Jump to content

Cesar Vallejo Şiirleri


schizophrana

Önerilen Mesajlar

Kara Taş Ak Taş Üstüne

 

Paris'te öleceğim boşanan yağmurlarla,

anısını şimdiden yaşadığım bir günde.

Paris'te öleceğim - bu da koymuyor bana -

belki de bugün gibi, bir güz perşembesinde.

 

Bir perşembe olacak, çünkü bugün, perşembe,

yazarken bu dizeleri durmadan sızlıyor kolum,

ve hiçbir gün, geçtiğim yollarında yaşamın,

yalnızlığı içimde bugün gibi duymadım.

 

César Vallejo öldü, dayak yiye yiye herkesten,

oysa kimseyi de incitmemişti:

koca sopalarla vurdular,

 

kalın urganlarla dövdüler;

tanığı perşembeler, kollarında kemikler,

yalnızlık, yağmurlar, yollar....

 

 

Agape

 

Kimse gelmedi bugün bana sorular sormaya;

kimse bir şey istemedi benden bu ikindi.

 

Bir tek mezarlık çiçeği görmedim

bütün o neşeli fener alayında.

Affet beni, tanrım: ne kadar az öldüm!

 

Herkes, herkes geçip gidiyor bu ikindi

sorular sormadan bana, beni sormadan.

 

Bilmiyorum ne unuttular, ellerimde

kalan bu fenalık yabancı bir nesne gibi.

 

Kapıya çıkıp,

bağırmak istiyorum herkese:

Aradığınız biri varsa, işte burada!

 

Bütün ikindilerinde hayatımın,

anlatamam ne kapılar kapandı yüzüme,

ve ruhum yabancı bir şeyle doldu.

 

Kimse gelmedi bugün;

ve çok az öldüm bu ikindi.

 

İnsanları Çocuklara Bölen Öfke

 

İnsanı çocuklara bölen öfke,

çocuğu eşit kuşlara bölen,

kuşu, küçük yumurtalara;

yoksulun öfkesi

bir zeytin taşır iki üzüme karşı.

 

Ağacı yapraklara bölen öfke,

yaprağı, eşit olmayan tomurcuklara bölen,

tomurcuğu, görünmez gözeneklere;

yoksulun öfkesi

iki ırmak taşır bir çok denize karşı.

 

İyiyi kuşkulara bölen öfke,

kuşkuyu, benzer kavislere bölen,

kavisi, umulmayan mezarlara;

yoksulun öfkesi

bir çelik taşır iki hançere karşı.

 

Canı bedenlere bölen öfke,

bedeni, benzersiz organlara bölen,

organı, sekiz düşünceye;

yoksulun öfkesi

bir yanardağ ateşi taşır iki kratere karşı

 

 

Gökyüzü ve Toz

 

Kimin mavi bir giysisi yok ki dolabında

Kim yapmaz ki kahvaltı , binmez ki tramvaya

yok ki ağzında tükenmez cıgarası, cüzdanında tasası?

Ben doğmuşum bir kez, başka bir şey değil!

Ben doğmuşum bir kez, başka bir şey değil!

 

Kim yazmaz ki arasıra bir beti?

Kim ki kafasında birşey olmasın

ve ölmesin alışkanlıktan, ağlıya ağlıya notasız?

Ben tek ve yalnız doğmuşum bir kez!

Ben tek ve yalnız doğmuşum bir kez!

 

Kim adlanmaz ki Carlos ya da falan falan diye?

Kim der ki kediye başka türlü kedi kedi diye?

Ah, ben tek ve yalnız doğmuşum bir kez, başka bir şey değil!

Ah, ben tek ve yalnız doğmuşum bir kez, başka bir şey değil!

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Kitle

Sona ermişti savaş,

asker ölmüştü, bir adam geldi yanına,

"Seviyorum seni; ölme!" dedi.

Ama asker dirilmedi.

İki kişi geldi sonra, yalvardılar:

"Bırakma bizi! Yürekli ol! N'olur diril!"

Ama asker dirilmedi.

Yirmi kişi, yüz kişi, ben, beş yüz bin kişi,

bağırarak geldiler: "Bunca sevgimiz var ölüme karşı!"

Ama asker dirilmedi.

Milyonlar toplandı başına,

hep birden konuştular: "Gitme kardeş, gitme!"

Ama asker dirilmedi.

Sonra bütün insanları yeryüzünün

koştu yanına; kederle baktı onlara asker,

doğruldu ağır ağır,

kucakladı ilk adamı, yürüdü gitti...

Çeviri: Ülkü TAMER

Cesar Vallejo

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...