eyges Oluşturma zamanı: Nisan 3, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Nisan 3, 2008 Lir Tiyatrosu, İzmir'in onlarca asırdır birlikte sürdürdüğü müzik ve tiyatro düşüncesine ait olma içgüdüsüdür. KİŞİLER ÂŞIK HAYALÎ KORO 1 TANYERİ ÂŞIK Bu karşılaşma tüm börkü böceği susturacak derecede gerilim yüklüdür. Doğa pür dikkat kesilmiş, gereksiz tüm kımıldanmalarını kesmiştir. HAYALÎ Güneş battığı denizlerde ne kadar serinlerse, Doğarken bir dağ yamacından, yine böyle zinde gözükür. ÂŞIK Peki ya biz nasıl görüneceğiz bu dağ yamacından tan vakti? HAYALÎ Bu kadar basit değil dedi Âşık. İhanet aşkta en uygun zamanı beklese de, geciken özre bir daha vakit ayrılmaz. ÂŞIK Gözleri mırıldandı ben söylemedim Susmaya ayırdı o son geceyi Havaya mı aldandı gün erinmedi Uykuya ayırdı o son dileği Gözleri aydınlandı geri dönmedi Gölgeye ayırdı o son yüreği Nefesinden kirpiklerime sindi Gözlerimi kırptım sesi kısıldı Ya benimle aramaya devam et Ya aradığım ol uğurböceği Yarın dediğin dün akşam oldu İlk ruhun ilk kana mehtabı sundu KORO Perde! Kanayan her mehtaba bir sitem buluyorsun Her dalgaya bir kürek Her buluta bir martı Bile bile mi doğdu yılan suyundan kelebek Sen kartala ayrılan yollardan geçiyorsun Uyuduğunda beni görmeni istiyorum Uyandığında beni görmeni istiyorum Basit bir fikir Yalandan dahi olsa iş görebilir Masum denizden Yarını öten kuşlara söylüyorum “Ayrılık görüntüdedir” 2 MÜLAYİM VÜ MÜLA MU ÂŞIK Işıkta gördüm ilk kez, adın duydum rasgele Tanış gülüş sırnaştık, yetiştim gözlerinde Mülayim vü Müla mu, kim âşık kim hayalî Uyusun da unutsun aşk mı yoksa hayal mi Mülayim vü Müla mu HAYALÎ Vakit yok sanrılar uykuda Gölgeler gibi yola yayılır Yarım ağızlı kurukafa Süzülür caddelerin uğultusunda rüzgâr Gözlerinde kıvrılır kaldırımdan kurtçuklar ÂŞIK Kumu süren adımı hafiflettikçe buhar Bekleyenin mi var diye fısıldadı bahar Görünmez karanlıklara dalan telkari sulardan Parıldayan seraptır göğsünde ruhlar açan HAYALÎ İlerledikçe yolları kesen bu yılan gibi Usulca dökülür aklın uçurumlarından Son şansın yokluğunda kaybolur neşe Yaktığımız şiirlerin ruhlarıdır çağrılan KORO Perde! Dökülen her damlaya bir bahçe kuruyorsun Dalla örtülür böcek Yaşlı kuru yaprağı Döne döne mi çıktı ormandan labirentler çizerek Sen ardına bakmadan çöllerden geçiyorsun Uyuduğunda beni görmeni istiyorum Uyandığında beni görmeni istiyorum Kuru bir nehir Elini açmış olsa yaş sekebilir Kayan gözlerden Damadan gelen pullara söylüyorum “Ayrılık görüntüdedir” 3 İLHAN ile KARAVAŞ ÂŞIK Ne ses gelir ne ışık, kahve falına bakar Güneşe eğilmişken, adedi tamam sayar Sinbâd’ la Alâeddin, her işe böyle başlar Kaybettiği pabucu, sihirli lamba sayar HAYALÎ Sen zaman hakkında hiçbir şey bilmiyorsun dedi Kubilay Han Sır olan unutulur Unutulan Sır olmaktan çıkar Gölgen yola düşmeden öldüğünü bilir her asker Kırılan oyuncaklar gibi Kaybolup gitti tüm kentler ÂŞIK Yalan ağızlar söyledi nereye gömüldüğünü Saçıldı inciler evlendi duvar Bir eli yılan bir eli yumruk gözlerinde siper Yalnız yiterken talihsiz Yalnız yiterken güvende Her aşk böyle başlar biri uyur biri bekler KORO Perde! Parlayan her seraba bir ninni uyduruyorsun Beşiğinde tanır bebek Sineksiz örümcek ağını Sile sile mi indi maviyi cennetten mor melek Sen üstüne basmadan eşikten geçiyorsun Uyuduğunda beni görmeni istiyorum Uyandığında