Jump to content

Komedya ve fars


teiresias

Önerilen Mesajlar

Komedya

Komedyanın Doğuşu

Harman sonrası şarap tortularıyla yüzlerini boyayarak konvoy oluşturan kommos alayları önde bir fallusla yürürlerdi. Dolaşıp dururlar ve “şimdi size dinlemediğiniz bir şarkı söyleyeceğiz” derlerdi. Bu sözler, Aristofanes’te bulunabilir. Bu şarkılar kommos şarkılarıdır. Aynı alay gece de dolaşır, (yüzlerini gizlemenin ve gecenin de etkisiyle) sevmedikleri insanlara istedikleri şeyleri söylerlerdi.

Dithyrambos, tragedyaya; kommos şarkıları ise komedyaya dönüştü. Dithyrambos’un tragedyaya dönüşümü bilinirken (Thespis, MÖ 534), kommos şarkılarının tam olarak hangi tarihte komedyaya döndüğü bilinmiyor.

Karşılaştırmalar

Komedya eleştirir, satir/hiciv suçlar, fars mazur görür (ne onaylar ne suçlar, “hayat böyledir işte” gibi bir tavrı vardır.

Komedya ve Tragedya

Tragedya da komedya da insani zayıflık üzerine kurulmuştur. Fakat ikisi de oyunun sonunda insan gücünü onaylar ve kanıtlar. Tragedyada insan hatası ya da kaderi ne olursa olsun kahramanla özdeşlik kurar. Komedyada ise insan sahnedeki kimseyle özdeşlik kuramaz ama yazar ile kurar.

Uyuşmazlık, tragedyada trajiğin gerçeğiyle ilgiliyken, komedyada ise komiğin biçimiyle ilgilidir. (Komik ise öznel bir varoluştur.)

• “Dünya hissedenler için tragedya, düşünenler için komedyadır.”

• “Tragedya hayatın ortasında biz ölüm içindeyiz derken, komedya ölümün ortasında biz yaşıyoruz der.”

• Tragedya ve dram dünya olaylarına yakından ve içten bir bakış açısıdır. Komedya ise dışarıdan, uzak bir bakış açısıdır. Eleştirel bakış budur.

• Dünyada hayatın trajik bir kontrolü olduğu kadar komik bir kontrolü de vardır.

• Tragedyanın değerleri evrensel boyutta tartışılır; hep doğrudur, hep mutlaktır. Oysa komedyanın değerleri toplumsal boyutta tartışılır. Toplumdan topluma, zamandan zamana değişir.

Acep öyle mi? Tragedyanın değerleri de zamandan zamana, toplumdan topluma değişmez mi?

Nietzsche’ye göre: “Tragedya, iki pozitif değerin çarpışması ve trajik kahramanın bu ikisi içinden birini seçmek zorunda kalışı”dır.

Trajik kahramanın büyük tutkuları olmalıdır. Büyük bir mevkide olmalıdır ki yaptığı hatanın zarar vereceği kitle büyük olsun. Bununla birlikte bu mevkideki kişilerin komedya kahramanlarına yakışan hataları, tavırları gülünçten ya da trajik olmaktan öte korkunç olur. Bakınız Nero , Oidipus, Antigone, Brutus.

 

Komedya ve Fars

Komedya farsla bir çok ortak özellikler taşır. Fakat sonunda başka türlü bakar, doğru yolu seçer. Komedya görür, not alır ve hiç unutmaz.

Komik duygu farsa karşıt olarak yaşam ile başa çıkmaya, bugünün baskılarının üstesinden gelmeye çalışırken bunu erişkinin sorumluluğuyla yapar.

Bazı Kavramlar

Mizah, durumu saptamadır, bir görüştür ve bu eleştirel görüşte hoş görü söz konusudur.

Nükte, bir başkasının tanıklığını ister, bir söz komiğidir, hasmını zekanla kıstırmaya, onun sözünü tersine çevirip ona saldırmak için kullanmaya dayanır.

İroni: Tersine söylemedir. Gerçek ve görünüş aynı güçte toplanır veya algılanır.

İstihza: Küçümsemedir. Söyleyenin amacı güçlü, ikilem zayıftır.

Komik Olan

Komik, kişileştirmede katılığı, kahramanda insosyabiliteyi (toplum dışılığı), seyircide duygusuzluğu öngörür.

Gülme, şaşırma, aldanma ve üstünlük duygusuyla ortaya çıkar.

Gülünç, komedyanın özü olup, insanla ilgili bir kuramdır. İnsan ve davranışları gülünç görünebilir. İnsanın gülünçlüğü, durumun önemsiz, kişiliğinin de güçsüzlüğüyle ortaya çıkar.

Gülünç bizi aklın bağlarından kurtarır. Nesne ile beklenti arasındaki çelişki eğlenceli gülüncü doğurur (luicrous). Bu çelişki akla ve duyumlara aykırıysa ciddi ya da aşağılayıcı gülünç (ridiculous) ortaya çıkar.

