonuna doğru bir koşuya dönüşen tarih; unutuşun tanrılarına adanmış, yazarın ve ülkesinin kaderi konusunda düşünceler, düşünceler. Çeviri : Erhan Bener Can Yayınları http://www.kahvemolasi.com/xfiles/kutuphane/images/gulusunkitabi.jpg Yaşam Başka Yerde Günümüzün en önemli edebiyatçılarından birinin bir anlamda en kişisel romanı. Yaşam Başka Yerde'nin başkişisi olan "şair" aracılığıyla Kundera, dünyayla, "yazı" ile ilişki kurmanın sorunları üzerine eğiliyor, çağdaşlarından, yakınlarından "yazı" dolayısıyla ayrılmanın çilelerini konu ediyor. Çeviri : Levent Kayaalp İletişim Yayınları http://www.kahvemolasi.com/xfiles/kutuphane/images/yasambaskayerde.jpg Saptırılmış Vasiyetler Bu deneme, bir roman gibi yazıldı. Bağımsız dokuz bölüm boyunca değişik kahramanlar kitapta rol alıyorlar; yolları kesişiyor: İlginç dostları Ansermet ve Brod'la birlikte Stravinski ile Kafka; mirasçılarıyla birlikte Rabelais. Büyük romancılar. Çünkü kitabın başkahramanı, roman sanatıdır: Romanı yaratan mizah anlayışı; romanın müzikle olan gizemli akrabalığı; roman ve müziğin üç dönemde gelişen tarihi; üçüncü dönemin (modern romanın) estetiği; varoluşsal felsefesi. Kitap bu roman felsefesinin ışığı altında çağımızın büyük yönelimlerini inceliyor: Celineden Mayakovskiye, çağın sanatına karşı açılan ahlak davaları; geçen zaman ve aynı zamanda bugünün beni ile dünün benini değişkenleştiren zaman; unutuşun bir biçimi olarak anı; bireye dayanan bir çağın özsel kavramı olarak utanma; alışkanlık ve kural haline gelen, bireyciliğin çöküşünü haber veren ölçüsüzlük; bir ölünün istencinin gizemli gücü; vasiyetler; Avrupa'nın, sanatın, roman sanatının, sanatçıların saptırılmış vasiyetleri. Çekoslovakya'da doğan ve 1975 yılından bu yana Fransa'da yaşayan Milan Kunderanın Fransızca yazdığı Saptırılmış Vasiyetler, 1993 yılı Aujourd'hui Ödülünü almıştı. Çeviren : Özdemir İnce Can Yayınları http://www.kahvemolasi.com/xfiles/kutuphane/images/vasiyetler.jpg Yavaşlık Yavaşlık'ın kıssasından çıkan hisse şu: "Yavaşlığın düzeyi anının yoğunluğuyla doğru orantılıdır; hızın düzeyi unutmanın yoğunluğuyla doğru orantılıdır." Yavaşlık ile anımsama, hız ile unutma arasında gizli bir ilişki vardır. Bir şey anımsamak isteyen kimse yürüyüşünü yavaşlatır. Buna karşılık, az önce yaşadığı kötü bir olayı unutmaya çalışan insan elinde olmadan yürüyüşünü hızlandırır. "Kundera, gerçek `libertin'liğin gücünü görüntünün zorba güçsüzlüğünün karşısına, Epikuros'un hazlarını otomobilin karşısına çıkartıyor." (Jean-Pierre Tison, Lire) "Varoluşun dayanılabilir hafifliğinin savunusu. Diderot ile Gogol yüzümüze ayna tutuyorlar: Sanıldığı kadar çirkin değiliz..." (Alain Bosquet, Magazine Litteraire) "Yavaşlık, ciddi bir roman değil, bir şaka: Gevezeliğin can sıkıcı ciddiliğinde yitmekte olan hazzın gizini, haz aracılığıyla ve haz için yeniden bulmaya çalışan bir kitap. Don Kişot da bir şakaydı." (Pierre Lepape, Le Monde) "Milan Kundera, Roman