IXION Oluşturma zamanı: Mart 19, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Mart 19, 2008 PLUTON The Mountain Astrologer dergisi Ağustos sayısında yer alan Dana Gerhardt’ın izniyle. Çeviren : Naz Bayatlı 2006 Ağustos’unda astronomlar Pluton’un rütbesini gezegenden, buzlu bir cüceye indirdiler. Bilim adamları, Pluton’un gerçek bir gezegen gibi, birilerine gününü gösterecek güce sahip olmadığını söylediler. Yine de tam bu nedenle, astrologlar onu kullanmaya devam edecekler. Belki Pluton’nun yerçekim gücü diğer göksel cisimleri etkileyecek güce sahip değil, ancak doğum haritasındaki mevcudiyeti ister açı ile ,ister transit ile olsun, Yerküredeki insanların hayatlarını sarsabilecek güçte. Bu duruma örnek, benim kendi Pluton transitlerimden kesitlerdir: Kanyon’daki evimin salonunda yerde, yarı çıplak biçimde ağlıyorum, ellerim kocamın ayak bileklerine kilitlenmiş, beni de beraberinde sürükleyerek, ön kapıdan çıkmaya çalışıyor, en nihayetind bende onunla birlikte sürüklenerek dışarı kaldırıma kadar çıkıyorum. Evliliğimizi terkediyordu. İntihar etmekle tehdit etmiş olmalıyım ki, az sonra kocam itfaiyeyi çağırmış. Kapımızın önünde üç tane parlak kırmızı itfaiye aracı belirdi. Komşular çevremize toplanırken ve itfaiyeciler durumu gözlemlemeye gelmişken, kocamın gitmesi gereken bir yer olduğunu söylediğini duydum. O sıralar astrolojiden anlamıyordum. Daha sonra keşfettim ki, natal Güneşim Akrep’teydi ve kocamın yükseleni ile birleşmişti ve tam o noktaya Pluton transit yapıyordu. Kocamın hayata bakış açısı transformasyona uğruyordu (Pluton yükselene transit yapıyor) . Benim Satürn’üm ise ona sıkı sıkı sarılmaya çalıştı ve olayların akışını ertelemeyi denedi. Ancak, bunun yerine hayatımın tüm yapısı değişmek zorunda kaldı. (Pluton Satürn transiti) Pluton kocamın yükseleni üzerinden gitti geldi, ve kısa bir süre sonra eski olacak kocamın MC si ile kare yapmaya doğru yöneldi. Bu sure içerisinde , hem boşandı, hem alkolü bıraktı, kız arkadaşı ile başka bir eyalete taşındı, baba oldu, ve yeni bir işe başladı. Hepsi kişiliği ve mesleki yönelimi değiştirebilecek kadar güçlü transformasyonlardı. Ben de değişiyordum. Zordu. Bir çok gün yere yatıp tavandaki en güçlü kirişe bakıp durdum. Kendimi asarak herşeyi sona erdirebilirdim. Kızkardeşim, kocasının terkettiği bir kadından bahsetti. Yandaki odada yatan bebeğine rağmen, kadın bir sandalyeye çıkıp, tavan kirişine bir kablo atıp, kabloyu boynuna geçirip , ayağının altından sandalyeyi itmişti. Ben bunu yapmadım, fakat kelimenin her anlamıyla aslında bunu yapmış kadar oldum. Öldüm ve yeniden dirildim. Bu hayatımın en acılı ama buna rağmen en ödüllü zamanıydı. Bunu takip eden bir çok ay içerisinde, Ölüler ülkesine yolculuk yaptım, kendimi çektim çıkardım, rahatlamaktan öte çok korkarak, teslim oldum. O kadar gururum incinmiştiki, eskiden sahip olduğum ve beni bu noktaya getiren tüm naïf ve bencilce nosyonlarımdan kurtuldum. Bu serbest kalıştan sonra, yeniden doğdum. Ondan sonra geçen yıllardan bu yana, bu transite