Komedya Nedir?

Komedya yetişkin insanların zaaflarını, kusurlarını yani kendilerini bilmeme ve topluma olan aykırılıklarının ortaya çıkarılıp bu kusurların cezalandırılmasıdır. Kahkaha toplumsal olanın olmayana verdiği cezadır. Amacı zevk vererek düzeltmektir.

Komedya kendini bilmeme, zaaflarının farkında olmama, cahillik, toyluk ve bilumum bönlükten doğar. (Örneğin Moliere’de zaafların gülünçleştirilmesi komedya konusudur çoğunlukla.)

İnsan, ölümlü olduğunu bilen tek canlıdır. Kusurlu olduğunu bilen insansa en olgun insandır. Komedya da bizim kusurlarımıza yöneldiği için en uygarlaştırıcı sanattır.

Komedyanın gerekleri şunlardır:

- Yetişkin sorumluluğu

- Komik kahramanın toplumsal olamaması

- Katılık

- Seyircinin duygudaşlığının engellenmesi

Komedyada seyirci sahnedeki hiç kimseyle özdeşleşmez, oyuncuyla değil yazarla duygudaşlık/özdeşlik kurar. Moliere’i seyrederken, onun göz(lüğ)ünü ödünç alırız.

 

Bir durum komedisi türü olan qui proco: iki tarafın da birbirini yanlış anlamaya müsait olduğu durumlarda ortaya çıkar. Örneğin eve video istemeye gelinir, ev sahibi kız istemeye geleceklerini zannetmektedir vs.

Komedyanın İşlevi

Toplum da doğa gibi dağılmaktan korkar. Komedya, toplum değerlerinden uzaklaşmamayı sağlar.

“Kahkaha kalbin bir anlık susuşudur . . . toplumsal olanın toplumsal olmayana yönelttiği bir cezadır” (Bergson)

Ancak çok müstehzi (küçümsemeli) bir kahkaha komik etkiyi yok eder. Eğer eleştirel bakıştaki küçümseme aşağılama derecesine inerse hiciv, taşlama olur. Taşlama yazarının bakışı çarpıtan aynalar gibidir; gerçeği uyumsuzlaştırır, oranları bozar. Karikatürleştirme hicivcinin sanatıdır. Karikatür oranları bozar.

Komedya ise abartma sanatıdır, onun tekniği çarpıtma değil abartıdır. Aykırılık ve beklenmedik olan vardır komedyada: “Bizi güldüren beklenmedik olandır”

Komik Katharsis: Kathastatis

Komik öz “birleşmiş toplumsal aklımızdan” doğar.

Komedya kötülüğü lanetlemek için değil, öz bilgisinden kendine ilişkin bilgiden yoksun olanı gülünçleştirmek için tasarlanmıştır. Bunu dolaylılığı kullanarak ikilem ve ironiyle yapar.

Komik idrak, kendimize ikili bir bakışta baktığımızda tutarsızlık, aykırılık perspektifi içinde doğar. Ancak komedya, insan ikiliğini rafine edebilir. Bu ikilik tutarsızlık, aykırılık, kendi durumunu bilmeme, kendisi ile kendisi sandığı şey arasındaki bir ikiliktir (duality).

Tıpkı tragedya gibi komedya da aynı keşfe değer amaca sahiptir: Kendini bilme.

Fernandez, Moliere için şöyle söyler: “Moliere bize o tarifsizce zor sanatı öğretir: kendimize rağmen kendimizi görmeyi.”

Dolayısıyla komik bakış hayatta ulaşılacak en üst uygarlaştırıcı bakıştır. Bizi başkalarına ve kendimize karşı daha duyarlı yapar. Kendimizi sorguya çekmemizi, hatalarımızı düzeltmeye yönelmemizi sağlar.

Biz insanlar kendi kimliğimiz hakkında yanılmışızdır, hep yanılırız, komedyada yanlış kimlikler klasik bir konudur.

Kendimizi aldatarak dostlarımızı da aldatırız. Komedya sanatı gözünü açma, hatadan kurtulma, maskeleri soyma sanatıdır.

İnsan, ölümlü olduğunu bilen tek canlıdır. Kusurlu olduğunu bilen insansa en olgun insandır. Komedya da bizim kusurlarımıza yöneldiği için en uygarlaştırıcı sanattır.

 

Komedya ve Özellikleri

Komedya toplumdur, dram insanlıktır; toplum yüzyılın gereksinimlerine göre değişir ve yeni görüntüler alır. Her yönetim ona başka bir biçim; her devrim ona başka bir yürüyüş verir. Oysa insanlık değişmez, tutkular kesindir.

Komedya sağduyuyu öngörür. Kendine gülmeyen, kendini denetleyemeyen, kendini nerede aşabileceğini göremeyen insan sağduyulu değildir. Kendimize gülebildikçe, korkumuzu da, suçluluğumuzu da yenebiliriz.

