illuminator_25 Oluşturma zamanı: Kasım 20, 2006 Paylaş Oluşturma zamanı: Kasım 20, 2006 ben kendimle başlayayım BAYRAMLAR BAYRAM OLA Güneş yükselmeden kuşluk yerine Bir adam camiden döndü evine Oturdu sessizce yer minderine Kızı “Bayram” dedi, yalın ayaklı Adam “Bayram” dedi, tam ağlamaklı.. Eli öpüldükçe içi burkuldu Konuşmak istedi, dili tutuldu Güç belâ ağzından bir “off! ” kurtuldu Oğlu “Bayram” dedi, sırtı yamalı Adam “he ya” dedi, gözü kapalı.. Düşündü kış yakın, evde odun yok Tenekede yağ yok, çuvalda un yok Yok yoka karışmış; tuz yok, sabun yok Avrat “Bayram” dedi, eğdi başını Adam “evet” dedi, sıktı dişini.. Çalışsa ne iş var, ne cepte para Dağ oldu içinde büyüyen yara Dikti gözlerini karşı duvara Takvim “Bayram” dedi, silindi yazı Adam “öyle” dedi, bağrında sızı.. Döndürse yönünü herhangi dosta Yaralı, gariban, dul, yetim, hasta Aylar, yıllar, günler erirken yasta Yer-gök “Bayram” dedi, ağzını açtı Adam “Bayram” dedi, evinden kaçtı.. ABDURRAHİM KARAKOÇ çok etkilendiğim bi şiir, sizinde varsa paylaşın. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
MALCOLMX Yanıtlama zamanı: Kasım 20, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 20, 2006 Beşikler vermişim Nuh'a Salıncaklar, hamaklar, Havva Ana'n dünkü çocuk sayılır, Anadoluyum ben, Tanıyor musun ? Utanırım, Utanırım fukaralıktan, Ele, güne karşı çıplak... Üşür fidelerim, Harmanım kesat. Kardeşliğin, çalışmanın, Beraberliğin, Atom güllerinin katmer açtığı, Şairlerin, bilginlerin dünyalarında, Kalmışım bir başıma, Bir başıma ve uzak. Biliyor musun ? Binlerce yıl sağılmışım, Korkunç atlılarıyla parçalamışlar Nazlı, seher-sabah uykularımı Hükümdarlar, saldırganlar, haydutlar, Haraç salmışlar üstüme. Ne İskender takmışım, Ne şah ne sultan Göçüp gitmişler, gölgesiz! Selam etmişim dostuma Ve dayatmışım... Görüyor musun ? Nasıl severim bir bilsen. Köroğlu'yu, Karayılanı, Meçhul Askeri... Sonra Pir Sultanı ve Bedrettini. Sonra kalem yazmaz, Bir nice sevda... Bir bilsen, Onlar beni nasıl severdi. Bir bilsen, Urfa'da kurşun atanı Minareden, barikattan, Selvi dalından, Ölüme nasıl gülerdi. Bilmeni mutlak isterim, Duyuyor musun ? Öyle yıkma kendini, Öyle mahzun, öyle garip... Nerede olursan ol, İçerde, dışarda, derste, sırada, Yürü üstüne - üstüne, Tükür yüzüne celladın, Fırsatçının, fesatçının, hayının... Dayan kitap ile Dayan iş ile. Tırnak ile, diş ile, Umut ile, sevda ile, düş ile Dayan rüsva etme beni. Gör, nasıl yeniden yaratılırım, Namuslu, genç ellerinle. Kızlarım, Oğullarım var gelecekte, Herbiri vazgeçilmez cihan parçası. Kaç bin yıllık hasretimin koncası, Gözlerinden, Gözlerinden öperim, Bir umudum sende, Anlıyor musun ? AHMED ARİF(ANADOLU) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
illuminator_25 Yanıtlama zamanı: Kasım 20, 2006 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 20, 2006 ZAMANA ADANMIŞ SÖZLER Senin kalbinden sürgün oldum ilkin Bütün sürgünlüklerim bir bak1ma bu sürgünün bir süregi Bütün törenlerin sölenlerin ayinlerin yortularin disinda Sana geldim ayaklarina kapanmaya geldim Af dilemeye geldim affa layikolmasam da Uzatma dünya sürgünümü benim Günesi bahardan koparip Bir tuz bulutu gibi Savuran yüregime Ah uzatma dünya sürgünümü benim Nice yoruldugum ayakabilarimdan degil Ayaklarimdan belli Lambalar egri Aynalar akrep melegi Zaman çarpilmis atin son hayali Ev miras degil mirasin hayaleti Ey gönlümün dogurdugu Büyüttügü emzirdigi Kus tüyünden Ve kus südünden Geceler ve gündüzlerde Insanliga anit gibi yükselttigi Sevgili En sevgili Ey sevgili Uzatma dünya sürgünüm benim Bütün siirlerde söyledigim sensin Suna dedimse sen Leyla dedimse sensin Seni saklamak için görüntülerinden faydalandim Salome'nin Belkis'in Bosunaydi saklamaya çalismam