Guest KENTMEN Oluşturma zamanı: Kasım 17, 2006 Paylaş Oluşturma zamanı: Kasım 17, 2006 CAM TAVAN SENDROMU ''Bir seyin imkânsiz olduguna inanirsaniz, akliniz bunun neden imkânsiz oldugunu size ispatlamak üzere çalismaya baslar. Ama bir seyi yapabileceginize inandiginizda, gerçekten inandiginizda, akliniz yapmak üzere çözümler bulma konusunda size yardim etmek için çalismaya baslar" Dr. David J. Schwartz Bilim adamlari pirelerin farkli yükseklikte ziplayabildiklerini görürler. Birkaçini toplayip 30 cm yüksekligindeki bir cam fanusun içine koyarlar. Metal zemin isitilir. Sicaktan rahatsiz olan pireler ziplayarak kaçmaya çalisirlar ama baslarini tavandaki cama çarparak düserler. Zemin de sicak oldugu için tekrar ziplarlar, tekrar baslarini cama vururlar. Pireler camin ne oldugunu bilmediklerinden, kendilerini neyin engelledigini anlamakta zorluk çekerler. Defalarca kafalarini cama vuran pireler sonunda o zeminde 30 santimden fazla zipla(ya)mamayi ögrenirler. Artik hepsinin 30 cm zipladigi görülünce deneyin ikinci asamasina geçilir ve tavandaki cam kaldirilir. Zemin tekrar isitilir. Tüm pireler esit yükseklikte, 30 cm ziplarlar! Üzerlerinde cam engeli yoktur, daha yüksege ziplama imkânlari vardir ama buna hiç cesaret edemezler. Kafalarini cama vura vura ögrendikleri bu sinirlayici 'hayat dersi' ne sadik halde yasarlar. Pirelerin isterlerse kaçma imkânlari vardir ama kaçamazlar. Çünkü engel artik zihinlerindedir. Onlari sinirlayan dis engel (cam) kalkmistir ama kafalarindaki iç engel (burada 30cm'den fazla ziplanamaz inanci) varligini sürdürmektedir. Bu deney canlilarin neyi basaramayacaklarini nasil ögrendiklerini göstermektedir. Bu pirelerin yasadiklarina 'cam tavan sendromu' denir. Bir insanin gelebilecegine inandigi en üst nokta, onun cam tavanidir. Cam tavaniniz hayallerinizin tavan yüksekligini gösterir. Insan inandigina denktir. Yapabilecegini düsündügü kadardir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Nietzsche Yanıtlama zamanı: Kasım 17, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 17, 2006 çok güzel bi paylaşım tşkler...ilgi çekici.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Eos Yanıtlama zamanı: Mayıs 17, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 17, 2007 Çünkü engel artik zihinlerindedir. inanmak ve gerçekten istemek olacağını düşünmek gerçekten bu kadar önemli mi. Paylaşım için tskler.... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fcuk the life Yanıtlama zamanı: Haziran 7, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 7, 2007 saol paylaşım için güzel bir konu.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Kinyas Yanıtlama zamanı: Ağustos 1, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 1, 2007 Düşüncelerimiz sınırlı tutmamalı ve önümüze engeller koymamalıyız..Sonuçta başrmak bizim elimizde Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ainariel Yanıtlama zamanı: Ağustos 1, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 1, 2007 çok mantıklı çok doğru...teşekkürler Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ensiferum13 Yanıtlama zamanı: Ağustos 1, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 1, 2007 cok guzel bir deneymiş.o zaman zihnimizi mumkun oldugunca serbest bırakalım:) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nazirella Yanıtlama zamanı: Nisan 9, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 9, 2013 Cam Tavan Sendromu http://www.ucuncugoz.org/Content/Images/PostImg/Big/0297048_2171363076558_1021170107_2451248_4088434_n.jpg“Bir Şeyin imkânsız olduğuna inanırsanız, aklınız bunun neden imkânsız olduğunu size ispatlamak üzere çalışmaya başlar. Ama bir şeyi yapabileceğinize inandığınızda, gerçekten inandığınızda, aklınız