öyle çok şey borçluydum ki, her ne zaman Pluton’dan bahsetsem, dediklerime dikkat ederim. Çatlak transformasyonel psikolog Stan Grof gibi gözükmekten korkarım; çocuk doğurmanın zevkli hatta orgazma benzer bir deneyim olduğunu iddia etmişti ( NASIL YANİ?!) . Fakat bu doğru: Bu gün keyfini sürdüğüm hayat Pluton Satürn’üme transit yapmaya başladığı zaman değişmeye başlamıştı. Yeraltına gidip gelmek sayesinde bir çok fayda sağladım. Bu nedenle bir parçam Pluton transiti yaşayacak insanlara, “ Ne şükran duyulacak bir deneyim olacak bu “ demek istiyor. Elbette bir yanımda, korkuyla titriyor. Geçmiş 18 yıl boyunca birkaç Pluton transitinden geçtim. Pluton Merkür’ümle , Venüs’ümle, Güneş ‘imle birleşti, Ay’ıma ve yükselenime kare yaptı ve MC ime karşıt durdu. Bu dönemler stres, dönüşüm, ve yeniden doğmayı getirdi. Fakat hiçbiri yine de o ilk Pluton Satürn transiti kadar etkili olmadı. Bazı transitlerde Pluton hayatımdan parmak ucundaymışçasına geçti.Yine de Pluton’nun gücünü asla küçümsemem. Güneşim’le Pluton’nun birleşeceği yıl favori psişiğimi aradım. Huzursuz bir gülümsemeyle, “bu yıl, sevdiğim birisi ya da ben ölecekmiyim” diye sordum. “Hayır” dedi” fakat oldukça değişeceksin!” Ben psişik değilim. Bir müşterim aradığında, Pluton’nun nasıl bir olay getireceğini bilemem, ayrıca kolay mı zor mu olacağını da tahmin edemem, fakat sizi bekleyenin ne olacağını bilebilirim. Bütün Pluton transitleri,aynı temel senaryo ile gelir- Sümer mitolojisindeki Inanna’nın karanlık kızkardeşi Ereshkigal’I ziyareti ile, Yunan mitolojisindeki Pluton’nun tatlı Persephone’yi yeraltı dünyasına kaçırıp tecavüz etmesi hikayesinde olduğu gibi bir kombinasyon. Müşterilerime genellikle bu kombinasyonu anlatırım. İşte siz hayatınızın çiçek dolu yollarında masumca dolaşırken, birden Pluton ayak bileklerinize sarılır ve sizi yer altı dünyasına çeker. Orada sizi çırılçıplak soyar ve bir et çengeline tepe aşağı asar. Müşterilerim de, bir Pluton transitinden sonra veya tam bu transiti yaşarlarken aynı şeyleri hissettiklerini söylerler. Pluton hikayeleri genellikle mutsuz bir sürprizle başlar. Hikayenin Yeraltı kısmı bir kaç gün, bir kaç hafta veya bir kaç ay sürebilir, bu yapmış olduğunuz seçimlere bağlıdır. Tek başınıza acı çekersiniz ve bir gün yeraltı dünyasında bir kapı açılır ve Pluton içeri girer ve size şöyle der:” Nasılsın” “Berbat” diye cevap verirsiniz. “ Et kancasından kurtulmak istermisin?” “Evet!” “Harika” der Pluton “ Tek istediğim senin için en çok değerli olan ve onsuz yaşayamayacağını düşündüğün şeyden vazgeçmen” “Bunu benden isteme “ diye ağlarsınız. “ Senin seçimin” der Pluton. Çıkar ve siz yine acı içinde kıvranmaya devam edersiniz. Pluton bizden birşeyi bırakmamızı ister. Ama neden bukadar acı çekmemizi ister bizden? Bir tanrı bize değişimi acı olmaksızın veremezmi? Ben 10 yaşındayken, aynı soruyu, Hristiyan tanrısına sormuştum “ Okadar güçlüysen ve istediğin herşeyi yapabiliyorsan, neden tek oğlunu öldürmeyi seçtin, neden insanlar onunla ellerine ve ayaklarına