öylesine asikarsin bellisin Kuslar uçar senin gönlünü taklit için Ellerinden devsirir bahar çiçeklerini Deniz gözlerinden alir sonsuzlugun haberini Ey gönüllerin en yumusagi en derini Sevgili En sevgili Ey sevgili Uzatma dünya sürgünümü benim Yillar geçti sapan ölümsüz iz birakti toprakta Yildizlara uzaniphep seni sordum gece yarilarinda Çati katlarinda bodrum katlarinda Gölgendi gecemi aydinlatan essiz lamba Hep Kanlica'da Emirgan'da Kandilli'nin kursuni safaklarinda Seninle söylesip durdum bir ömrün baharinda yazinda simdi onun birdenbire gelen sonbaharinda Sana geldim ayaklarina kapanmaya geldim Af dilemeye geldim affa layik olmasam da Ey çagdas Kudüs ( Meryem ) Ey sirrini gönlünde tasiyan Misir ( Züleyha) Ey ipeklere yumusaklik bagislayan merhametin kalbi Sevgili En sevgili Ey sevgili Uzatma dünya sürgünümü benim Daglarin yikilisini gördüm bir Venüs bardaginda Köle gibi satildim pazarlar pazarinda Günesin sarardigini gördüm Konstantin duvarinda Senin hayallerinle yandim düslerin civarinda Gölgendi yansiyip duran bengisu pinarinda Ölüm düsüncesinin beni sardigi su anda Verilmemis hesaplarin korkusuyla Sana geldim ayaklarina kapanmaya geldim Af dilemeye geldim affa layik olmasam da Sevgili En sevgili Ey sevgili Uzatma dünya sürgünüm benim Ülkendeki kuslardan ne haber vardir Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardir Ask celladindan ne çikar madem ki yar vardir Yoktanda vardan da ötede bir Var vardir Hep suç bende degil beni yakip yikan bir nazar vardir O sarkiya özenip söylenecek misralar vardir Sakin kader deme kaderin üstünde bir kader vardir Ne yapsalar bos göklerden gelen bir karar vardir Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardir Yanmissam külümden yapilan bir hisar vardir Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardir Sirlarin sirrina ermek için sende anahtar vardir Gögsünde sürgününü geri çagiran bir damar vardir Senden umut kesmem kalbinde merhamet adli bir çinar vardir Sevgili En sevgili Ey sevgili Sezai Karakoç Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
birikinti Yanıtlama zamanı: Kasım 20, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 20, 2006 Her Şey Sende Gizli Yerin seni çektiği kadar ağırsın, Kanatların çırpındığı kadar hafif.. Kalbinin attığı kadar canlısın, Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç... Sevdiklerin kadar iyisin, Nefret ettiklerin kadar kötü.. Ne renk olursa olsun kaşın gözün, Karşındakinin gördüğüdür rengin.. Yaşadıklarını kar sayma: Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; ne kadar yaşarsan yaşa, Sevdiğin kadardır ömrün.. Gülebildiğin kadar mutlusun. Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin Sakın bitti sanma her şeyi, Sevdiğin kadar sevileceksin. Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer Ve karşındakine değer verdiğin kadar inansın. Bir gün yalan söyleyeceksen eğer; Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın. Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret, Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın. Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın, Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak. Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü. Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin.. İşte budur hayat! İşte budur yaşamak, Bunu hatırladığın kadar yaşarsın Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun Çiçek sulandığı kadar güzeldir, Kuşlar ötebildiği kadar sevimli, Bebek ağladığı kadar bebektir. Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren, Sevdiğin kadar sevilirsin... Can Yücel Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Dolunay Yanıtlama zamanı: Kasım 21, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 21, 2006 ben bu şiiri biliyodum birikinti.Can yücel hep güzel şeyler yazıyo. Ey uzak uzak baktığım.. göz göze gelmeden, saçını okşamadan, değil bir rüyayı bir cümleyi paylaşmadan sevdiğim sevgilim. Bir aşk; filiz verdi, fidan verdi, kök saldı içimde. Onu sana göstermek için ömrümü veririm ... bu da benim sevdiğim Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
