birunsatan Oluşturma zamanı: Mart 18, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Mart 18, 2008 adnan yücelin unutulmayacak şiirlerinin başında gelen şiir. Aşksız ve paramparçaydı yaşam bir inancın yüceliğinde buldum seni bir kavganın güzelliğinde sevdim. bitmedi daha sürüyor o kavga ve sürecek yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek! Aşk demişti yaşamın bütün ustaları aşk ile sevmek bir güzelliği ve dövüşebilmek o güzellik uğruna. işte yüzünde badem çiçekleri saçlarında gülen toprak ve ilkbahar. sen misin seni sevdiğim o kavga, sen o kavganın güzelliği misin yoksa... Bir inancın yüceliğinde buldum seni bir kavganın güzelliğinde sevdim. bin kez budadılar körpe dallarımızı bin kez kırdılar. yine çiçekteyiz işte yine meyvedeyiz bin kez korkuya boğdular zamanı bin kez ölümlediler yine doğumdayız işte, yine sevinçteyiz. bitmedi daha sürüyor o kavga ve sürecek yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek! Geçtiğimiz o ilk nehirlerden beri suyun ayakları olmuştur ayaklarımız ellerimiz, taşın ve toprağın elleri. yağmura susamış sabahlarda çoğalırdık törenlerle dikilirdik burçlarınıza. türküler söylerdik hep aynı telden aynı sesten, aynı yürekten dağlara biz verirdik morluğunu, henüz böyle yağmalanmamıştı gençliğimiz... Ne gün batışı ölümlerin üzüncüne ne tan atışı doğumların sevincine ey bir elinde mezarcılar yaratan, bir elinde ebeler koşturan doğa bu seslenişimiz yalnızca sana yaşamasına yaşıyoruz ya güzelliğini bitmedi daha sürüyor o kavga ve sürecek yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek! Saraylar saltanatlar çöker kan susar birgün zulüm biter. menekşelerde açılır üstümüzde leylaklarda güler. bugünlerden geriye, bir yarına gidenler kalır bir de yarınlar için direnenler... Şiirler doğacak kıvamda yine duygular yeniden yağacak kıvamda. ve yürek, imgelerin en ulaşılmaz doruğunda. ey herşey bitti diyenler korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler. ne kırlarda direnen çiçekler ne kentlerde devleşen öfkeler henüz elveda demediler. bitmedi daha sürüyor o kavga ve sürecek yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek! Bir bir çekilirken teslim bayrakları Ve kaçmalarla uzarken Göçmelerle tozarken Avrupa yolları Durdu bir avuç yiğit Bir tutam kır çiçeği Ölüm dediğiniz de ne ki Gözümüzde hainler kadar küçük Ve zafere inancımız Ölümsüzleşen ölümler kadar büyük Onlar ki bir ayrıkotu tarlasında Bir tutam çiçektiler Binlerce ihanet çirkinliğinde Bir avuç direnci güzellediler Hiç bir şey bitmemişti daha Gülerek girdiler zulüm tufanına Ölerek girdiler Ve en dayanılmazında tufanların Adlarını bile söylemediler Yüreklerin karartılıp satıldığı Ve aşkların Buruşturulup atıldığı akşamlarda İnanç ki yenilmez kılar insanı O sudan ve demirden sevda Resimlerde renklere sorar yaşamı Günleri şiirlere böler ufuklarda İşte bizimle güzelleşen her şey Yine bir dostluk Bir aşk sıcaklığında Bitmedi daha sürüyor o kavga Ve sürecek Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek. İşte tarih İşte şiddetin iğrenç yüzü Biz başlatmamışız hiç bir savaşı Bizimle başlatılmış bütün savaşlar Bizimle bitirilmiş yine Kölelik çoğaltan zaferler adına Vurulup düşmüşüz dünyanın her yerinde Gidenimiz bir daha dönmemiş geri Yemen olmuşuz Balkan olmuşuz Seferberlik olmuşuz Ve her büyük savaşın sonunda Ölümlere karşı türkülerle durmuşuz Hangi inancın sesidir bu Hangi körlüğün koyun kurbanlığı Ki uğrunda can verdiğimiz topraklarda Canı alınan kurbanlara dönmüşüz Doğan günü kardeş bilirdik oysa Akan suyu yoldaş bilirdik Mutluluğa koştururduk atlarımızı Sınırsız özlemler içinde ve suskun Yine yollarda sessiz kalırdık Biz bizsiz delen Ferhad’ı alkışlar Bizi bizsiz seven kerem Kerem’i tanırdık Kül olurduk aynı yangınlarda Yine birbaşımıza kimsesiz ağlardık Öylesine yaşardık ki günleri yüzyıl gibi Cehennem bile imdat dilerdi bizden Cehennemi cennete yine biz bağlardık Ne yaptıysak yetmedi sesimize Ne söylediysek yetmedi Karlarla silelendi nice dağlar Kalburlarla elendi Ey bağrımıza bastığımız deli sevda İşte yine doğayı doldurup yüreğimize Yağmuru çağırıyoruz yanan ellerimize Bir ilkbahar gecesinin ortasında Şimşeklerle gelen o kıştan sonra Herşey yeniden başlıyordu yine Sanki kimliğimi Yaralı bir kuş değilmiş gibi Ve bakmıyormuşuz gibi Bulutların taa üstünden Yerin taa derinliklerine Yeniden yükseliyordu aynı sesler Süngerler çekilmiş gibi üstümüze Nice yıllar geçmişti aradan Her anı bir başka deprem Bir başka kırım içinde Dört bir yana haberler salınarak Öldü denildiği halde inanılmayarak Ve gittikçe silahlaşan türkülerde Dağlara güneş doğdurulmayarak Nice yıllar Her anı kutsal bir çığlık içinde Barış dedik bunca yıl Kardeşlik dedik-sevgi dedik Yepyeni umutlar doğurduk umut tacirlerinden Düştük peşlerine korkusuz Aç-susuz Ve en dikenli yollarda yalınayak Gelecekleri kapkara Dilleri yumuşak Yalanları güzel ve ak Girdiler dünyamıza alkışlanarak Onlarda barış dediler bizim gibi Kardeşlik dediler- sevgi dediler Hatta kurşun yağmuru akşamlara karşı Yalnızca gül ve güvercin dediler Sonra sığındıkları gizli beyler Defne dallarıyla tutuşturup ateşleri Güvercinleri pişirmeden yediler Toprağı çıldırtan güller söylemişti Onurla şahlanan kitaplar Ve kararmayan yürekler söylemişti Gözyaşına karışırken ter Biliyordukki güle hançer Barışa hançer Sapalayan eller Kırılmak zorunda birer birer Hangi ışıktı o karanlık gecede Hangi sevgi – hangi gül Hangi barıştı onca ölümler içinde Sevgiyse çocuk yüzlü diyorduk Barışsa sabah sözlü Patlayıp fışkıran Leylak yüreği bir şafakla parlayan Ne açlık – ne zulüm – ne de kan Ancak biz kazandığımız zaman Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.