birunsatan Oluşturma zamanı: Mart 16, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Mart 16, 2008 Amatör Tiyatro Çevresi 27 Mart Dünya Tiyatro Günü Bildirisi Korkmuyoruz, Korkma!... Bilgesu Erenus Amatör Tiyatrolar Çevresi onbir yıldır, Dünya Tiyatrolar Günü'nde, bildiri yayınlamayı sürdürüyor. 1992 yılından günümüze bu bildirilerde, yıl sırasıyla Yavuzer Çetinkaya, Can Yücel, Sunay Akın, Sennur Sezer, Kemal Özer, Cengiz Gündoğdu, Yılmaz Onay, Sarper Özsan, Metin Balay, Veysel Atayman ve Orhan İyiler'in imzası var. Bildiri sahipleri haklı olarak şöyle yakınıyorlar: "Bugün, dünyada olsun ülkemizde olsun yaşam da, sanat da saldırılarla yüz yüze. Öyle boyutlara ulaştı ki ülkemizde bu saldırılar, yaşamın köreltilmek istendiği, sanatın dilsizleştiği bir dönem yaşanıyor nicedir. Her şeyin metalaştırıldığı bir dönemdeyiz. Aşklarımız, dostluklarımız, düşmanlıklarımız bile alınır satılır oldu. Sistem, kişileri para kazanma makinesi durumuna getirdi. İnsanı insan yapan, dünyayı yaşanır kılan birtakım değerleri köreltti. Dostluk, güven, arkadaşlık, özveri, amatörlük gibi kavramlardan giderek uzaklaşmak zorunda kalıyoruz. 'Sanatçı, topluma karşı hiçbir sorumluluk taşımaz, hele toplumu sorumluluğa çekmek hiç de sanatın işlevi olamaz, çünkü sanat ve sanatçı "özgürdür" ', deniyor neredeyse. Bilinmeyeni göstermek, gizemi açıklamak yerine, bilineni çarpıtmak, açık olana gizem kazandırmak yolunu seçtiler artık, birlikte dünyayı değiştirmek için yola çıktıklarımız bile... İletişim ortamlarının giderek sanallaştığı, doğrudan iletişimin prim yapmadığı bir dünyada en gerçek, en somut ve doğrudan iletişim ortamı olarak tiyatro, kim bilir belki de gereksizdir!" Her birinden birer cümle alarak oluşturduğum bu ortak yakınış, bildiri sahiplerinin tiyatro sanatına olan güvenlerinden dolayı hiç değilse amatör tiyatrolar çevresi adına bir karamsarlığa dönüşmüyor. Her birinden birer cümle alarak yeniden vurguluyorum: "Tarihte, düşün ve sanat insanına verilen ilk cezalandırmanın bir tiyatrocuya verilmesinin yeniden kavramamız gereken derin anlamı ne? Tiyatro politik bir başkaldırıdır da ondan. Hepimizin belleğindedir, Türkiye'de bunun böyle algılandığı, bunun böyle uygulandığı dönemler yaşandı. Sahnenin sınırlarını sokaklara, işyerlerine, grev çadırlarının önüne dek genişletti amatör tiyatro. Değerler dizgesinin altüst olduğu, duyguların ve emeğin yittiği günümüzde amatörlük; zor olduğu kadar onurlu bir anlam taşıyor. Bugün, geçmişin bu mirasına eklenecek yeni görevler söz konusu. Her şey yeniden gözden geçirilmeli bu kavşakta. Tiyatro (iktidar + medya) dilini reddetmeli, gerçekliğin dilini öğretmelidir." Onbir yıllık bu bildirilerde amatör tiyatrolar çevresine yönelik, kimi öneriler ve gönüllendirmeler de var. "Amatör tiyatroya evet ama, kör tiyatroya hayır! Dünya halklarının kardeşliği, Barış, Özgürlük, İnsan Hakları nerede? Nerede?.. Teorik tartışmalarıyla, etkinlikleriyle, kurslarıyla, metin yazma denemeleriyle, dil arayışlarıyla, medyatik kültür ve iktidar ilişkileri eleştirileriyle, uluslararası buluşmalarıyla, sahnesiyle, imkansızlığıyla, gönüllülüğüyle, heyecanıyla, iktidardan kopartılmış, medyaya yasak koymuş, popüler / kitlesel kültüre dur demiş bir coğrafya olacaktır amatör tiyatroların alanı. Köreltileni yeniden canlandıracak, sanatı yeniden yaşamın içine sokacak yeni bir dil bulunmalı, yeni bir yaşama biçimi gündeme gelmeli. Eski halkevlerimizi, hâlâ diri okul tiyatrolarımızı, eski sokak tiyatrolarımızı hatırlarsak bu kaynağın değerini abartmadığım anlaşılacaktır. Ne mutlu, ülkemizin koşullara boyun eğmeyen amatörlerine!.. Aşağılanan insanın yeraltı sularına benzeyen gürüldemesiyle öfkesi ve nefreti çığ gibi büyüyor. Amatör tiyatrolar Prometheus'un ateşini yeniden insanlığın buyruğuna teslim edeceklerdir. İstiyoruz ki, ülkemiz amatör tiyatro denizi olsun. Güzel bir dünya için, sömürüsüz bir dünya için, barışçıl bir dünya için, bütün tiyatro emekçileri hep birlikte Heya mola!..." Onbir yıllık bildiri sahipleri, hepsi de doğru, hepsi de güzel söylemiş. Benim söyleyeceğim ise önce bir soru, bu onbir yıllık süre içersinde amatör tiyatro çevresi içimizi titreten "evet işte bu!" dedirten hangi tiyatro etkinliğini gerçekleştirdi? Toplumla nabız nabıza yaşandığında ülkemiz, konudan yana, hiçbir ülkeye nasip olmayacak şekilde öylesine zengin ki!... Amatör Tiyatrolar Çevresi bu onbir yılda denenmişi denenmekten vazgeçebildi mi? İğneyi başkasına çuvaldızı kendimize batırmalıyız, evet! Belki de bütün ihtiyacımız biraz daha, biraz daha cesaret... Ortak sevdamız Tiyatro Sanatı bunu hak ediyor. Son günlerde ona yönelik kimi saldırılar var. Kendi kötülük tohumlarını bu topraklarda kalıcı kılmak isteyenler yapıyor bunu. Amatör Tiyatro Çevreleri dünya ve toplumdan sorumlu olduklarını haykırabildikleri zaman, medyanın dev aynasında kendini seyretmeye alışmış bu cüceler saklanmak için bir çalı dibi arayacaklardır. Şu anda bizim yüzümüzden meydanı boş buldular. O halde bu on ikinci yılda hep birlikte sözümüz söz diyelim; İnsanı insana, insanla anlatan sanat, Tiyatro; her şeye karşın seni sonsuza dek yaşatacağız, korkmuyoruz, korkma! Bilgesu Erenus.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.