whitepower Yanıtlama zamanı: Kasım 22, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 22, 2006 Neredesin? Anla artık sensiz her şeyin eksik yarısı… Sensiz her yer karanlık…. Üstüne üstlük kasırgaların ortasında kalakaldım yorgun bedenimle bir başıma… Dünüm,bu günüm yarınlarım sende… Sen ise titreyen ellerimin arasında tuttuğum elimden de titrek mum alevisin, Kasırgaların ortasında… Korkuyorum artık karanlıklardan…Korkuyorum sönersin diye…Bir umudum sende… Aşk ile lanetlenmiş ruhum,ağaç dallarından kopan sararmış sonbahar yaprakları gibi Koptu kopacak bedenimden… Al geceler boyu gözlerimden dökülen yaşlar senin…Ki artık yalnız kan ağlıyorum.. Al acı içindeki ruhum senin… Al nice savaşlardan çıkmış yorgun bedenim senin… Duy artık çığlıklarımı…Beni dipsiz karanlıklara itme… Gerekirse yak tüm bedenimi.. Alevler içinde bırak….. Yeter ki titreyen ellerimin arasında sönüp gitme….. Sensiz bir saniye bile yaşamaya tahammülüm yok artık… Tükenmiş halimi soran herkese BİN UMUDUM VAR desem de… Yalvarırım çabuk gel!!! YALNIZ BİR UMUDUM VAR aslında… O DA SENDE!!!! Beni de bu acaaaip etkilio:swoon2: Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
birikinti Yanıtlama zamanı: Kasım 22, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 22, 2006 DEĞİŞİK Başka türlü birşey benim istediğim Ne ağaca benzer ne de buluta Burası gibi değil gideceğim memleket Denizi ayrı deniz havası ayrı hava Nerde gördüklerim nerde o beklediğim Rengi başka tadı başka Bir başka yolculuk dalından düşmek yere Yaşadığımdan uzun Bir tatlı yolculuk dalından inmek yere Ağacın yüksekliğince dalın yüksekliğince rüzgarda Ve bir yeni ömür vardiğin çimen yeşilliğince Başka türlü birşey benim istediğim Ne ağaca benzer ne de buluta Burası gibi değil gideceğim memleket Denizi ayrı deniz havası ayrı hava Nerde gördüklerim nerde o beklediğim Rengi başka tadı başka Can Yücel Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
birikinti Yanıtlama zamanı: Kasım 22, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 22, 2006 Günesin Olsun) Günesin olsun gönlünde Kar bile yagsa Ya da firtina olsa. Gök bulutlarla Dünya kavgayla dolsa Günesin olsun gönlünde O zaman gelsin ne gelirse Doldurur isiklarla En karanlik gününü Bir sarkin olsun gönlünde Sevinçli ezgilerle Seni günlük tasalar bogsa bile Bir sarkin olsun dudaklarinda O zaman gelsin ne gelirse Yardim eder atlatmaya En yalniz gününü Baskalari için de bir diyecegin olsun Tasada ve bunalimda Ve seni mutlu edecek her seyi Söyle onlara da Bir sarkin olsun dudaklarinda Yitirme sakin cesaretini Günesin olsun gönlünde Ve her sey iyi olacak.! (Cesar Fleischler) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
whitepower Yanıtlama zamanı: Kasım 22, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 22, 2006 Neredesin? Anla artık sensiz her şeyin eksik yarısı… Sensiz her yer karanlık…. Üstüne üstlük kasırgaların ortasında kalakaldım yorgun bedenimle bir başıma… Dünüm,bu günüm yarınlarım sende… Sen ise titreyen ellerimin arasında tuttuğum elimden de titrek mum alevisin, Kasırgaların ortasında… Korkuyorum artık karanlıklardan…Korkuyorum sönersin diye…Bir umudum sende… Aşk ile lanetlenmiş ruhum,ağaç dallarından kopan sararmış sonbahar yaprakları gibi Koptu kopacak bedenimden… Al geceler boyu gözlerimden dökülen yaşlar senin…Ki artık yalnız kan ağlıyorum.. Al