Jump to content

Savaş Neden Cinsiyetçidir...


birunsatan

Önerilen Mesajlar

Savaş Neden Cinsiyetçidir?

 

Huibin Amee Chew / 04 Ocak 2007

 

Çeviren : Nilgün Ilgıcıoğlu

 

Savaşlar operasyonlarını icra etmek için ataerkil ilişkileri askere alır.

 

Bir asker ebeveyni olarak susturulmayı reddeden Cindy Sheehan’ın sesi Irak’taki savaşın durdurulmasının zaruretini ifade ediyor. O, savaş-karşıtı hareketin Rosa Park’ına benzetilmekte. Geniş kesimler tarafından tanınan her iki kadın da yaygın bir organizasyonun halkı etkilemesine yardımcı olan sembolik figürleri haline geldiler.

 

Bugün henüz, savaş ile ataerkillik ya da cinsiyetçi ev içi eşitsizlik arasındaki bağlantıyı büyük ölçüde ihmal eden savaş karşıtı bir harekete sahibiz. Militarizme karşı muhtemel bir organizasyonu canlandırmak için cinsiyetçi-kör yaklaşımı sorgulamamız gerekir.

 

Sadece Sheehan’ın oğlunu değil, aynı zamanda Sheenan gibi kadınları, asker annelerini, karılarını, ve eşlerini de zulümün merkezine koymak ne anlama gelir? Sadece askerler değil, bu kadınlar da nasıl askerileştirildiler ve manipule edildiler, sömürüldüler? Savaş karşıtı hareket için Sheehan gibi kadınları sadece başkalarının çatışmaları için dublör olarak değil, kendi haklarını direkt olarak etkileyen sömürüye karşı aktivist ve temsili savaşçı olarak yorumlamak ne ifade ediyor?

 

Aşağıda cinsiyet analizinin nasıl savaşa tatbik edilebileceği ve ataerkilliğe olan bağlantıları ile ilgili öneriler bulacaksınız;

 

1. Askerler savaşın tek – ya da ana – kayıpları değildirler. Militarizm ideolojisi askerleri över, onların kahramanlık ve fedakarlıklarına dikkat çeker. 20. yüzyılda tüm savaş ölümlerinin %90’ı silahsız kadınlar, çocuklar ve erkeklerden ibarettir. İstila yavaş yavaş ilerledikçe daha da fazla Iraklı kadın ve kız çocuğu öldürülecek ve bunlar “tali hasar” olarak rapor edilecektir. Bombalar ve modern savaş silahlarınca öldürülen ve sakatlanan sivil kadınlarla sivil erkeklerin sayıları aşağı yukarı aynı – Amerika Birleşik Devletleri’nin perspektifinden bakınca savaş ölülerimizin büyük çoğunluğunu erkekler oluşturuyor olsa bile. Ancak mevcut istilada esas olarak hayatlarını kaybedenler askerler değil. Amerikan emperyalizmi “tali hasar”ı arttıran(piyadeler yerine uzun menzilli yüksek teknoloji silahlarını kullanıyor) stratejilerden çıkar sağlıyor, çünkü bu bizim kendi askerlerimizin ölümlerini ve muhtemel halk ayaklanmalarını asgariye indiriyor. Düşman hayatının değerini düşürme eğilimi sadece ırkçılar tarafından değil, aynı zamanda cinsiyetçi ideoloji tarafından da -tarihi “oğullarımız” yapmıştır- anlayışı desteklenirken, aynı esnada düşman kadınlarının ölümü farkedilmemektedir bile.

 

Buna ilaveten, tarihçi Catherine Lutz’un gözlemlediği gibi, dikkat çekecek derecede yüksek endüstriyel hasarlar ve eski çatışmalarda vatan cephesindeki ölümler, 2.Dünya Savaşı’ndaki(WWII) gibi, “tabanda ya da savaş endüstrisinde çalışan kadın siviller üniformalı insanlardan daha az muhafız ya da daha az risk alan kişiler olarak görülebilirler.” Bu görüş askerlerin katlanmak zorunda bırakıldığı eziyetin miktarını ve sömürüyü önemsiz göstermek için değil, ancak savaştan kimin etkilendiğini görmek üzere bakışımızı genişletmek içindir.