çiviler batırarak alay ederken hiçbirşey yapmadın? Daha iyi bir yol bulamazmıydın? Acı çeken kahraman motifi, yerli halkların kültürlerinde de yer alır, şamanlar ruhani adayları gerçek ya da sanal olarak parçalara ayırdıkları ruhsal yolculuklara çıkarırlar, onlar ürkütücü ölümün kıyısına kadar gelirler, hatta bazen bu çizgiyi bile aşabilirler, ancak ondan sonra şaman güçleri kazanırlar. Budizm de bile büyük öğretmenler, ilk başlarda kendi öğretmenleri tarafından dövülmüş, aşağılanmışlar , feci deneyimlerden geçip, kayıplar verdikten sonra ancak aydınlanmaya kavuşmuşlardır. Neden Pluton, birçok mitolojik ve spiritüel gelenek gibi aynı acı dolu ölümü, değişimi ve yeniden doğuşu anlatır? Pluton, Satürn’ümü terkederken yıllarca önce bana bu şu şekilde açıklandı. Al-Anon toplantısının yapıldığı ilkokul sınıfında beni iyileştirdi. Eskilerden biri şöyle dedi:” Şöyle düşünün , diyelimki bir bebek emziğine çok bağlı, eğer o allahın cezası emziği emmeye devam ederse, tavşan dişli olacak. Siz onun güzel ve kendine güvenli olmasını istiyorsunuz, çünkü o plastik emziğe bağlı olmadan kendini sakinleştirmesini öğrenmesini istiyorsunuz ve elinden alıyorsunuz. Bebek acıyla haykırıyor. Bunu onu sevdiğiniz için yaptığınızı anlamıyor. Eğer anlayabilseydi, ona zaten açıklardınız, ama anlamıyoır ve siz de anlatamıyorsunuz. Bunun yerine sanki cinayet işleniyor gibi bağırmaya devam ediyor, taa ki kendi artık onu istemediği an gelene kadar. Emziksiz özgür bir hayata başlayana kadar. Ve bundan sonra harika bir gülümsemeye sahip olacak.” Pluton iyi birer anne baba gibi davranır veya akıllı bir spiritual öğretmen gibi. O bizim acılarımızın yaratıcısı değildir; bizim kendi akıl karışıklığımız bunu yapar. Transit değil , bizim karşı koyuşumuz bunu yaratmaktadır. Bu bizi geride tutan, gücümüzü elimizden alan bir bağımlılıktır .Pluton’nun sorgulamasının en önemli kısmı “ en sevdiğimiz ve bağlı olduğumuz “ kısmıdır. Böylelikle neyi bırakmak zorunda olduğunuzu bilirsiniz. İlk başlarda, elle tutulur birşeyi kaybetmekten korkarız- bu bir evlilik, çocuk, hayattaki yerimiz olabilir. Bunlar kaybolmak zorunda değildir, ancak genellikle bu sıkı sıkıya bağlı olduğumuz emzik gibi bir nosyon olabilir. Bu fonksiyonel olmayan kanı gelişmek istiyorsak yıkılmalıdır. Albert Einstein’dan bir alıntı yaparsak “ Problemlerimizi yaratan bakış açısıyla onları çözümleyemeyiz” Çektiğiniz acıdan yorulup ve artık dayanamaz hale gelirsiniz, Pluton tekrar ortaya çıkar. Siz “ Al, vazgeçiyorum” dersiniz. Derhal yardımcıları gelir, sizi kancadan indirir. Sizi kokulu yağlara bular, yeni elbiseler giydirirler. Kraliyetten biri gibi davranırlar. Pluton “yaşayanlar ülkesine geri dönebilirsin” der .” fakat gitmeden önce seni takdirimin şu küçük hediyesini almayı unutma” bu ufak bir hazine sandığı içinde çok nadir ve çok seçkin bir mücevher var” Pluton zenginlik tanrısıdır. Ve onun transitleri bizi zenginleştirir. Oldukça sert tarzda işlem yapsada, amacı bizi bulduğu andan daha iyi bir hale getirmektir. Yıkmak