yapmak üzere çözümler bulma konusunda size yardım etmek için çalışmaya başlar” Dr. David J. Schwartz [/font] Bilim adamları pirelerin farklı yükseklikte zıplayabildiklerini görürler. Birkaçını toplayıp ortant]30 cm yüksekliğindeki bir cam fanusun içine koyarlar. Metal zemin ısıtılır. Sıcaktan rahatsız olan pireler zıplayarak kaçmaya çalışırlar ama başlarını tavandaki cama çarparak düşerler. Zemin de sıcak olduğu için tekrar zıplarlar, tekrar başlarını cama vururlar. Pireler camın ne olduğunu bilmediklerinden, kendilerini neyin engellediğini anlamakta zorluk çekerler. Defalarca kafalarını cama vuran pireler sonunda o zeminde 30 santimden fazla zıpla(ya)mamayı öğrenirler. ]Artık hepsinin 30 cm zıpladığı görülünce deneyin ikinci aşamasına geçilir ve tavandaki cam kaldırılır. Zemin tekrar ısıtılır. Tüm pireler eşit yükseklikte, 30 cm zıplarlar! Üzerlerinde cam engeli yoktur, daha yükseğe zıplama imkânları vardır ama buna hiç cesaret edemezler. Kafalarını cama vura vura öğrendikleri bu sınırlayıcı 'hayat dersi'ne sadık halde yaşarlar. Pirelerin isterlerse kaçma imkânları vardır ama kaçamazlar. Çünkü engel artık zihinlerindedir. Onları sınırlayan dış engel (cam) kalkmıştır ama kafalarındaki iç engel (burada 30cm'den fazla zıplanamaz inancı) varlığını sürdürmektedir ]Bu deney canlıların neyi başaramayacaklarını nasıl öğrendiklerini göstermektedir. Bu pirelerin yaşadıklarına''cam tavan sendromu'' denir ]Psikoloji eğitimi aldığım sırada edindiğim bilgi ; psikolojide cam tavan sendromuna ‘'öğrenilmiş çaresizlik’'adının da verilmesiydi.. ]Öğrenilmiş çaresizlikte, yenildiğine uzun süre inanırsan sonunda yenilgi bir gerçek olur. Öğrenilmiş çaresizlik içerisinde olmak sonuçta ATALET durumunu oluşturur. Atalet fizik biliminde “eylemsizlik hali” kişisel gelişim terminolojisinde ise “amaca yönelik eyleme geçememe”dir... ]Ataleti oluşturan inanç ve düşünceler şunlardır: * Değişmezlik inancı: Böyle gelmiş böyle gider. * Etkisizlik inancı: Bu işe yaramaz ki * Gereksizlik inancı: Yapsam ne değişecek ki * Yararsızlık inancı: Bunu yapmanın hiçbir faydası olmaz * Erteleme inancı: Bunu daha sonra yaparım * Kontrolsüzlük inancı: Bunu yapmak benim elimde değil ki * Yetersizlik inancı: Ben kim oluyorum bu işi yapamam ki * Mükemmeliyetçilik inancı: En iyisini yapabilecek seviyeye gelinceye kadar hiçbir şey yapmamalıyım * Başarısızlık beklentisi: Ben bu işi yüzüme gözüme bulaştırırım. ]Yaşamımızda çıkardığımız öğrenilmiş başarısızlık dersleri üç şeyi unutmamıza neden olur. * Daha büyük hayatı hayal edebilmeyi, * Bir daha deneme cesaretini, * Daha fazlasını başarabilme özgüveniniz ]Kişinin kendine koyduğu sınırın üzerine çıkamaması durumu; Uzunca süre aynı şekilde çalışmış, sınırlarını zorlamamış kişiler kendi koydukları sınırlar kadar çıkabiliyorlar. Bu sendrom kişide yetersizlik duygusu uyandırıyor. Bir insanın gelebileceğine inandığı en üst nokta, onun cam tavanıdır. Cam tavanınız hayallerinizin tavan yüksekliğini gösterir. İnsan inandığına denktir. Yapabileceğini düşündüğü kadardır... ]Cam tavan, tükenmişliğin yanısıra bir yandan bedensel, diğer yandan zihinsel engeller hem kişiyi hem de çevresindekileri etkiliyor. Sendrom kişileri sadece zihinsel olarak etkilemiyor, stresi vücudu da vuruyor. Halsizlik, yorgunluk, bazılarında kilo kaybı veya tam tersi olarak kontrolsüz kilo alışı, mide, bağırsak, sindirim sisteminin bozulmasına sebep olabiliyor ...Kısacası beyin düzgün çalışmadığı zaman bu durum diğer organları da etkiliyor... Öğrenilmiş başarısızlık ve ataletten kurtulmanın ilk koşulu farkına varabilmek ve eyleme geçmek için özgüveni yeniden kazanmaktır... Demek ki çaresizsen çare sensin! Çiğdem Demirezen Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.