acı içindeki ruhum senin… Al nice savaşlardan çıkmış yorgun bedenim senin… Duy artık çığlıklarımı…Beni dipsiz karanlıklara itme… Gerekirse yak tüm bedenimi.. Alevler içinde bırak….. Yeter ki titreyen ellerimin arasında sönüp gitme….. Sensiz bir saniye bile yaşamaya tahammülüm yok artık… Tükenmiş halimi soran herkese BİN UMUDUM VAR desem de… Yalvarırım çabuk gel!!! YALNIZ BİR UMUDUM VAR aslında… O DA SENDE!!!! Beni de bu acaaaip etkilio:swoon2: Yazarını yazmayı unutmuşum üzgünüm...Ben yazdım:)Zaten o yüzden çok etkiliyor eheheh başkası yazsa belki etkilenmezdim.... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
illuminator_25 Yanıtlama zamanı: Kasım 22, 2006 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 22, 2006 Abbas / Cahit Sıtkı Tarancı Haydi Abbas, vakit tamam; Akşam diyordun işte oldu akşam. Kur bakalım çilingir soframızı; Dinsin artık bu kalp ağrısı. Şu ağacın gölgesinde olsun; Tam kenarında havuzun. Aya haber sal çıksın bu gece; Görünsün şöyle gönlümce. Bas kırbacı sihirli seccadeye, Göster hükmettiğini mesafeye Ve zamana. Katıp tozu dumana, Var git, Böyle ferman etti Cahit, Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş'ta; Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan. Cahit Sıtkı Tarancı Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
illuminator_25 Yanıtlama zamanı: Kasım 22, 2006 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 22, 2006 AYRILIŞ Bakakalırım giden geminin ardından, Atamam kendimi denize, Dünya güzel. Serde erkeklik var, Ağlayamam.. Orhan Veli 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
illuminator_25 Yanıtlama zamanı: Kasım 22, 2006 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 22, 2006 GENÇLİK BÖYLEDİR İŞTE İçimi titreten bir sestir her gün. Saat her çalışında tekrar eder: 'Ne yaptın tarlanı, nerede hasadın? Elin boş mu gireceksin geceye? Bir düşünsen yarıyı buldu ömrün. Gençlik böyledir işte, gelir gider; Ve kırılır sonra kolun kanadın; Koşarsın pencereden pencereye.' Ah o kadrini bilmediğim günler, Koklamadan attığım gül demeti, Suyunu sebil ettiğim o çeşme, Eserken yelken açmadığım rüzgâr Gel gör ki, sular batıya meyleder, Ağaçta bülbülün sesi değişti, Gölgeler yerleşiyor pencereme; Çağınız başlıyor ey hâtıralar. CAHİT SITKI TARANCI Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Düş Sokağı Sakini Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2006 Yağmur çiseliyor, korkarak yavaş sesle bir ihanet konuşması gibi. Yağmur çiseliyor, beyaz ve çıplak mürted ayaklarının ıslak ve karanlık toprağın üstünde koşması gibi. Yağmur çiseliyor, Serezin esnaf çarşısında, bir bakırcı dükkânının karşısında Bedreddinim bir ağaca asılı. Yağmur çiseliyor. Gecenin geç ve yıldızsız bir saatidir. Ve yağmurda ıslanan yapraksız bir dalda sallanan şeyhimin çırılçıplak etidir. Yağmur çiseliyor. Serez çarşısı dilsiz, Serez çarşısı kör. havada konuşmamanın, görmemenin kahrolası hüznü Ve Serez çarşısı kapatmış elleriyle yüzünü. Yağmur çiseliyor. Nazım Hikmet RAN 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Düş Sokağı Sakini Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2006 ALIŞKANLIK Gitgide alışıyorum sana.... Hiçbir alışkanlık bu kadar güzel olamaz... Ellerin ellerimden uzaksa nasıl güçsüzüm bilemezsin... Yanımda olduğun zamanlar; sigara dumanı gibi ciğerlerime doluyor, alkol gibi damarlarıma yayılıyorsun... Durmadan başım dönüyor verdiğin hazdan... Alışkanlıklar daima korkutur beni... Düşün ki ben yaşamaya bile alışkın değilim... Kendimi kendime alıştıramadım yıllardır... Fakat şimdi sana alışıyorum... Alıştıkça özlemim artıyor, daha yoğunlaşıyor. Yalnız içimde garip bir korku var. Sana alışmaktan değil seni kendime alıştırmaktan korkuyorum... Bir gün