değil, güçlendirmektir amacı. Pluton MC noktama karşıt durduktan sonra, harika bir terfi aldım. Fakat öncesinde, şirkette küçük düştüm ve neredeyse işten atılacaktım. Patronumun Güneşi İkizlerde ve benim MC ile birleşiyor. O da bir Pluton transiti yaşıyordu. Ailesiyle ilgili problemler yaşadığı dedikoduları ayyuka çıkmıştı. İşte kızgındı ve ben hedefi haline geldim. Bununla birlikte, ona karşı çıkmadım veya kurban rolünü oynamadım. Her saldırısından birşeyler öğrenmeye çalıştım. Vazgeçtiğim neydi? Hep 10 alan harika kız ben, herkes tarafından sevilmeliyim nosyonu ile yüzleştim. Zordu, ancak Pluton’nun teslimiyet istediğini bildiğim için acım azaldı. Bir kaç ay sonra, yeni bir yönetici işe alındı. Patronumun direktifleriyle benim performansımı inceden inceye gözden geçirdi. Belki de beni işten atacaktı. Sonunda, maaşımın artmasına karar verdi. PLUTON KLANLARI Pluton transitleri aynı zamanda nesilleri belirler. Her burçta yaklaşık 10-20 yıl arası kalır, Pluton o yıllarda doğan insanların hangi konularla kültürel bütünlük yaratacaklarını , hangi konulara takıntılı olacaklarını belirler. Bulunduğu burca ait grup, dünyanın ne açılardan transformasyona uğrayacağını açıklar. Pluton 1913-1939 yılları arasında Yengeç burcundaydı. Bu yıllar içerisinde doğan nesil ( ki depresyon ve savaş yıllarına tanık oldular) oldukça korumacı, güvenlik bilincine sahip ve milliyetçiydiler. Bunlar ev ve aile konuları içine alan derin Yengeç eğilimleridir. Bu eğilimlere uygun olarak bu grup Amerikan hayalini tekrar oluşturdular ki biz hala günümüzde bu versiyonu beğensekte, beğenmesekte ortalama 2.4 çocuklu, banka kredisi ile alınmış çitlerin gerisinde , mutlu evlerde yaşıyoruz. “Bana bakın” diyen Pluton Aslan grubu hakkında çok şey yazıldı ( 1937-1958) diğer adıyla bebek nüfusunu patlatanlar ya da BEN jenerasyonu. Her zodyak burcu , ondan önce gelen burcun aşırılıklarına karşı bir reaksiyondur, bu özellikle farklı Pluton nesilleri için oldukça geçerlidir. Eğer Yengeç klasik anne baba arketipiyse, Aslan İlahi Çocuktur. Yaratıcı, gösterişçi,oyuncu ve narsistik. Bebek doğuran grup, Amerikan Hayalini, kendilerini bulmak veya en azından rock yıldızı olmak için kullandılar. Şimdi 60 lı ve 70 li yaşlardalar, hala rock gruplarının peşindeler veya oralarda çalıyorlar. Bu grup zamanının çoğunu terapilerde geçirdi, çocukluklarının üzerine eğildiler ve çocuklarını şımartmak için bol bol para harcadılar. Genç görünmek gibi bir obsesyonları vardı. Şirketimde yarattığı rahatsızlığı hatırlıyorum, ve Pluton Başak grubu (1957-1972) ortaya çıktı. Gen X lakaplı ya da Bol paçalılar dediğimiz grup, bu fanila giyen, yeşiller grubu daha yakları yere basan, anne babalarından daha eleştirel ve kaşı havada, çok eğitimli ve çoğunlukla değerlerinin altında işler yapan insanlardı. Bizi kandırmaya çalışarak önümüzde havuç sallayan Pluton Aslan patronlara karşı vurdumduymazlardı. Onların maaşını arttırıp ödüllendirirdik, onlarsa bir kaç hafta sonra daha iyi bir fırsatı değerlendirmek için , başka bir alanda tamamen sıfırdan başlamak üzere işten istifa ederlerdi. Bu genellikle değişken burçlarda böyledir. Toprak grubundan bir burç olan Başak için durum böyledir, bu grup ekolojik yapıyı düşünür, yeniden dönüşüm ve organic gıda için gerekli yeni kültürel standartları oluşturur. Başağın sağlığına düşkünlük eğilimini gözönünde bulundurursak, bu grup alternative tıbba kayıp bunu yaygınlaştırmıştır. Umarız, hala yeryüzünü kurtaracak kadar vakitleri vardır.