 

2. Savaşın ekonomik zararları ataerkillik tarafından daha da şiddetlendirilmektedir. Irak ekonomisinin yıkımı ile birlikte özellikle kadınlar ve kızlar mahrumiyetten zarar gördüler. Amerika’da özellikle yoksul kadınlar kamu hizmetlerinin kesilmesiyle darbenin en ağırına göğüs geriyorlar. Örneğin, Massachusetts’te, tıbbı yardım alanlar çoğunlukla eyaletteki öğrenciler ve kamu üniversiteleri, sosyal yardım ve sübvansiyone çocuk bakım yardımı alanlar ise kadınlar- ve tüm bu programlar bütçe kısıntıları ile karşı karşıya geldi. Yoksulluk içerisinde yaşayan çoğu aile yalnız yaşayan anneler tarafından idare ediliyor.

 

Daha da ötesi, emperyalizm kadınlar tarafından icra edilen geleneksel toplumsal cinsiyetçi rolleri ücretsiz emek olarak pekiştiriyor ve çoğaltıyor. Mütecaviz devletlerin emperyalist kemer sıkma politikaları ya da işgal edilmiş topraklardaki ekonomik çöküntüye bağlı olarak çocuk bakımı, hasta bakımı, ve ev bakımı gibi işlerin tümü kamu sektörü yardımı olmaksızın gittikçe ağırlaşıyor. Mesela, hastaneler yıkıldıkça ve kullanılamaz ya da daha az ilgilenilir hale geldikçe hem Irak’taki hem de Amerika’daki kadınlar için ailelerinin sağlık bakımları omuzlarına aşırı yük olarak binmekte, okullar kapandıkça ya da çocuk bakımı daha da pahalı hale geldikçe kadınlar için çocuklarına bakmak bir zorunluluk olarak ekstra iş halini almaktadır. Endişe verici olan sanayileşmiş ülkeler Irak’ta ulusal borçtan ötürü IMF destekli Yapısal Uyum Programları(SAPs)’nı kabul ettirmeyi planlamaktadırlar. Feminist araştırmacılar ise Yapısal Uyum Programları’nın Dünya üzerinde Üçüncü Dünya Ülkeleri kadınlarına sağlık ve eğitim konusunda ve ayrıca artan işyükünden dolayı oransız bir biçimde nasıl zarar verdiklerini raporlamışlardır.

 

Amerikalı asker ailelerinden kadınlar ve hükümet kurucularının eşleri, aileyi ‘eş’ geri dönünceye kadar bir arada tutma konusunda ödenmemiş hizmet ile satın alınmışlardır. Hanesinin başında bulunan yalnız ebeveyn olarak yaşayan bu kadınlar evin ve çocukların tüm bakımını asli görev olarak üstlenmişlerdir. Silahlı kuvvetlerde görevli askerlerden birinin erkek kardeşi şöyle demiştir; “Askerler askere alınmış olabilirler, ancak aileleri zorunlu olarak askere yazılmışlardır.”

 

Askeriye, taburun moralini yüksek tutmak adına, mecazen "makinesini yağlamak için", asker eşlerine “destek grupları” oluşturmuştur. Hatta gerginlikle başa çıkabilmek adına taburun konuşlanmasını da genişletmiştir. Aslında muhtaç kadınların bertaraf edildiği bir servis olmaktan öte gitmeyen bu destek grupları, kadınların emeğinin itici gücü olarak görülmelidir, bu aynı zamanda onların sadık cinsel rollerindeki davranışlarının doğruluğunu ve dolayısıyla taburların duygusal davranışlarının ve kısmi olarak isyankarlıklarının bastırılmasını da içerir. Pentagon istila sonrası acemi asker kaydetme kıtlığı sorununa yedekten asker çekerek, konuşlanmayı arttırarak ve ekonomiye yüklenerek, asker ailelerindeki kadınlarda duygusal baskı oluşturarak karşılık verdi.

 

Aynı zamanda, Irak savaşını öncelleyen hükümetimizin tahrif edilmiş ajandası ekonomik cinsiyetçiliğin bileşenlerini şiddetlendirmiş ve iş başına koşmuştur. Muayyen Amerika Birleşik Devletleri tarihininde önceden beri varolan yapısal ırkçılık dahi ataerkilliğin işleyiş şeklini çözememiştir. Siyah toplulukları biçimsiz olarak hedef gösteren ırkçı hapsetme, siyah kadınların yalnız hanehalkının başı olarak ödenmemiş işçi emeklerini pekiştirmiştir. Arap, Güney Asyalı, Müslüman, ve göçmen kadınlar eşlerinin tutukluluk durumlarından ve “savaştaki terör” içerisinde bulunan aile üyelerinin durumlarından ötürü gerginlik yaşamaktadırlar.