sana şimdi verdiklerimden daha güzelini daha değerlisini verememekten korkuyorum... Bir gün ansızın ölmekten ve seni, bana olan alışkanlığınla yapayalnız bırakmaktan korkuyorum... Oysaki her zaman ve günün her saatinde yanında olmalıyım senin... Bana alışmış olmaktan pişmanlık duyacağın bir dakikan bile olmamalı... Bütün zamanlarını zamanlarımla karıştırıp emsalsiz bir zaman bileşiminde yaşatmalıyım seni... Uykularda bile aynı rüyayı görmeliyiz. Her şeyin ve her zevkin yarısı senin olmalı, yarısı benim... "Bana alış" demeyeceğim... Nasıl olsa alışacaksın bir gün... Şimdi çirkinliğimde güzellikler bulan gözlerin, o zaman en güzeli görecek bende! Alışkanlığınla, sevginle yepyeni bir "ben" yaratacaksın benden! İlk defa sevilmenin ürpertileri içindeyim inan. Sevgimle mukayese edebileceğim tek şeyi beni sevmende buldum... Ömrümde kimse bana sevmenin gerekliliğini öğretmedi. Kimseden sevgisini istemedim, verdiler almadım. Bencildim bir zamanlar, sevmek benim hakkım diyordum. Oysaki şimdi bir zamanlar hiç sevmemiş olduğumu kendi kendime biraz da utanarak itiraf ediyorum. Asıl büyük sevgiyi seni sevmekte buldum ve sevgim senin sevginle değerleniyor, ayrı bir anlam kazanıyor... Sevgin olmasaydı değersiz bir cam parçasıydım. Sevginle bir aynayım şimdi. Bana bakanlar baştanbaşa seni görecekler içimde... Bir zincirin iki halkasıyız seninle anlıyor musun? Aynı kadehte karışmış iki içkiyiz. İki kelimeyiz seninle birbirini tamamlayan. Her yerde iki olduğumuz için bir bütün haline geliyoruz durmadan... Alışkanlığım devamlı sana çekiyor beni... Durup durup dudaklarını öpmek geliyor içimden... Saçlarını okşamak geliyor, ellerini tutmak geliyor... Kokunun tenime sindiğini hissediyorum geceleri... Teninin dudaklarımda eridiğini hissediyorum... Boynunun en güzel yerini benden başkası bilemez artık... Seni kimse benim kadar benimle bir bütün olduğuna inandıramaz.... Gitgide bu alışkanlığın içinde kaybolduğumu hissediyorum... Beni yaşadığım zamanın dışına çıkarıyorsun. Bir gün tarih öncesinde yaşıyoruz , bir gün bulutların üstünde... Uzun süren bir baygınlık sonrasının o anlatılmaz baş dönmesi içindeyim... Bütün merdivenler birbirine eklendiği zaman seninle vardığım yüksekliğe erişemez... Açılmış bütün kuyuların derinliği içimde seni bulduğum yer kadar derin değil... Alışkanlık kozasını ören bir ipekböceği gibi gitgide tamamlıyor bizi. Emsalsiz bir oluşun içinde yuvarlanıyoruz. Korkunç bir yangın başladı yüreklerimizde. Özlem, kıskançlık, arzu ne varsa içimizde hepsi birdenbire tutuştu. Alev almayan bir yerimiz kalmadı. Alevlerimiz muhteşem bir kızıllığın içinde yıldızlara kadar uzanıyor. Hiç bir su, bu ateşi söndüremez artık. Nehirle, denizler boşalsa üstümüze hiç sönmeyeceğimizi biliyorum. Bu yangın biz birer kor haline gelinceye kadar sürecek. Önce bakışlarımız alıştı birbirine, sonra parmak uçlarımız... Bu oluş tamamlandığı anda yeryüzünde bizden güçlüsü olmayacak! En mutlu olduğumuz yerde en güçlü de olacağız seninle... Bu bir sonun değil bir varoluşun başlangıcıdır. Geçmişteki tüm alışkanlıkların bana alışmanı önleyemez artık... Ümit Yaşar OĞUZCAN Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Düş Sokağı Sakini Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2006 artık kalbim yok ağladığımda sana düşündüğümde seni artık kalbim yok seni anlatırken birilerine, atmıyor kalbim atmıyor kalbim seni gördüğümde rüyalarımda istediğin gibi yaptım; artık kalbim yok ! küçük bir velede verdim onu, oyuncak niyetine fırlattım attım doyursun karnını diye bir sokak köpeğine suda sektirdim bir kiremit parçası gibi ve bekledim batmasını bekledim batmasını yanan bir gemi nasıl ağlayarak denize dökülürse istediğin gibi yaptım; artık kalbim yok! artık kalbim yok baktığımda eski resimlere özlediğimde seni arta kalmış bir kalbim yok! YOK! Derman İskender Över (Küçük İskender) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