beni görmeni istiyorum Hafif bir zehir Bizi ayırmış olsa kalp edebilir Kara üzümden Sureti solan renklere söylüyorum “Ayrılık görüntüdedir” 4 GÖZLERİN GÖZYAŞLARIN ÂŞIK Mavi dünse, gündüzleri çağırın Dalgaları, yelkenleri Denizleri, meltemleri Mehtapları, gelgitleri Balıkçılları, fenerleri HAYALÎ Çağırın Gökyüzü beni deniz feneriyle nişanla Gök kubbe beni deniz feneriyle nişanla Bağırın Gök kubbe feneri bana geri getir Gökyüzü bana denizi geri getir ÂŞIK Sen güneşin kızısın Artık tüm deniz misafirin Denizi yurt yapan güneş, yıldızlar işaretin Hıçkıran gökyüzü, çıldırtan gök kubbe hayalin HAYALÎ Kendini suretinden, aklını karadan Adını denizden ayırıp Rüyaları seyre dalıp Selam verin ÂŞIK Ayaklarına kapanıp Dalga geçin Gülümseyin HAYALÎ Yumuk gözlerle yorgun gözükmeyin Selam verin Gülümseyin ÂŞIK Gözlerin gözyaşların İkisine de sahip olmak tüm arzum O güzel gözlerinde avunmak yavrum Ufuklarında dolaşmak Çenenden tutmak Kaldırmak kafanı Yaklaşmak yaklaşmak Bir noktada durmak Alt üst fark etmez Seni öpmek sana sarılmak Tüm acım bundandır Tüm acım bundan Hiçbirini yapamamak KORO Perde! Kaybolan her rüyayı bir hayra yoruyorsun Kanat vurup uçmak gerek Kapanmadan göz ağrısı Gide gide mi vardı kıyıya şafakta her dilek Sen karşıdan karşıya aynadan geçiyorsun Uyuduğunda beni görmeni istiyorum Uyandığında beni görmeni istiyorum Küçük bir sihir Hayalden gerçek olsa cam bölebilir Düşen serçeden Rüzgârı savuran ellere söylüyorum “Ayrılık görüntüdedir” 5 DENİZATI DENİZATI DOĞURUR ÂŞIK Lütfen… Söyle, de ki Hayali… HAYALÎ Topu burnunda çeviren fok Sepetten yükselen yılan Tahta sırıklar üzerinde yürüyen cambazlar Bunlara sevimli sevimli bakan üç çocuk İkisi erkek biri kız Bir oyun Bir deniz Bir güneş Her biri için Biri boğulur Diğerleri devam eder ÂŞIK Su zaman Gül hayat Biz kaktüs çiçeği HAYALÎ Bir vazoya konan kuş gibi… ÂŞIK Biliyorum ki ben Bir ağaç olabilirsem Ağaçtan uzanan dalda bir yaprak kurur Biliyorum ki ben Bir yaprak olabilirsem Yaprağı savuran rüzgârda bir martı durur Biliyorum ki ben Bir martı olabilirsem Martının konduğu denizde bir balık vurur Biliyorum ki ben Bir balık olabilirsem Doğanın adı denizatı olur Denizatı doğurur Denizatı denizatı doğurur Denizatı denizatı doğurur Denizatı denizatı doğurur… KORO Perde! Kımıldayan her resme bir göz kırpıyorsun Şeridi geçti geçecek Hayali hilal sarkacı Azar azar mı içti kuyudan ayrılık çekerek Sen tadına bakmadan kendinden geçiyorsun Uyuduğunda beni görmeni istiyorum Uyandığında beni görmeni istiyorum Kısa bir tasvir Mevsimi bölmüş olsa kim bilebilir Sızan düşlerden Boş geçen yıllara söylüyorum “Ayrılık görüntüdedir” 6 I.O. HAYALÎ Gece rimel aktı su kan Su kan seyir yıldızından Balık ağı yırttı su kan Su kan pul pırıltısından Gözlerini açtı su kan Su kan lir tiyatrosundan ÂŞIK Orfe seni bulacak Eurydike Hades kıyısında bir sahnede Vazgeçip her şeyden dünyada seni Aramak bir yaşama biçimidir Beklediğini biliyor Seni bulacak Eurydike HAYALÎ Yürürken uyandığım harabeler Çarpık sahile vuran larvalar Eğer insanı görebilsin diye Denizden yıldız çıkarmak gelmez akıllarına Ne üçayak üstüne kuruludur çadır Ne geceye atılan balıkçı ağlarına Kumlara saplı dişler gibi Gecenin ardındadır çoğul seyirci Akıl koltuğuna kurulur gölge Buzul çatlar Köpek dişi emildikçe ÂŞIK Beklediğini biliyor Seni bulacak Eurydike HAYALÎ Oyun içinde