Sanatı'ndan bu yana, kurmaca (fiction) ile denemeyi, deneyim ile imgelemi birleştiren bir roman biçimini ileri sürüyor. Ona göre roman sanatı bütün olanaklarını tüketmiş değil, keşfedilmeyi bekleyen daha bir yığın yol var." (Antoine de Gaudemar, Liberation) Çeviren : Özdemir İnce Can Yayınları http://www.kahvemolasi.com/xfiles/kutuphane/images/yavaslik.jpg Jacoques ile Efendisi Milan Kundera'nın 1971 yılında yazdığı Jacques ile Efendisi'nin elyazmaları, kendisini Prag'da ziyaret eden Georges Werler tarafından Claude Gallimard'a ulaştırıldıktan sonra, ilk kez 1981 yılında yazarın kendi çevirisiyle yayımlandı. Aradaki on yıllık süre içinde oyun metni elden ele dolaşarak sınırlı bir topluluk tarafından okunabildi... Oyunun başında yer alan "Bir Çeşitlemeye Giriş" başlıklı yazı, Milan Kundera'nın roman sanatı, Sterne, Diderot ve çeşitleme yöntemlerine ilişkin çok ilginç düşüncelerini dile getirmektedir. Çeviren : H.Haluk Kuruoğlu Can Yayınları http://www.kahvemolasi.com/xfiles/kutuphane/images/efendisi.jpg Kimlik Erkek, kadından on dört yaş küçüktür. Bu büyük aşkın arasına uzunca bir ayrılık girer. Yeniden buluştuklarında bir şeyler eskimiştir. Bu mutlu çiftin arasındaki güven duygusu, giderek kuşkuya dönüşür, artık birbirlerini gözetlemektedirler. Çeviren : Aykut Derman Can Yayınları http://www.kahvemolasi.com/xfiles/kutuphane/images/kimlik.jpg Bilmemek 1968. Prag'da Sovyet tankları. Prag Baharı'mn sonu gelmiştir. Yurdundan aynlan pek çok göçmenden biri de Irena'dır. Kocasıyla birlikte Paris'e yerleşen Irena, onun ölümüyle yalnız kalır. Kendine yurt edindiği bu yerde duygularını, özlemlerini anlayacak, `bilecek' kimse yoktur. Yıllar sonra, soğuk savaşın bitimiyle birlikte, eski yurdunu sık sık ziyaret etmeye başlar. Bu yolculuklarından birinde havaalanında yine eski bir göçmen olan Josef'le karşılaşır. Josef, onun bir türlü kopamadığı, ama yabancılaştığı geçmişinden bir sayfadır. Bütünüyle farklı nedenlerle çıktıkları Prag yolculuğu, Irena ile Josef'in yurtsuzluklarına, özlemlerine yeni halkalar ekleyecektir. Bilmemek, hatırlama üzerine, yalnızlık, yabancılaşma, yurtsuzluk, bellek ve unutuş üzerine bir roman. Yoğunluk, derinlik, duyarlık ve yorum açısından Milan Kundera'nın en önemli yapıtlarından olduğu kesin. İnsanlığın en güncel sorunlarından biri haline gelen `göçmen olma' durumunu psikolojik ve siyasal kahplar içinde tutkuyla inceleyen Milan Kundera, romanına kendi kişisel tarihini de ilk kez bu kadar açıkça katmış. 20'nci yüzyıla damgasını vuran yazarlardan olan Milan Kundera'nın bu son romanı, yaşadığı ve yazdığı ülke olan Fransa'dan önce Türkiye'de ve Türkçe yayınlanıyor. Çeviri : Aysel Bora Can Yayınları http://www.kahvemolasi.com/xfiles/kutuphane/images/bilmemek.jpg Roman Sanatı Milan Kundera'nın, kendi kurduğu roman evreninin kökenlerine indiği yapıttır Roman Sanatı. Yazarın, yaşadıklarını yaşarken anlattığı, metnin gelişimine okur kadar dahil