 

3. Askerileşme kadınların cinsel değişimlerini şiddelendirmiştir. Feminist antropolojist Cynthia Enloe ABD askeri üslerinde kadınların, askeriyede konuşlanan büyük erkek işgücünü nasıl motive ettiğinin ve yönettiğinin dökümantasyonunu yapmıştır.

 

Aşağıda feminist araştırmacılar tarafından farklı çatışma bölgelerinde yapılan gözlemler yeralmaktadır. Iraklı kadınlar geçim nafakalarını erkeklerden sağlamak için cinselliklerini takas etmeleri konusunda büyük bir baskı ile karşılaşmışlardır. Bunun nedeni ekonomik seçeneklerinin olmayışı, askeri saldırılar sonucu oluşan kıtlık ve ezici toplumsal cinsiyet ilişkileridir. Bağdat'ta Hüseyin’in düşürülmesiyle 2003 Nisan ve 2003 Kasım ayları arasında kadınların artan yoksulluktan kurtulmak adına yaptıkları fuhuştaki yaygınlaşma rapor edilmiştir. Günümüzde, raporlar, Suriye genelevlerinde çalışan ve ABD güçlerinin sert saldırılar düzenlediği ve siviller üzerine kimyasal silahlar fırlattığı Fallujah'tan çıkarılanların ergenlik çağındaki gençler olduğunu göstermektedir. İstila sonrasında Iraklı kadınların ve kızların karaborsaya düşmesiyle cinsel şiddet oranında artış başgöstermiştir. Başlangıçta Iraklı erkekler tarafından yapılan tecavüzler ve kaçırmalar istila güçlerinin ihmali ve güvenliği sağlamadaki yetersizlikleri sonucu daha da artarak şiddetlenmiştir.

 

 

Amerika’nın savaş karşıtı kesimler de bu tarz şiddet ile nasıl muhatap olacakları konusunda fikir sahibi değiller, direnişe çağırmaktan başka, problemin çözümü için en uygun çareyi bulmaya da çalışmaktalar. Ancak tipik savaş ekonomilerindeki cinsel dinamikleri kavramak kadınların insani hakları olarak, cinsel şiddetten kurtulma hakları ve özgürlükleri için Iraklı istila karşıtı hareket dayanışmasını doğurur ki bu dayanışma aynı zamanda Iraklı insanların yiyecek, su, sağlık hizmeti ve barınma ihtiyaçları için gösterilen çaba ile eşittir. Bu arada istila devam ettiği müddetçe, askeri güçler ve Iraklı siviller arasındaki temaslar artarak devam edeceğinden ABD taburlarınca ve Iraklı polislerce uygulanan cinsel şiddet de artmıştır.

 

 

Iraklı Kadınların Özgürlüğü Organizasyonu(SOWFI)’nu destekleyen üye Jeniger Fasulo, Iraktaki işgal-karşıtı feminist kadınların grubuna politik destek sağlamaktadır. Kendisi bizlere köktendinci hareketin artması ile ortaya çıkan çelişkilerin işgalde yarattığı tarihi ve jeopolitik karmaşayı hatırlatır. Orta Asya'da artan İslamcı köktendincilik sırf yerli halktan değildir, İslamcı militanların geçmiş yıllar içerisinde laikliğe, demokrasiye ve sosyal alanlardaki hareketlere sokulması ABD tarafından desteklenmiştir.

 

 

4. Askerileşme; cinsel şiddetin, yerel şiddetin ve kadınlara karşı olan şiddetin sürdürülmesine hizmet eder. Bununla beraber, ADB askeriyesi, asker olarak hizmet veren kadınlara rağmen üslerinin olduğu yerlerde veya işgal ettiği topraklarda büyük toplulukların etkisiyle misyonist, eşcinsel düşmanı, ataerkil ideolojiler ve ilişkiler yaymaktadır. ABD askeriyesinde erkekler değer düşürücü, nesnel ve küçük düşürücü karakterde eğitilirler. Bu durum da erkekleri feminizm karşıtı sert erkeklik rolü kalıbına sokar.