oyun Oyun içinde üç dalga Marakas içinde badem Çadır içinde gazlı lamba Kavle içinde kalem Kalem için de son damla KORO Perde! Yollanan her kente bir imge gizliyorsun Hayat sürgün bilecek Sahne kurup yıkmayı Güle güle mi sardı sarmaşıktan korkuluğa iz sürerek Sen belleği olmayan girdaptan geçiyorsun Uyuduğunda beni görmeni istiyorum Uyandığında beni görmeni istiyorum Uzak bir şehir Nerede kurulmuş olsa gün gelebilir Fer fecir gözlerden Gönle ırak ufuklara söylüyorum “Ayrılık görüntüdedir” 7 YARASA ATASÖZÜ HAYALÎ Buhar oldum, buhar oldum, buhar oldum... ÂŞIK Ayna kulağına fısıldar… HAYALÎ Buhar oldum, buhar oldum, buhar oldum... Sessizlik Hakkı bilir Altta kalanın canı çıkar ÂŞIK Ayna kulağına fısıldar Duyanın çenesine vuracak Gördüklerini HAYALÎ Buhar oldum, buhar oldum, buhar oldum... Çatlak Ses iyidir Çınlamadan bir şey çıkmaz ÂŞIK Dişi kurbağanın gözünden… HAYALÎ Buhar oldum, buhar oldum, buhar oldum... ÂŞIK Dişi kurbağanın gözünden Gölün çevresini dolaşıp Nehrin kalbine iner HAYALÎ Buhar oldum, buhar oldum, buhar oldum... Bir yarasa atasözü var Yüzü gülenin boyu uzar ÂŞIK Mağarada baykuşların… HAYALÎ Buhar oldum, buhar oldum, buhar oldum... ÂŞIK Mağarada baykuşların Yuttuğu damla misali HAYALÎ Buhar oldum, buhar oldum, buhar oldum... ÂŞIK Bunlar hayalinin sözleri değil dedi Âşık Bunlar hayalinin sözleri değil Oyun aynı oyun İnsan aynı insan ama sen Zaman hakkında hiçbir şey bilmiyorsun Mısra mısra gösterim; perde perde yükselir Sen ki mısrayı bilmiyorsun Gördüğün mısrayı Perdeyi nereden bileceksin Görmediğin perdeyi Bunlar âşığın sözleridir Ben sadece bir hayalîyim… KORO Perde! Çözülen her çapaya bir olta asıyorsun Sonsuza dek sürecek Madalyonu dolunayı Yazı tura mı çekti toprağı buluta seçerek Sen aklına takılan kurşundan geçiyorsun Uyuduğunda beni görmeni istiyorum Uyandığında beni görmeni istiyorum Yaşlı bir sedir Yerini oymuş olsa ser çekebilir Giden akrepten Köprüyü tutan taşlara söylüyorum “Ayrılık görüntüdedir” 8 BUHARKENT BİR BURGAÇTIR HAYALÎ Âşık söyle, sen gördüğün her şehre âşık olursun. Peki ya o şehirlerde... ÂŞIK Bu soru kuraldışı hünkârım. HAYALÎ Ne kuralı, neden? ÂŞIK Ben bu şehirleri gezerken tüm güzelliklerini de içinde görürüm. Caddelerini, sokaklarını, tüm eski yapılarını... Kentlilere karışmak, onlarla konuşmak isterim. Kent, bu anların toplamıdır benim için. HAYALÎ Kendine ayırdığın özel anlar da mı olmuyor hiç senin? Gezdiğin şehirlerde, daha önce hiç görmediğin kadar güzel, senin için çok özel olabilecek biriyle hiç mi tanışmadın? ÂŞIK Her şehirde, elbet, bir tanesiyle, karşılaşmışımdır. HAYALÎ Öyleyse, ne diye lafı ağzında geveleyip duruyorsun, söylesene, sorun nedir? ÂŞIK Her şehirde birinin olması… HAYALÎ Şehirleri bırak, olup bitenleri anlat. ÂŞIK Kuraldışı dediğim de tam burası işte. Olan olaylar o şehirlerde mi gerçekleşti hatırlayamıyorum. Tanıştığım kadınların hiçbiri o şehrin yerlisi değildi. Başka bir yerde doğmuş ve o şehre göç etmişlerdi. HAYALÎ Tıpkı senin gibi bir gezgin miydiler yani? ÂŞIK Değillerdi elbette, ama ben ki masal olmak isteyen bir gezginim, o kadınların bana doğduğunu söyledikleri şehirleri değil görmek, isimlerini dahi şimdiye dek hiçbir yerde duymadım. HAYALÎ Durum esrarengiz bir hava aldı sanki. Hayal kuruyorlardır. ÂŞIK Belki. Belki de hiçbiri bulundukları kentten dışarı bile çıkmamıştı. Hepsi