(Hatta bozulmuş sağlık sistemimizi onaracak kadar zamanları da vardır.) Pluton Terazi insanlarını ( 1971-1984) yürüyüş ayakkabıları ve fanilayla göremezsiniz. Tatoo, vücut deldirme, vücut bakımı şekillendirilmiş saçlar, bu grup insan vücudunun bir sanat eseri olduğunu bilir. Terazi burcunun yöneticisi Venüs gibi, bu neslin hanımları seksi utanmadan veya özür dilemeden yaşarlar. Metro seksüel beyler de hanımlar gibi, sekse yeni bir anlam kazandırdılar, çöpçatan siteleri ve şirketleri kurdular,şehir hayatındaki meşgul insanları birbirleriyle tanıştırdılar. Güzellikleri seven, idealist Terazi, bir ilişkiler burcudur. Kolay karar veremezler. Bu nesil herşeyi ister- heyecanlı randevular, romantic bir evlilik, tapılası bebekler- ancak bu 20 li, 30 lu yaşlardaki insanlar, ideallerindeki erkeği bir türlü bulamazlar. Bekarın gülleri seramonisi veya buna benzer TV reality show ları bu grup için düzenlenmiştir. Kuaförler, iç mimarlar, en iyi şefler, modeler, modacılar onlar içindir. Siyah aşkının yerini pembe almıştır. Pluton Akrepler ( 1983-1995) için siyah hiç bir zaman demode olmaz. Orta okul yıllarında onlar saçlarını siyaha boyadılar, Got pantolonlar ve Tişörtler giydiler, üzerlerine zincirler doladılar. Pluton’nun kendi burcu olan Akrep, karanlık, derin ve görünmeyeni görmeye yatkındır. Harry Potter serisi sizce kitapları almak için sıraya geceden girenler olmasaydı bukadar meşhur olurmuydu. Akrep nesli, gangster müziklerindeki veya video oyunlarındaki açık şiddetten veya seksten çekinmez. Libra grubundakiler gibi gece klüplerine ellerinde süs köpekler ile gitmezler, veya ellerinde parlak renkli hasırlarıyla yoga veya pilates yapmaya gitmeyeceklerdir. Bu grubun il mensupları üniversiteye girdiler, bazıları Irak’ta savaşıyorlar, belki geriye yeni bir takım kültür meselesiyle dönecekler. Columbine, Jonesboro’da ve Virginia teknik okullarında gerçekleşen ölümcül saldırılar bu grubun Slytherin’leri arasından çıktı. Harry Potter ‘ın Akrep kahramanları bakalım ne yapacaklar. Şu sıralarda Pluton Yay nesli doğuyor, ve ilkokula başlıyor (1995-2008). Bakın izleyin onlar nasıl SECRET kitabındaki prensipleri benimseyip uygulayacaklar ve işleri kolaylaştıracaklar. DEĞİŞİMİN KRİZALİTİ Pluton’nun kültürel transformasyonları ve çektikleri takıntılar Pluton’nun temel paradoksunu da açıklar. Transitiyle, biliyoruz ki o güçlü bir değiştiricidir, fakat natal pozisyonuyla, çok büyük bir sabit takıntı ve odak noktasını yansıtır. Aynı zamanda Pluton nerelerde güçlü olduğumuzu gösterir. Bazen de nerelerde sıkışıp kalacağımızı