 

Bunlara ilaveten, askerlerden bazılarının kadın veya gay olmalarına rağmen askerler kararlı bir şekilde heteroseksüel erkek tecavüzcü bakış açıcı ile erotik şiddete yönelik olarak eğitilmektedirler. Örneğin, ilk Körfez Savaşı’nda Hava Gücü pilotları bombalamadan önce kendi ruhlarını yüceltmek için pornografik filmler seyretmişlerdir. 1999 yılına kadar açık saçık pornolar askeri üslerin ordu pazarlarında bulunabilir durumdaydı ve ordu pazarının en fazla satın aldığı şeylerden biriydi.

 

Askeriye, askerlerine sert erkeklik rolünde içsel olarak kadın düşmanlığını öğretir ve böylelikle askerler ruhsal olarak görevlerini rahatça yerine getirebilirler. 2003 yılı Hava Gücü Akademisi Balosunda, erkeklere üzerinde şöyle yazan bir not verilmiştir: "Sizler bombok ettiniz, bizler Amerika’yı koruyacağız, önümüzden çekilin sizi liberal sürtükler." Daha sonra kendilerine kadınların vajinal sıvılarının gelmesi için klitorislerinin ve göğüs uçlarının nasıl uyarılması gerektiği konusunda bir oyun talim ettirilmiştir(her ihtimale karşı eğer kadın isteksiz olursa diye?).

 

Endişe verici olan; Emeklilik İlişkileri Departmanı’na göre yeni emekli olan kadınların %80'inden fazlası diğer askeri personel tarafından cinsel tacize maruz kaldığını, % 30'u tecavüze uğradığını veya teşebbüs edildiğini rapor etmiştir. Askeri personelce işlenen şok edici cinsel şiddet suçları kurumca gözardı edilmiştir. Askeri personel tarafından tecavüze uğramaktan kurtulan kadınları savunan avukat Dorthy Mackey 4300 adet tecavüz ve tecavüze kalkışma davası ile uğraştığını bunlardan yalnızca 3 tanesinin cezai takibata tabi tutulacağını rapor etmiştir. Mackey’in kendi tecrübesine istinaden, askeri personel tarafından tekrar eden cinsel saldırıya uğrayan ve bu saldırıdan kurtulan bir kadın olarak talebi girişimine ulusal güvenliğe karşı bir tehdit oluşturduğundan Adalet Bakanlığınca karşı çıkılmıştır.

 

 

ABD’li bir Müfettiş General’in bildirdiğine göre askeri servisler diğer mesleklerden daha fazla yerel şiddete(askeriyenin kentteki sıkı idaresi, eğitimde fiziksel güç kullanımı gibi) vesile olmaktadırlar. (Buna askeriyenin kurumsal cinsiyet ayrımcılığı ve kadınlara karşı uyguladıkları şiddet de ilave edilebilir.) Askeriye tarafından, ırza tecavüz raporlarının doğruluğunu saptamak üzere kullanılan denetim listesi kadınların eşleriyle olan finansal problemleri ve “takip gerektiren” tıbbi ihtiyaçları yönünde yalan söylediklerini ortaya koymuştur. Askeriye son zamanlarda fahişelere ücretsiz göğüs implemantasyonu önermiştir. Bu şekilde operator doktorlar pratik yapmış olacaklardır. Bu arada, muharebe olan bölgelerde tecavüz tespiti için kullanılan araştırma malzemelerinde büyük azalma olmuş ve tecavüze uğramış olsa dahi fahişelerin kürtaj masraflarının ödenmesi reddedilmiştir.

 

Büyük bir askeri üstte Irak'tan dönen askerler üzerinde çalışan bir kadın terapist, taburlarda gittikçe tırmanan lokal şiddeti bildirmiştir, askeri üslerde eşlerini öldürenlerin sayısı her zaman yüksek olmuştur ancak bunlar askeriye tarafından örtbas edilmişlerdir. Ayrıca terapist, askerlerin pornografiye olan düşkünlüğünün de cinsel bencilliğin kaynağını oluşturduğunu, askerlerin kendi partnerlerinin ırzlarına geçtiklerini ve askerlerin kadın vücutlarını birer mastürbasyon aleti olarak kullanmak için eğitildiklerini de ifade etmiştir.