birikinti Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2006 Kaldım Seni düşlerime aldım, Uykusuz kaldım. Seni uykularıma aldım, Düşsüz kaldım. Başıma aldım,sensiz; Gönlüme aldım,başsız. Sensiz yollarda pulsuz, Pullarda mektupsuz kaldım. Sana adlar aradım, Ardında adsız kaldım. Özdemir Asaf 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sensizim Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2006 O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler, arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer. Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile, en güzel yerde başlatılsaydı eğer. Utanılacak bir şey değildir ağlamak, yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer. Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık, çalınan birinin kalbiyse eğer. Korkulacak bir yanı yoktur aşkların, insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer. O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses, hiçbir zaman duyulmasaydı eğer. Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar, kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer. Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla, öylesine delice bakmasalardı eğer. Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de, kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer. Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin, son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer. Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman, meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer. Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman, beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer. Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla, tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer. O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi, yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer. O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar, son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer. Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri, her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer. Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de, dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer. Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel, namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer. Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından, dokunulası ipekten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer. Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de, sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer. Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine, kulağına okunacak biri olsaydı eğer. İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de, kartvizitinde "onca ayrılığın birinci dereceden failidir" denmeseydi eğer. Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar, ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer. Issızlığa teslim olmazdı sahiller, kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer. Sen gittikten sonra yalnız kalacağım. Yalnız kalmaktan korkmuyorum da, ya canım ellerini tutmak isterse... Evet Sevgili, Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu, kim uzanmak isterdi ince parmaklarına, mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer!!