olduğu bir evrendir onunki. Kundera'nın gözünde roman, 'yazarın bir itirafı değil, bir tuzağa dönüşen dünyada insan hayatının keşfedilişidir.' Roman, Kundera'nın başkaldırısı, herhangi bir politika, din ya da sınıfla özdeşleşmeyi reddedişidir. Cervantes'in mirasından yola çıkarak roman algısını ortaya çıkan Kundera, Broch, Musil, Kafka okumaları yaparak, kahramanlar-kurgu-psikoloji-tarih bütünlüğüne yaklaşımını anlatıyor. Kundera, romanın doğuşunu ve özünü ise şöyle özetliyor: 'Harika bir Yahudi atasözü var: İnsan düşünür, Tanrı güler. Ben François Rabelais'nin bu atasözünden esinlenerek bir gün Tanrı'nın gülüşünü duyduğunu ve ilk büyük Avrupa romanının böyle doğduğunu hayal etmeyi seviyorum.' Yirminci yüzyılın en önemli edebiyat adamlarından olan Milan Kundera'yı ve romancılığını daha iyi anlama ve değerlendirme yolunda vazgeçilmez bir başucu kitabı Roman Sanatı. Çeviri : Aysel Bora Can Yayınları Ölümsüzlük Milan Kundera'nın roman anlayışının tam anlamıyla ifadesini bulduğu bir doruk: Ölümsüzlük. Ona göre roman, varlığı araştırmak için bir araçtır; yazar, ortaya birtakım gerçekler koymaktan çok, çözülmek üzere sorular sorar. Ölümsüzlük'ün yazar-anlatıcı-kahramanı olan Kundera, bu yapıtındaki yedi bölümde, ölümsüzlük, yüz, aşk, rastlantı gibi farklı romanesk temalardan oluşan bir yol çiziyor. Roman birbirinden son derece ayrı gözüken, ancak birbirine sıkı sıkıya bağlı olayları ve kahramanları bir araya getiriyor. Kundera, hepsi birer evren demek olan sahneler kuruyor, bu büyük tiyatro oyununda, rastlantılar, kesişmeler, koşutluklar ve karşıtlıklar Hemingway'le Goethe'yi, Goethe'nin aşığı Bettina von Arnim'le varoluşunu yaşnızlıkta arayan Agnes'i, Kundera'yla Profesör Avenarius'ü aynı sahnede, aynı sorunun çevresinde buluşturuyor. Ölümsüzlük'ün kahramanları bir hareketten, bir oluştan, kendilerini aşan bir kavramdan doğuyorlar; yazar, kitabın içindeki varlığıyla bir açıdan kahramanların durumlarının yansıdığı bir ayna görevi görüyor. Romanlarında müzikal tekniklerin büyük etkisinin görüldüğü Kundera, bu romanında da tekanlamlılığı reddedişini ortaya koyan özgün çoksesliliğini koruyor. Böylece bir başyapıt ortaya çıkıyor: Ölümsüzlük, edebiyat hakkında, edebiyatın sahip olduğu malzeme ve olanakları hakkında olağanüstü bir düşünme serüveni. Çeviri : Aysel Bora Can Yayınları http://www.kahvemolasi.com/xfiles/kutuphane/images/olumsuzluk.jpg Gülünesi Aşklar Milan Kundera, bütün yapıtları arasından en çok Gülünesi Aşklar'ı büyük keyifle, zevkle yazmış olduğunu söyler. Yedi öyküden oluşan bu kitapta, yazarın daha sonraki romanlarında geliştireceği aşk, yalan, yanılsama gibi temaların özünü, özgün ve yenilikçi anlatım tekniklerini bulmak mümkün. Hayatı, yanılsamalar üzerine kurulu bir parodi olarak sunduğu Gülünesi Aşklar'daki öyküler, 1958 ile 1968 arasında yazılmış. Milan Kundera, o eşsiz kara mizahı ve ironisiyle kahramanlarının kimlik sorunlarını, oyun gibi başlayan