 

Askeriyenin ataerkil rolü daha büyük kültürlerde genişlemiştir. Yalnızca ideolojik olarak erkek çocuklara nasıl asker olunacağı öğretilmekle kalınmamış aynı zamanda bu, geleneklere de yansıtılmıştır. “Global Women's Strike” and “Survivors Take Action Against Abuse” üyelerinden Phoebe Jones, Abu Ghraib'teki şiddet skandalını şöyle anlatır: " Bunların hepsi birbirine bağlıdır. Buradaki hapishanelerde Charles Granier gibi (kendisi Abu Ghraib'teki skandala karışmıştır) korumalarınız var ki bunlar Irak'a gidip oradaki insanlara şiddet uyguluyor, derken burada da Irak veya Afganistan'dan gelip hapishanelerde muhafız olarak çalışan ve insanlara şiddet uygulayan ve tecavüz eden askerler var. Askeriye eğer isterse bu duruma bir son verebilir, ancak istemiyor. Aksine erkekleri devletleştirerek onları böyle davranmaya itiyorlar.

 

 

Hapishane işkencecileri, yerel hapishanelerdensonra personel olarak ABD şirketlerine verilmişti. Askeri hapishane dışında tecavüz kültürünün etkisi ABD çapında topluluklara da yaygınlaştırılmıştır. 1997 yılında eski askerlerin eyaletlerde federal ya da yerel hapishanelere düşme nedenlerinden biri cinsel saldırıdır.

 

Kadınlara karşı uygulanan şiddetin gücü ırksal veya ekonomik hiyerarşiden ayrılamadığı gibi bu parçalar birbirinden bağımsız olarak incelenemezler. Katerina kasırgasının bir sonucu da lokal şiddetin tahribatından ve cinsel saldırılardan insanları korumaktır. Ev içi şiddete karşı kurulan Louisiana Koalisyonu, partnerlerinin tecavüz ve fiziksel şiddetine maruz kalan fakir kadınların evsizler barınaklarında yaşamaya zorlandıklarını belirtmiştir. Söylenmesi gereksiz olsa da fakir ve beyaz olmayan kadınlar cinsiyetçi şiddetin kaynağının ‘yokluğu’ ile karşılaşmaktadırlar. Mesela, kadınlara karşı işlenen cinsel suçlar ‘sınıfsal fark’ gözetmese de, refah içinde yaşayan yüksek sınıftaki kadınlar kendilerine tacizde bulunan kişileri terketme konusunda daha az özgürlüğe sahipler. Burada yine hükümet politikası işe karışıyor ve sözde "güçlü" aileleri desteklemek için, partnerlerini terkeden ve şiddete göğüs germeye çalışarak ekonomik bağımsızlık isteyen yoksul kadınlara fon vermeyi reddediyor.

 

5. Askerileştirme ve savaş, kadınların kendi üremelerinii kontrolleri altında tutma imkanını azaltmıştır. İstiladan bir kaç ay sonra kadınlar sağlık hizmetlerine ulaşamadıkları ve gebelikten korunmayı başaramadıkları için Bağdat'ın arka sokaklarında yapılan kürtajlar raporlanmıştır. ABD’deki bütçe darlığının anlamı şudur; halk sağlığı ve ücretsiz doğum kontrolü üzerindeki politikalar uzak mesafelerde de olsa ihtiyaca göre değişmez. Üreme ile ilgili Sağlık hizmetlerinin eksikliği kadınların eşitsizlik sorunudur, bu kadınların işgüçlerini , vücutları ve gelecekleri üzerindeki kontrollerini etkiler.

 

Daha da ötesi, Hıristiyan bir sağcı ‘ahlaki’ konuların - kürtaj ve ‘gay’ hakları gibi - tartışma çerçevelerini, açıkçası ‘rezaleti’, dikkati başka tarafa doğru yönlendirerek yönetimin ekonomik sömürü ve savaş politikalarını, tedavi amaçlı hücre öbeklerinin sağaltımını destekleyen biri olarak ABD’nin politik sahnesinde yerini aldı. Hıristiyan muhafazakar hareketi politik arabuluculuk konusunda, eşitsizliği hafifletmek ve insanların ihtiyaçlarını karşılamak için toplumun yapısını değiştirmektense doğrudan bireylerin kişisel hareketlerini kontrol etmeye odaklanmışlardır. Tarihsel bağlamda bu tarz politikalar ve kadınların kendi üreme hakları üzerindeki kontrolünü kısıtlamak konusundaki programlar ABD emperyalizmiyle bağlantılıdır. Bu yolla kadınların sağlıklı üremeleri konusu olabildiğince karmaşıklaştırılmıştır. Kimileri için, emperyalizm, cinsiyetçi üreme konusunda emeğin paylaşımına dayanır; yoksul adamı asker olmak için eğitir, kadınlar için anneliği değerli kılarken aynı zamanda kadınların ücretli ya da ücretsiz emeğini sömürür.