Şair : Can Yücel 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sensizim Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2006 IZDIRAP GÜLÜ DÜŞLERDİM HEP BİR SANDALLA DENİZE ACILSAM GCELERİN FIRTINASINA SENİMİ SORSAM YADA MAVİ SULARIN ÖTESİNDE KAYBOLSAM DESEM NERDESİN SEVGİLİRİM YARİM NERDE USANMAZDIM BOŞ YOLLARDA UMUT TOPLAMAKTAN PENCERİN ÖNÜNDE HAFTALARI SAYMAKTAN SIZLATIR BEYNİMİ SESİN GELİRDİ SOKAKTAN NERDESİN HANİ SEVGİLİ YARİM GÜLÜM..NERDE KÖY KUYULARININ DAMARINDAN SUYUNU CEKTİM ÇORAK TEPELERİNDEN TOPRAĞA TOHUM ATTIM AZRAİLE YALVARIP ÖLÜME ÇALIM ATTIM NERDESİN HANİ SEVGİLİ YARİM GÜLÜM ..NERDE HASRET KOKAN RÜZGARA UÇTUM BİR FİDAN DİKTİM ÇİÇEKLERİN ÖZÜNE İNDİM TOMURCUK EKTİM DAĞLARA ÇIKIP AĞAÇ KOVUKLARINDA YATTIM NERDESİN HANİ SEVGİLİ YARİM GULUM..NERDE ARAMAKTA BEKLEMEKTE FAYDASIZMIŞ SENİ IZDIRAP GÜLLERİNİ KOPARMAM GEREKİRDİ YENİSİ EKSEM ÇOKTAN FİLİZLENMİŞTİ NASIL BEKLEMİŞİM SOLMUŞ GULUN YEŞERMESİNİ YAPRAKLAR SENİ ÖZLEMLİYEREK YEŞERDİYSE DÖKÜLÜRKEN AŞKIN SUSUZLUĞUNU CEKTİYSE SONBAHARDA SAVRULAMAYIP DÜĞÜMLENDİYSE SENDEN AMAN DİLEYİP YARDIM GÖRMEDİYSE GELME ARTIK İSTEMEM SENİ MEVSİMLERDE GELME ARTIK ARAMAM SENİ DENİZLERDE GELME ARTIK İSTEMEM SENİ ÖZLEMLERİMDE.......... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
zerre Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2006 Hatırlar mısın doğduğun günleri, Sen ağlar idin, güler idi alem... Bir öyle ömür geçirki, olsun: Ölüm sana sevinç, halka matem. Fuzuli Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sensizim Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2006 Anlatamıyorum Ağlasam sesimi duyarmısınız mısralarımda Dokuna bilirmisiniz Gözyaşlarıma ellerinizle? Blmezdim şarkıların bukadar güzel Kelimelerin kıfayetsiz olduğunu bu derde düşmeden önce Bir yer var biliyorum herşeyi söylemek mümkün epeyce yaklaşmışım duyuyorum Anlatamıyorum....... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Nietzsche Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2006 walla white burda olsaydıda bı tebrik etseydım cok etkılendım onun şiirinden Neredesin?Anla artık sensiz her şeyin eksik yarısı… Sensiz her yer karanlık…. Üstüne üstlük kasırgaların ortasında kalakaldım yorgun bedenimle bir başıma… Dünüm,bu günüm yarınlarım sende… Sen ise titreyen ellerimin arasında tuttuğum elimden de titrek mum alevisin, Kasırgaların ortasında… Korkuyorum artık karanlıklardan…Korkuyorum sönersin diye…Bir umudum sende… Aşk ile lanetlenmiş ruhum,ağaç dallarından kopan sararmış sonbahar yaprakları gibi Koptu kopacak bedenimden… Al geceler boyu gözlerimden dökülen yaşlar senin…Ki artık yalnız kan ağlıyorum.. Al acı içindeki ruhum senin… Al nice savaşlardan çıkmış yorgun bedenim senin… Duy artık çığlıklarımı…Beni dipsiz karanlıklara itme… Gerekirse yak tüm bedenimi.. Alevler içinde bırak….. Yeter ki titreyen ellerimin arasında sönüp gitme….. Sensiz bir saniye bile yaşamaya tahammülüm yok artık… Tükenmiş halimi soran herkese BİN UMUDUM VAR desem de… Yalvarırım cabuk gel.. yalnızca bir umudum var aslında... oda sende... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Deaths_Expulsion Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2006 maşallah güzel şiirler yazmışsınız başarılarınızın devamını dilerim Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Nietzsche Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2006 aa konu cıktıda bak unutmuşum white aramıza dondun..hocam ellerine emeğine kalemine herseyıne saglık ya etkilendim walla süper yazmışsın...tebrik ediim:D Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
whitepower Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2006 Eywallah dostum....Wallaa ben aslında pek anlamam ööle şiiir miiir ama kırk yılda bir yüreğim kağıda aktı işte:) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Nietzsche Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 23, 2006 yüreğine saglık o zmn Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.