Komedya bir yandan yararlı olanı, diğer yandan da kaçınılması gerekeni gösterir. Yararlı olan toplumun doğruları ve dengesi, kaçınılması gereken dengeyi bozan davranışlardır. Bu bakımdan komedya kahramanını karşıt kişi gibi düşünmelidir. Oysa farsta karşıt kişi dünyadır.

Komedyanın konusu kusur ve gaflettir. Komedya şiir sanatının demokrasisidir. Komedyanın eğlendiriciliği gerçeğe benzerlikle beslenmelidir. Komedya ruhu, elinde sopa duygusallığımızı ve bencilliğimizi gözetler, iki yüzlülüğümüzü ortaya çıkarır.

Komedyanın konusu olan kusur, yüzeysel ve hafif olursa gülünç olur. Gülünç olanın temelinde çirkinlik vardır. Fakat çirkinliğin sürekliliği iğrenmeyi doğurur. Çirkin olanın güldürmesi için beklenmedikle verilmesi gerekir.

Zevk verici duyumların gülüncü doğurması için çirkinlikle karışık olması gerekir.

Nelere güleriz?

Gülüncün özü uyuşmazlıktır. Beklentilerin bozuma uğraması sonucu güleriz. Başkalarının yanılmasına güleriz. Fiziksel bozukluklara güleriz. Uyumsuzluğa aykırılığa güleriz. Açık saçıklığa güleriz.

 

 

Fars

Farsta her hareket mübahtır. Hayatta kalmak için her şey yapılabilir. Örneğin Şarlo Farstır.

Soytarı insanda akıl ve içgüdü, maddi ve manevi, melek ve şeytan tarafların hepsini temsil eder. Soytarı kurallar arasındaki çelişkiyi dile getirir. Uzlaşmaz, aykırı, saçma olanı verir. Onun için de soytarı uzlaşmaz, aykırı ve saçmadır. Toplumsal olarak onaylanmasa da yaşam açısından kusursuzdur. Fars kahramanının (soytarı) toplumsal açıdan onaylanmak için kurallarla denge kurması, uzlaşmazı gerekirse, o durumda, komedyanın konusu olacaktır.

Fars, dünyada akıl almaz rastlantıların, şaşırtmacaların ortasında, kendini ayakta tutabilen insan canlılığının imgesidir. Canlı tabiatı, ilkel gerginlik ve çözümünü insan tabiatında mevcut hayvansı dürtüleri dile getirir. Farsta karşıt kişi gerçekte dünyadır. Bu dünyanın zevkleri olduğu kadar engelleri de vardır. Ne sürekli yengi ne de sürekli yenilgi vardır. Bundan dolayı farsta insan kavgası yüceleştirilmez. Komik aksiyonda (yani farsın aksiyonunda) kahramanın dünya ile mücadelesi, dengesinin bozulup düzelmesi yer alır. Fars kahramanı talihi ya da talihsizliği filozofça kabullenir. Farsın mutlu sonu bu kabulleniştedir. Bu bakımdan fars duygusu, bahtına meydan okuyan insanın yoğun canlılık (hayatiyet) duygusudur. Fars ve farsta soyları, bu zafer şarkısının imgesidir.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

komedya ; insanların kusurlarını gulunc duruma getirip aslında aglanacak duruma gulmektir...bunu eklemek istedim...:D

 

fars ; anladıgım kadarıyla komedi oyunlarında ki ne kazanan taraf nede kaybeden taraf ama komedi döngüsünü tamamlayan dır...belkide su bildigimiz sheakespear'in komedilerindeki soytarılar yada en yakın hizmetkarlarmıdır...mesela venedik tacirindeki shylock..vs..vs...:D...konu için tesekkurler guzel bir konu olmus...:D

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Fars durumları ile Fars oyun kişileri, abartılmıştır; olaylar dizisi, fiziksel eylem biçiminde yer alır; öykü hızla yürür; olaylarda, durum ya da eylemde rastlantısallık, kurallıkmış gibi kendini ortaya koyar. Fars'ın yalnızca güldürmece olarak değil, eleştiri yüklü güldürmece ya da polemik aracı olarak yer aldığı da görülür. 15. yüzyıldan sonra bütün Avrupa'da yayılmış olan Fars, İspanya'da entremes biçiminde varolmuş, Alman romantik tiyatrosunda taşlama ve parodi amaçlı kullanılmış, 19. yüzyıl Fransız tiyatrosunda vodvil ve fars-komedya biçiminde yaygınlık kazanmış, 20. yüzyılda güldürü tiyatrosuyla eşanlamlı kullanılmaya başlanmış.Tabii Fars'ın türsel kökenleri Eski Roma'da Atellan Farsı'na kadar götürülebilir; açık saçık halk doğaçlamalarına, grotesk kalıp tiplere ve gündelik yaşamın gülmece dolu havasına dayanır. Ayrıca komedya için yaptığın ekleme için tesekkurler :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...