 

6. Askerileştirme ve çatışma durumları kadınların toplumdaki yerlerine kısıtlama getirir, bu nedenle de politik söylemlerini etkiler. Feminist yazarlar, defalarca kadınların topluma erişimlerinde fiziksel bariyerler olduğunu söylediler. Irak'ta güvenlik olmaması nedeniyle kadınların sağlık hizmeti almalarına, işe veya okula devam etmelerine kısıtlama getirilmiştir. Bu kısıtlamalar kadınların yörünge ve kadın organizasyonlarının formlarını şekillendirir. Politikacıların erkek olması durumunda kadınlar kendileri ve davranışları için diğerlerine oranla daha çetin bir mücadeleye giriyorlar. Kadınların organize olarak birleşmesi ve cinsel pozisyonlarını dikkate alacak bir gündem oluşturması politik alandaki kadınların dışlanması riskini ortadan kaldırır.

 

ABD içerisinde, bazı savaş karşıtı hareketler bölük-merkezli analizler yapıyor ve kadınların konumlarını maddi olarak değil politik olarak şekillendiriyor. Cindy Sheehan gibi asker anneleri taburlarla ilişkilerinden dolayı aleni olarak tanınmakta. Cinsiyet üzerine bir analiz; zorlu erkekliğin etkilerini sorunsallaştıran bir analiz hoş karşılanmadı.

 

7. İşgal kadınların kurtuluşunu getirmeyecek. İşgalciler olarak, Irak'ta yaşayan insanlara karşı(ya da ABD halkına karşı) hissedilen küçük bir sorumlulukla ABD'in Iraklılar'a demokrasi veya kurtuluş getirme ile ilgilenmediğini ve buna muktedir olmadığını kabul etmek gerekir. ABD yetkilileri kadın hakları hususunda gücü sağlamak adına ‘çitin her iki tarafında’ da oynuyorlar, güç inşa etmek adına kadınları takas ediyorlar. Ancak en kötüsü, olaylar trajik bir şekilde şunu göstermiştir ki devam eden işgalin ana amacı, ABD'in seçkinlerinin ekonomik, politik ve askeri menfaatlerine olabildiğince saydam olmadan halkla ilişkilerinin hatırı için, hizmet etmektir.

 

 

Emperyalizmin işlevini yerine getirebilmesi belirli cinsiyet ilişkileri gerektirir. Erkek çocukları serttirler ve askerlik yaşamı dinsel bir tören gibi erkekçe ve saygı ile yapılır. Toplum şunu öğrenmiştir; askerlik- şu anda güvenlik ve acil durum personeli olarak hizmet verenler- bu ülkeden ve onun sunduklarından yararlanma konusunda(ki bu taahhütler gerçekte olmasa da) özel bir vatandaşlık hakkına sahiptirler. Kuvvetliyi tespit ederek, erkeksi koruyuculuk ile hükümet ve halk, kadın emeğini değerinden aşağıda değerlendirerek, emekte cinsel ayrımcılığa hizmet eder ve erkek cinsiyetinin yetkilerini destekler. Askeriyenin çekiciliğinin bir kısmı da (heteroseksüel) erkeklere söz verilen erkeklik ayrıcalığıdır; ekonomik olarak bağımlı, cinsel olarak müsait kadınlar.

 

Buna ilave olarak, askeriye kadınları kullanarak, onları ataerkil ve sömürücü ekonomik bağlantılarla dışlanan askerler, asker eşleri, seks köleleri veya siviller haline getirir.

 

Emperyalizm ve ABD'in ataerkil yönetim düzeni arasındaki bağlantıyı tanımak savaşta yara alan insanları ve emperyalizmin derinliğini anlamamızı sağlar. Savaş yalnızca cinsiyet eşitsizliğini devam ettirmekle kalmaz, hükmünü sürdürebilmek için ataerkil ilişkileri de - ekonomik, cinsel ve ideolojik - askere alır. Dürüst olmak gerekirse, bu adaletsizlik için sadece savaş karşıtı olmak yetmez, bunun için toplumsal cinsiyete özel ilgi göstermek gerekir. Bizler Irak'taki savaş ile evdeki ataerkillik arasındaki bağlantıyı farketmeli ve buna karşı durmalıyız.

 

 

Huibin Amee Chew anti-emperyalist aktivist, feminist, Boston’da göçmen hakları aktivistidir.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...