felidae Oluşturma zamanı: Mart 17, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Mart 17, 2008 Fantastik Edebiyat http://www.exi26.com/contentimages/4/verne_resize.jpg Uzan, rahatla ve çocukluğuna dön.... Uyanmamak için tırnaklarını yatağa geçirdiğin, yarı açık gözlerle “anne, beş dakka daaa yaa” diye şımardığın, hatta abartıp tebeşir tozu yutup ateşim var dediğin yıllara dair en çok neyi hatırlıyorsun. Üç beş kafadarın apartmanda besleyip ailesinden gizlemeye çalıştığı Sevimli Dinazor Denver’ı mı? Kılıcını hava kaldırıp, gölgelerden güç dilenen “yarma” He-man’i mi, beşi bir yerde formunda dünyayı kurtaran Voltran’ı mı? Yoksa “konsept arabası” diye bir kavramdan bihaberken hayranı olduğun Batmobil’i, uydurmasyon sözlerle şarkısına eşlik ettiğin Superman’i mi yoksa daha da abartıp “süper güçlerim olsun” diye civar mahallelerde nükleer santral aramalarını mı?... Evet, haftasonları seni uyandırmada beş çalar saat gücünde olan çizgi filmler, diz kapaklarının kabuklarla dolu o yıllara dair en net hatıralarından biri olsa gerek... http://www.john-howe.com/portfolio/gallery/data/media/21/GandalfTheGrey.jpg Hafta içi okula gitmeye ayak direyen çocuklarının, nasıl olup da sabahın köründe ayağa dikildiğine hayretler içinde bakan ebeveynler de duruma akıl sır erdiremezdi belki ama sen, aklını başından alan bu fantastik dünyanın yerini hiçbir şeyin alamayacağını bilirdin. Ta ki kırmızı kurdelanı yakana takıp, fantastik edebiyat diye bir şeyin varlığından haberdar olduğun güne kadar... Artık ister iyilik meleği bir büyücü olabiliyordun istersen de kötü kral... Yakın zamana kadar üvey evlat muamelesi gören fantastik edebiyat, bir gün gelip de J.R.R. Tolkien’e “Size çok kanım ısındı, baba diyebilir miyim” diyene kadar, ne yalan söyleyelim (Türkiye’de tabii) atom çekirdeği kadar ciddiye alınmıyordu. Sayın fizikçiler, aman sinirlenmeyin! Boyut olarak diyoruz, yoksa atom çekirdeğinin mühim bir şey olduğunun biz de farkındayız. Gün geldi, devran döndü, en az “ciddi” kitaplar kadar fantastik edebiyat ürünleri de rafları süsler oldu. Hatta sulu sepken aşk romanlarından bile fazla satan tür, yan sanayilerini de yarattı. “Nerden başımıza peydahlandı peki bu fantastik mevzusu” diyenler için bir girizgah yapalım. Her şey gibi aslında fantastik edebiyatın kökleri de antik çağlara kadar uzanıyor. Tek eliyle iki tonluk kayaları kaldıran Herkülvari yaratıklardan tutun, kanat takıp güneşe uçan akıldışı tiplerin öyküleri, ki yakın arkadaşları onlara mitos der, o vakitler adı konulmayan bu türün ilk örnekleri. Ilyada Ve Odessa, (Yunan Yarımadası'ndaki Akhalar'ın, Anadolu'daki İon Krallığı’na saldırısı ile Akha kral ve prenslerinin sonraki serüvenlerini anlatıyor) ile adlarını “Edebi Metinler” dersinden mıh gibi aklına kazıdığın Beowulf, Nibelungenlied ile Kral Arthur ve Yuvarlak Masa Şövalyeleri’ni de türün soyağacına işleyebiliriz. Türün tarihinde “dalgalandım da duruldum”lar da olmuş. Bir süre sonra içinde gerçeküstü öğeler olan her şeye peri masalı yaftası yapıştırmaca modası başlamış. “O ne be ejderhalar, büyücüler falan, çocuklara masal mı yazıyorsun koca adam” söylentileri, hayalgücü ışık hızıyla çalışan bir takım yazarların sinirine dokunup, içlerine oturmuş. O zamanlarda ciddiye alınmamış Alice Harikalar Diyarında, Peter Pan, Gülliver ve Hansel ve Gretel gibi eserleri şimdi fantastik edebiyat raflarına dizmek, abesle iştigal etmek olmaz. Tabii ki folklorik öğeler taşıyan Dracula, Kurtadam gibi motifler de fantastik edebiyatın şehir efsanelerinden beslenen tuzu biberi oluvermiş. Türün edebi değerinin, euro hızıyla artması ve yerlerde sürünen itibarını geri alması, dilbilimci J.R.R. Tolkien’in çocuklarını eğlendirmek adına (onca suçlamadan sonra ironik değil mi) döktürüverdiği Orta Dünya atmosferine dayanıyor. Başta eğlenceli (ve bol alt-okumalı) bir masal olarak yaratılan Hobbit, gelişip büyüyerek en az Roma İmparatorluğu kadar dallı budaklı bir dünyada (Orta Dünya) geçen Yüzüklerin Efendisi’ne dönüşürken, fantastik edebiyat da önündeki tüm engellerin üstünden zıp zıp atlayıp, fanatik müdavimleri olan bir tür haline geliyordu. http://www.felsefe.gen.tr/yasam/galeriler/resimler/fantastik/fantastik-resimler-AD2G2q9.jpg J.R.R. Tolkien’in yakın arkadaşı C.S. ‘elleri dert görmesin’ Lewis’in yazdığı Chronicles Of Narnia (ki şu sıralar filme alınması gündemde) yolu iyice aydınlattı. Arkasından da bolca Nebula ödülünü kucaklamış, bilimkurgunun kraliçesi Ursula K. Leguin’in (sonradan dörtleme haline gelecek) “Yerdeniz Üçlemesi,” türle dalga geçmek isteyenlere aynaya bakıp gülmelerini tavsiye etti. Fantastik edebiyat, altın çağını yaşamasını biraz da FRP oyunlarına ve dolayısıyla TSR Inc.’e (Tactical Studies Rules Inc. – Dungeons & Dragons kutu oyunlarını piyasaya süren firma) borçlu. (not: alıntıdır....) 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Mart 17, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 17, 2008 Yakın zamana kadar üvey evlat muamelesi gören fantastik edebiyat, bir gün gelip de J.R.R. Tolkien’e “Size çok kanım ısındı, baba diyebilir miyim” diyene kadar, ne yalan söyleyelim (Türkiye’de tabii) atom çekirdeği kadar ciddiye alınmıyordu. cidden doğru ne denilebilirki. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.