anlatır. Bulunduğu ev ve açıları, hayatımız boyunca karşımıza dönüp gelen olayları çıkaran bir hamster tekerleği gibidir, o konular içerisinde dönüp dururuz. Son zamanlarda, bir müşterimden bir e-posta aldım, dünyadaki yerini bulmakta zorlanıyor, işte ve evde güçlükler çekiyor. ( Anne ve babası ile yaşamakta) “ şu aralar herkes ailemden bile kötü” diye yazmış Dean “ işte aşağılamaktan hoşlanan, farkındalığı olmayan, kaba, zehir dolu, kızgın, umutsuz ve kötü niyetli insanlarla çevriliyim. Bunca kötü şeyin sürekli tekrarlanması komik, acaba neden bunlardan hiç uzaklaşamıyorum?” Bunun Pluton’nun suçu olduğunu söyleyebiliriz. Pluton Dean’in 4.evinde aileyi ve evi temsil ediyor, akrep güneşinin yöneticisi, o da 6. evinde, iş alanının yönetiyor ve yükselenine kare yapıyor ve kişiliğini etkiliyor. Pluton’nun dokunduğu evlerde potansiyel bir değişim ihtimali vardır ve hep en çok arzu ettiğimiz bizden uzaklaşır. Bir Pluton 4. ev durumunda hep bakım ve destek hayali güderiz ama hiç bulamayız. Pluton ile kendi felaketlerimizin senaryosunu kurar ve hep en çok korktuklarımızı ve nefret ettiklerimizi yaşarız. 6. evde iş yerimizde güçlü olmaya çalışırız ama nedense hep iş arkadaşlarımızla ve patronla aramız bozuk olur. Pluton’nun yükselene kare yapması sonucunda, ilişkilerde sadaket ve takdir edilmeyi ararız, ama maalesef kendimizi güç savaşlarında veya daha kötüsü görmemezlikten geliniriz. Hades yeraltı anlamına gelen eski Grekçe bir sözcüktür, original olarak görünmeyen demektir.. Görünmezlik Pluton açısından önemli bir karakteristiktir, görünmeyen güçler bizi Pluton’nun mağarasında çevreler. Yerin üstünde gücümüzü kaybederiz , çünkü içsel şeytanlarımız saklandıkları karanlık köşelerde güçlüdürler. Onları yok etmek için, onları açığa çıkarmalıyız, bu onların bilincine varmamız anlamına geliyor. Bu gizleneni ortaya çıkarma Pluton Akrepten geçerken ortaya çıkan bir takıntıdır. 80’li yıllarda, sırları açığa çıkarma konusunda kültürel bir takıntı yaşadık, gizlenmiş ve üstü örtülmüş psikolojik ve fiziksel tacizler konusunda bilinçlenme başlattık. Çocuk tacizleri, ensest ilişkiler, aile içi şiddet, bağımlılıklar vs. Bu tür konularla ilgili derinlemesine inceleme yapmak psikolojinin bir koluyken, astrologlar falcı türbanlarını çıkarıp psikolojik danışmanlara dönüştüler. Bunun yansıra, Pluton’nunYay burcuna geçmesiyle, bu tür ifşa etme olaylarından bıktık, müşterimlerimle ben çocukluklarını irdelemekten vazgeçtik. Bununla ilgilenmek gereksiz değil, bu akrepin hepimizde ortaya çıkardığı psikolojik suçlama eğilimini, daha ziyade yeni bakış açıları edinmek için kullanmalıyız. Pluton’nun dokunduğu yerlerde potansiyel bir kurban edilme konusu vardır, ancak müşterilerimize bu konuyu kendilerini taciz edilmiş hissetmeden nasıl anlatabiliriz. 