schizophrana Oluşturma zamanı: Mart 17, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Mart 17, 2008 hoşuma giden bir yazıdır , paylaşmak istedim. her şey galiba bakış açısı ile ilgili. zaten Üstün Dökmen 'de Küçük Şeyler'de hep bunu savunur. Mutsuz olmayı, şuna buna söylenmeyi, karamsarlığı öylesine derinden öğrenmişiz ki, “Bu ülkede yaşanmaz” ve nihayet “Batsın bu dünya” demeye hakkımız olduğunu düşünüyoruz sonuçta. Ve daha da kötüsü, iyimser birini gördüklerinde canları sıkılıyor kötümserlerin, adeta “Şuna bir şey söyleyeyim de keyfi kaçsın” diyorlar içlerinden. Yıllardır seminerlerimde iyimser olmanın öneminden söz ettiğimde en az bir kişi çıkıp “Hoca iyi de o zaman bu polyannacılık olmaz mı?” der. Bu karamsarlığa prim veren bakış tarzı beni üzüyor. Şimdi söz konusu cümleye tekrar bakalım: “İyimserlik, küçük şeylerden mutlu olmak polyannacılık sayılmaz mı? Bu görüşte, sanırım iki hata var. Birincisi “iyimserlik eşittir polyannacılık” iddiasıdır ki bu doğru değildir. İkincisi böyle söylendiğinde polyannacılığın kötü olduğunu kim söyledi? Polyannacılık, kayba uğradığımızda, elimizde kalanları fark etme ve sevinme becerisidir. Polyannacılık bir psiikolojik savunma mekanizmasıdır, aşırı olmadan yerinde kullanıldığı sürece, kişiyi kaygıdan, sıkıntıdan korur, kişinin yarına kalma ihtimalini arttırır. Polyannacılık, kendini avutmak değil, bardağın dolu yanını fark etmektir. Diyelim ki birisi bir bacağını kaybetti. Şüphesiz bu kötü bir durumdur. Ancak bu kişinin önünde iki yol uzanır: Birinci yol, bir bacak gittiği için yaşamdan elini çekmek, sürekli üzülmek, artık hiçbir şeyden keyif almamaktır. İkinci yol ise şudur: Kişi eğer geriye dönüş yoksa, mevcut durumu kabullenir, elinde kalan bacak için sevinir, yaşamdan elini çekmez, yaşama sevincini kaybetmez. İkinci yol polyannacılıktır. Polyannacının ömrü, birinciye oranla daha kaliteli geçer. Polyannacı tavır, Çin atasözünü hatırlatıyor. Şöyle demiş Çinli: Tanrım, bana değişebileceğim şeyleri değiştirme gücü ver. Değiştiremeyeceğim şeyleri kabullenmemi sağla. İkisini ayırt edebilmem için de akıl ver. Değiştiremeyeceğimiz kayıplar karşısında, yaşama sevincimizi kaybetmemek polyannacılıktır. Karamsarlığa oranla da herhalde daha gerçekçi bir tavırdır. ............................ Üstün Dökmen 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
mysteriouslady Yanıtlama zamanı: Mart 31, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 31, 2008 Tanrım, bana değişebileceğim şeyleri değiştirme gücü ver. Değiştiremeyeceğim şeyleri kabullenmemi sağla. İkisini ayırt edebilmem için de akıl ver. Harika bir dörtlük.....Bu sıkıntılı gecemde bu yazıyı okumak bir nebzede olsa rahatlattı beni....Teşekürler lady ayrıca ++ Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Nisan 1, 2008 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 1, 2008 Diyelim ki birisi bir bacağını kaybetti. Şüphesiz bu kötü bir durumdur. Ancak bu kişinin önünde iki yol uzanır: Birinci yol, bir bacak gittiği için yaşamdan elini çekmek, sürekli üzülmek, artık hiçbir şeyden keyif almamaktır. İkinci yol ise şudur: Kişi eğer geriye dönüş yoksa, mevcut durumu kabullenir, elinde kalan bacak için sevinir, yaşamdan elini çekmez, yaşama sevincini kaybetmez. İkinci yol polyannacılıktır. Polyannacının ömrü, birinciye oranla daha kaliteli geçer. burası ne kadar da doğru değil mi ? ama biz hep ilkini tercih ediyoruz. hepimiz hem de. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
biggang Yanıtlama zamanı: Nisan 1, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 1, 2008 Cok dogru, evet hep kotuyu kabulenip kotunun haytimizi yonetmesine izin veriyoruz. Sadece ben degil.. Bir cok kisi.. Yasamdan elimizi etegimizi cekiyoruz, aslinda hayat dedigin nedir ki? Mutluluk oyunu.. Elindekiler ile mutlu olmasini beceremezsen hep mutsuz olursun, bunun hapi yok ki.. Icesin de her gun mutlu olasin.... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Nisan 1, 2008 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 1, 2008 kolaya kaçmak ! hepimizin yaptığı bu. böyle yazıları okuyup ne kadar doğru olduğu üzerine hemfikir olarak dağılıyoruz sessizce. ve gene gömülüyoruz memnuniyetsiz karanlığımıza. ben de dahilim , sizler de. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.