de o kente ait kadınlardı. Hayal görüyorlardı, kim bilir? HAYALÎ Sana doğdukları kentler hakkında anlattıkları nedir o halde? ÂŞIK Anlattıkları, yaşadıkları kente, ya da sizin-benim bildiğimiz bir başka kente, hiç mi hiç benzemiyordu, efendimiz. HAYALÎ Bana o kentleri anlat. Görmediğin, duymadığın, bilmediğin ve benim de tanıyamadığım o güzel kadınların doğduğu kentleri... ÂŞIK Onları anlatmak gezmediğimiz kentleri anlatmak gibi bir şey olur, ilhanım. HAYALÎ Henüz gezmediğimiz demek istiyorsun. ÂŞIK Size görmediğim şehirleri anlatamam, Hayalî. HAYALÎ Pekâlâ, artık ne şehrinin kadınlarını ne de şehirlerini dinlemek istiyorum Âşık. Geçmediğimiz tek bir şehir kaldıysa o da henüz adını duymadığımızdır. O kadınlar, hayal. Doğdukları da hayal, doğdukları yer de... Burası Buharkent ki, burası da hayal… Söylesene sen bana, sen buraya da âşık mısın yoksa? ÂŞIK Gitmeden bilemem, efendim. HAYALÎ Gitmeden... Ben sana söyleyeyim Âşık. Buharkent bir burgaçtır. Sen burayı sevemezsin. Buharkent’ ten gidilmez. Buradan geçen, burada kalır. Buharkent bilinmez. Buharkent bilmez. Öyle ki hiç kimse burada sana doğmadığı bir başka kentten bahsetmez. ÂŞIK Hayal değilse de... HAYALÎ Duymadığın bir kent mi gördün? ÂŞIK Görmediğim bir kent duydum. HAYALÎ Sen âşık olmuşsun. ÂŞIK Fethettiğimiz kentlerin çocukları gibi, Hayali, ağaç yaşken eğilir, değil mi? Efendim? HAYALÎ Fethettiğimiz kentlerde çocuklar yoktur, Âşık. Bizim fethettiğimiz, şehir ve çocukluklardır. ÂŞIK Bu şehir de diğerleri gibi hüzünlü geçti Bitmedi bu seferin de sonunda özlemler Seni bana yaklaştıran gecelere yazık ettim Yazık ettim kendime bütün gece Ayrılık yine bitmedi hasretine doyamadım Özlemler kesilmedi sana sarılamadım Ayrılık yine var sen git dedin diye Sen gel dediğin için geldim Git dediğin için gidiyorum Ne fark eder Nasıl olsa her şey senin için Senin için her şeye değer KORO Perde! Kaçırdığın her şansa bir harami karıyorsun Kıvılcımla örtecek Yıldırımlar toprağı Benek benek mi etti yamacında seni bekleyerek Sen bir yudum almadan ateşten geçiyorsun Uyuduğunda beni görmeni istiyorum Uyandığında beni görmeni istiyorum Eski bir satir Günaha varmış olsa sır tutabilir Teğet hislerden Perdeyi çeken ellere söylüyorum “Ayrılık görüntüdedir” 9 PERDE GAZELİ ÂŞIK Eli elinde esir ağlara benzer perdemiz HAYALÎ Gönül gönle misafir, dağlara benzer perdemiz ÂŞIK Çift başlı bir serçeydi, mavi yelkenlere bindi HAYALÎ Bu denizde ne gam, ne dert, ne keder perdemiz ÂŞIK Perde perde ayrılık o, perde perde arşıâlâ HAYALÎ Aşkın taht kurduğu yerde yankı yapar perdemiz ÂŞIK Camlar kalbini eğdi, camlar canın kalbini eğdi HAYALÎ Birleşin! Dünyanın tüm sahneleri perdemiz ÂŞIK Kim âşık kim hayali, Mete bilir vesselam HAYALÎ Maskedir, gökyüzüne sahhı çeker perdemiz PERDE http://img230.imageshack.us/img230/2171/thehouseoftherisingsun1xx1.jpg http://img216.imageshack.us/img216/8229/thehouseoftherisingsun2ol8.jpg http://img230.imageshack.us/img230/6343/thehouseoftherisingsun3cr1.jpg http://img216.imageshack.us/img216/2422/g3df4.jpg 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
birunsatan Yanıtlama zamanı: Nisan 9, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 9, 2008 Birleşin! Dünyanın tüm sahneleri perdemiz.... ya da, "iki kalas bi heves"... yaşasın tiyatro... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.