cinsel yanılsamalarını, trajik bir tutsaklıktan başka bir şey olmayan erotik güç tutkularını işliyor, cinsellik ve erotizmi benzersiz gözlem gücü ve duyarlılığıyla, kusursuz bir estetik düzeye oturtarak işliyor. Bu öykülerin her birinde 'gülünesi aşklar' yer alıyor ya da gerçek aşk oyunları. Yirminci yüzyıl edebiyatına damgasını vuranlardan olan Çek yazar Milan Kundera'nın Gülünesi Aşklar'ı zamana karşı durabilen bir başyapıt. Çeviri : Serdar Rifat Kırkoğlu Can Yayınları http://www.kahvemolasi.com/xfiles/kutuphane/images/gulunesi_asklar.jpg Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği Ne yapacağını bilemeden bir avlunun karşı tarafındaki duvara dalıp gitmek; bir aşk anında karnındaki inatçı gurultuya kulak vermek; ihanet etmek; ihanetin göz kamaştırıcı yolunu terk edecek gücü kendinde bulamamak; Büyük yürüyüşte kalabalıklarla birlikte yumruğunu havaya kaldırmak; gizlenmiş mikrofonlar önünde espri gösterisi yapmak bu durumların hepsini tanıdım, hepsini yaşadım... Romanlarındaki kişiler kendime ilişkin gerçekleşmemiş olabilirliklerdir. Her biri benim ancak kenarında dolaştığım bir sınırı aşmıştır. Çeviri : Fatih Özgüven İletişim Yayınları http://www.kahvemolasi.com/xfiles/kutuphane/images/varolma.jpg -------------------- Kimdir... Milan Kundera, 1929 yılında Prag'da doğdu. İkinci Dünya Savaşı'nın sonunda Komünist Parti'ye üye oldu, ancak 1948'in Şubat ayında partiden çıkartıldı. Prag'da Müzik ve Sahne Sanatları Akademisi, Sinema Bölümü'nde profesörlük yaptı. 1967'de yayınlanan ilk romanı Şaka, 12 dile çevrildi ve 1968'de Çekoslovak Yazarlar Birliği Ödülü'nü aldı. 1968'deki Rus istilasından sonra işini kaybeden Kundera, politik baskılara dayanamayarak 1975'te Fransa'ya göç etti ve Fransız vatandaşlığına geçti. Yaşam Başka Yerde adlı eseri basıldığı yıl Medicis Ödülü'nü kazandı. 1979'da Gülüşün ve Unutuşun Kitabı yayınlandığında Çekoslovak Hükümeti kendisine vatandaşlık hakkını geri verdi. Bundan sonra Gülünesi Aşklar yayınlandı. Jacques ile Efendisi adlı kitabı İtalya'da Mondello Ödülü'nü kazandı. 1981'de bir önceki yıl Gabriel García Márquez'in aldığı Commonwealth Ödülü'nü Tennessee Williams'la paylaştı. En çok satan kitabı Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği sinemaya da uyarlandı. Yazarın yayınlanan öbür kitapları Ölümsüzlük, Roman Sanatı,Saptırılmış Vasiyetler, Ayrılık Valsi, Bilmemek'tir. 1982'de Europa Literatura Ödülü'nü kazanan Kundera'ya, 1983 yılında Michigan Üniversitesi tarafından fahri doktorluk unvanı verildi, 1985'te de Kudüs Ödülü'nü aldı. Fransızca olarak yazdığı Yavaşlık, 1995'te yayınlandı. Çağımızın en başarılı düşünsel roman yazarı ve varoluşçuların sonuncusu olarak nitelendirilen Kundera'nın Kimlik adlı kitabı, Fransa'da Mayıs 1998'de basıldı. Son kitabı Bilmemek ise 2000’de İspanya’da yayınlandı. Milan Kundera, halen karısıyla birlikte Paris'te yaşıyor. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Eylül 26, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 26, 2008 Bir Milan KUNDERA başyapıtı!... toplam yedi kısa öyküden oluşan kitap, insan zihnindeki erotizm, seks, başkaldırı, itaat gibi duyguları ve düşünceleri yorumlamakta ve yeni bir bakış açısı içinde onları değerlendirmekte... erkek eğemen tplumun temel dyanaklarına sert bir eleştiri getiren kitap, bu temel dayanakları en sapkın şekilleri ile, ince bir kara mizah anlayışıyla ele alıyor... .................. arka kapak.. Milan Kundera, bütün yapıtları arasında en çok Gülünesi Aşklar'ı büyük keyifle, zevkle yazmış olduğunu söyler. Yedi öyküden oluşan bu kitapta, yazarın daha sonraki romanlarında geliştireceği aşk, yalan, yanılsama gibi temaların özünü, özgün ve yenlikçi anlatım tekniklerini bulmak mümkün. Hayatı, yanılsamalar üzerine kurulu bir parodi olarak sunduğu Gülünesi Aşklar'daki öyküler, 1958 ile 1968 arasında yazılmış. Milan Kundera, o eşsiz kara mizahı ve ironisiyle kahramanlarının kimlik sorunlarını, oyun gibi başlayan cinsel yanılsamalarını, trajik bir tutsaklıktan başka bir şey olmayan erotik güç tutkularını işliyor, cinsellik ve erotizmi benzersiz gözlem gücü ve duyarlılığıyla, kusursuz bir estetik düzeye oturtarak işliyor. Bu öykülerin her birinde 'gülünesi aşklar' yer alıyor, ya da gerçek aşk oyunları. Yirminci yüzyıl edebiyatına damgasını vuranlardan olan Çek yazar Milan Kundera'nın Gülünesi Aşklar'ı zamana karşı durabilen bir başyapıt. .............. http://static.ideefixe.com/images/27/27869_2.jpg -------------------- kitaptan alıntı her aşk -özellikle de 3. kişiler için- biraz gülünesidir zaten. fütursuz aşık kör eder akıl gözünü bile bile; hayatını köreltmekten deli gibi kaçarak.. ve içine düştüğü durumlar bir kendisi dışında herkesi güldürebilir.. sevgilisi de dahil.. // - komik olan ne? siz hiç aşık olmadınız mı ? diye sorabilir gülünen kişi. ve ardından: // - en azından siz aşkıma gülüyorsunuz, ben ise size.. siz aşk nedir bilir misiniz ki? diye de ekleyebilir can havliyle.. .................. (...)hayatta önemli olan herkesten daha çok sayıda kadına sahip olmak değildir, çünkü bu yalnızca görünüşte bir başarıdır. Daha çok insanın kendi beğenisini eğitmesi söz konusudur, çünkü insanın kişisel değeri bu beğenide ifade bulur şunu unutmayın ki , gerçek bir balıkçı küçük balıkları suya geri atar.. ................... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KATA Yanıtlama zamanı: Eylül 27, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 27, 2008 (...)hayatta önemli olan herkesten daha çok sayıda kadına sahip olmak değildir, çünkü bu yalnızca görünüşte bir başarıdır. Daha çok insanın kendi beğenisini eğitmesi söz konusudur, çünkü insanın kişisel değeri bu beğenide ifade bulur şunu unutmayın ki , gerçek bir balıkçı küçük balıkları suya geri atar.. ne bu sımdi olgunlasmanın bir lutfu mu merhametı mı tşk ler tşk ler:D Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.