90’lı yılların ortalarında Pluton felsefi Yay burcuna girdiğinde, hepimiz anlamlarla ilgilenmeye başladık. Hepimiz ilahi gizemlerle uğraşmayı istedik. İlham veren kitaplar okumak istedik, spiritual, maceracı ve umut dolu olduk. Geçmişimizin kafeslerine tıkılı kalmadık, şimdi geleceğimizi değiştirmek için ne yapabiliriz diye düşünmeye başladık. Astrologlarda Pluton’ya yeni paradigmalar açısından bakıyorlar , O bizim inançlarımızın yeni matrisini temsil ediyor. Inançların değişecebileceğini düşünmek sayesinde yeni bir güce sahip olduk. İlk Pluton deneyimlerimiz gerçeğin bir yüzüydü ama yeni deneyimler elde edebiliriz. Pluton yakında oğlak burcuna geçecek, paradigma yine değişecek, Pluton’nun bazen katlanılmaz olan çılgınlığını görebiliriz, Pluton bize güç verir, ya da gücün nasıl kazanılacağını öğreneceğiz. Yazar ve öğretmen Carolyn Myss’ e göre, bu hayatımızın amacı olabilir, gücü kullanmanın yollarını öğrenmek. Pluton zodyak üzerinde ilerledikçe bunun 12 yolu olduğunu görürüz. Fakat bu yola ne engel koyuyor? Myss’in medical bilgisi bir avantaj, ancak uzun bir sure bazı insanların neden iyileşemedikleri üzerinde kafa yormuş. Bir astrolog olarak ben de aynı konuda ikileme düşmüşümdür. Neden acaba bazı insanlar aile sorunlarının üstesinden hiç gelemezler ve istedikleri yönde gidip gelişimlerini yapamazlar? Myss bu konuya şöyle bir açıklama getiriyor. Bazı insanlar oldukça naïf, sipiritüel veya farkında olmakla her kötü şeyin sonu gelecek zannediyorlar. “Bu çocukça bir düşünce” diyor. “ İsa’dan Buda’ya kadar büyük öğretmenlere baktığınızda, onlar kendilerine hiç bir zaman harika ve güvenli bir yer hazırlamadılar. Bu ne anlama geliyor? Belki de Pluton ile gelen zorluklardan korkup kaçmamalıyız, hatta onların değerini bilmeliyiz. Pluton Oğlağa girerken,Yay naifliğimiz ( örneğin: secret kitabı ne istersek yaratabiliriz diyor) Oğlak pragmatizmi ile rafine olacak. Pluton transitleri herzaman gerçeği görmek için yeni yollar ortaya çıkarır. Geleneksel yaklaşımlar, birçok alanda yeniden popüler olacak, astrolojide buna dahil. Oğlak yönetimindeki kurumlarda, hükümetlerde, liderliklerde, iş dünyasında vs. Kokusu şimdiden çıkmaya başladı. Yine de çok ilerisini düşünmeyelim, transformasyon kaçınılmaz, ödüllerini alacağız, kendimizi Pluton’nun ellerine bırakıp, beklenmedik bir yaşam kalitesine ve harika bir enerji ritmine kavuşabiliriz. Pluton’nun değişim sembolleri olan Anka kuşu ve yılana bir de tırtılı ekleyebiliriz. “Ben bir tırtılım, şimdi yediğim yaprakların tadı acı, içten içe büyük bir değişimin geldiğini hissediyorum. Sana sunduğum şey insanoğlu, kendi yok oluş ve değişime olan isteğim. Sonucu ne olacak bilmeden bunu yapıyorum, bu nedenle sizinle paylaştığım cesaretimdir aynı zamanda”Bu Pluton değişimini anlatan cümleler üzerinde düşünün. Dana Gerhardt. 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
philadelphia_f Yanıtlama zamanı: Şubat 8, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 8, 2010 kahretsin artık yükselenden vuruyor.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Elesis Yanıtlama zamanı: Şubat 11, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 11, 2010 Oldukça ilginç bir konu,paylaştığın için teşekkürler. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.